Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/301 E. 2022/496 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/301 Esas – 2022/496
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/301 Esas
KARAR NO : 2022/496
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2020
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
K.YAZIM TARİHİ: 16/06/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili şirketin tıbbi malzeme ve sağlık ürünleri ticareti ile iştigal ettiğini, bu kapsamda davalı ile cari hesaba dayanan ticari ilişki kapsamında tıbbi malzeme satışı gerçekleştirdiğini, cari hesaplar ve bu hesaplara dayanak oluşturan faturalar karşılığında oluşan alacaklarının ödenmemesi üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu şirkete gönderilen ödeme emri üzerine davalının haksız ve mesnetsiz olarak yaptığı itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, davalı borçlu şirketin muavin defter kayıtlarına göre 11.782,40 TL borçlu olduğu usulüne göre tutulan defter kayıtlarından bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğini, arabuluculuk görüşmesinde de taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını beyan ederek, borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; öncelikle Müvekkil şirket adresinin … Mah. … Cad. No:… …/… olduğunu, dolayısıyla davanın Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğini, yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak ta müvekkil şirketin davacıya olan tüm borçlarımı ödediğini, davacının hiçbir alacağı olmadığını, bu nedenle icra takibine itiraz edildiğini beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kaydı, tarafların 2019 yılına ait BA-BS formları, tarafların ticari defter ve kayıtları, talimat mahkemesi aracılığıyla alınan 20/08/2021 tarihli bilirkişi raporu, 19/01/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, dava dosyasına mübrez belgeler, davacı yana ait yasal defterlerin üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davacı yanın, ticari defterlerin yasal süresinde açılış kayıtlarının yapıldığı, yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin 2019 yılı için yasal süresinde yaptırılmamış olduğu, 2020 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, davacı BS bildirimi ile Davalı BA bildirimlerinin birbirini doğruladığı, davacı yanın incelenen ticari defter kayıtlarına göre, davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibarı ile11.782,40.-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, yapıları inceleme sonucunda; davalının ticari defter ve kayıtları yetersiz ve eksik olduğu için dava konusu borç/alacak ile ilgili herhangi bir tespit yapmanın mümkün olmadığı, davacının kendi kayıtlarına göre 30.10.2019 takip tarihi itibariyle davalıdan 11.782,40 TL alacaklı bulunduğu, davacının söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede avans faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep edebileceği, icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıları temerrüde düşü üne ilişkin herhangi ihtarname ya da iadeli taahhütlü mektuba rastlanmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı cari hesap alacağı nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 12/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 14/11/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki ticari alım – satım ilişkisi kapsamında bakiye cari hesap alacağının bulunduğunu iddia ederek bakiye alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, öncelikle mahkemenin yetkili olmadığından usulden reddini, aksi halde davalı şirket tarafından davacı yana tüm alacaklarının ödendiğini, davacının bakiye alacağının kalmadığını savunarak davanın esastan reddini talep etmiştir.
Davalı yanın yetki itirazı yerinde görülerek öncelikle Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesince … Esas … Karar sayılı yetkisizlik kararı ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiş, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesince de … Esas … Karar sayılı yetkisizlik kararı ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiş ve bu kararın kesinleşmesi ile dosya mahkememize gelmiştir. Mahkememizin işbu davaya bakmaya yetkili olduğu değerlendirildiğinden işin esasına geçilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2019 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına 2019 yılına ilişkin 1 adet belge karşılığında KDV hariç 7.480,00TL mal satış bildiriminde bulunulduğu, aynı şekilde davalı tarafça, davacı adına 1 adet belge karşılığında KDV hariç 7.480,00TL mal alış bildiriminde bulunulduğu, bu itibarla bildirimlerin örtüştüğü tespit edilmiştir.
Uyuşmazlığa konu faturaların, 08/01/2019 tarihli 1.310,22TL bedelli, 19/04/2019 tarihli 2.393,78TL bedelli ve 24/09/2019 tarihli 8.078,40TL bedelli faturalar olduğu, tarafların 24/09/2019 tarihli 8.078,40TL bedelli faturayı Ba-Bs formlarıyla vergi dairesine bildirdiği, ancak diğer iki faturanın KDV hariç 5.000,00TL’nin altında olmaları sebebiyle bildirim zorunluluğu bulunmadığından 2019 yılına ait Ba-Bs formlarında bildirime rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
Taraflara verilen süre üzerine taraflar ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu adresi bildirmişlerdir. Buna göre öncelikli olarak davacı defterlerinin incelenmesi için talimat mahkemesi aracılığıyla 20/08/2021 tanzim tarihli rapor alınmış, raporda davacı defterlerinin yasal süresinde açılış kayıtlarının yapıldığı, yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin 2019 yılı için yasal süresinde yaptırılmamış olduğu, 2020 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, davacı yanın incelenen ticari defter kayıtlarına göre, davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibarı ile 11.782,40.-TL alacaklı olduğu rapor edilmiştir. Davalı defterlerinin incelenmesi için mahkememizce alınan 19/01/2022 tanzim tarihli raporda, davalının ticari defter ve kayıtları yetersiz ve eksik olduğu için dava konusu borç/alacak ile ilgili herhangi bir tespit yapmanın mümkün olmadığı rapor edilmiştir. Her iki raporun da gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle hükme esas alınmıştır.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davalı yan cevap dilekçesiyle ödeme savunmasında bulunduğundan, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmış olup, ispat yükü yer değiştirmiştir. Buna göre davalı yan ödeme savunmasını ispat etmek zorundadır. Davalı tarafça ödemeye ilişkin delil sunulmadığından ve ticari defter ve kayıtları da yetersiz ve eksik olduğundan hükme esas alınamamış, son olarak cevap dilekçesinde yemin deliline dayanılmış olması sebebiyle davalıya yemin delili hatırlatılmış, ancak davalı yan verilen kesin süreye rağmen yemin deliline başvurmamıştır. Bu itibarla davacının 08/01/2019 tarihli 1.310,22TL bedelli, 19/04/2019 tarihli 2.393,78TL bedelli ve 24/09/2019 tarihli 8.078,40TL bedelli faturalar toplamı olan 11.782,40TL kadar davalıdan alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacı yan takip talebinde cari hesap tarihi olan 24/09/2019 tarihinden takip tarihi olan 30/10/2019 tarihine kadar işlemiş olan 229,76TL işlemiş faiz de talep etmektedir. Uyuşmazlık konusu faturalarda teslim alanın ad ve soyadı bulunmadığı gibi teslim tarihi de bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenmiş kesin vadeyi içerir bir sözleşme de bulunmadığından TTK’nın 1530/4. Maddesinin işbu davada uygulanamayacağı kanaatine varılmıştır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117. maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Taraflar arasında da sözleşme ile ödeme günü kararlaştırılmadığı gibi davalıyı temerrüte düşürmek için ihtar gönderildiği de iddia ve ispat olunmadığından davacı alacaklı icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talebinde bulunamaz. Bu nedenle işlemiş faiz talebi yönünden davanın reddine, asıl alacak talebi yönünden davanın kabulüne, Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 11.782,40TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı borçlu takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak tutarının %20’si olan 2.356,48TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 11.782,40TL yönünden iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı borçlu takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak tutarının %20’si olan 2.356,48TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 804,85TL karar ve ilam harcından peşin alınan 145,08TL harcın mahsubu ile bakiye 659,77TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında, Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.075,30TL’sinin davalıdan, 20,97TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 145,08TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet harcı olmak üzere toplam 207,28TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 322,25TL tebligat ve posta gideri ile 1.500,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.822,25TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 1.787,39TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 229,76TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.31/05/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı