Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/297 E. 2023/864 K. 06.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/297 Esas – 2023/864
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/297
KARAR NO : 2023/864

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ: 06/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/09/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, çim ve bitki yetiştirmede kullanılan “torf” üretimi ve ihracatıyla meşgul,…’da mukim ticari bir şirket olduğunu, davalının, kendi adına ve dava dışı … adlı yabancı firma hesabına muhtelif tarihlerde müvekkili firmadan açık hesap ile torf siparişi ettiğini, müvekkili firma tarafından işbu siparişlerin bir kısmının … limanında, bir kısmı ise … limanında CIF teslim şekli ile alıcısı (gönderileni) davalıya teslim edildiğini, davalının siparişleri, TTK m. 103/1 (a) bendi muvacehesinde kendi adına ve dava dışı … hesabına verdiğini, bu anlamda TTK m. 103 vd. gereği hukuken …’ın acentesi konumunda olduğunu, bu yüzden davalının kendi adına vermiş olduğu siparişlere ilişkin faturaların …’a keşide edildiğini, davalı ile dava dışı … firmasının ortakları ve iştigal konusu aynı olduğunu, bu iki firmanın kardeş şirket olduğundan aralarında organik bağ bulunduğunu, davalının, 4 Ekim 2017 tarihli garanti taahhütnamesi ile birlikte … hesabına verdiği siparişlere ilişkin ödemelerin tamamını kayıtsız şartsız garantör olarak üstlendiğini, …’ın borcundan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağını kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, …’ın 24.10.2017 tarihli yazılı mutabakat ve yazılı borç ikrarı ile 30.09.2017 tarihi itibariyle müvekkiline karşı 250.620,63 AVRO borçlu olduğunu kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, mutabakat tarihinden bu yana müvekkili firmaya bir kısım ödemeler yapılmış olsa da, geriye bakiye 150.761,40 AVRO alacağın kaldığını, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile hem davalı aleyhine, hem de “…” aleyhine, alacağın müştereken ve müteselsilen tahsili için icra takibine girişildiğini, davalının borca haksız bir şekilde süresinde itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, diğer borçlu …’ın ise borca itiraz etmediğini, bu borçlu yönünden takibin kesinleştiğini, takibin … yönünden kesinleşmesi, 17.10.2017 tarihli garantörlük taahhüdü, kıymetli evrak mahiyetindeki konişmentolar, açık hesap
e-imza e-imza e-imza e-imza

faturaları ve 24.10.2017 tarihli açık hesap mutabakatının tümü birlikte değerlendirildiğinde, davalının müvekkile karşı 150.761,40 AVRO borçtan sorumluğu olduğu bu sebepten itirazın haksız olduğunu, Konişmentolarda da görüleceği üzere, alacak konusu olan malların tamamının davalıya teslim edildiğini, dolayısıyla müvekkili firmanın davalıdan sadece garantörlük sıfatı sebebiyle değil, malların gerçek alıcısı olması sebebiyle de alacaklı olduğunu belirterek, borçlu tarafından Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına sunulan itirazın iptaline, takibin 150.761,40 AVRO asıl alacak yönünden devamına, davalı aleyhine müvekkili firma lehine asıl alacağın yüzde yirmiden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; H.M.K. madde 194 gereğince davacının dava iddialarını somutlaştırması gerektiğini, davacının müvekkilinden olan alacak talebinin dayanağı olarak bir yandan (asıl borçlu) olarak yazılan … firmasının borçlarının garantörü olduğu iddiası, diğer yandan ise (asıl borçlu) olarak yazılan … yanında müvekkilinin de asıl borçlu olarak sorumlu olduğu iddiasının yer aldığını, icra takibinde ise … adına garantör veya acente değil izafeten tanımının kullanıldığını, davacının seçim yapması gerektiğini, davacının iddialarının belirsiz ve çelişkili olduğundan H.M.K. madde 31 gereği davacıya davası açıklattırılması gerektiğini, davacının müvekkilinden hangi sıfatla alacak talebinde bulunduğunu, davasını somutlaştırıp davasını açıkladıktan sonra müvekkili adına cevap ve beyanda bulunma hakkını saklı tuttuğunu, dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere, davacının iki muhatabı olduğunu, bunların; …’da mukim … ve Türkiye’de kurulu müvekkili … Tic. A.Ş. olduğunu, …’da mukim … firması adına başlatılan bir yasal işlemde, icra takibinde … adresine tebligat göndermek yerine izafeten tanımı ile başka bir firmaya tebligat göndermenin yok hükmünde olduğunu, … firmasına tebligat göndermeden, bu firma hakkındaki icra takibi kesinleşmeden, huzurdaki davanın açılmasının yasal dayanağının olmadığını, davacının, müvekkilinden hangi sıfatla alacak talebinde bulunduğunu, davasını somutlaştırıp davasını açıkladıktan sonra müvekkili adına cevap ve beyanda bulunma hakkını saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, müvekkili ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılması ile bu hususun ispatlanacağını belirterek, açıklanan nedenlerle; öncelikle H.M.K. madde 194 ve madde 31 gereğince davacıya dava talebini açıklattırılmasına, … firmasına yapılan bir tebligat olmadığından müvekkilinin davacıya borcu olmadığından davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 150.761,40Avro asıl alacak yönünden devamına, davalı aleyhine davacı firma lehine asıl alacağın %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Dosya incelendiğinde; davacı …’nin vekili 02.10.2019 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’ne … E. sayılı dosyası ile davalı … Ticaret A.Ş. ile dava dışı … adına izafeten … Ticaret A.Ş. aleyhinde 150.761,40 Euro (150.761,40 Euro*6,2021 TL/1 Euro-935.037,28 TL) tutarında takibi başlatmış, asıl alacağının dayanağı olarak; 150.761,40 Euro tutarında cari fatura alacağı ile ilgili 04.10.2017 tarihli garantörlük taahhüdünü göstermiş, icra dosyası kapsamında, borçlu tarafından 21.10.2019 tarihinde borca itiraz dilekçesi ile müvekkili hakkında başlatılan icra takibinde alacaklı olarak görünen şirkete müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığı iddiasıyla takibe, borca, faizine ve borcun ferilerine itiraz edilmiş ve icra takibinin durdurulması talep edilmiş, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün 22.10.2019 tarihli kararı ile davalı tarafından yapılan takibe itiraz talebinin kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Ayrıca Ankara Batı İcra Müdürlüğü 19/10/2020 tarihli kararı ile diğer borçlu … ise borca itiraz etmediğinden takibin kesinleştiği ve talep gibi işlem yapılmasına karar verildiği görülmüştür.
e-imza e-imza e-imza e-imza

… Gümrük Müdürlüğü’nün mahkememize sunmuş olduğu cevabi yazıda;“… Konu ile ilgili olarak sistem üzerinde yapılan inceleme neticesinde Müdürlüğümüze ait olan “Ek-2/A; Ek-2/B ve Ek-2/C” başlıklı konşimento muhteviyatı ülkemize gelen malların göndericisi … ve alıcısının … Ticaret Anonim Şirketi olduğu tespit edilmiş olup, konuya ilişkin beyanname örnekleri yazımız ekinde sunulmuştur.” ifadeleri kullanılmıştır.
Diğer yandan, davacı vekili tarafından dava dilekçesinin ekinde dosyaya sunulan garanti taahhütnamesinin tetkikinden (davacı tarafından Türkçe tercümesi sunulmuş); davalı … Ticaret A.Ş. 4.10.2017 tarihli garanti taahhütnamesi ile birlikte “…” hesabına verdiği siparişlere ilişkin ödemelerin tamamını kayıtsız şartsız garantör olarak üstlendiğini, …’ın borcundan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağını, garantörün bu garanti kapsamındaki sorumluluğunun 350.000,00 Euro ve diğer tüm masrafları kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Bütün aşamalarda, davalı taraf bu taahhütnameye itiraz etmemiştir. Davalı taraf, borca itiraz ve davaya cevap dilekçelerinde; asıl borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmediğini belirtmiş ise de; yukarıda belirtilen taahhütnamede yazıldığı gibi davalının müteselsil borçlu olduğu dikkate alınarak bu savunma yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte, asıl borçlu … Şirketinin borca itiraz etmeyerek takibin kesinleştiği anlaşıldığından mahkememizce asıl borç ilişkisinin araştırılmasına hukuken gerek duyulmamış, davacı şirketin tabiyesi olan … Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında karşılıklı adli yardım sözleşmesi olduğu dikkate alınarak teminat alınmasına dair davalı itirazı yerinde görülmemiş ve davanın kabulüne karar verilmiş, asıl alacağın likit yani bilinebilir/belirlenebilir olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafın Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 150.761,40EURO üzerinden devamına,
Asıl alacağın (dava tarihi itibariyle TL karşılığı 1.463.847,97TL) üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (292.769,60TL) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 99.995,45TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 20.363,28TL harcın mahsubu ile bakiye 79.632,17TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 20.363,28TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı olmak üzere toplam 20.303,98TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
c)Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 165.107,84TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.000,00TL bilirkişi ücreti, 1.940,00TL tercüme ücreti, 231,45TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 3.171,45TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/09/2023

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza