Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/289 E. 2021/1010 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/289 Esas – 2021/1010
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/289 Esas
KARAR NO : 2021/1010
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2021
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
K. YAZIM TARİHİ: 13/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin temsilcisi olduğu … A.Ş ile Davalılar … ve … arasında katılımcı sözleşmeleri düzenlendiğini, bu sözleşmelerde açıkça “katılımcılara sözleşmenin eki olan ve katılım tutarı miktarında teminat senedi verileceği, sözleşmenin bitim tarihinden itibaren iki ay sonra senedin hükümsüz kalacağı” şeklinde düzenlemeler olduğunu, ayrıca yine katılımcı sözleşmesinde “teminat amaçlı verilen senedin ciro edilemeyeceği, bir başkasına verilemeyeceği” şeklinde hüküm bulunduğunu, davalılar … ve …’in, davalı …’e ciro ettikleri senetler sebebi ile başlatılan icra takiplerine ilişkin dosyalar incelendiğinde,
– Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine konu senedin 07.11.2017 vadeli ve 28.500,00 TL bedelli olduğu,
– Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine konu senedin 22.06.2018 vadeli ve 28.500,00 TL bedelli olduğu,
– Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine konu senedin 16.07.2018 vadeli ve 28.500,00 TL bedelli olduğunun görüldüğünü, dolayısıyla bu senetlerin, katılımcı sözleşmesi çerçevesinde verilen teminat senetleri olduğunun aşikar olduğunu, söz konusu katılımcı sözleşmesi imzalandıktan sonra, … A.Ş tarafından davalılara, katılımcı sözleşmeleri çerçevesinde hisse devri yapıldığını, hal böyle iken, davalılar … ve …’in kötü niyetli olarak diğer davalı …’e söz konusu senetleri ciro ettiklerini, davalı …’in de, dava konusu senetlerin teminat senedi olduğunu bilerek aldığını, dolayısıyla ciro işleminin muvazaalı olduğunu, senedin cirolanmasının sebebinin üçüncü kişiye karşı teminat senedi defisinin ileri sürülmesine engel olmak amacı ile olduğunu, yapılan ciro sonucunda da takip alacaklısı davalı …’in, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E., … E., … E. sayılı dosyaları ile takip borçlusu olan … ve …’dan toplamda 85.500,00 TL olan alacağı için icra takibi başlattığını, takip dosyalarında, … ve …’te borçlu olarak gösterilmiş ise de, alacaklı tarafça, … ve … hakkında hiçbir işlem yapılmadığını, müvekkillerin ise evindeki derin dondurucunun dahi alacağın tahsili için muhafaza altına alındığını, diğer borçlu-davalılar … ve … hakkında, haciz ve mal varlığı sorgusu dahi yapmamış olmasının, davalılar arasındaki işlemin danışıklı olduğunu gösterdiğini beyan ederek öncelikle dava süresince, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E., … E.ve … E.sayılı dosyaları için, tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmesini, iş bu dosyalardaki takibe konu senetler sebebi ile, alacağı muvazaalı olarak devralan davalı …’e ve senet lehtarları olan ve senetleri muvazaalı olarak ciro yolu ile devreden davalılar … ve …’e borcu olmadıklarının tespitine karar verilmesini, davalının haksız ve kötü niyetli icra takibi yapmış olması nedeniyle %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ile şirket yetkilisi Davacı/ Borçlular … ve … arasında “…Tic. AŞ.” şirketine katılım sözleşmeleri gerçekleştirildiğini, …- … arasında 16/07/2015 – 16/07/2018 tarihleri arasında, …- … arasında 07/11/2014 – 07/11/2017 tarihleri arasında, …- … arasında 22/06/2015 – 22/06/2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere yapılan bu sözleşmeler ile birlikte müvekkilleri tarafından 5 tane inek sağlandığını ve davacı/ borçlular tarafından her biri 28,500 TL tutarlı 3 adet teminat senedi verildiğini, Davacıların dava dilekçelerinde; işbu davaya ve takibe konu olan senetlerin bu senetler olduğu ve taraflar arasında teminat amaçlı verilen bu senetlerin hisse devirleri yoluyla ödenip karşılıksız kaldığı buna rağmen müvekkilleri tarafından teminat amacını geçersiz kılmak amacıyla …’e ciro edildiği, ciro edilen senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitini istemişler ise de; Müvekkillerden sadece …’e 86 Bin TL Karşılığında 86 Hisse Devri, 70 Bin TL Karşılığında 70 Hisse Devri toplamda 156 Bin TL Karşılığında 156 Hissenin Devri Yapıldığını, bu hisselerin müvekkili … tarafından NAKDEN ELDEN YAPILAN ÖDEME SONUCU VERİLdiğini, müvekkilleri tarafından davalı/ alacaklı …’e devri yapılan ve Ankara Batı İcra …, …, … esas sayılı dosyaları ile derdest bulunan kambiyo senetlerine bağlı takipler ise davacı/ borçlular ile müvekkiller arasında bulunan ticari ilişkiler sırasında kendisine verilen senetler olduğunu ve katılım sözleşmesinde belirtildiği gibi de herhangi bir teminat ibaresine sahip olmadığını, bu senetlerin müvekkilleri tarafından alacaklı …’e ciro edildiğini, davalı/ alacaklı … tarafından bu senetlerin davacı/borçlular ile birlikte müvekkillerine yönelik alacak iddiası ile icra takiplerine koyulduğunu, Davacı/borçluların takibe karşı İcra Hukuk Mahkemelerinde borca itiraz davaları açtıklarını, ancak İcra Hukuk Mahkemelerince DAVALARIN REDDİNE karar verildiğini, beyan ederek davanın müvekkilleri açısından öncelikle husumet yokluğundan usulden reddine; senetlerin illeten mücerret olması ve şarta bağlı olmayan borç ikrarı içermesi, senetler üzerinde teminat ibaresinin bulunmaması ve ispatla mükellef borçlu tarafından muvazaa iddiasının veya borcun ifa edildiği iddiasının yazılı delillerle ispatlanamadığı gözetildiğinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak görev, yetki ve zaman aşamı itirazlarını bildirdikten sonra esası ilişkin olarak ise; Davacıların her ne kadar dava konusu senetlerin muvazaa yoluyla ciro edildiğini “bile bile borçlu zararına hareket” iddiasında bulunmuşlarsa da bu yönde kamuya mahsar olmuş bir senedin aksini İİK 169/a anlamında yazılı delillerle ispatlayamadıklarını, ayrıca tarafların sözleşme ilişkileri ve taraflar arasındaki şahsi defilerin iyiniyetli üçüncü kişileri bağlamayacağını, nitekim senet üzerinde “teminat” için verildiği ibaresi bulunmadığından müvekkili tarafından teminat unsurunun bilinmesinin imkansız olduğunu, diğer yandan davacıların ek olarak sunduğu Katılım Sözleşmeleri, Hisse Devir Kayıtları incelendiğinde bu belgelerin dava konusu senetlerle bağlantısının olmadığı ve borcun ödenip senetlerin bedelsiz olduğunun İİK 169/a anlamında yazılı delillerle ispatlanamadığını, taraflar arasındaki şahsi defilerin iyiniyetli üçüncü kişi olan müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Taraflar arasında imzalanan katılımcı sözleşmeleri, Ankara Batı CBS’nin … sayılı soruşturma dosyası, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …, …, … esas sayılı takip dosyaları, teminat senetleri ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, icra takibine konu senetler sebebiyle menfi tespit talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında bulunan 22/06/2015, 07/11/2014, 16/04/2015 tarihli katılımcı sözleşmeleri incelendiğinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen 22/06/2015 tanzim tarihli 22/06/2018 vade tarihli 28.500,00 TL bedelli, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen 07/11/2014 tanzim tarihli 07/11/2017 vade tarihli 28.500,00 TL bedelli, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen 16/07/2015 tanzim tarihli 16/07/2018 vade tarihli 28.500,00 TL bedelli senetlerin sözleşmelerde açıkça teminat senedi olarak verildiği, ciro edilemeyeceği, başkasına devredilemeyeceği ve sözleşme süresi bittikten 2 ay sonra hükümsüz hale geleceği belirtilmiştir. Söz konusu sözleşmede belirtilen senetlerin dava konusu icra takiplerine konu edildiği, tarafların da senetlerin muteberliğine bir itirazının olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı … ve … yönünden; davacıların verilen senetlerin teminat senedi olduğunu iddia etmesi bunu da yazılı sözleşmeyle ileri sürmesi karşısında, (yazılı sözleşmeye davalılar herhangi bir itirazda bulunmamıştır) verilen senetlerin teminat senedi olmadığını ispat yükü davalılara geçmiş, davalılar ise söz konusu senetlerin sözleşme kapsamında belirtilen teminat senetleri olmadığı, başka bir ticari ilişkiye istinaden verildiği savunmasında bulunmuştur. Her ne kadar senetlerin üzerinde teminat ibaresi bulunmasa da, bu husus sözleşmeyle hüküm altına alınmış, davalılar sözleşmenin muteberliğine bir itirazda bulunmamışlardır. Yine davalıların söz konusu senetlerin sözleşme konusu senetler olmadığı savunması üzerine davalılara sözleşme konusu senetleri sunmaları için kesin süre verilmiş, senetler sunulmamış, başka bir ilişki içerisinde bulunduklarına dair de herhangi bir delil de sunmadığından savunmalarını ispatlayamadığı kanaatiyle bu haliyle dava konusu icra takiplerine konu senetlerin teminat senedi olduğu konusunda mahkememizde vicdani kanaat oluşmuş, davacıların davalılar … ve …’ e karşı teminat senedini ciro ettiklerinden ve hisse devirlerinden sonra hükümsüz kalan senetler yönünden borçsuz oldukları yönünde karar verilmiştir.
Davalı … yönünden ise; her ne kadar davalı … iyiniyet iddiasına dayanmış ise de, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas, … esas, … esas sayılı dosyasında icra takibine diğer davalılar …, … ve davacılar yönünden icra takiplerine başladığı, icra takiplerinin incelenmesinde davalının icra ve takip hukukundan kaynaklanan tüm haklarını sadece davacılar üzerinde kullandığı, diğer davalılara karşı herhangi bir sorgulama, haciz, müzekkere, tebligat işleminde bulunmadığı, tüm bu haklarını davacılar üzerinde kullandığı ve alacağını sadece davacılardan tahsil etmeye çalıştığı, bu haliyle davalının iyiniyetinden bahsedilemeyeceği, taraflar arasındaki yazılı sözleşmeye devredilemez ve ciro edilemez kaydı bulunan teminat senedi hükmündeki senetleri bu durumunu bilerek aldığı ve takibe koyduğu konusunda mahkememizde vicdani kanaat oluştuğundan davalı … yönünden de davacıların dava konusu senetler nedeniyle borçsuz oldukları yönünde karar verilmiştir.
Yukarıda ayrıntılı izah edildiği üzere davalıların iyiniyetle hareket etmediği, tüm davalılarca bilindiği ve muvazaalı bir şekilde teminat senetlerini tahsil aracı olarak kullanmak üzere davalı … aracılığıyla takibe konulduğu, ve sadece davacılar yönünden icra takibine devam edildiği anlaşıldığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin de kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, Davacıların Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen 22/06/2015 tanzim tarihli 22/06/2018 vade tarihli 28.500,00 TL bedelli, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen 07/11/2014 tanzim tarihli 07/11/2017 vade tarihli 28.500,00 TL bedelli, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen 16/07/2015 tanzim tarihli 16/07/2018 vade tarihli 28.500,00 TL bedelli senetler nedeni ile davalılara borçlu olmadığının ayrı ayrı tespitine ve takiplerin ayrı ayrı iptallerine,
2-85.500 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında kötüniyet tazminatının davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 5.840,50 TL harçtan peşin alınan 1.460,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.380,37 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.129,49 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacılardan dava açılırken tahsil edilen 59,30 TL başvurma harcı, 1.460,13 TL vekalet harcı, 8,50 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.527,93 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacıların yargılamada yapmış olduğu 62,20 TL posta ve tebligat ücretinden oluşan yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 11.850,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/12/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza