Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/288 E. 2021/925 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/288 Esas – 2021/925
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/288 Esas
KARAR NO : 2021/925
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2021
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
K.YAZIM TARİHİ: 13/12/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 18.01.2018 tarih …. sıra numaralı fatura ile güvenlik ağı açıklamasıyla 17.496,00 TL tutarlı bir hizmet işi satışı gerçekleştiğini, davalı tarafın faturaya konu alacağın 10.000,00 TL’lık kısmını ödemediğini, dolayısıyla bu alacağın tahsili için Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün E….. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı. davalmın 12.03.2021 tarihli itirazı üzetin takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmesinde de taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını, davalının fatura konusu ürünleri teslim aldığını, faturaya itiraz elmediğini, herhangi bir ayıp ihbarında dahi bulunmadığını, anma borcunu ödemekten kaçındığını beyan ederek, borçlunun haksız ve mesnetsiz ifirazının iptaline ve takibin devamına, takipteki alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Dairesinin …. esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2018 yılı BA-BS formları, davacı yanın ticari defter ve kayıtları, 18/10/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; taraflar arasında düzenlenen ticari satım sözleşmesi kapsamında faturaya dayalı alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki ticari satım nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 13/03/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 12/03/2021 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan güvenlik ağı açıklamalı, 18/01/2018 tarihli …. sıra numaralı 17.496,00TL bedelli faturadan bakiye kalan 10.000,00TL yönünden davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı yana usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığından davalı yanın savunmaları tespit edilememiş, ancak borca itiraz dilekçesinden borcunun bulunmadığını savunarak hak düşürücü süre itirazında ve zamanaşımı definde bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı yanın borca itiraz dilekçesiyle yapmış olduğu zamanaşımı definin ve hak düşürücü süre itirazının, itirazın iptali davasında değerlendirilmesi gerekip gerekmediği hususu değerlendirilmiş, Yargıtay HGK’nun …. Esas …. Karar, …. Hukuk Dairesinin …. Esas …. Karar sayılı kararları doğrultusunda itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olması ve amacın borçlunun itirazının haksız olup olmadığının değerlendirilmesi olduğu, bu nedenle davalı yanın hak düşürücü süre itirazı ile zamanaşımı definin işbu davada değerlendirilmesi gerektiği, buna göre takibe konu alacak faturadan kaynaklandığından tespit edilen ve uygulanması gereken hak düşürücü sürenin bulunmadığı, zamanaşımının ise TBK’nın 146. Maddesi uyarınca 10 yıl olduğu, işbu alacak yönünden zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalı yanın bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın 18/01/2018 tarihli …. sıra numaralı 17.496,00TL bedelli faturadan bakiye kalan 10.000,00TL yönünden davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2018 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde, davacı yanın davalıya ilişkin 1 adet belge karşılığı KDV hariç 16.200,00TL mal satış bildiriminde bulunduğu, davalı yanın da davacıya ilişkin 1 adet belge karşılığı KDV hariç 16.200,00TL mal alış bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir.
İddia ve savunmalar kapsamında, toplanan deliller ve incelenen taraf defter ve kayıtlarına göre düzenlenen bilirkişi raporunda, yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, 30.01.2020 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 10.000,00TL alacaklı bulunduğu, davacının söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede ticari temerrüt faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep edebileceği, icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıları temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi ihtarname ya da iadeli taahhütlü mektuba rastlanmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu rapor edilmiştir.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır. Bu itibarla incelenen taraf ticari defter ve kayıtlarına göre, takibe konu 18/01/2018 tarihli …. sıra numaralı 17.496,00TL bedelli faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, yine her iki tarafın defter ve kayıtlarında 7.496,00TL ödemenin kayıtlı olduğu, buna göre de davacı yanın davalıdan 10.000,00TL bakiye alacağının bulunduğu, bu hususta iki tarafın da defter ve kayıtlarının örtüştüğü, davacı yanın iddiasını ispatladığı, davalı yanın ispatlanmış ödeme savunmasının bulunmadığı, bu sebeple davalı yanın takibe itirazının asıl alacak yönünden haksız olduğu kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporunda davalının temerrüte düşürülmediğinden bahisle faiz hesaplaması yapılmamış, davacı yan ise rapora TTK madde 1530/4 uyarınca faturaların teslim alındıktan 30 gün sonrasında temerrüde düşeceğinden bahisle faiz hesaplaması yapılması gerektiğini savunmuştur. Ancak söz konusu faturada teslim alanın ad ve soyadı bulunmadığı gibi teslim tarihi de bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenmiş kesin vadeyi içerir bir sözleşmede de bulunmadığından TTK’nın 1530. Maddesi işbu davada uygulanamayacaktır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Taraflar arasında da sözleşme ile ödeme günü kararlaştırılmadığı gibi davalıyı temerrüte düşürmek için ihtar gönderildiği de iddia ve ispat olunmadığından davacı alacaklı icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talebinde bulunamaz.
Bu açıklamalara göre davacının asıl alacak miktarı olan 10.000,00TL kadar davalıdan alacaklı olduğu, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine,Asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si olan 2.000,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin …. Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 10.000,00TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 10.000,00TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si olan 2.000,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 683,10TL karar ve ilam harcından peşin alınan 146,86TL harcın mahsubu ile bakiye 536,24TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2021 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 901,46TL’sinin davalıdan, 194,81TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 146,86TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 214,66TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 40,70TL tebligat ve posta gideri ile 750,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 790,70TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 650,19TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.161,02TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/11/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı