Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/275 E. 2021/538 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/275 Esas – 2021/538
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/275 Esas
KARAR NO : 2021/538

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2015
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
K.YAZIM TARİHİ : 29/07/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin davalıya mal satışı yaptığını, 12 adet fatura bedeli karşılığı davalıdan 631.975,53TL alacaklı olduklarını, davalının 243.318,50TL ödeme yaptığını, bakiye 388.657,03TL’nin ödenmemesi karşısında Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz etmesi neticesinde durma kararı verildiğini, davalının itirazında aradaki ticari ilişkiyi reddetmeyip borcu ödediğini savunduğunu, yapılacak inceleme neticesinde; takibe itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; icra takibine dayanak yapılan faturalardan dolayı davacıya borçlarının olmadığını, haksız ve usule aykırı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Kazan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların uyuşmazlık konusu dönemle ilgili ticari defter ve kayıtları, 15.04.2016 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, faturalara dayalı alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine dair verilen 16/11/2016 tarihli karar, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 16/02/2021 tarih …E.-2021/1284 K. sayılı ilamı ile, “Mahkemece davacıya davalı tarafından verildiği iddia edilen çek ve bono asıllarının ibrazının sağlanması, şayet söz konusu belge asılları davacıda ise, davacıda olmasının ödeme yapılmadığına karine teşkil ettiği, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispatlanması gerektiği gözetilmelidir. Mahkemece çek ve bonolarla ilgili ödemelerin yapılıp yapılmadığı araştırılmaksızın ve yine davalının ticari defterlerine göre de davalının davacıya 15.781,27 TL borçlu olduğunun kayıtlı olmasına ve bu borcun ödendiğini ispat yükünün davalıda olduğu gözetilmeksizin mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak, davacı vekiline bozma ilamında belirtildiği şekilde ödemeye ilişkin sunulan bonolar ve çekin aslını dosyaya ibraz etmesi için iki hafta kesin süre verildiği, davacı vekili tarafından beyan dilekçesi sunulduğu, ancak bonoların ve çek aslının sunulmadığı, ödemenin davalı tarafça ispat edilmesi gerektiğini belirttiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamına, toplanan delillere, bozma ilamına göre; tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere, faturalara karşılık yapılan ödemelerin çek ve bono ile olduğu, çek ve bono verilmesinin borcun ödendiğini ispatlamayacağı, verilen çek ve bononun davacıda bulunması halinde ödemenin yapılmadığına karine teşkil edeceği, ancak verilen süreye rağmen çek ve bononun sunulmadığı görülmüştür.
Davacı vekili tarafından alacağın çek ve bono ile ödenmediği, bu nedenle çek ve bononun sunulamayacağı beyan edilmişse de, usulüne uygun tutulmadığı, gerçeğe aykırı tutulduğu iddia edilen ancak ispat edilemeyen (Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/733 Karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararı) taraf defterlerine göre takibe konu alacağın bono ve çek ile ödendiği belirli olduğundan davacı vekilinin bu savunmasına itibar edilmemiştir. Faturaya dayalı alacağın varlığını ispat yükü davacıdadır. Faturalara dayalı alacak ile ilgili davacı ve davalı defterleri birbirleriyle uyuşmamaktadır. Zira davacı defterlerine göre alacak bulunmamaktayken davalı defterlerine göre 15.781,27TL borç olduğu görülmektedir. Alacak ve borç kaydı yönünden taraf defterleri uyuşmadığından HMK m.222/2 uyarınca defterler sadece alacak – borç durumu yönünden taraflar lehine ve aleyhine delil olarak kabul edilmemiştir. Taraf defterlerinde uyuşan husus ise alacağa mahsuben çek ve bono verildiği hususudur. Her iki taraf defterinde de bu durum kayıtlı ve uyuşmaktadır. O halde defterler bu hususta delil olarak kabul edilebilecektir. Buna göre davacıya çek ve bononun sunulması için verilen kesin süreye rağmen çek ve bono sunulmadığından borcun ödendiği değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının peşin alınan 4.669,86TL harçtan mahsubu ile artan 4.610,56TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 35.515,99TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren HMK madde 373/4 uyarınca onbeş gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/07/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı