Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/273 E. 2022/181 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/273 Esas – 2022/181
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : 2021/273
KARAR NO : 2022/181
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/03/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin lojistik hizmeti vermekle iştigal ettiğini, davalı şirket ile yapılan ticari iş gereği, icra takibinde bulunulmuş faturalara konu, 2 adet taşıma ve taşıma ile bağlantılı diğer hizmetlerin müvekkili şirket tarafından ifa edildiğini, davalıya verilen tüm bu hizmetlere karşılık müvekkili şirketin 2 adet faturayı düzenlediği, nitekim sunulmuş faturaların en alt kısmında bulunan “…, …, …, …” kısımları incelendiğinde, sunulmuş CMR taşıma belgeleri üzerindeki bilgilerle eşleştiğinin görüleceğini, bu bakımdan ilgili faturaların verilmiş olan taşıma ve taşımayla bağlantılı diğer hizmetlerden (gümrükleme bedeli vs.) doğduğunun açık olduğunu, işbu faturaların usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davalı şirketin fatura bedellerini gerektiği gibi ödemekten kaçındığını, bunun üzerine davalı borçlu şirket aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasından ilamsız takibe geçilerek 7 örnek ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlu şirket vekili itiraz dilekçesinde, “yetkiye, takibe,ödeme emrine,faiz oranına,işlemiş faize, borcun diğer tüm ferilerine” itiraz ettiğini, davalı tarafca yapılan yetki itirazını takiben, taraflarınca dosyanın yetkili Ankara Batı İcra Dairesi’ne gönderilmesinin talep edildiğini ve dosyanın Ankara Batı İcra Müdürlüğünde … Esas nosunu aldığını, 7 örnek ödeme emrinin de borçluya tebliğ edildiğini, davalı borçlu şirket vekilince, “borca, işlemiş faize, borcun diğer tüm ferilerine” itiraz edildiğini, bu itiraz üzerine söz konusu takip durduğunu belirterek, İstanbul Ankara Batı İcra Müdürlüğü … Müdürlüğü Esas Nolu icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, davalının haksız itiraz sebebi ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza

CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak itirazın iptali davası açılabilmesi için İİK 67.maddede ön görülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, aksi yönlü davacı iddialarının iyi niyet kurallarına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davanın öncelikle bu nedenle reddine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak ise müvekkili ile davacı arasında taşıma işine ilişkin olarak 31.07.2018 tarihli bir sözleşme düzenlendiğini, imzalı sözleşmeye göre ödeme vadesinin 45 gün olduğuu, ödemelerin TCMB döviz satış kuru üzerinden kesilecek faturaya istinaden TL olarak yapılacağını, davacı tarafça 29.06.2018 tarihli ve … numaralı 12.794,40 TL bedelli fatura ile 31.07.2018 tarihli ve … numaralı 5.578,72 TL bedelli fatura düzenlendiğini, davacı tarafça düzenlenen … nolu fatura bedeli 13.08.2018 tarihinde, … nolu fatura bedeli ise 20.09.2018 tarihinde sözleşmeye uygun olarak banka kanalıyla ödendiğini, bu ödemelere ilişkin banka dekontlarının sunulduğunu, tüm bu nedenlerle ifa edilen ödemelerin, yapılan işe, davacı faturalarına ve aradaki sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacının hangi hukuki ilişkiye dayalı olarak hak talep ettiğinin dahi taraflarından anlaşılmadığını belirterek, haksız davanın reddine, açıkça kötü niyetli olan davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Taraflara ait ticaret sicil özeti bilgileri, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, 03/01/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, faturadan kaynaklanan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; itirazın iptali davası açılabilmesi için İİK 67.maddede ön görülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkememizin 16/09/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında; Ankara Batı İcra Müdürlüğünden gelen 10/09/2021 tarihli yazı cevabından itirazın alacaklı tarafa tebliğ edilmediği bildirildiğinden, davalının hak düşürücü süre itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın
e-imza e-imza

ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Davacı şirketin İhracat Karayolu Taşıma; yükleme boşaltma ve benzeri lojistik işleriyle ilgili davalı şirkete teklif geçtiği dava dosyasının tetkikinde anlaşılmıştır. Davalı şirket … TİC. A.Ş. davacı şirket … LTD.ŞTİ tarafından kendine gönderilen teklifi şirket kaşesi üzerine imza ve tarih koyarak 31.07.2018 tarihinde kabul ettiği anlaşılmıştır. İlgili teklifte “Ödemeler TCMB döviz satış kuru üzerinden kesilecek faturaya istinaden TL olarak yapılacaktır.” denilmektedir.
Davacı şirketin 2018 yılına ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdikletinin Elektronik defter tutma tebliğine göre ve TTK 64. maddesine uygun olarak yasal süresi içinde yapılmış olduğu, Şirketin 2018 yılına ait yevmiye ve kebir defterlerinin elektronik defter genel tebliğine göre “e-Defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayına ait beratın alınması açılış onayı, son ayına ait beratın alınması kapanış onayı, diğer yıllara ait beratların alınması ise ilgili aylara ait defterlerin noter Onayı yerine geçer”denilmektedir. Bu sebeple davacı şirketin 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin T.T.K. ve HKM 222. maddesine göre sahibi lehine kesin delil olma vasfına haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin, davalı … TİC.A.Ş. ile olan borç/alacak ilişkilerinin tespiti amacıyla, dayacı şirketin 2018 yıllarına ait ticari defterleri tarafından incelenmiştir.
Davacı şirketin 01/01/2018-31/12/2018 dönemlerine ait yevmiye ve kebir defterlerinin e-defter olarak tutulduğu ve süresinde açılış ve kapanış beratlarının üsülüne uygun olarak alındığı ve fiziki defter olarak tutulan envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapılmış olduğu ve usulüne uygun olarak tutulduğu görülmüştür.
Dava konusu alacağın doğuş nedeni olan teklif mektubu koşullarına göre düzenlenen faturaları ve tahsilat işlemleri davacı şirketin 2018 yılına ait yevmiye ve kebir defterinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Yine inceleme esnasında davacının davalıya … hizmetleri karşılığı düzenlediği 26.06.2018 tarihinden 31.07.201 tarihine kadar 4 adet faturanın döviz’i (Dolar ve Euro) olarak düzenlediği ve faturada TCMB döviz alış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığı yazılmış.Davacı şirketin ticari defter kayıtlarında Türk Lirası tutarı üzetinden kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. 31.07.2018 tarihinden sonra tüm faturalarını 9 adet Türk Lirası olarak düzenlediği ve Türk Lirası tutarları ile ticari defterlere kayıt edildiği tespit edilmiştir.
Davacı şirketin yabancı para birimine TCMB alış kuru ile fatura düzenleme tarihinde Türk Lirasına çevirdiği faturaları ve Türk Lirası ile düzenlediği faturaları ve bu faturalar karşılığı Türk Lirası olarak yaptığı tahsilatları aynı cari hesapta takip ettiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin tarafıma sunduğu davalı … TİC. A.Ş.’ne 13 adet … faturaları dışında kur farkı, faiz vb fiyat farkı faturası veya dekont, makbuz, bilgi yazısı vb belge düzenlendiği tespit edilmiştir.
Davacı şirketin davalı şirkete 13 adet fatura kârşılığı 119.469,95TL tutarında satış yaptığı,
Davalı şirketin 5 adet banka dekontu ile davalı şirkete 120.287,84 TL tutarında nakit ödeme yaptığı, yukarıda bahsedilen faturalar karşılığı yapılan ödemeler neticesinde davalı şirketin davacı şirkete 817,89 TL fazla ödeme yaptığı,
Davacı tarafın davalı tarafın cari hesabında fatura, dekont, bilgi ve belgeye dayanmadan yaptığı usd virmanı, euro virmanı gibi hesaplamalar yaptığı,
e-imza e-imza

Davacı tarafın yukarıda açıklanan durum çerçevesinde davalı şirketin hesabını cari hesap olarak takip ettiği 26.06.2018 tarihi ile 05.09.2018 tarihleri arasında 13 adet fatura düzenlediği ancak bu faturalardan 29.06.2018 tarihli … nolu ve 31 .07.2018 tarihli … nolu 2 adet faturayla icra takibinde bulunduğu,
Davacı şirketin 2018 yılı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde;
a) Davacı tarafın 2018 yılında davalı tarafa 13 adet fatura düzenlediği ve bu faturalar karşılığında 119.469,95 TL davacıyı borçlandırdığı,
b) Davalının davacı tarafa 5 adet banka dekonru ile 120.287,84 TL ödeme yaptığı ,
c) Davacı tarafın fatura, dekont, bilgi yazısı v !licari belgelere dayanmadan yapılan kayıtların dikkate alınmadan yapılan hesaplama neticesinde davalının davacıya borcu bulunmadığı anlaşılmış ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 216,95TL harçtan mahsubu ile bakiye 136,25TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2021 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/02/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza