Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/249 E. 2022/847 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/249 Esas – 2022/847
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/249
KARAR NO : 2022/847
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Çekişmeli Alacak
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlu şirketin … … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/58 E. sayılı dosyasında konkordato başvurusunda bulunduğunu, konkordato komiserliğine 19.06.2019 tarihinde yapılan başvuruda, kesin mühlet tarihi(15.05.2019) itibariyle, 2.290.528,38 TL nakdi ve 21.040,00 TL gayrinakdi olmak üzere toplam 2.311.298,38 TL alacak bildirildiğini, bildirilen alacağın 1.639.214,17 TL’lik kısmının kabul edildiğini, kabul edilmeyen (nakdi 580.663,34 TL, gayrinakdi 19.010,00 TL-) 599.673,34 TL banka alacağının çekişmeli hale geldiğini, İİK. 294/2. maddesindeki, rehinle temin edilmemiş alacaklara kesin mühlet tarihinden itibaren faiz işlemesinin duracağına dair kural çerçevesinde alacak talebine kesin mühlet tarihine kadar faiz işletildiğini, kesin mühlete kadar alacağa temerrüt faizi işletilmesine engel hukuki durum bulunmadığını beyanla, kesin mühlet tarihi itibariyle nizalı hale gelen 599.673,34 TL alacağın konkordato projesine dahil edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı/alacaklı bankanın, alacağa haksız şekilde faiz işleterek, çeşitli kalemler altında düzenlenen belgelenemeyen alacakların varlığı iddia edilerek fazla talepte bulunulduğunu, konkordato talebinden sonraki tarihlerde yapılan çek tahsilatları nedeniyle banka alacağında düşüşler olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkememizin 2019/58 esas sayılı dosyası, 22/09/2021 tarihli bilirkişi raporu, 08/12/2021 tarihli 1. ek rapor, 07/02/2022 tarihli 2. ek rapor, 19/04/2022 tarihli 3. ek rapor, 16/08/2022 tarihli 4. Ek rapor ile tüm dosya kapsamı.
e-imza e-imza e-imza e-imza

GEREKÇE :Dava, konkordato davası neticesinde çekişmeli hale gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Borçlu şirket ile alacaklı banka arasında, konkordato ilanından önceki dönemlerden gelen kredi ilişkisinin mevcut olduğu, bu bağlamda, alacaklı banka tarafından … müşteri No.lu şirkete 18.05.2018 ve 08.06.2015 tarihli “Kredi Çerçeve Sözleşmesi” ile 18.05.2018 tarihinde 2.500.000,00TL ve 08.06.2015 tarihlerinde de 2.500.000,00TL olmak üzere toplamda 5.000.000,00TL limitli kredi tahsis edildiği, bu kredi sözleşmelerinde … ve …’in müteselsil kefalet imzalarının bulunduğu, davalı/borçlu şirketin mahkememizin 2019/… esas sayılı dosyasında konkordato talep ettiği, 15.05.2019 tarihinde “Kesin Mühlet” kararı verildiği ve konkordato talebinin 10.02.2021 tarihinde mahkemece tasdik edildiği, şirket konkordatosunun tasdikine dair kararda davacı/alacaklı bankanın alacak miktarına ilişkin bir kayıt bulunmadığı; ancak, ek mühlete müstenit 29.09.2020 tarihli komiser heyeti raporunda alacaklı banka talebinin 2.311.298,38TL olduğu, borçlu şirket kayıtlarındaki alacak miktarının ise 1.639.214,17TL olarak yer aldığı hususları tartışmasızdır.
Uyuşmazlık konusu, Konkordato sürecinde kabul edilen alacak dışında davacı bankanın bakiye nakdi kredi alacağı bulunup bulunmadığı, böyle bir alacak mevcut ise söz konusu alacağın asıl alacak ve faiz kısımlarıyla birlikte toplam miktarının tespiti noktasında toplanmaktadır.
Davacı banka; dava konusu alacağını nakdi kredi alacağına dayandırmıştır.
Dosya arasında fotokopi olarak mevcut 20 Şubat 2019 tarih ve … yevmiye ile alacaklı banka tarafından borçlu şirkete Noter aracılığı ile keşide olunmuş ihtarnamede, 19.02.2019 tarihi itibariyle ödenmesi talep edilen alacak miktarının 2.182.799,63 TL nakdi ve 114 420,00TL gayrinakdi olmak üzere toplam 2.297.219,63TL olduğu; ödeme ihtarına ekli nakit krediler hesap özetinde altı ayrı krediden oluşan 2.182.799,63TL nakdi riskin 2.137.487,96TL’nın asıl alacak, 45.311,67TL’nın da faizlerden oluştuğu, gayrinakdi krediler hesap özetinde kayıtlı 114.420,00TL’nın çek bedeli olarak kaydedildiği; keza, dosya arasında mevcut ve 19.02.2019 ila 28.03.2021 tarihlerini kapsayan “Müşteri Temerrüt Bilgileri Raporu’nda ise asıl alacak miktarının 1.994.308,17TL, temerrüt faizi tutarının ise 225.569,34TL, toplam borç miktarının ise 2.219.877,51TL, tahsil olunan faizin ise 237.210,43TL olduğu; ayrıca, alacaklı banka tarafından borçlu şirketin konkordato heyetine gönderilmiş 19.06.2019 tarih ve … sayılı yazı kapsamında, şirkete daha önce noterden (19.02.2019 tarihi itibariyle) ihtar olunan alacağa da göndermede bulunularak, kesin mühlet tarihi (15.05.2019) itibariyle banka alacağının 2.290.258,38TL nakdi ve 21.040TL gayrinakdi olduğunun bildirildiği görülmüştür.
İİK’nun 294/3 maddesine göre; tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
7101 sayılı yasa ile İİK’nda yapılan değişiklik ile konkordato sürecinde asıl olan kesin mühlet olup geçici mühlet sadece konkordato ön projesinin uygulanabilir olup olmadığının tespiti ile sınırlı, kesin mühlet öncesi bir tedbir dönemidir. Bu nedenle her ne kadar İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı düzenlenmiş ise de ancak amacı, niteliği ve kapsamı ile örtüştüğü ölçüde geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğurur. Bu bağlamda İİK’nun 294/3. maddesinde konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühletten itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur şeklindeki düzenlemenin geçici mühlet süresi için uygulanmasının mümkün olmadığı ve bu kapsamda geçici mühlet süresi içerisinde rehinle temin edilmemiş alacak için dahi faiz işleyeceği mahkememizce kabul edilmiştir. Bu nedenle davalı yan itirazlarına itibar edilmemiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Mahkememizce konkordato davası neticesinde çekişmeli hale gelen alacağa ilişkin davacı bankanın karar verilen alacak haricinde kesin mühlet tarihi olan 15/05/2019 tarihi itibariyle alacağının olup olmadığı, bu alacağın ne kadarının asıl alacak, ne kadarının faiz alacağı olduğunun tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişi …’un sunmuş olduğu kök ve ek raporlara göre; Kesin mühlet tarihi itibariyle hesaplanan ve 07.02.2022 tarihli ek rapor kapsamında “kesin mühlet tarihi(15.05.2019) itibariyle 1.943.560,72 TL’nın asıl alacak ve 202.689,06 TL işleyen faiz olmak üzere toplam 2.146.249,78 TL olarak” raporlanan banka alacağından, kesin mühlet tarihinden sonra davalı şirketin … ve … No.lu muhasebe muavin hesapları üzerinden kredi hesaplarına yapıldığına önceki raporlarda değinilen tahsilatlar toplamı (159.500,00 TL+21.052,64 TL=) 180.552,64 TL ile keza, “kesin mühlet” tarihinden(15.05.2019) sonra 02.11.2020 ila 28.02.2022 döneminde (son iki taksit tutarı 28.02.2022 tarihinde olmak üzere) muhtelif tarihlerde İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü … E. dosyası notuyla davalı şirketin alacaklı banka nezdindeki hesabına 18 ayrı EFT işlemi olarak gönderilen havale tutarlarından oluşan(19.091,69 TL x 18 taksit=) 343.650,42 TL tutarındaki ödemeler indirildiğinde nihai kredi riskinin 1.622.046,72 TL’na tekabül edeceği ve bu tutarın 1.419.357,66 TL kısmının asıl, 202.689,06 TL kısmının ise faiz alacağından oluşacağı, bu bağlamda, davalı şirket vekilinin 3. itiraz konusu olan “İİK.294 uyarınca geçici mühlet kararından sonra rehinle temin edilmemiş alacağa faiz işletilmesi hukuken mümkün olmadığından rapordaki terditli hesaplamalardan alacağa faiz işletilmeyen hesaplamanın dikkate alınması gerektiği” yönündeki beyanın, itiraz edilen 07 Şubat 2022 tarihli ek raporun değerlendirme faslına ilişkin (d) bendinde “Hukuk uygulaması bağlamında yasal yorum konusu olan bu durum, mahkemenin takdirinde olduğundan bilirkişi incelemesinin kapsamı dışında bulunmaktadır. Bununla birlikte, raporun (b) bendi kayıtlı hesap tablosunda akdi faiz esasına göre hesaplanan asıl ve işleyen faiz alacağı olarak tefrik olunan tutarlar itibariyle ayrı ayrı kaydedilen alacaklar irdelenerek değerlendirildiğinde, mahkemenin kanaatinin itiraz edilen yönde yani geçici mühlet karar tarihi itibariyle kredi borcuna faiz işlemesinin duracağı yönünde olması halinde, tabloda kayıtlı 157.377,39 TL işleyen faiz alacağı ortadan kalkacağı gibi, kredi kat ve ihtar tarihi ile kesin mühlet kararı arasındaki dönemde bankanın işleyen kredi faizi alacağına karşı borçlu şirketten tahsil ederek faiz hesabına mahsup ettiği (hesap tablosunda kayıtlı) toplam 24.762,16 TL ödemenin asıl alacaktan indirilmesi ve bu işlem sonucunda elde edilecek {(hesaplanan asıl alacak 1.943.560,72 TL–mühlet sürecinde tahsil edilen faiz 24.762,16 TL)+ mühlet öncesi dönem faizi 45.311,67 TL =} 1.964.110,23 TL’nın asıl alacak olarak kabulü gerekecektir” yönünde değerlendirme yapılmış olup, bu defa kesin mühlet tarihi esas alınmak suretiyle yapılan söz konusu hesaplamalardan, kesin mühlet tarihi sonrasında yapıldığına önceki paragraf kapsamında değinilen ödemeler toplamı (180.552,64 TL+343.650,42 TL=) 524.203,06 TL mahsup edildiğinde, “alacağa faiz işletilmeyen hesaplama” esasına göre toplam kredi riskinin {(hesaplanan asıl alacak 1.943.560,72 TL – kesin mühlet sonrası mahsup tahsilatlar toplamı 524.203,06 TL – mühlet sürecinde tahsil edilen faiz 24.762,16 TL)+ mühlet öncesi dönem faizi 45.311,67 TL =} 1.439.907,17 TL’na tekabül edeceği ve bu tutarın 1.394.595,50 TL kısmının asıl, 45.311,67 TL kısmının ise faiz alacağından oluşacağı tespit edilmiştir.
Söz konusu bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişlidir. Buna göre kesin mühlet tarihinden sonra yapılan ödemelerin proje kapsamındaki alacaktan düşülerek, ayrıca geçici mühlet kararından sonra faiz işleyeceği kabul edilerek, toplam davacı alacağının 1.622.046,72TL olduğu, kabul edilen alacak miktarı bu miktardan düşüldüğünde alacağın 507.035,61TL olarak kabul edilmesi gerektiği belirlenmiş ve Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2021 tarih ve 2019/… Esas 2021/… Karar sayılı dosyasında tasdik edilen proje kapsamında 507.035,61TL alacağın konkordatonun tasdikinden itibaren 12 ay ödemesiz, 10.02.2022 tarihinde başlamak üzere 3’er aylık dönemlerde eşit taksitlerle 12 taksit
e-imza e-imza e-imza e-imza

halinde 36 ayda davalı … Şirketi tarafından davacı bankaya ödenmesine, davacı yanın fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Davanın KISMEN KABULÜ ile, 507.035,61TL alacağın mahkememizin 2019/58 Esas, 2021/72 Karar sayılı dosyasında verilen konkordato projesine eklenmesine,
b)Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2021 tarih ve 2019/… Esas 2021/… Karar sayılı dosyasında tasdik edilen proje kapsamında 507.035,61TL alacağın konkordatonun tasdikinden itibaren 12 ay ödemesiz, 10.02.2022 tarihinde başlamak üzere 3’er aylık dönemlerde eşit taksitlerle 12 taksit halinde 36 ayda davalı … Şirketi tarafından davacı bankaya ÖDENMESİNE, davacı yanın fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 34.635,60TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 34.576,30TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 59,30TL peşin harç ve 59,30TL başvuru harcı olmak üzere toplam 118,60TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’den davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.116,09TL’sinin davalıdan, 203,91TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre hesap ve takdir edilen 73.773,92TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın ret oranına göre hesap ve takdir edilen 14.817,24TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.500,00TL bilirkişi ücreti, 82,70TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.582,70TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 1.338,20TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karardan sonraki yargılama giderinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza