Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/248 E. 2021/871 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/248 Esas – 2021/871
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/248 Esas
KARAR NO : 2021/871
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ: 09/11/2021
K. YAZIM TARİHİ: 24/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkilinin …. mevkiinde yıllardan beri inşaat, nakliyat ve sair ürünlerin ihracat ve ithalat işleri yapan başarılı bir şirket olduğunu, davalı taraf ile zaman içinde çeşitli ticari ilişkileri olduğunu, davalıya verilen hizmetler karşılığı 30.04.2020 tarih …. sayılı ve 59.000,00 TL tutarındaki fatura ile 31.05.2020 tarih …. sayılı ve yine 59.000,00 TL tutarındaki faturanın düzenlenerek faturalara konu mal ya da hizmetin davalı tarafa teslim ve tebliği edildiğini, bu iki faturanın taraflarca kayıtlarına alındığını, alım satım beyannamelerinde gösterildiğini ama aradan geçen zaman içinde fatura bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalının, borçlu olduğunu bilmekle beraber, alacağın tahsilini geciktirmek suretiyle zaman kazanmaya çalıştığını, takip talebinde TTK 1530/4. Maddesi kapsamında takip öncesi işlemiş 5.800,99 TL tutarındaki faiz yönünden de müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, dava konusu alacağın likit olduğunu, itirazın kötü niyetle yapılmış olması nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, arabuluculuk görüşmesinde de taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını beyanla, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin 123.800,99 TL üzerinden devamına, takipteki alacağın %20’den az olmamak üzere İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı taraf ile müvekkili arasında çeşitli ticari işler olduğunu, davaya konu edilen faturalara ilişkin hizmet bedellerinin diğer faturalar gibi davacı tarafa ödendiğini, ayrıca davacı nam ve hesabına personel maaşlarının da ödendiğini, yapılan ödemelere ilişkin tüm kayıtların şirket bünyesinde yer aldığını ve yapılacak incelemede bu durumun tespit edilebileceğini, alacağının olmadığını bildiği halde icra takibi başlatan davacının kötü niyetli olduğunu, davacı aleyhine takip miktarının % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı İcra Dosyası ile yapılan takibin iptaline, alacağın %20’inden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası, tarafların ticari sicil kayıtları, ticari defter ve kayıtları, tarafların Ba-BS formları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi 27/09/2021 tarihli raporu ile özetle; davacının 23.11.2020 takip tarihi itibariyle davalıdan 413.000,00 TL alacaklı olduğu, bu alacağın 118.000,00 TL’lik kısmı için takip talebinin bulunduğu, taleple sınırlılık ilkesi gereği dava konusu 118.000,00 TL’lik alacak tutarının takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede avans faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep edebileceği, davalı borçlunun temerrüde düştüğüne ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belge (ihtarname ya da iadeli taahhütlü mektup) sunulmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, davalının borcun ödenmesine ilişkin herhangi bir belge sunmadığı, ayrıca davaya yönelik herhangi bir cevap dilekçesi vermediği, belge olarak sadece İcra Müdürlüğü’ne sunulan itiraz dilekçesinin yer aldığı, davalının kayıtlarında da takip konusu yapılan 118.000,00 TL tutarlı iki adet faturanın kayıtlarda yer aldığının doğrulandığı, ancak bu fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu borcun varlığı hususunda tereddüt yaratacak herhangi bir unsura rastlanmadığı bildirilmiştir.
GEREKÇE :Dava, ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklı düzenlenen faturaya dayalı başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
İspat edilecek hususlar; Faturaya konu hizmetin verildiğinin davacı tarafça kanıtlanması gerekeceği, davacının da verilen hizmetten kaynaklı faturadan kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı, faturaya itirazın bulunup bulunmadığı tartışılması gereken hususlardır.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası, tarafların ticari sicil kayıtları, ticari defter ve kayıtları, tarafların Ba-BS formları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı kül halinde değerlendirildiğinde; Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Bu kapsamda gerek davacının gerekse davalıların kayıtları incelendiğinde taraflar arasında kesilen faturaların doğruluğu ve faturalarda yer alan hizmetlerin yerine getirildiği hususunda kayıtlara yansıyan herhangi bir tutarsızlığın bulunmadığı, davanın taraflarının her ikisi içinde yapılan ödemelere ve tahsilatlara ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı, davalının dosyaya sunduğu eklerin bilirkişi raporu ile birlikte yapılan değerlendirmesinde davacının verdiği hizmetten kaynaklı ödeme olduğu hususuna ilişkin belgeler olmadığı, tarafların BA/BS beyannamelerine yansıyan belge sayısı ve tutarlarına bakıldığında da ticari defterlerle uyumlu olduğu nitekim davalının hizmeti almadığına yönelik bir iddiasının bulunmadığı, takip konusu yapılan 118.000,00 TL tutarlı iki adet faturanın kayıtlarda yer aldığının doğrulandığı, ancak bu fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu borcun varlığı hususunda tereddüt yaratacak herhangi bir unsura rastlanmadığı, Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından düzenlenen faturaların davacı kayıtlarında bulunduğu ve davalı ticari defterleri ile doğrulandığı, davalı tarafından hizmet alınmadığına dair savunma yapılmadığı aksine faturaların kabul edildiği gözetildiğinde, davacının hizmet bedeline ilişkin alacağının tahsili haklı görüldüğünden davanın asıl alacak yönünden kabulüne, takip açılmadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden TTK madde 1530/4 uyarınca faturaların teslim alındıktan 30 gün sonrasında temerrüde düşeceğinden bahisle faiz hesaplaması yapılması gerektiğini savunmuştur. Ancak söz konusu faturalarda teslim alanın ad ve soyadı bulunmadığı gibi teslim tarihi de bulunmamaktadır.Taraflar arasında düzenlenmiş kesin vadeyi içerir bir sözleşmede de bulunmadığından TTK’nın 1530. Maddesi işbu davada uygulanamayacağı kanaatine varılarak birikmiş faiz isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyasında vaki itirazın 118.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına,
Fazlaya dair istemin reddine,
Asıl alacak miktarı olan 118.000,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-İhtiyati haciz talebine karşı itirazın reddine,
3-Alınması gereken 8.060,58 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.495,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.565,36 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davanın kabul-red oranına göre belirlenen 1.258,15 TL’nin davalıdan, 61,85 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.495,22 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.563,02 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 57,50 TL tebligat ve posta gideri ile 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 757,50 TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre hesaplanıp belirlenen 722,01 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 15.160,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.09/11/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍