Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/239 E. 2021/1066 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/239 Esas – 2021/1066
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/239 Esas
KARAR NO : 2021/1066
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
3-
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/11/2018
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
K.YAZIM TARİHİ : 28/01/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; Ankara Batı … İş Mahkemesinin … esas sayılı davasında işçi …’ın davasının kabulü ile alacakların tahsiline karar verildiğini, Ankara ….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, 2.456,45 TL tazminatın müvekkili tarafından ödendiğini, imzalanan sözleşme ve şartnameler çerçevesinde tazminattan davalıların sorumlu olduğunu öne sürerek şimdilik 150 TL’nın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25/11/2019 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve talebini 2.456,45 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :
Davalılar … ve … vekillerinin özetle; davacı taraf aleyhine hükmedilen ve asıl işveren olarak ödediği tazminatı müvekkilinden talep edemeyeceğini, davacının hem ortak girişimin hem de … A.Ş. dönemine ilişkin kıdem tazminatı bedellerini müvekkilinin teminat mektuplarını nakde çevirerek tahsil ettiğini, tahsilatın mükerrer olacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketine dava dilekçesi ekli davetiyenin Tebligat Kanunu 35/4 maddeye göre usulüne uygun tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamış, oturumlara katılmamıştır.
GEREKÇE :
Dava, taşıma ve hizmet edimlerini bir arada içeren karma nitelikteki sözleşmeden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E -… K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini de içermesi sebebiyle mahkememizin işbu davaya bakmaya görevli olduğu değerlendirilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlık, asıl işveren olan davacı tarafından dava dışı işçi …’a ödenen işçilik alacaklarının taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında davalı alt işverenlerden rücuen tahsilinin talep edilip edilemeyeceği ile her bir davalının sorumlu olduğu tutarın ne olduğu hususundadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçilere karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise İş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; davacının Ankara Batı …. İş Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararının dava dışı işçi … tarafından icra takibine konu edilmesi sebebiyle davacının Ankara …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına toplam 2.456,45TL ödendiği, açılan işbu dava ile davalıların sorumlu oldukları tutarlar kadar davalılardan rücuen tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosyamız arasında bulunan davacı asıl işveren ile davalı alt işverenler arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmelerinin ve eki şartnamelerinin incelenmesinde; hizmet alım sözleşmelerinin 8. Maddesinde idari şartnamenin sözleşmenin eki olduğunun hüküm altına alındığı, idari şartnamenin “Diğer Hususlar” başlıklı kısmında “Yüklenicinin, çalışan personelinin, İş Kanunu ve İş güvencesi yasalarından doğacak her türlü tazminat ve alacaklarından yüklenici sorumludur. Yüklenici çalıştırdığı, personelin ücret, maaş ve iş kanunundan doğan her türlü hak ve tazminatlarını zamanında ve eksiksiz yerine getirmekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme ile davacı asıl işverenin işçilik alacakları sebebiyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, alt işverenlerin dava dışı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede açıkça sorumluluğa ilişkin madde bulunduğundan sözleşmedeki düzenleme somut olaya uygulanacaktır. Bu doğrultuda mahkememizce davalıların sorumlu oldukları miktarların tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen 17/08/2021 tanzim tarihli bilirkişi raporunda, davacı … Başkanlığı tarafından dava dışı işçi … için yapılan 2.456,45-TL’lik yıllık izin ücreti ve ferilerine ilişkin ödemeden son işveren olan … A.Ş.’nin sorumlu olacağı, davadaki talebin her bir davalı yönünden 50,00-TL olmak üzere 150,00-TL olduğu, dosyaya sunulan 25.11.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 2.456,45-TL’nin davalıların sorumlulukları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, 2.456,45-1L’nin 04.12.2017 tarihinde ödendiği belirtilmiştir. Düzenlenen raporun yapılan açıklamalar dikkate alınarak düzenlendiği ve hükme esas almak için denetime elverişli olduğu tespit ve takdiri ile rapor hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla taraf iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça dava dışı işçiye yapılan ödemenin yıllık izin ücretine yönelik olduğu, yıllık izinlerin kullanılmaması halinde ancak fesihle ücrete dönüşeceği, bu nedenle dava dışı işçinin fesihle ücrete dönüşen ücretlerinden son alt işveren olan davalı … A.Ş’nin sorumlu olduğu, taraflar arasında tanzim edilen sözleşme ve eki idari şartnamedeki düzenlemeler gözetilerek davalının davacı tarafça dava dışı işçiye yapılan yıllık izin ücreti ve ferilerinin tamamından davalı son alt işveren olan … A.Ş’nin sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın bu davalı yönünden kabulüne, 2.356,45TL’nin ödeme tarihi olan 04/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı … Ltd. Şti. ve Davalı … Ltd. Şti.’nin ödenen tutardan sorumlulukları bulunmadığından bu davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı yan hüküm altına alınacak miktara 6183 sayılı Kanun uyarınca faiz işletilmesini talep etmişse de hüküm altına alınan bedel 6183 sayılı Kanunda belirtilen şekilde amme alacağı mahiyetinde kabul edilemeyeceğinden bu talebi kabul edilmeyerek hükmedilen bedele yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-2.356,45 TL’nin ödeme tarihi olan 04/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davalı …. Ltd Şti ve Davalı … Ltd Şti aleyhine açılan davanın reddine,
3-Alınması gereken 160,96 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 41,96 TL harç ile 40,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 79,00 TL karar ve ilam harcının davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 41,96 TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet harcı ile 40,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 123,06 TL harcın … A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 354,40 TL tebligat ve posta gideri ile 600,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 954,40 TL yargılama giderinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince takdir ve hesap edilen 2.356,45TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı … Şirketi’nin kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 uyarınca 50,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.28/12/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı