Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/234 E. 2021/665 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/234 Esas – 2021/665
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/234 Esas
KARAR NO : 2021/665

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/03/2021
KARAR TARİHİ:21/09/2021
K.YAZIM TARİHİ :07/10/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilin eşinin, davalıya ait … adlı kreş işletmesinde öğretmen olarak çalışmakta iken; davalının kendisine, kreşi devretmek istediğini artık bu iş ile uğraşmak istemediğini söylemesi üzerine, kreşin kendisine devri konusunda müvekkilinin eşi … ile anlaştıklarını, müvekkilinin eşi ve davalı … ile devrin detayları hakkında konuştuklarını, borçlar ve alacaklar, devredilecek demirbaşlar, malzemeler ve ürünler konusunda mutabık kalarak 75.000,00 TL ‘lik bedel karşılığında anlaştıklarını, akabinde müvekkili ve eşinin devir için gerekli olan işlemleri başlattıklarını, bu işlemler ile birlikte müvekkili ve eşinin banka kredisi çekerek devir işlemi için ilk ödenecek miktar olan 39.000,00 TL’yi kreş işletmesinin resmi sahibi olan …’nın Ziraat Bankası hesabına 17.09.2020 tarihinde açıklamalı olarak gönderdiğini, daha sonra müvekkili ve eşinin kendi vergi kayıt işlemlerini de tamamlayarak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından çıkarılan 29342 sayılı “Özel Kreş Ve Gündüz Bakımevleri İle Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş Ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde gerekli olan evrakları düzenleyerek başvuru işlemlerini başlattığını, müvekkili ve eşinin, davalının gelmesini beklerken, hiçbir sorun bulunmadığı düşüncesi ile ve müvekkilinin eşinin halihazırda kreşte öğretmen sıfatı ile bulunmasından ve devrin yapılacağına duyulan güvenden dolayı günlerce kreşi aynı şekilde işletmeye devam ettiklerini, müvekkili ve eşinin de, davalı ve eşine ne kadar ulaşmaya çalışmış ise de ulaşamadığını, bu durumun müvekkilu ve eşini de artık tedirgin etmeye başladığını, tüm bunlar yaşanırken ve müvekkili hala davalıya ve eşine ulaşamazken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından çıkarılan 29342 sayılı “Özel Kreş Ve Gündüz Bakımevleri İle Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş Ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik” “Devir ve kurucu temsilcisi değişikliği Madde 8. (1) c maddesi gereğince izin belgesinden sonra devir işlemlerinin tamamlanması için tanınan 15 günlük süre içerisinde noter devrinin yapılması gerekirken, halen davalı ve eşinin Ankara’ya dönmediğini, müvekkilinin Bakanlığın kendilerine tanıdığı sürenin sonuna geldiklerini, eğer işlem yapmak için gelmeyecek iseler devir için gönderilen 39.000,00 TL-nin iade edilmesini istediğini, ancak …’nın parayı iade etmeyeceklerini devir işlemini de gerçekleştirmeyeceklerini, verilen parayı da harcadıklarını ancak kendilerine bunu daha sonra 1000’er TL taksitlerle geri ödeyeceklerini söylediğini, daha sonra müvekkiline ulaşarak “ben zaten iş yerimi iflas etti göstererek kapatacağım, sizinde orada kalmanıza gerek yoktur” diyerek telefonu kapattığını, davalı müvekkilinin parasını gasp ettiği gibi kreşi de devretmediğini, müvekkili tarafından kreşin devri için ödenen 39.000,00 TL’nin tahsili için Ankara Batı İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile takip başlatmış olup, davalının haksız ve keyfi itirazı ile takibin durdurulduğunu, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ; davalının yapmış olduğu haksız itirazın iptaline, Ankara Batı İcra Dairesi … Esas Sayılı İcra takibinin devamına, takip konusu alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak kaydıyla davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları ve vergi dairesi kayıtları, dava dışı …’ın vergi dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; taraflar arasında düzenlenen kreş devri sözleşmesi kapsamında ödenen kapora bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yan, davalının işlettiği … adlı kreşin eşi tarafından devralınmak istendiğini, bu konuda davalı ile anlaşıldığını, kapora olarak 39.000,00TL’nin davacı tarafça davalıya eft ile gönderildiği, devrin gerçekleşmemesi sebebiyle ödenen kaporanın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, takibin itiraz üzerine durduğu ve işbu davanın itirazın iptali talebiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 11. Maddesinin 3. Fıkrasında bir ticari işletmenin devrine ilişkin sözleşmenin ve ticari işletmeyi bir bütün halinde konu alan diğer sözleşmelerin yazılı olarak yapılacağı ve ticaret siciline tescil ve ilan edileceği düzenlenmiştir. Buna göre geçerli bir işletme devrinin varlığından söz edebilmek için yazılı bir sözleşmenin varlığı aranmaktadır. Dosya kapsamında yazılı bir sözleşme sunulmadığı gibi dava dilekçesindeki açıklamalardan da devir sözleşmesinin sözlü olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda sözleşmenin geçerlilik koşulu olan yazılılık unsuru somut olayda gerçekleşmediğinden ortada geçerli bir ticari işletme devrinden bahsedilemeyecektir. Bu doğrultuda davacı yan geçersiz bir sözleşmeye dayanarak takibe konu 39.000,00TL’yi davalıya göndermiş olduğundan ancak sebepsiz zenginleşme kapsamında alacağını tahsil edebilecektir. Kaldı ki davacı yan kurulduğu iddia olunan sözleşmenin tarafı bile değildir.Bu doğrultuda davanın sebepsiz zenginleşme kapsamında alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali olduğu ve uyuşmazlığın bu husustan kaynaklandığı değerlendirilmiştir.
Dosya arasına alınan kayıtlardan davacının 22/10/2017 tarihinden bu yana potansiyel kaydının bulunduğu, herhangi bir ticari kaydının bulunmadığı, bu doğrultuda davacının tacir olmadığı, davalının ise terk mükellefi olduğu ve tacir olmadığı anlaşılmıştır.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Bu açıklamalar ışığında, dava konusunun davacı tarafından, davalıya yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olduğu, taraflar arasında geçerli bir ticari işletme devri sözleşmesinin bulunmadığı, bu nedenle davanın mutlak ticari dava olmadığı, tarafların tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli ANKARA BATI NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, tarafların yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/09/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı