Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/229 E. 2021/302 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2021/229 Esas – 2021/302
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/229
KARAR NO : 2021/302

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Yargılanmanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ: 28/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 11/05/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; mahkememizin 03/02/2021 tarihli ve 2020/569 esas, 2021/49 karar sayılı ilamı ile müvekkili şirketin genel kurulun toplantıya çağrılması ve bu nedenle gündem düzenlemek ve kanun hükümleri uyarınca çağrı yapmak üzere mali müşavir Doç. Dr. … kayyım olarak atandığını, bu karar kesin olmakla birlikte usul ve yasaya aykırı olduğunu mahkememizin müvekkili şirkete kayyım atanması yönünde verdiği kesin kararın ardından ellerine geçen 13.03.2019 tarihli ıslak imzalı İnançlı İşlem sözleşmesi Doktor …, … ve … arasında imza edildiğini, bu sözleşme ile …’un, Ticaret Sicil Gazetesinde hissedar olarak görünmesi birlikte şirketin gerçek sahiplerinin … ve … olduğunu, … aleyhine açılacak her tür davada tüm sorumluluğun şirketin gerçek sahipleri olan … ve … üzerinde olduğu imza altına alındığını, bu sözleşmenin sonunda … Res. Tur. Tic. Ltd. Şti., işletme adının … olan şirketin tüm yasal hakları ve geriye-ileriye dönük borç ve alacaklarını … ve …’ın kabul ettiği hususunda taraflarca anlaşıldığını ve imza edildiğini, yine yargılama sürecinde temin etmekte güçlük çektikleri ancak ellerine geçen 28.03.2019 tarihli İnançlı İşlem Sözleşmesi, …’ın yalnızca kağıt üzerinde bir ortak olduğunu alenen ortaya koyduğunu belirterek, açıklanan sebeplerle yargılamanın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin %51 pay sahibi konumunda olduğunu, inanç sözleşmesinin süresinde Mahkemeye ibraz edilmediğini ve yargılamayı uzatma amacı taşıdığının bariz olduğunu belirterek, yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmesi talep etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

GEREKÇE :Dava, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/569 Esas ve 2021/49 Karar sayılı davanın yenilenmesi istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
HMK’nun 374. maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kurumu, kesin hükme bağlanmış bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Şüphesiz ki Kanun Koyucunun böylesine bir kurumu işlevsel kılmaktaki amacı, birtakım ağır yargılama hataları ve noksanları sebebiyle yanlış olarak verilen hükmün değiştirilebilmesine imkân tanımaktır. Lakin yargılamanın yenilenmesinin olağanüstü bir kanun yolu oluşu ve bu yola başvuruda keyfiyetin önüne geçmek amacıyla, yargılamanın yenilenmesini gerektirecek sebepler HMK’nun 375. maddesi kapsamında tahdidi olarak sayılmış olup, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan tarafın işbu talebinin kabul görmesi için ileri sürmüş olduğu sebeplerin HMK’nun 375. maddesi hükmü kapsamında sayılan sebeplerden biri olması ve bu sebep veya sebeplerin gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Bu bağlamda, somut uyuşmazlıkta davacı tarafın ileri sürdüğü yargılamanın yenilenmesi sebepleri, aşağıda yer verilen, HMK m. 375/1-(ç), (h) hükümleridir.
“… ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması..
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması…”
Davacı mahkememizin 2020/569 Esas ve 2021/49 Karar sayılı dosya kapsamında yargılama sürecinde temin etmekte güçlük çektikleri İnanç Sözleşmelerini temin ettiklerini, bu nedenle yargılamının iadesi şartlarının oluştuğunu belirtmiştir.
Mahkememizin 2020/569 esas sayılı dosyasında sunulmadığı belirtilen İnanç Sözleşmesinin temin edildiği belirtilmiş ise de; 6100 sayılı HMK’nun 375/ç maddesi bağlamında yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması şeklinde değerlendirilmesi ve yargılamanın yenilenmesi sebebinin kabul edilmesi mümkün olmadığı, öte yandan lehine karar verilen tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olduğu tespit ve ispat edilmediğinden, öte yandan Mahkememizin 2020/569 esas sayılı dosyasında sunulmadığı belirtilen İnanç Sözleşmesinin, Genel Kurul yapılması talepli davada sonuca etkili olmadığından, davacının yargılanmanın yenilenmesi davasının mesmu olmadığından reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının mesmu olmadığından REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi.28/04/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza