Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/222 E. 2022/203 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/222 Esas – 2022/203
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : 2021/222
KARAR NO : 2022/203
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Çekişmeli Alacak
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 14/03/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.06.2020 tarih ve … esas, … karar sayılı ilamıyla davalı şirketin konkordato talebinin tasdik edildiğini, alacaklı banka tarafından konkordato komiserliğine alacak bildirimi ve kayıt talebinde bulunulduğunu, bildirilen alacağın 312.409,43TL’na konkordato projesinde yer verildiği ve aşan kısmın dikkate alınmadığı nedeniyle alacağın çekişmeli hale geldiğini, alacağın rehinli olduğunu, bu nedenle faiz işlemeye devem ettiği ve faiz isteme hakkı olduğunu, arabuluculuğa başvuru tarihi itibariyle 866.603,78TL alacak bulunduğunu, bu tutardan kayıtlı alacak miktarı indirildiğinde 554.194,35TL alacağın çekişmeli hale geldiğini beyanla, arabuluculuk başvurusunun yapıldığı 29.01.2021 tarihi itibariyle mevcut 554.194,35TL çekişmeli alacağın, asıl alacağa işleyecek faiz ve BSMV ile birlikte ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın, konkordato komiserliğine 22.03.2019 tarihinde 445.245,97TL alacak bildiriminde bulunduğunu komiser heyetince 312.409,43 TL alacağın ve 350.000,00 TL teminatın kayıt altına alındığını, İİK.294/3 ve 302/5 uyarınca talep edilen alacağın rehinle temin edilmemiş kısmı bakımından kesin mühlet tarihi (07.12.2018) itibariyle faiz işlemesinin durduğunu, ancak komiserliğe bildirilen alacak toplamına, teminat dışı kalan alacak için hesaplanan faiz ve masraf tutarlarının da ilave edildiğini, kat ihtarı dolayısıyla temerrüt tarihi geçici mühlet tarihinden (10.09.2018) sonra başladığından teminat kapsamındaki alacak miktarı için faiz hesaplanabileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

DELİLLER :Mahkememizin … esas sayılı dosyası, 21/09/2021 tarihli bilirkişi raporu, 08/12/2021 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, konkordato davası neticesinde çekişmeli hale gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde mahkememizin davaya bakmaya yetkili olmadığını belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmünü içermektedir. Somut olayda; davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz yerde açıldığını belirterek yetkili mahkemeyi göstermeden yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla yetki itirazı usulüne uygun yapılmadığından ve konkordatonun tasdikine mahkememiz tarafından karar verildiği dikkate alınarak davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
İcra ve İflâs Kanunundaki öngörülen tasdik kararının ilânından itibaren bir aylık süre içerisinde dava açılmaması halinde alacaklının alacak hakkını maddî hukuk bakımından sona ereceği yahut alacağın konkordato hükümlerine göre talep edilmesi hakkının düşeceği sonucuna varılamaz. Buradaki bir aylık süre çekişmeli alacaklının kendisine konkordato hükümlerine göre ödeme yapılmasını talep edebilmesi bakımından hak düşürücü nitelikte değildir. Kanun’da öngörülen bir aylık süre çekişmeli alacak hakkında dava açmak bakımından hak düşürücü nitelikte olmayıp, alacaklının banka hesabına yatırılan paydan kendisine ödeme yapılmasını talep etmesi bakımından hak düşürücü niteliktedir. Bu nedenle çekişmeli alacak hakkındaki davanın süresinde açılmaması halinde dahi mahkeme genel hükümlere göre davayı görecektir. Dolayısıyla alacaklı, çekişmeli alacak hakkında konkordatonun tasdikinin ilânından itibaren bir aylık süre geçtikten sonra da dava açabilecektir. İş bu sebeple hak düşürücü süre itirazının reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu, Konkordato sürecinde kabul edilen alacak dışında davacı bankanın alacağı bulunup bulunmadığı, böyle bir alacak mevcut ise söz konusu alacağın asıl alacak ve faiz kısımlarıyla birlikte toplam miktarının tespiti noktasında toplanmaktadır.
İİK’nun 294/3 maddesine göre; tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
Davacı … .A.Ş. ile … Ltd. Şti. arasında 23/08/2013 tarihli ve 250.000,00TL limitli, 26/05/2014 tarihli ve 500.000,00TL limitli ve 28/07/2015 tarihli ve 1.000.000,00TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiştir.
Davacı … A.Ş. vekili müvekkili bankanın … Ltd. Şti.’den 866.603,78TL tutarında alacağının bulunduğunu, bu tutardan kabul edilen 312.409,43TL’NİN düşümü sonucunda müvekkilinin 554.194,35TL alacağının bulunduğunu, asıl alacağa işleyecek faiz ve BSMV ile birlikte borçludan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyada; … Şirketi Konkordato Teklifi Dahilinde Somutlaşan Ödeme Tablosu kapsamında …A.Ş.’nin alacak miktarının 350.000,00TL olduğu ve rehin hakkı bulunduğu yönünde 16.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar vermiştir. Davalı şirket yararına 10/09/2018 tarihinde geçici mühlet, 07/12/2018 tarihinde kesin mühlet ve 16/06/2020 tarihinde konkordato tasdik kararı verilmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyası, 21/09/2021 tarihli bilirkişi raporu, 08/12/2021 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı kül halinde değerlendirildiğinde;
Alacaklı banka, konkordato talebi tasdik edilen davalı şirketten 866.603,78TL alacaklı bulunduğunu, bu alacağın 312.409,43TL’lik kısmına konkordato projesinde yer verildiğini
e-imza e-imza e-imza e-imza

aşan 554.194,35TL alacağın çekişmeli hale geldiğini, rehinli alacağa faiz isteme hakkı olduğunu beyan ve talep etmiştir. Buna karşılık, davalı şirket cevabında, alacaklı bankanın konkordato komiserliğine yapmış olduğu 445.245,97TL alacak bildiriminin 312.409,43TL kısmının ve 350.000,00TL teminatın kayıt altına alındığı, rehinle temin edilmemiş artan kısım bakımından kesin mühlet tarihi itibariyle faiz işlemesinin yasa gereği durduğu, komiserliğe bildirilen alacak toplamına, teminat dışı alacak için faiz ve masraf yüklendiği, savunulmuştur.
Kök rapor ile ;Alacaklı bankadan ve borçlu şirketten elde edilen ve irdeleme sonuçları yukarıda açıklanan kayıtlara göre, kullanılan kredi tutarları ile krediden kaynaklı borca karşılık yapılan ödemeler konusunda, taraf kayıtlarının işlem bazında genellikle birbirini doğruladığı, bazı borç/alacak kayıtlarındaki farklılığın, konkordato ilanının yarattığı diyalog eksikliğinin de etkisiyle düzenli olarak karşılıklı mutabakat yapılmamış olmasından ve teminatlı banka alacağına faiz işletilmesinden kaynaklandığı, bu bağlamda yapılan karşılaştırmadan, borçlu şirket kayıtlarına göre 30.09.2018 tarihinde ödenen, ancak, banka kayıtlarında kredi riskiyle ilişkilendirilmediği izlenen kredi taksiti ile belgesi ibraz edilemeyen çek bedelinden kaynaklı alacak tutarı indirildiğinde, bankanın bakiye alacak toplamının 308.859,38 TL’na tekabül ettiği; buna mukabil, yukarıda borçlu şirket kayıtlarından elde edilen banka borçları kalanının 297.962,84 TL’na baliğ olduğu göz önüne alınarak kompanse edildiğinde, incelenen taraf kayıtları arasındaki farkın, alacaklı banka lehine (banka kayıtlarına göre bakiye alacak toplamı 308.859,38 TL şirket kayıtlarına göre bakiye borç toplamı 297.962,84 TL=) 10.896,54 TL olduğu ve bu tutarın da banka ve şirket kayıtları arasındaki ticari kredi kartları faizinden kaynaklı borç/alacak (banka kayıtları 62.592,20 TL şirket kayıtları 51.695,66 TL -10.896,54 TL) farkına denk olduğu, Sonuç olarak, taraflardan elde edilen incelemeye esas bilgi ve belge kayıtlarının, kesin mühlet öncesi tarihlere göre borç/alacak bakiyesi ihtiva ettiği, karar verilen alacağın ise, konkordato komiser heyetine kesin mühlette yapılan (23.03.2019 tarihli) alacak bildirimine dayandığı dikkate alındığında, tasdik kararında yer verilen banka alacağı ile incelenen belgelerden elde edilen banka alacağı arasındaki farkın (projede kayıtlı alacak 312.409,43 TL incelemeden elde edilen alacak 308.859,38TL – 3.550,05 TL), hesaba esas tarihler arasındaki kısa süreye münhasır faiz hesabından kaynaklandığı, buna göre, davacı bankanın, karar verilen alacak dışında çekişmeli alacağının bulunmadığı rapor edilmiştir.
Mahkemenin ek rapor alınmasına ilişkin 27.10.2021 tarihli ara kararında, kesin mühlet ve dava tarihlerine göre davacı bankanın asıl ve işlemiş faiz alacaklarının ayrı hesaplanmasının istendiği göz önünde bulundurularak yapılan ilave inceleme ve mahallinden elde edilen bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi neticesinde, Kök raporda, kredi borcuna mahsuben son taksit ödeme tarihi (30.09.2018) itibariyle kredi borcuna mahsuben işleme alınan, ancak, alacaklı banka kayıtlarında görünmeyen 3.732,82 TL taksit ödemesinin, borçlu şirket kayıtlarında görünmekle beraber alacaklı bankanın kredi kayıtlarında görülemediği, bu ödemenin dikkate alınması halinde, son işlem tarihine göre baz kredi borcunun 246.267,18TL’na tekabül ettiği yönündeki açıklamada yer alan ödemenin, bu defa alacaklı bankanın borçluya göndermiş olduğu 28.09.2018 tarihli Ticari Hesap Ekstresi’nde “taksitli -…” izahatıyla kayıtlı olduğu, görülmüştür. Bu duruma göre, son işlem tarihli kredi borç bakiyesinde değişiklik olmadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan, alacaklı bankadan elde edilen verilere göre, 2018 döneminde alacağa uygulanan akdi kredi faiz oranının %37,8 ila %43,60 düzeyinde olduğu ve sonraki dönemlerde de bir miktar iniş/çıkışla genellikle yüksek seyrettiği anlaşılmakla beraber, alacaklı banka verilerinde görülen faiz hadlerinin temerrüt faiz oranları olduğu değerlendirilmiştir. Alacaklı bankanın borçlu şirkete göndermiş olduğu 28.09.2018 tarihli Ticari Hesap Ekstresi’nde “kredi akdi faiz oranının %2,25 gecikme faiz oranmı %2,75 olarak revize edildiği ve bu bildirimin sözleşme değişikliği niteliğinde olduğu”, bilgisine yer verildiği dikkate alınarak kıyaslama yapıldığında, kredi borcuna uygulanan oranların temerrüt faiz oranı olduğu açıktır. Kredi alacağını ödenmesinde yaşanan
e-imza e-imza e-imza e-imza

gecikmelerin tamamının, borçlunun konkordato sürecinde olduğu mazara alındığında, alacağa akdi faliz uygulanması gerekeceği, buna göre, Kesin mühlet tarihinin 07.12.2018, Dava tarihinin 19.03.2021, Son işlem tarihinin(krediye mahsuben en son taksit ödemesinin yapıldığı tarih) 30.09.2018, Banka verilerine göre nakdi kredi hareketli faiz ortalamasının %27,50’e denk geldiği, Faiz hesabına esas işleyen sürelerin, son İşlem tarihinden kesin mühlet tarihine kadar 68 gün, dava tarihine kadar 901 gün olduğu, nazara alındığında, Son taksit ödeme tarihi itibariyle 308.859,38 TL olarak hesaplanan davacı banka alacağının, Kesin mühtet tarihine göre işleyen faizinin 186.043,53 TL, Dava tarihine göre işteyan faizlnin 212.576,75 TL olduğu, Buna göre alacak toplamının Kesin mühlet tarihi itibariyle 324.902,91 TL’na baliğ olduğu ve bu alacağın 297.962,84TL’nın asıl, 28.940,07 TL’nın faiz/vergi olduğu, hesaplanmıştır.
Sonuç olarak, taraflardan elde edilen incelemeye esas bilgi ve belge kayıtlarının, kesin mühlet öncesi tarihlere göre borç/alacak bakiyesi ihtiva ettiği, karar verilen alacağın 312.409,43TL olduğu, Kesin mühlet tarihi itibariyle alacağın 297.962,84TL olduğu hesaplanan faiz alacağı yönünden yapılan değerlendirmede İİK 288/1 maddesi uyarınca geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur. İİK 294/3 maddesi ise “Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, konkordato talep eden davacının projesinde faize dair herhangi bir kabulünün ve gerek geçici mühlet gerekse konkordato tasdik projesinde kesin mühlet kararlarında faize yönelik herhangi bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla yukarıda anılan kanun maddeleri gereğince 294/3.maddede öngörülen kesin mühletin faize ilişkin düzenlemesi 288.madde gereğince geçici mühleti de kapsayacağından konkortadoya tabi borçların geçici mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş alacağa faiz işlemesinin duracağı gözetilerek (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 16/02/2021 tarih 2021/1389 Esas ve 2021/275 Karar sayılı; 23/06/2021 tarih 2021/2089 Esas ve 2021/2943 Karar sayılı emsal ilamları) faiz hesabı dışında konkordato kapsamı dışında çekişmeli asıl alacak bulunup bulunmadığının esas uyuşmazlık noktası kabul edilerek bu alacağın 312.409,43TL’lik kısmına konkordato projesinde yer verildiği ek rapor ile Kesin mühlet tarihi itibariyle asıl alacağın 297.962,84TL olduğundan buna göre, davacı bankanın konkordato kapsamında kabul edilen asıl alacağı aşan miktarda çekişmeli alacağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 9.464,26TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.383,56TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/03/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza