Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/218 E. 2021/656 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/218 Esas – 2021/656
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/218 Esas
KARAR NO : 2021/656

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/03/2021
KARAR TARİHİ:16/09/2021
K.YAZIM TARİHİ:30/09/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin, önceki …’dan Etimesgut Noterliğinin 05/07/2012 tarih ve… yevmiye nolu araç devri bedeli olarak 100.000,00 TL (her bir çek bedeli 50.000,00TL olmak üzere) bedelli, davalı bankanın… Şubesi tarafından …’nun talebi üzerine verilmiş olan çek koçanının … ve … numaralı çeklerini aldığını, bankanın çeklerin düzenli ödendiği beyanına güvenerek çekleri kabul eden müvekkilinin, 02/01/2013 tarihinde çek bedellerinin tahsili amacı ile başvuru yaptığında çekin arka yüzüne “işbu çek üzerinde keşideci imzası tutmadığından çek hakkında herhangi bir işlem yapılmamıştır” ibaresi ile çeklerin karşılıksız olduğunu, düzenli ödemelerin önceki çek koçanına ilişkin olduğu bilgisini edindiğini, devamla, müvekkili tarafından çek bedellerinin tahsili amacı ile Sincan … İcra Müdürlüğü … Esasına kayden icra takibi yapılmış ise de keşideci … tarafından imzaya itiraz edildiğini ve Sincan İcra Hukuk Mahkemesi … Esas… Karar sayılı dosyada yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporları neticesinde imzanın keşideci …’ya ait olmadığı tespit edildiğini ve takibin iptaline karar verildiğini, bu karar neticesinde … Hazırlık numarası ile Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına müvekkili tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu ve hazırlanan iddianame kabul edilerek Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas …Karar sayılı dosyasında sanıkların üzerine atılı dolandırıcılık suçunun sabit görülmesi halinde eylemlerinin TCK’nın 158/1f-son maddesine uyma ihtimalinin bulunduğunu, resmi belgede sahtecilik suçunun da bu suç ile birlikte işlenmiş olması nedeniyle tüm suçlar yönünden CMK’nın 3 ve devamı maddeleri gereğince görevsizlik kararı verildiğini, dosya görevli Ankara Batı… Ağır Ceza Mahkemesine gönderilerek … esasını aldığını, yapılan yargılamalar sırasında sanık beyanları neticesinde davalı bankanın Emek şubesinden sanık …’ya ait çek koçanının teslimine ilişkin evraklar talep edilmiş ve cevaben gelen evraklar arasında bulunan ve sanık … tarafından düzenlenip imza altına alındığı iddia olunan kendi adına düzenlenmiş çek koçanının, …’ya teslimi talebini içeren adi evrak karşılığı çek koçanının …’ya teslim edildiğinin anlaşıldığını, Mahkemesince ilgili adi evrakta yapılan inceleme sonucu evraktaki yazı ve imzanın …’ya ait olmadığının tespit edildiğini, Ayrıca Ankara Batı …Ağır Ceza Mahkemesi … E. … K. Sayılı ilamıyla sanık …’nun banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı ceza aldığını, Türk Ticaret Kanunu ve Çek Kanunu gereğince gerçek kişi tacirlerin vekil aracılığı ile çek keşide etmesinin yasak olduğunu, bu hüküm gereğince evleviyetle 3.kişi çek koçanlarını istediğinde aynı dikkat ve özen yükümlülüğü ile davalı bankanın sorumluluğu bulunduğunu, basiretli tacir olarak davranması gereken davalı bankanın, …’ya ait çek koçanını herhangi bir resmi evrak ibraz etmeyen, yalnızca …’ya ait olmayan yazı ile talepte bulunduğunu gösterir adi evrak karşılığı …’ya teslim etmiş olduğundan üzerine düşen görevi ihlal ederek ve basiretli bir tacir gibi davranmayarak müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin, davalı bankaya çeklerin tahsili amacıyla başvurduğunda, banka tarafından çek üzerinde keşideci imzası tutmadığından bahisle çek hakkında herhangi bir işlem yapmadığnı, Oysaki …, …’ya ait çek koçanını adi evrak karşılığında bankadan teslim alırken, banka adi evraktaki imzayı kontrol etmediğini, davalı bankanın bu olayda 2 zıt işlem yaptığını ve çelişkili davrandığını, bankanın bu durumda sorumsuz davranmış ve müvekkilinin mağdur olmasına olanak sağladığını beyan ederek, davanın kabulüne, müşterek ve müteselsil sorumluluktan dolayı çekte yazılı olan miktarların vade tarihi veya çekin bankaya ibraz edildiği 30/11/2012 ve 3012/2012 den itibaren ile beraber işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; husumet, yetki ve zamanaşımı itirazları bulunduğunu beyan ederek, müvekkili banka’nın davacı’ya çek bedelini ödememesinde hukuka aykırı bir yön olmadığını, davacı, almış olduğu çekleri tahsil amacıyla Müvekkil Banka’ya ibraz ettiğinde çek üzerindeki imza ile …’nun müvekkil banka’da bulunan imza sirkülerinin birbirine uymaması gerekçesi ile çek hakkında herhangi bir işlem yapılmadığını, Türk Ticaret Kanunu uyarınca müvekkili bankanın, basiretli bir tacir gibi davranarak çeklerin üzerindeki imzaları ve çek bedelinin karşılığının bulunup bulunmadığını kontrol etmekle yükümlü olduğunu, aksi halde bu incelemeler yapılmadan çek bedelinin ödenmesi halinde müvekkili banka’nın sorumluluğu gündeme geleceğini, işbu sebeple bahsedilen kontrollerin yapılmasının ardından imza uyumsuzluğu sebebiyle davacı’ya ödeme yapılmadığını, yapılan işlemlerin tamamı, kabul görmüş bankacılık uygulamalarına, usule ve yasaya uygun olduğunu, yasal yükümlülüğünü yerine getiren müvekkili banka’nın ilgili çek bedelini davacı’ya ödenmemiş olmasında hiçbir kusuru olmadığını, çek koçanı, işlem bazında verilen yazılı talimata binaen …’ya teslim edildiğini ve teslim sırasında müvekkili bankanın inceleme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davaya konu olaylar kronolojik olarak incelendiğinde müvekkili banka’nın çelişkili işlem yapmamış olduğunu, davacı’nın, asıl borçluya karşı tüm hukuki yolları tüketmeden müvekkili banka aleyhine dava açmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, Türk Ticaret Kanunu uyarınca çek bedelini ödemekten sorumlu kişinin müvekkili banka değil … olduğunu, davacı basiretli tacir gibi davranmayarak zararın meydana gelmesine kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, müvekkili banka’nın çek koçanını …’ya teslim etmesi ile davacının çek bedelini tahsil edememesi arasında illiyet bağı bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz iddialarla açılmış bulunan işbu davanın öncelikle usulden, esasa girilecek olması halinde ise müvekkili banka yönünden esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, davacının ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtları, davalı banka kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, müşterek ve müteselsil sorumluluktan dolayı dava konusu edilen çek bedellerinin ve işleyecek olan faizinin davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi davalıya 29/03/2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 26/03/2021 tarihli dilekçe sunularak cevap verme süresinin uzatılmasına karar verilmesi talep edilmiş, mahkememizin 29/03/2021 tarihli ara kararı ile davalının cevap verme süresinin bitiminden itibaren başlamak üzere iki hafta süre verilmiş, davalı tarafça 07/04/2021 tarihli süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunulmuş, yetkili mahkemenin davalı bankanın adresinin bulunduğu İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu beyan edilmiştir.
Davanın esasına girilmeden önce davalı yanın yetki ilk itirazı öncelikli olarak incelenmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 6/1 madde ve fıkrasında “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
HMK’nın 14/1. maddesinde ise “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Şube, bir kurum veya kuruluşa bağlı olarak etkinlikte bulunan alt mevkiilerdeki iş yerlerinden her biri olarak tanımlanabilir. Şube, hukuken ve mali olarak merkeze bağlı olmakla birlikte merkezin yapmakta olduğu işlemler türünden işlemler yapma yetkisine de haizdir.
Tüzel kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, tüzel kişilerin yerleşim yerinin, yani merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olmakla birlikte, şube işlemleri nedeniyle açılacak dava, taraf olarak bağlı bulunulan merkez davalı gösterilerek, şubenin bulunduğu yerde de açılabilir.
Gerçekten davalı bankanın şubesinin bulunması şartıyla ve o şubenin yapmış olduğu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, şubenin bulunduğu yer mahkemeleri yetkili olacaktır.
Eldeki dava, şubenin sorumluluğu kapsamında tahsil edilemeyen çek bedelinin tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmakla yetkili mahkemenin, 6100 sayılı HMK’nun 6. Maddesi veya 14/1. Maddesi gereğince belirlenmesi gerekmektedir.Her ne kadar davacı yan haksız fiilin işlendiği yerde de dava açılabileceğinden söz etmişse de söz konusu uyuşmazlık davalı bankanın haksız fiil teşkil eden bir eyleminden kaynaklanmadığından bu beyanına itibar edilmemiştir. Buna göre yetkili mahkemenin davalı bankanın Emek/Ankara şubesinin adresine göre bağlı bulunduğu Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi ya da davalı bankanın merkezinin adresine göre bağlı bulunduğu İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, birden fazla yetkili mahkemenin bulunması halinde seçim hakkının davacıya ait olduğu, ancak davacı tarafça yetkili olan mahkemelerden birinde davanın açılmaması sebebiyle seçim hakkının davalıya geçtiği, davalının da banka merkez adresine göre yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan etmesi karşısında davalı bankanın merkez adresinin “… İstanbul” olduğu gözetilerek mahkememizin yetkisizliği ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/09/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza