Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/194 E. 2022/733 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/194 Esas – 2022/733
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/194 Esas
KARAR NO : 2022/733
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2018
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
K. YAZIM TARİHİ: 22/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;10/03/2006 tarihinde müvekkili kooperatifin, … adına … adına izafeten, … Banakası … Şubesi ile 775 Sayılı Gece Kondu Kanunu gereğince borçlanma sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden, … ili … ilçesi, … Köyü … Ada … Parsel ve … ada … parseldeki taşınmazların 775 Sayılı Kanun gereğince müvekkilİ kooperatife tahsis ediliğini ve taşınmaz üzerine hazine adına … Bankası … Şubesi lehine 15/03/2006 tarih … yevmiye no’lu 1. dereceden 720.000 TL miktarlı ipotek tesis ediliğini, Her ne kadar borçlanma sözleşmesi …nı izafeten imzalanmış ise de, 775 Sayılı Gecekondu Kanunda yapılan değişlik ile … yerine muhatabın … olduğundan davalı olarak bakanlık yerine …’nin gösterildiğini, Yine … Banasının da ipotek lehtarı olması nedeniyle davalı gösterildiğini, müvekkilinin ipotek bedeli borcun tamamını ödemiş olmasına rağmen, davalı … tarafından muhtelif tarihlerde yapılan yazışmalarda ve son olarak 27/03/2018 tarihli yazısında müvekkilinin 104.332,00 TL borcun olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin davalılara borcunun kalmadığı, aksine fazladan müvekkilinden tahsilat yapıldığını, 775 Sayılı Kanun gereğince davalı idarenin müvekkilinden borçlanma sözleşmesindeki tutar haricinde hiçbir bedel talep edemeyeceğini, bu durumun Anayasaya ve yargı içtihatlarına açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin sözleşmedeki bedelin tamamını ödediğini, ayrıca ücret talebinin haksız olduğunu, davalı …’nin sözleşme kapsamındaki ne şekilde hesapladığını müvekkili tarafından sorulmasına rağmen cevap vermediğini ve genel ifadelerle “775 Sayılı Kanun, Borçlanma Sözleşmesi, Noter Taahhütnamesi, 6183 Sayılı Kanun ve diğer mevzuat hükümlerine göre” denilerek, geçiştirildiğini, Oysaki … Müdürlüğü tarafından … Bankasına gönderdiği 21/02/2006 tarihli … sayılı yazıda hesaplamanın ne şekilde yapılacağının bildirilğini, … Bankası … Başkanlığının da bu yazıya istinaden 28/07/2006 tarihli ve … Mutabakat Numarası ile bir genelge yayınlandığını, davalı …’nin söz konusu genelgeye aykırı hesaplamalar yaptığını ve kooperatiften fazladan tahsilat yaptığını, bu nedenle müvekkilinin alacak talebinin de olduğunu, Taraflar arasındaki borçlanma sözleşmesinin 1. maddesinde ödenecek taksitlerin vade tarihinin açık şekilde düzenlenmediğini, bu nedenle borcun muaccel hale gelemediğini, temerrüt koşukllarının oluşmadığını, bir an için davalı idarenin bedel talep edebileceğinin kabulü halinde ise, dava önce temerrüt gerçekleşmediğinden 104.332,00 TL talep edilemeyeceğini, gecikme faizi talep edilebilmesi için öncelikle alacağın muaccel hale gelmesi gerektiğini, bu nedenle davalının bedel talebinin haksız olduğu ve 775 Sayılı Yasanın düzenleme amacına ve gerekçesi ile de bağdaşmadığını, dolayısı ile temerrüt şartları oluşmadan adı ne olursa olsun gecikme zammı vs talep edilemeyeceğini, ayrıca bugüne kadar müvekkilinden tahsil edilen meblağların içinde gecikme zammı, temerrüt faizi gibi her ne ad altında olursa olsun tashil edilmiş meblağında tespit edilerek ödenmesini talep ettiklerini, müvekkilinden yasa koşulları oluşmadan yapılan gecikme zammı, temerrüt faizi gibi tahsilatların iadesinin gerektiğini, ayrıca yapılan hesaplamada faize faiz işletildiğini de düşündüklerini, bu nedenle yapılan tahsilatların iadesini talep ettiklerini, belirterek, davacının davalı ..’ye 104.332,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile kanuna mevzuata aykırı olarak yapılan tahsliatların tespiti ile fazladan yapılan tahsilatların, tahsilat tarihinden itibaren bankaca mevduatlara uygulanan en yüksek faiz üzerinden istirdatına, müvekkili adına tahsis edilmiş ipoteğin fekkine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili Cevap Dilekçesinde özetle; Davanın haksız ve hukuki mesnetten uzak olduğunu, Dava konusu … İli … İlçesi, … Mahallesinde bulunan … Ada … parsel ve … Ada … parsel taşınmazların 775 Sayılı Gece Kondu Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği gereğince … Konut üretmek üzere biri peşin geriye 9 yılda 9 eşit taksitte ödenmek üzere (Gecekondu Kanunu Uygulama Yönetmeliliğinin 15. Maddesi) 529.325,00 TL bedelle davacı Kooperatife tahsis edildiğini, arsa tahsis bedeli taksit ödemeleri ile ilgili olarak müvekkil idareye izafeten … Banakası … Şubesi, davalı kooperatif arasında 10/03/2006 tarihli borçlanma sözleşmesi imzalandığını, bu doğrultuda, … Bankasından alınan ödeme bilgileri akabinde 11/12/2017 tarihli E… Sayılı Yazı ile davalı kooperatife tebligat gönderilerek idarenin … Şubesi olan … Bankası … Şubesi ile imzalanan borçlanma sözleşmesi, 6183 Sayılı Yasa, Borçlar Kanunu, emsal yargı kararları, Noter Taahhütnamesi ve diğer mevzuat özellikle 775 Sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında İdarenin Faaliyet Sistemi Tahsis Gecikme Bedeli Hesaplama Programı aracılığı ile hesaplanan 201.300,00 TL gecikme bedelini 31/01/2018 tarihine kadar yatırmaları ve inşaat seviyesi hakkında bilgi verilmesi hususunun bildirildiğini, davacının ise taksitleri zamanında yatırdığını, idareye borcunun olmadığını, inşaatların ise su basmanlarının tamamlandığını ve bir bloğun inşaat fiziki gerçekleşesinin %95 seviyesinde olduğunu belirttiğini, bunun üzerine müvekkilinin 05/1/2018 tarihli yazı ile bir kez daha gecikme bedelini talep ederek 31/01/2018 tarihine kadar ödenmesinin bildirildiğini, davacının söz konusu borca 19/01/2018 tarihinde yeniden itiraz ettiğini ve ödeme tablosunu talep ettiğini, bu doğrultuda kendine hesaplama tablosu verildiğini, Davacının daha sonra verdiği başka bir dilekçe ile … Bankası … Şubesindeki Kooperatif hesabından 26.900,00 TL ile 75.000 TL olmak üzere 101.900,00 TL bulunuduğunu, söz konusu ödemelerin dikkate alınarak hesaplama yapılmasını talep ettiğini, Kanun ve Yargıtay emsal kararları nazara alınarak yeniden hesaplama yapıldığında davacının 104.332,00 TL borcunun bulunduğu ve 30/04/2018 tarihine kadar ödenmesinin bildirildiğini, itirazların haksız olduğunu hesaplamanın “İdaremiz Faaliyet Sistemi Tahsis Gecikme Bedeli Hesaplama Programı” ile yapıldığını Gece Kondu Kanunun Uygulam Yönetmeliğinin 13/5 maddesinde temerrüt hükmünün yer aladığını ve ilgili maddede, kendilerine arsa tahsis edilen ve bedelinin 1/10 unu tediye eden şahısların borçlarını yıllık ve aylık eşit taksitler halinde olmak üzere 9 yılda tediye eder, ilk taksidin sözleşmenin imzası tarihinden itibaren 1 yıl sonra başlar denildiğini, Aynı Yönetmeliğin 15/2 maddesinde de benze ifadeye yer verilerek, kendilerine arsa tahsis edilen ve bedelin 1/10 unu tediye eden şahıslar bakiye borçlarını yıllık veya aylık eşit taksitler halinde olmak üzere 9 yılda tediye ederler ilk taksit sözleşmenin imzası tarihinden bir yıl sonra başlar denildiğini, Yine davalı ile imzalanan 10/03/2006 tarihli borçlanma sözleşmesinin 5. maddesinde de, “Hak Sahibi, gerek kamulaştırma doalayısı ile ileride ilgili dairece tediye olunacak tezyidi bedel farkından hissesine düşen ve bankaca hesabına borç yazılan parayı bankanın ihbarı üzerine ve bu sözleşme tarihinden bir yıl sonra başlamak üzere 9 yılda 9 eşit taksitler halinde ve birinci maddede yazılı taksit tutarları ile birlikte her ay ve gerekse bu sözleşme gereğince bankaca adına yapılacak hesabın borcuna yazılan her çeşit masraf ve ödemelerin hepsini kendisine haner verilmesinden sonra en çok vadesi ilk gelecek aylık taksit ile birlikte ve buna ek olarak bankaya ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder” denildiğini, sözleşmenin 13. maddesinde ise zamanında ödenmeyen taksitler için 6183 Sayılı Yasa Kanun hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiğini, davacının borçlanma sözleşmesinin 10/03/2016 tarihinde imzalanmasını müteakip 1/10 tekabül eden 52.932,50 TL’yi fon hesabına yatırdığını, geri kalan 476.392,50 TL yi 9 yılda 9 eşit taksitte ödeyeceğini taksitlerinde sözleşme tarihinden bir yıl sonra başalayacağını kabul ve taahhüt ettiğini, Davacının ilk taksidi 08/03/2007 tarihinde, 2. taksidi 05/03/2008 tarihinde, 3. taksidi 09/04/2009 tarihinde idarenin hesabına yatırdığını, bu durumunda taraflar arasında ödeme tarihine ilişkin görüş farkı olmadığını ortaya koyduğunu, ödemelerin 10 marttan önce yerine getirldiğini, ancak davacının 2009 yılında kooperatifin mali aczi nedenile 2011 yılına kadar ödeme yapmadığını, 2011 yılından sonraki ödemeleri ise 10 Marttan sonra yerine getirdiğini, bu nedenle müvekkilinin kanun ve sözleşme hükümleri çerçevesinde gecikme zammı uyguladığını, davacının dilekçesinde belirttiği, Mülga … Bakanlığının 21/02/2006 tarihli … Sayılı Yazısının ve … Banakasının bu yazıya istinaden hazırladığı 28/07/2006 tarihli … Sayılı Örnekleme yazısının Gece Kondu Kanunu Uygulama Yönetmeliği, Borçlanma Sözleşmesine, Noter Taahhütnamesine, E. BK’nun 84. maddesine, emsal kararlara aykırı olduğunu ayrıca dayanak olarak gösterilen yazışmalarında taraflar arasındaki sözleşme ile ilgisinin bulunmadığını, söz konusu yazışmaların dava dışı 3. kişi …’ın 06/02/2006 tarihinde … Müdürlüğüne taksit ödemelerinde zorluklar yaşaması nedeniyle yapılan başvuru sonucundaki cevabi değerlendirme olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre söz konusu yazışmaların taraflar arasındaki uygulamaya dayana olmayacağını, söz konusu yazıda Yönetmeliğin 15. maddesi yanlış yorumlanarak hazırlanadığının anlaşıldığını, söz konusu yazıda taksitlerin bir yıl sonra balşlayacak şekilde yıllara yayıldığının belirtiliği oysaki Türk Hukuk Sisteminde ifa zamanın bir yıl içine yayılmış pozitif kural yer almadığını, kaldı ki ilk taksit tarihi olan 03/10/2007 tarihinde ödenmeyen tutar için gecikme cezası uygulanmayacağına ilişkin mevzuat ve sözleşme hükmüde yer almadığını, 6098 Sayılı Yasanın İfa zamanına ilişkin hükümler değerlendiriliğinde davacının iddialarının yersiz olduğunun görüleceğini, davacının taksit ödemeleri için belirtilen yılların son günü ödeneceğinin kabul edilmesi halinde, borcun Yönetmelikte ve sözleşmede belirtilen 9 yılda değil 10 yılda ödeneceğini, bu nedenle davacının iddialarının yerinde olmadığını, Yönetmelikteki “ilk taksit sözleşmenin imza tarihinden itibaren bir yıl sonra başlar” ibaresi söz konusu yazıda maksat aşılarak hatalı yorumlandığını, belirli bir durum için dava dışı kişiye ilişkin yazının genele teşmil edilemeyeceğini, zira bu durumun kamu zararına sebep olacağını, 3. kişi yönünden yazılan yazının taraflar arasında uygulanmasının mümkün olmadığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Bankası vekili Cevap Dilekçesinde özetle; Müvekkilinin söz konusu sözleşmeyi …ını izafeten imzaladığını dolayısı ile sözleşmede tarafın müvekkili olmadığını, sözleşme kapsamında davacıya 529.325 TL kredi kullandırıldığını krediye teminat olarakta … ada … parsel ile … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerine 15/03/2006 tarihinde … Y.N’lu 720.000,00 TL bedelli 1. dereceden müvekkili lehine ipotek konulduğunu, müvekkili bankanın bu davada taraf sıfatı bulunmadığını, sözleşmenin asıl tarafının … olduğunu, bankanın ise sadece lehine ipotek tesis edilen olduğunu, borca ilişkin ödemelerin müvekkili banka tarafından yapıldığını bunun dışında bir yetkisinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin …den gelen talimat ile hareket ettiğini, yapılan ödemeler sonucunda ne kadar borç kaldığını, zamanında yapılmayan ödemeler için ne miktarda faiz işletildiğini …’nin hesapladığını, müvekkilinin sadece … adına para tahsil ettiğini ve aracı kurum gibi hareket ettiğini, her ne kadar ipotek müvekkili adıan tesis edilmiş ise de, ipotek ile alakalı bağımsız hareket etmesinin sözkonusu olmadığını, müvekkilinin … tarafından borcun ödendiğinin bildirilmesi halinde ipoteği fek ettiğini, aksi halde müvekkilinin resen ipoteği fek edemediğini, davalının da bugüne kadar müvekkiline fek konusunda bir talimatının bulunmadığını, bu nedenle borçla ilgili bir sıfatlarının bulunmadığını davanın bu nedenle usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini,Borçlanma sözleşmenin 2. maddesinde “Bankanın Taksit vadelerini veya vadesinde ödenmeyen taksit tutarını hesap sahibine bildirmekle yükümlü olmadığını” 21. madeye göre ise “banka hesap sahibine hesap özeti çıkarmak ve göndermekle yükümlü olmadığını” müvekkilinin … tarafından işletine faiz oranı ve miktarı konusunda bilgi sahibi olmadığını, davacının imzaladığı borçlanma sözleşmesi ile 529.325,00 TL borçlanıldığını ve 1/10 peşin olarak 10/03/2006 tarihinde yatırıldığını, geriye kalanda sözleşmenin 1. maddesi gereğince 9 eşit taksitte 9yılda tamamlanmasının taahhüt edilidğini, buna göre davacının son ödemesini 2015 yılında yapması gerektiğini, davacının ödemeleri zamanında yapmadığını zamanında yapılmayan ödemelere ilişkin olarak 24/07/2011 tarihinde ihbar mektubu gönderilerek uyarıldığını ödemenin vadesinde yapılmadığı bildirilerek 6183 Sayılı Yasaya göre hesap edilecek faizi ile ödemesi hususunun ihtar edildiği, bankanın faiz hesabı yapmadığını zira bunun kendilerinin sorumluluğunda olmadığını belirterek davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Dava konusu taşınmazın tapu kayıtları ile ipoteğe ilişkin bilgi ve belge suretleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yazı cevabı, … Bankası yazı cevabı, bilirkişi rapor ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı.
Dava Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesine açılmış, Ankara … Asliye Ticaret mahkemesinin … esas … karar sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş, yargılamaya mahkememizce devam edilmiştir.
Bilirkişi 28/06/2021 tarihli raporu ile özetle; Davacı kooperatifin ödemesi gereken miktardan bakiye kalan miktarın 114.820,35 TL olarak hesaplandığı, davacı kooperatifin talebi doğrultusunda taksit miktarlarına faiz uygulanmayacağının kabulü halinde, davacı kooperatiften fazladan tahsil edilen miktarın (632.115-529.3255=101.790,00) 101.790,00-TL olduğu, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi uzmanlık alanında kalmadığından bu yönde bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi kurulu 07/12/2021 tarihli raporları ile özetle; dava tarihi itibariyle kooperatifin incelenen ticari defterlerinde yer alan kayıtlar ile asıl raporda tespit edilen hususların birbiriyle uyumlu olduğu, 20/08/2020 tarihinde … sayılı … Bankası dekontu ile 2.447,00 TL. ödendiği, bu ödemenin davacı kooperatifin geçmiş borçlarına karşılık yapılan ödeme olup olmadığı yönünde bir tespit yapılamadığı, itirazın rapordaki tespit ve incelemeleri değiştirecek nitelikte olmadığı, davalı … tarafından verilen itiraz dilekçesi eki 28/08/2020 günlü E. … sayılı içeriğine göre davacı kooperatifin borcu kalmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu 23/03/2022 tarihli ek raporları ile özetle; itirazların asıl ve ek rapordaki tespit ve incelemeleri değiştirecek nitelikte olmadığı, her iki rapor arasında faiz hesabı konusunda bir çelişki bulunmadığı, esasen ek raporda ayrıca bir faiz hesabının da yapılmadığı bildirilmiştir.
Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi 06/06/2022 tarihli raporu ile özetle; Davacı … Kooperatifi ile davalı … Ve … Bankası A.Ş. … Şubesi arasında görülen 13/07/2018 dava tarihli … E sayılı menfi tespit davasında, davalıların davacıya borcu olmadığı bildirilmiştir.
Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi 06/07/2022 tarihli ek raporu ile özetle; Davalıların davacıya borcu olmadığı bildirilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Gecekondu Kanunu kapsamında imzalanan “borçlanma sözleşmesi”ne dayalı menfi tespit, fazla ödenen bedelin istirdadı ve ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir.
Dosyamız kapsamında hükme esas alınan 28/06/2021 ve 06/06/2022 tarihli bilirkişi raporlarının birbiriyle uyumlu olduğu görülmüş, her ikisi de hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın temelinin davacı kooperatif tarafından ödemesi yapılan taksit miktarlarına faiz uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf bu iddiasının temelini … Müdürlüğünün 21.02.2006/… ve 06.07.2006/… sayılı yazılarına dayandırmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi rapor ve ek raporları birlikte değerlendirilerek; 775 sayılı Gecekondu Kanunu ve Uygulama Yönetmeliğinde hak sahibine yapılacak tahsislerde belirlenecek ödeme planına uyulmaması halinde, mahsup işleminin nasıl yapılacağına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olup, 818 sayılı Borçlar Kanunun 84. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 100. Maddesindeki düzenlemelerden hareketle, yapılan ödemeler öncelikle gecikme zammı miktarına, kalan kısmı ise asıl alacak miktarına mahsup edilmek suretiyle faiz hesaplanması gerektiği değerlendirilmektedir.
Borçlanma Sözleşmesinde uygulanacak faiz yönünden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine atıf yapıldığından, süresinde ödenmeyen taksitler yönünden 6183 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda gecikme zammı hesaplanmış, davacının söz konusu sunduğu 2006 tarihli genelgeye normlar hiyerarşisi de gözetilerek itibar edilmemiş, taksit miktarlarına faiz ve gecikme zammı uygulanmaması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Borçlanma Sözleşmesinde, kalan miktar olan 476.392,50-TL/”’nin 9 eşit taksit halinde 9 yılda ödeneceği hususu düzenlendiğinden, ilk taksit ödeme tarihinin borçlanma sözleşmesinin imzalandığı 10.03.2016 tarihini takip eden ilk yıl olan 10.03.2017 tarihinin olduğu kabul edilerek buna göre gecikme zammı bilirkişilerce hesaplanmış ve davacı kooperatifin eksik ödemesi bulunduğu, fazla ödemesinin bulunmaması gözetilerek davacı kooperatifin fazla yaptığı ödemelerin iadesi ve bu nedenle ipoteğin kaldırılması talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.781,73 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.701,03 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalıların kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı ve davalı … Bankası vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza