Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/189 E. 2021/530 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/189 Esas – 2021/530
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/189 Esas
KARAR NO : 2021/530

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2017
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
K. YAZIM TARİHİ: 14/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 15/02/2015 keşide, 15/04/2015 vade tarihli 50.000,00 TL tutarlı, bedeli nakden alınmış, alacaklısı davalı, borçlusu davacı olarak gözüken senetle işlem başlattığını, müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, işbu senedin davalının işçisi olması sebebiyle müvekkilinden teminat olarak alındığını, bu teminat senedinin yetkili icra dairesi ile davacının adres kısımlarının davacının rızası hilafına ve gerçeğe aykırı bir biçimde davalı tarafından düzenlendiğini, müvekkilinin davalı şirkette 2008 yılından 31/10/2016 tarihine kadar Antakya… sıfatıyla sigortalı olarak bilfiil çalıştığını, davalının 31/10/2016 tarihinde haklı bir nedene dayanmadan müvekkilinin işine son verdiğini, bu işlemden sonra müvekkilinin işçilik hak ve alacaklarını talep etmek üzere dava hazırlığında olduğunu öğrenen davalının elinde bulunan ve karşılığı olmayan teminat olarak verilmiş senedi kötü niyetle icra takibine konu ettiğini, bu icra takibinden sonra davalı aleyhine ayrıca işçilik hak ve alacaklarının tahsili için Hatay İş Mahkemesinin … esas sayılı davasının açıldığını ve bedelsiz senedin icraya konulması nedeniyle Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının iş davasına verdiği cevapta davacının kendi işçisi olduğunu inkar ederek, aralarında Tek Satıcılık-Bayilik ilişkisi nedeniyle ticari bir ilişki olduğunu belirttiğini ve senetten doğan alacağın da mal bedeli olduğunu yazılı olarak dile getirdiğini, ancak ne hikmetse senette alacağın nakden gözüktüğünü, davalının gerçeğe aykırı takip düzenlediğini, iş davasında da gerçeğe aykırı beyanda bulunarak borcundan kurtulmaya çalıştığını ve kötü niyetini sürdürdüğünü, davalının ticari defter ve kayıtlarında yapılacak incelemelerde davacıya mal karşılığında düzenlenmiş faturaların bulunmadığının, davacı adına kesilmiş faturalar var ise bu malların davalıya teslim edilip edilmediğinin, işbu takibe konu senedin ticari defterlere kaydedilip kaydedilmediğinin tespitinin gerektiğini, davalının yanında 8 yıl gibi uzun bir süre işçi olarak çalışan davacının davalı tarafından işçi olmadığının beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, keza yanında çalışan işçinin davalıya 50.000,00 TL borçlu olduğunun izahının davalıya ait olduğunu, takip konusu bononun dayanağı olan herhangi bir borçlandırıcı işlemin taraflar arasında olmadığını, davalının müvekkilinden nakden bir alacağı olmadığı gibi malen de bir alacağının bulunmadığını, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile müvekkilinin Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine konu senede dair borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkette işçi olarak çalışmamakla birlikte hukuki olarak Tek Satıcı olarak çalıştığını, senedin davacının cari hesap borcundan dolayı keşide edildiğini, teminat olarak düzenlenmediğini, davacı ile müvekkili arasındaki ilişkinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da düzenlenen doğrudan satış/kapıdan pazarlama ile TTK’da tek satıcılık olarak tanımlanan bir nevi bayilik niteliğinde olduğunu, “Tanıtım Gönüllülüğü ve Satış Temsilciliği Yetki Belgesi Sözleşmesi” isimli 04/11/2007 tarihli sözleşme ile bunun sabit olduğunu, kar payı esas alınarak müvekkili şirket yetkili satıcısı olan davacı lehine ve ilgili banka şubesinin talebi üzerine kredi uygunluğunun sağlanması amacıyla böyle bir yazı düzenlenmiş olduğunu, senede dayalı icra takibi ile davacının açmış olduğu işçi alacak davasının hiçbir bağlantısının bulunmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin satıcılık sözleşmesine dayandığını, sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğini beyan ederek, haksız açılan davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalı şirkete ait ticaret sicil kaydı, Hatay İş Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, davalı şirketin 01/01/2011-15/02/2015 tarihleri arasını kapsayan banka hesap dökümleri, 19/06/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizin 09/07/2019 tarih, … esas … karar sayılı kararı ile davanın reddine dair karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM … esas … karar sayılı ilamı ile; “Davacı ile davalılar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğu, davaya konu senedin de bu ilişkiye istinaden düzenlendiği, bu durumda davaya bakma görev ve yetkisinin iş mahkemesine ait olduğu gözetilmeksizin mahkemece işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK.353/1-a-3.maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE :Dava, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1.maddesinde ” İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur ” , B fıkrasında ise ” İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yine 6100 sayılı HMK ‘nun 1. Maddesinde ” Mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir, göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. ” denilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yerinin iş mahkemeleri olduğu, kişilere karşı iş mahkemesinde dava açılabilmesinin diğer bir ön koşulunun ise bu davada işvereninde yer alması olduğu, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 23.05.1960 gün ve 11-10 ile 10.05.1974 gün ve 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmünü genişletilerek değil, dar yorumlanmasının gerektiği ve işçiler yararına getirilen düzenlemelerin yine işçiler yararına yorumlanmasının asıl olduğu bu kapsamda Dava konusu uyuşmazlık ve bundan kaynaklı alacağın bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiği asıl hukuki uyuşmazlığın işçi işveren ilişkisi çerçevesinde senedin verildiği bu kapsamdaki senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla borçlu olunmadığnın tespiti istemine ilişkin olduğu temel ilişkinin görevli mahkemeyi belirlediği, davacı ile davalılar arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu, davaya konu senedin de bu ilişkiye istinaden düzenlendiği Hal böyle olunca, davayı görmeye İş Mahkemeleri görevli kabul edilerek görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.. 06/07/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍