Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/188 E. 2022/32 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/188 Esas – 2022/32
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/188 Esas
KARAR NO : 2022/32

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/03/2021
KARAR TARİHİ:11/01/2022
K. YAZIM TARİHİ:01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekilinin davalı yana vermiş olduğu ürünler ve hizmetler (60 metre petek, petek ayağı, muhtelif boru, işçilik ve malzeme) karşılığında takibe konu fatura bedelini karşı yandan istemiş olmasına rağmen davalı/borçlu tarafından bu fatura bedelinin tamamının müvekkiline ödenmediğini, Müvekkilinin ısrarlı talebi üzerine takip tarihinden önce 32.826,00TL elden, ödeme yapıldığını, bakiye miktarların da ödeneceği söylenmesine rağmen takıp tarihinde kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun sonucunda faturanın bakiye bedelinin tahsili için Ankara Batı İcra Müdürlüğü …E sayılı takip dosyasıyla takibe geçildiğini, ancak davalı yanın itirazı üzerine takibin durduğunu, yapılan harici görüşmelerde borcun ödeneceği belirtilmiş olmasına rağmen ödeme yapmayan borçlunun kötü niyetli olduğunu, Müvekkilinin içine düştüğü mali durum zorluğundan iş bu davayı itirazın iptali şeklinde değil alacak davası şeklinde açmak zorunda kaldığını beyan ederek, borçlunun takibe yaptığı haksız itirazın iptaline/alacak davasının kabulüne, yargılama giderlerinin davalı yan üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, fatura, Sincan Vergi Dairesi Müdürlüğünün 18/03/2021 tarih E… sayılı cevabi yazısı, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 19/03/2021 tarih … sayılı cevabi yazısı, tarafların ticari defter ve kayıtları, BA-BS formları, 30/11/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, faturaya dayalı yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Sincan Vergi Dairesi Müdürlüğü ve Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğünden celp edilen cevabi yazılardan; davacının, ticaret sicilin … numarasında kayıtlı … Ltd. Şti’nin yetkilisi olduğu, halen aktif olduğu, “Bina veya diğer inşaat projelerinde ısıtma, havalandırma, soğutma ve iklimlendirme sistemlerinin bakım ve onarımı” faaliyeti ile iştigal ettiği ve bilanço usulüne göre defter tuttuğu anlaşılmıştır.
Dosyaya kazandırılan 30/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının, takip tarihi olan 15/01/2019 tarihi itibariyle davalı şirketten 26.240,00 TL alacağı olduğu, davanın faiz ve ferileri hariç olmak üzere 26.174,00 TL üzerinden açıldığı bildirilmiştir.
Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Taraflara ait ticari defterlerin karşılaştırılması neticesinde de; davalıya ait ticari defter kayıtlarına göre 21.09.2020 takip tarihi itibariyle davalının davacıya bakiye 55.779,87 TL tutarında borçlu bulunduğu, davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre 21.09.2020 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan bakiye 34.779,74 TL alacaklı bulunduğu ancak davacı ticari defterleri ile sabit ve davacının kabulünde olduğu üzere takipten sonra davalı tarafından 24.10.2020 tarihinde 4.000,00 TL ve 14.11.2020 tarihinde 5.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, yapılan ödemeler düşüldükten sonra 10.12.2020 dava tarihi itibariyle davacının davalıdan bakiye 25.779,74 TL anapara alacağının bulunduğu anlaşılmıştır.
Tarafların 2019 yılı BA/BS formalarının karşılaştırılması neticesinde ise; tarafların bu kayıtlarının uyumlu olduğu, Yargıtay 19.HD 2016/7490 esas, 2017/2932 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bu hususun fatura konusu malların teslimine karine teşkil ettiği, ve aksinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar, HMK 222 ve belirtilen Yargıtay kararı ışığında davacının, takip tarihi olan 15/01/2019 tarihi itibariyle davalı şirketten 26.240,00 TL alacağı olduğu anlaşılmış ve TTK 1530/4. Maddesi de gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptaline takibin işlemiş faiz olmaksızın takip tarihi itibariyle yasal faiz işletilerek 26.174,00TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-26.174,00TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak yüzde yirmi icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.787,94 TL harçtan peşin alınan 446,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.340,95 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 446,99 TL peşin harç, tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla icra dosyasına yatırılan 145,17 TL peşin harç, olmak üzere toplam 659,96 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 700,00 TL bilirkişi ücreti, 47,50 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 747,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/01/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza