Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/179 E. 2021/795 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/179 Esas – 2021/795
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/179 Esas
KARAR NO : 2021/795
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
K. YAZIM TARİHİ: 05/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili Şirketin, …. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05.12.2016 tarihli ve …D.İş sayılı kararıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca ve 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından atanan Yönetim Kurulu tarafından yönetildiğini, 6758 Sayılı Yasanın 19/6. Maddesi gereğince Kayyımlık görevi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yürütülen şirketler, açtıkları davalarda harçtan muaf olduklarını, HMK 10.maddesi gereğince sözleşmenin ifa yeri olan şirket adresinin bağlı bulunduğu Ankara Batı Mahkemelerinin davaya bakmaya yetkili olduklarını, müvekkili şirketin çalışan bir kısım personelinin ve FETÖ/PDY ile iltisakları nedeniyle iş akitlerinin feshedilen personelin yerine yeni personel istihdam edilmesi nedeniyle, alınan personelin şirkete intibakını hızlıca sağlamayı teminen, oluşan eğitim ihtiyacına istinaden, konunun Yönetim Kurulu’nca uygun görülmesi üzerine, gerekli çalışmayı yapması hususunda Şirket Genel Müdürüne gerekli yetki verildiğini, bu konunun Yönetim Kurulunda bir daha gündeme gelmediğini, müvekkili Şirketin o dönemdeki Genel Müdürü …’ın, davalı … A.Ş. firmasından eğitim hizmetini aldığını, Yönetim Kuruluna intikal eden bir bilgi sonrasında davalı firma soruşturulduğunda, ….’ın bu firmanın kurucusu ve halihazırdaki tek ortağı olduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine, Yönetim Kurulu’nca konunun etik bulunmamasıyla birlikte, eğitimin gerçekleşmiş olması ve ödemenin yapılmış olması nedeniyle, 85.489,55 TL tutarındaki hizmet bedelinin yüksek bulunması üzerine bir piyasa araştırması yaptırıldığını, piyasadan alınan fiyatların ortalamasına göre KDV hariç 43.201,45 TL’lik bir fazla ödeme olduğunun anlaşıldığını, buna göre davalı şirkete KDV dahil 50.977,71 TL tutarında bir fiyat farkı faturası kesilerek, firmaya tebliğ edildiğini, bugüne kadar 10.12.2017 tarih ve …. numaralı fatura bedelini ödemeyen davalının işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, …’ın 10.11.2017 tarihinde …’nin 10.11.2017 tarih ve … sayılı kararı ile Genel Müdürlük görevinden alındığını, müvekkili Şirketin 50.977,71 TL tutarındaki muaccel alacağının davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsili amacıyla Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış oldukları davanın bilirkişi incelemesi safhasındayken Mahkemenin 20/10/2020 tarih ve …. sayılı kararıyla “Taraflarca takip edilmeyen davanın HMK.nun 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına” şeklinde kararla sonuçlanmış ve kesinleştiğini, dava ön şartı arabuluculuk başvurusu yapıldığını, bu nedenle işbu dava yeniden açıldığını, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne, müvekkili Şirketin 50.977,71 TL tutarındaki muaccel alacağının davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderinin davalıya yüklenmesine, lehlerine vekalet ücreti takdirine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili süresi içerisinde sunulmayan cevap dilekçesi ile özetle, davanın hukuki himayeden yoksun olup kabul edilemeyeceğini, davada Ankara Mahkemelerinin yetkisi bulunmayıp davalı şirket adresi itibariyle … Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili bulunduğunu, bu nedenle öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, davacı şirketin bahse konu fiyat farkı faturasının da müvekkili şirkete usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin bu faturadan huzurdaki dava dosyası ile haberdar olabildiğini, dolayısıyla davacının dava konusu fiyat farkı faturasını kabul etmediklerini, davalı müvekkili şirket tarafından kesilen faturanın davacı ticari defterlerine işlendiğini ve 8 günlük süre içerisinde de herhangi bir itirazın söz konusu olmadığını ve dolayısıyla fatura ve alacağın kesinleştiğini, bu aşamada fiyat farkı adı altında bir fatura tanziminin mevzuata aykırı olduğunu, …’nün 2010 Yılında Finansal alanda Eğitim ve Danışmanlık hizmetlerinde bulunmak üzere kurulmuş bir şirket olduğunu, …’nin kurulduğu günden bu yana Fiyat Politikalarında hep şeffaf olduğunu ve her bir eğitimin ücretini internet sitesinden kesintisiz olarak yayınladığını, …’nin yayınlanmış fiyat listeleri üzerinden müşterilerine hizmet verdiğini, internet sitesinden sürekli ve kesintisiz yayınlandığı fiyatları her ay müşteri grubuna e-mail ile açılacak olan eğitimler ve fiyatları da gönderdiğini, fiyatı yazılı olmayan hiçbir mail/bildirim barındırılmadığını, bu konuda şirketin kurulduğu yıldan bu yana bu konuda oldukça net ve şeffaf olduğunu, davalı şirketten hizmet alan müşterinin fiyatı da kaliteyi de bilerek iş yaptığını, konuya ilişkin sektörde çok sayıda firma bulunmasına rağmen verilen eğitim ve hizmet içerik , kalite ve anlayışına göre fiyatlar haliyle değişkenlik gösterdiğini, davacı tarafın emsal gösterdiği eğitim fiyatlandırmaları ile davalı şirketin eğitim ve fiyatladırmalarının mukayese edilmesinin mümkün ve söz konusu olamayacağını, davalı şirket tarafından davacı şirketten fahiş bir eğitim hizmet bedelinin de talep edilmediğini, davalı müvekkili şirket yetkilisi tarafından davacı şirkete karşı açılan işe iade davasında Ankara Batı …..İş Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyasında dinlenen davacı şirket çalışanlarından eğitime katılanların bu eğitimin kaliteli ve başarılı olduğunu açık bir şekilde ifade ettiklerini, davalı şirketin web sitesi keza kayıtları incelendiğinde davacı şirketin davasında ne kadar haksız olduğu bu açıdan da anlaşılacağını, haksız ve hukuki himayeden yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkememizin …. esas sayılı dosyası içeriği, bilirkişi raporları, tarafların ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizin …. esas sayılı dosyasında alınan 18/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu olay hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için, davalı …. A.Ş. tarafından düzenlenen KDV dahil toplam 85.489,55 TL tutarındaki 3 adet fatura içeriğinde yer alan eğitim bedellerinin fahiş olup olmadığı hususunun, alanında uzman bir bilirkişi tarafından fatura tarihleri itibariyle aynı içerikte eğitim veren firmaların eğitim ücretleri ile karşılaştırılarak belirlenmesi gerektiği bildirilmiştir.
Yine mahkememizin …. esas sayılı dosyasında aldırılan 05/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; takdiri mahkemeye ait olmak üzere, dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelere göre ve davalı şirketin 2017 yılı ticari defter ve dayanaklarının incelenmesi neticesinde, davalı şirket tarafından ibraz edilen 2017 yılına ait ticari defterlerin; T.T.K m.64,66 ve V.U.K. m.220-226’ya göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davacı şirketin dava dilekçesinde beyan ettiği 10.12.2017 tarih, …. numaralı ve KDV dâhil 50.977,71-TL tutarındaki fiyat farkı faturasına davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında rastlanmadığını, yine davalı şirketin bu faturayı Aralık 2017 Dönemi Form Ba beyanı ile Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmediği yani davalı şirketin davacı şirketin düzenlemiş olduğu iade faturasını kabul etmediği ve ticari defterlerine işlemediği, davalı şirket tarafından düzenlenen fatura bedellerinin davacı şirket tarafından ödendiği, davacı şirket tarafından düzenlenen 18.10.2017 tarih …. Sıra Nolu 3.752,40-TL bedelli iade faturasını davalı şirketin kabul ettiği ve ticari defterlerine kayıt ettiği, davalı şirketin ibraz etmiş olduğu 2017 yılı ticari defter ve dayanaklarının incelenmesi neticesinde, davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre kaydi olarak davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olmadığı bildirilmiştir.
GEREKÇE :Dava, fiyat farkı faturasına dayalı alacak talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ….A.Ş. firmasından eğitim hizmetini aldığını, eğitimin gerçekleşmiş olması ve ödemenin yapılmış olması nedeniyle, 85.489,55 TL tutarındaki hizmet bedelinin yüksek bulunması üzerine bir piyasa araştırması yaptırıldığını, piyasadan alınan fiyatların ortalamasına göre KDV hariç 43.201,45 TL’lik bir fazla ödeme olduğunun anlaşıldığını, buna göre davalı şirkete KDV dahil 50.977,71 TL tutarında bir fiyat farkı faturası kesilerek karşı tarafa tebliğ edildiğini fazla ödemeden kaynaklı alacağının bulunduğu iddiasında bulunmuştur. Davalı ise dava konusu fiyat farkı faturasını kabul etmediklerini, davalı müvekkili şirket tarafından kesilen faturanın davacı ticari defterlerine işlendiğini ve 8 günlük süre içerisinde de herhangi bir itirazın söz konusu olmadığını ve dolayısıyla fatura ve alacağın kesinleştiğini, bu aşamada fiyat farkı adı altında bir fatura tanziminin mevzuata aykırı olduğunu savunmuştur.
Uyuşmazlık konusu Alınan hizmetten kaynaklı edimi yerine getirdikten sonra fiyat farkı alacağının olup olmadığının tartışılması hususudur.
Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde mahkememizin …. esas sayılı dosyasında aldırılan 05/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; takdiri mahkemeye ait olmak üzere, dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelere göre ve davalı şirketin 2017 yılı ticari defter ve dayanaklarının incelenmesi neticesinde, davalı şirket tarafından ibraz edilen 2017 yılına ait ticari defterlerin; T.T.K m.64,66 ve V.U.K. m.220-226’ya göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davacı şirketin dava dilekçesinde beyan ettiği 10.12.2017 tarih, …. numaralı ve KDV dâhil 50.977,71-TL tutarındaki fiyat farkı faturasına davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında rastlanmadığını, yine davalı şirketin bu faturayı Aralık 2017 Dönemi Form Ba beyanı ile Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmediği yani davalı şirketin davacı şirketin düzenlemiş olduğu iade faturasını kabul etmediği ve ticari defterlerine işlemediği, davalı şirket tarafından düzenlenen fatura bedellerinin davacı şirket tarafından ödendiği, davacı şirket tarafından düzenlenen 18.10.2017 tarih … Sıra Nolu 3.752,40-TL bedelli iade faturasını davalı şirketin kabul ettiği ve ticari defterlerine kayıt ettiği, davalı şirketin ibraz etmiş olduğu 2017 yılı ticari defter ve dayanaklarının incelenmesi neticesinde, davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre kaydi olarak davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olmadığı bildirilmiştir.
Bir faturayı alan kimse aldığı tarihden itibaren sekiz gün içinde münderacatı hakkında itirazda bulunmamışsa fatura münderacatını kabul etmiş sayılacağı, faturaya itiraz edilmemesinin faturada yer almakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmemiş bir hususa ilişkin fatura kaydının da kabul edildiği anlamına gelmeyeceği, taraflar arasında yapılan sözleşmeler, faturalar ve ticari defterler bir bütün halinde değerlendirildiğinde alınan bilirkişi raporu açıklamalı kapsamlı ve hükme de dayanak teşkil eder mahiyette bulunduğu kanaatiyle somut olayda davalı tarafça taraflar arasındaki mevcut ticari uygulamaya göre keşide edilen ve davacı tarafın da itiraz etmemesi ve defterine kaydetmiş olması nedeniyle ispat yükü davacıda olup mahkemece davacının kestiği iade faturasına konu olan bu bedelin dayanağını diğer delillerle (sözleşme, faturalar, defterler, vb.) ispatlaması gerektiği kesilen faturanın her iki şirket defterlerine işlenmemiş olduğu, davalı şirketin eğitim edimini yerine getirdiği bu hususta uyuşmazlık bulunmadığı bu ödemelerin ticari defterlere yansımış olması sebebi ile taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi sona erdikten edim yerine getirdikten sonra fiyat farkı faturası talebi yazılı sözleşmenin asli unsurlarından olan semenin tek taraflı irade beyanı ile değiştirilmesi anlamına geldiğinden, bu durumun benimsenmesi söz konusu olamayacağından Davalının davacıya likit, kesinleşmiş ve muaccel bir borcu olmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 7.427,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/10/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍