Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/177 E. 2021/838 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/177 Esas – 2021/838
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/177
KARAR NO : 2021/838
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
TASFİYE MEMURU:
DAVA : Şirketin Tasfiyesiz Feshi
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 01/11/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle;davalı şirketin 24.07.2018 tarihinde Ticaret Sicile tescil edildiğini, şirket ortaklarından müvekkili …’in %25, diğer ortaklar olan …’in %25 ve …’ın %50 oranlarında hissedarı olduğunu, tasfiye halinde görünen şirketin şu anki müdürü … olduğunu, her ne kadar şirketin amaç ve konusunun şirket ana sözleşmesinde de belirtildiği gibi Proje Ve Yönetim Danışmanlığı, Mühendislik, Elektrik, İnşaat, Temizlik, Bakıcılık, Taahhüt ve Ticaret olsa da sayılan sektörlerde kurulduğu günden bu yana hiçbir faaliyet göstermediğini, şirketin faaliyet göstermemesinden ve gayri faal olmasından dolayı 01.10.2019 tarihinde tasfiye sürecine girdiğini, 17.10.2019 tarihinde ise Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tasfiye süreci tescil edildiğini, kanun gereği son ilandan itibaren 6 ay boyunca şirket alacaklılarının, ellerindeki belgelerle birlikte şirket tasfiye memurluğuna müracaat etmeleri gerektiğini, söz konusu 6 aylık sürecin 07.05.2020 tarihinde sonlanmakta olduğunu, şirketin feshi gerçekleşecekken, davalı şirket ortaklarından ….’ın 15.03.2020 tarihinde talihsiz bir trafik kazası sonucunda hayatını kaybettiğini, müteveffanın mirasının reddedildiğini ve mirasçısının kalmadığını, bu nedenle usulüne uygun şekilde tasfiye süreci sona ermesine rağmen, %50 hissesi bulunan hissedarın vefatı nedeniyle şirketin ticaret sicil müdürlüğü nezdinde kapanışı ve fesih işlemi yapılamadığını belirterek, şirketin kurulup tescilinden beri çalışmaması ve gayri faal olması ve Şirket tarafından kuruluştan bu yana mal alım, mal satımı veya hizmet sunumu gibi ticari bir faaliyet olmaması nedeniyle Şirketin Tasfiyesiz Feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

CEVAP :Davalı şirket tasfiye memuru tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesindeki beyanlarının doğru olduğunu, ortağı da olduğu davalı şirketin kurulduğundan bugüne kadar hiç bir ticari faaliyetinin olmadığını, atıl olarak kalan bir şirket olduğunu, şirketin büyük hissedarının vefatı nedeniyle tasfiye süreci tamamlanmamış olsa da kapanışa dair karar alınamadığını belirterek, şirketin tasfiyesiz feshine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, Trabzon … Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davalı … Şirketinin tasfiyesiz feshi istemine ilişkindir.
Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce verilen cevabi yazıda; davalı şirketin kuruluş tarihinin 24.07.2018 tarihinde olduğu ve şirketin ticaret sicili durumunun tasfiye halinde olduğu belirtilmiştir.
Davacı …’in davalı şirkette %25 oranında, diğer ortaklar …’in %25 ve …’ın %50 oranlarında paya sahip olduğu tespit edilmiştir.
Dava dosyasına mübrez davalı şirketin 2018-2019-2020 yılları Yevmiye Defteri, Defteri Kebir ve Envanter defterleri incelendiğinde; davalı şirketin brüt satışının ve gelir getirici faaliyetinin olmadığı, 2018 yılında 3.419,40 TL, 2019 yılında 4.599,48 TL ve 2020 yılında 2.905,45 TL dönem zararı olduğu, 2020/10-12 döneminde stopaj kesintisi bulunmadığından dolayı muhtasar beyanname vermediği tespit edilmiştir.
Trabzon …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 26/06/2020 tarihli ve … esas, … karar sayılı ilamında; davalı şirketin %50 oranında pay sahibi olan …’ın 15/03/2020 tarihinde vefat ettiği belirtilerek …’ın oğlu … adına velisi … tarafından öngörülen süresi içerisinde kayıtsız ve şartsız olarak reddedildiği hususunun tespitine karar verilmiş ve söz konusu karar kesinleşmiştir.
Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 21.10.2019 tarihli … nüshasında yayınlanan ilanda; … Ltd. Şti.’nin 01.10.2019 tarihinde tasfiyeye girdiği ve tasfiyeye giriş kararının 17.10.2019 tarihinde Ticaret Sicili Müdürlüğünce tescil edildiği belirtilmiştir. Tasfiye sürecine ilişkin ikinci ilan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 30.10.2019 tarihli… sayılı, … ilan 07.11.2019 tarihli … nüshasında yayınlanmıştır.
Limited şirketlerde sona erme hallerini düzenleyen Türk Ticaret Kanunu’nun 636/2-3 maddesinde;
“(2)Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.
(3)Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.”
TTK 636/3 maddesinin gerekçesinde; “Şirketin kişisel niteliği göz önünde tutularak ve 639 uncu maddenin birinci fıkrası da dikkate alınarak her ortağa haklı sebeplerle şirketin feshini isteme hakkı tanınmıştır. İsviçre’nin ön tasarısında da yer alan bu hak ortağın çoğunluğa karşı konumunu kuvvetlendirecektir. Ortağa tanınan bu hak anonim şirketlerdeki 531 inci maddede yer alan hükme paralel olarak düzenlenmiş ve yargıca şirketin yararına…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…geniş müdahale hakkı tanınmıştır.” hususlarına yer verilmiştir. Bu itibarla, madde gerekçesinde belirtildiği üzere haklı sebep kavramı ile ilgili TTK 531. maddeye atıf yapılmaktadır.
Haklı sebep kavramından neyin anlaşılması gerektiği veya haklı sebeplerin neler olduğu, kanunda tanımlanmadığı gibi örnekseme yolu ile de gösterilmemiştir. Ancak pay sahiplerinden objektif olarak şirketin ortağı olmaya devam etmelerinin beklenmediği ve üçüncü kişilerin (özellikle çalışanların) menfaatinin şirketin devam etmesini mecbur kılacak şekilde olmadığı durumda haklı sebebin varlığından söz edilebilir.
Haklı sebepler örnek olarak da gösterilmemiş, bu kavramın niteliklerinin gösterilmesi ve tanımlanması yargı kararlarıyla öğretiye bırakılmıştır. Ancak varsayımlar ve olumsuz beklentiler haklı sebep sayılmamıştır. İleri sürülen sebeplerin haklı olup olmadığı hususu hâkimin takdirindedir. TTK madde 531 gerekçesinde de belirtildiği üzere, haklı sebeplere ilişkin olarak İsviçre öğretisinden aşağıdaki örnekler verilmektedir.
(1) Genel kurulun birçok kez kanuna aykırı bir şekilde toplantıya çağrılmış olması.
(2) Azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi.
(3) Şirketin sürekli zarar etmesi.
(4) Özellikle küçük şirketlerde payların kolay elden çıkarılamadığı durumlarda yönetici ortakların açık bir amaçla şirketin içini boşaltmaları.
(5) Dağıtılan kâr payının düzenli azalması.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.06.2014 tarihli, 2014/3669 Esas, 2014/10238 Karar sayılı ilamında konuyla ilgili olarak; “…Dava konusu şirketin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet amaçlarını gerçekleştirmeye yarar bir kısım taşınmazlarını elinden çıkardığı, 2006 yılından beri gayri faal durumda olduğu, ortaklar arasında yaşanan ihtilaflar nedeniyle davaların süregeldiği ve bu itibarla davada haklı nedenlerle fesih koşullarının gerçekleştiği sabit ise de…” demek suretiyle, 2006 yılından dava tarihi olan 2011 yılına kadar gayri faal durumda olmasını haklı sebep olarak kabul etmiştir.
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişi …’ın mahkememize sunmuş olduğu 20/09/2021 havale tarihli raporuna göre; dava konusu feshi talep edilen şirketin kurulduğu 2018 yılından dava tarihi olan 2021 yılına kadar gelir getirici faaliyetinin olmadığı ve sürekli zarar ettiği, şirketin esas sözleşmesinde yer alan faaliyetlerini yerine getirmediği, 2020 yılı yevmiye defterinin tetkikinden geçmiş yıl zararlarından dolayı şirketin ödenmiş sermayesini yitirdiği, somut olayda davalı şirketin haklı nedenle feshinin şartlarının oluştuğu, davalı şirketin tasfiyesiz feshine ilişkin olarak, davalı şirketin 2020 yılı yevmiye defterinin tetkikinden, 31.12.2020 tarihi itibariyle …. nolu Diğer Ticari Borçlar hesabına göre davalı şirketin 7.016,13 TL kira borcunun bulunduğu, … nolu Ödenecek Vergi ve Borçlar Hesabına göre davalı şirketin 2.215,25 TL ödenecek muhtasar vergi borcunun olduğu, davalı şirketin taşınır ve taşınmaz mal varlığının bulunmadığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı İntemet Vergi Dairesi’nden alınan 17.02.2021 tarihli yazıda; … Şti.’nin 17.02.2021 tarihi itibariyle vadesi geçmiş borcunun bulunmadığı belirtilmiş olup, davalı şirketin haklı nedenlerle feshi için gerekli koşulların oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığından davacının davasının kabulü ile TTK’nun da tasfiyesiz feshe ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicil numarasında kayıtlı …. Şirketinin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak şirket yetkilisi ….’in seçilmesine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
e-imza e-imza e-imza e-imza

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … Şirketinin FESİH VE TASFİYESİNE,
Tasfiye memuru olarak şirket yetkilisi ….’in seçilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Dava dilekçesi yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
4-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi.27/10/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza