Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/170 E. 2021/279 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/170 Esas – 2021/279
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/170 Esas
KARAR NO : 2021/279

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2012
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
K. YAZIM TARİHİ: 17/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı kooperatifin üyesi iken kooperatiften ayrıldığını, ayrıldığı yılın bilançosunun onaylandığını, 1 aylık sürenin de geçtiğini, müvekkilinin aiadt alacağının muaccel hale geldiğini, müvekkilinin çıkma payı alacağının tahsili amacı ile 11/01/2010 tarihinde Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile davalı kooperatif aleyhine alacak davası ikame ettiğini, yapılan yargılama neticesinde yerel mahkemenin davanın reddine karar verdiğini, Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından her ne kadar erteleme kararı nedeni ile davanın reddine karar verilmişsede anılan davada müvekkilinin kooperatifiten olan alacağının tespit edildiğini, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğu ve kooperatife 93.200 TL ödediğinin mahkeme kararı ile sabit olduğunu, kooperatifçe 3 yıl erteleme kararının verildiğni, müvekkilinin boşalan üyeliğine yeni üyenin kaydedildiğini, kooperatif tarafından alınan usulsüz erteleme kararının dava tarihi itibariyle müvekkilinin alacağı anılan karara rağmen muaccel hale geldiğini, kooperatif tarafından alınan 3 yıllık usulsüz erteleme
kararının süresinin dava tarihi itibariyle dolduğunu, davalı kooperatifin müvekkilinin alacağını ödememek için önünde hiç bir hukuki dayanak bulunmadığını, anılan sürenin dolmasına rağmen müvekkiline kooperatif tarafından hiç bir ödememinin yapılmamasının davalı anın kötüniyetinin açık bir göstergesi olduğunu, ayrılan başka üyelere ödeme yapılarak eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini belirterek ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabul edilerek müvekkilinin 93.200 TL tutarındaki aidat iadesi alacağının davalı kooperatifiten ihtarnamenin tebliğ tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile alınmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduğunu, davacı tarafın üyeliğinin muvazaalı olduğunu, hiçbir hak ve alacağıda bulunmadığını, davacı tarafın istifa tarihine kadar müvekkil kooperatife hiç bir şekilde gerçek bir aidat ödemesi yapmadığını, müvekkil kooperatifin eski yöneticileri ile organik bağları olan … A.Ş kooperatif üyelikleri konusunda birtakım usulsüzlükler bulunduğunu, kooperatifin eski yönetimi menfaat sağlamak amacı ile yüklenici firma ile danışıklı işlemlerine taban oluşturması bakımından bir grup fiktif üye kaydı yapıldığını, aralarında davacının da bulunduğu giktif üyelerin kooperatife nakit ödeme yapmadıklarını, aidat ödemelerini senet olarak kooperatife teslim etmiş gibi gösterildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :24/04/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporu, kooperatifin defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, çıkma payı alacağı istemine ilişkindir.
Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2013 tarih ve … Esas 2013/220 Karar sayılı ilamı ile verilen yetkisizlik kararı üzerine mahkememize gönderilen dava dosyası mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiş, yapılan yargılama sonucunda, mahkememizin 07/07/2017 tarih … esas 2017/492 karar sayılı kararıyla “…kooperatif kayıtlarında davacı ile özgülenen kooperatif hissesinin 4.500,00 TL’lik kısmının bankaya, 88.700,00 TL’sinin senet olmak üzere ödendiğinin kayıtlı olduğu, üye olduktan sonra davacı tarafından verilen senetlerin de davalı kooperatif tarafından tahsil edilmeden … İnşaat Şirketi’ne inşaat bedeli karşılığında bordro düzenlenmek suretiyle verildiği, şirkete ait defter ve belgelere ulaşılamadığından senet bedellerinin tahsil edilip edilmediği, fiili bir ödemenin bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yapılamadığı, ilgili banka şubesinden bilgi ve tahsile verilen senet dökümlerine göre davacı tarafça yapılan bir ödemeye rastlanılmadığı, davacının da senet bedellerinin ödendiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle…” davanın kısmen kabulü ile, davalı kooperatifte banka kanalı ile yapılmış 4.500,00 TL nakit ödemeden ayrıldığı yıla ait giderlerden hissesine düşen miktarın mahsubu sonucu ulaşılan 1.744,14 TL alacağının 06.05.2009 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 25/01/2021 tarih 2018/2536 esas 2021/185 karar sayılı kararı ile “…Davalı kooperatif, davacı nakit ödeme yapmadığından kooperatiften hak ve alacağının bulunmadığını iddia etmektedir. Davalı kooperatif kayıtlarında yapılan incelemede 4.500,00 TL ödemenin nakden yapıldığı, senet ile ödenen 88.700,00 TL’nin ise yüklenici şirkete imalat bedeli karşılığı ciro edildiği sabittir. Senetlerin aslı dosyaya ibraz edilmemiş ise de, aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen dava dışı şirketçe senet bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle tahsili için girişimde bulunulmamış olması bu senetlerin ödendiğine karinedir. Hal böyle iken yanılgılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir…” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş, dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyaya kazandırılan 24/04/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacının ortaklık ilişkisinin 20/02/2008 tarihi itibariyle son bulduğunu, dosyaya sunulan ödeme belgelerine ve ortak föyü kayıtlarında; davacı ile özgülenen kooperatif hissesinin 4.500,00 TL.’lık kısmının bankaya, kalan kısmının da senet olmak üzere ödendiğinin kayıtlı olduğu, bu suretle, toplam 93.200,00 TL. ödemede bulunulduğu, senetle ödeme tutarının 88.700,00 TL. olduğu ve bu tutarın ödendiğinin kanıtlanamadığı, bu durumda yalnızca bankaya yapılan 4.500,00 TL. tutarındaki gerçek ödemenin dikkate alınması gerektiği, kanun’un 17. maddesinde belirlendiği şekilde alınmış bir erteleme kararının bulunmadığı, davacının alacağının 05/05/2009 tarihinde muaccel hale geldiği, davacının hissesine düşen genel gider payının toplam birikimlerinden düşülmesi sonucunda, kooperatiften talep edebileceği alacağın 1.744,14 TL. olduğu, bu alacak tutarına göre işlemiş faizinin 551,34 TL olduğunun sonuç ve kaanatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememiz bozma öncesi verilen 07/07/2017 tarih … esas, 2017/492 karar sayılı kararıyla kooperatif kayıtlarında davacı ile özgülenen kooperatif hissesinin 4.500,00 TL’lik kısmının bankaya, 88.700,00 TL’sinin senet olmak üzere ödendiğinin kayıtlı olduğu, üye olduktan sonra davacı tarafından verilen senetlerin de davalı kooperatif tarafından tahsil edilmeden … İnşaat Şirketi’ne inşaat bedeli karşılığında bordro düzenlenmek suretiyle verildiği, şirkete ait defter ve belgelere ulaşılamadığından senet bedellerinin tahsil edilip edilmediği, fiili bir ödemenin bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yapılamadığı, ilgili banka şubesinden bilgi ve tahsile verilen senet dökümlerine göre davacı tarafça yapılan bir ödemeye rastlanılmadığı, davacının da senet bedellerinin ödendiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davalı kooperatifte banka kanalı ile yapılmış 4.500,00 TL nakit ödemeden ayrıldığı yıla ait giderlerden hissesine düşen miktarın mahsubu sonucu ulaşılan 1.744,14 TL alacağının 06.05.2009 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Ancak, dosyamız kapsamında verilen mahkememizce uyulmasına karar verilen Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 25/01/2021 tarih 2018/2536 esas 2021/185 karar sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere; davalı kooperatif kayıtlarında yapılan incelemede 4.500,00 TL ödemenin nakden yapıldığı, senet ile ödenen 88.700,00 TL’nin ise yüklenici şirkete imalat bedeli karşılığı ciro edildiği sabittir. Senetlerin aslı dosyaya ibraz edilmemiş ise de, aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen dava dışı şirketçe senet bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle tahsili için girişimde bulunulmamış olması bu senetlerin ödendiğine karinedir. Bu nedenle uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı ve 24/04/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda dava dışı şirketçe senet bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle tahsili için girişimde bulunulmamış olması bu senetlerin ödendiğine karine teşkil edeceğinden 88.700 TL senet miktarı ve davacının davalı kooperatifte banka kanalı ile yapmış olduğu 4.500,00 TL’lik ödemeden ayrıldığı yıla ait giderlerden hissesine düşen miktarın mahsubu sonucu 1.744,14 TL alacağı toplam 90.444,14 TL alacağı bulunduğu, davacının alacağının davacının çıktığı yıla ait bilanço ve gelir/gider cetvelinin 05.04.2009 tarihihinde görüşülerek kabul edildiğinden 1 aylık ödeme sürenin bitimi olan 05/05/2009 tarihinde muaccel hale geldiği kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE ; 90.444,14 TL nin davalı kooperatiften 06/05/2009 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 6.178,23 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.384,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.794,18 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.384,05 TL peşin harç, 21,15 TL başvuru harcı, 3,30 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.408,50 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 600,00 TL bilirkişi ücreti, 213,40 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 813,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 789,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 12.542,19 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.755,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/04/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza