Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/126 E. 2021/576 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2021/126 Esas – 2021/576
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇE KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/126
KARAR NO : 2021/576

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
3-
MİRASÇILARI : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
MİRASÇI 4-
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2016
KARAR TARİHİ: 14/07/2021
K.YAZIM TARİHİ : 14/07/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı kooperatif vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalıların, müvekkili kooperatifin bir önceki yönetim kurulu başkan ve üyeleri olduklarını, davacının 31.12.2015 tarihli ayrıntılı bilançosuna göre kasa mevcudunun 30.032,47TL olması gerektiğinin belirlenmesine rağmen anılan miktarın mevcut olmadığının tespit edildiğini, iş bu paranın 7 gün içinde kooperatife ödenmesi hususunda davalılara noterden ihtarname çekildiğini, neticesinde davalılardan …’in ihtarnamede yazılı paranın 7.615,12TL’sinin kendisinde olduğunu bildirerek 7.315,12TL’yi iade ettiğini, davalıların zimmetinde gözüken 30.032,47TL’den yatırılan paranın düşümünden sonra bakiye 22.624,81TL asıl alacak, 1.0935,53TL işlemiş faiz alacaklarının kaldığını, bu…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…paranın tahsili için Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, her üç borçlununda itirazı neticesinde takibin durduğunu, yapılacak yargılama neticesinde; borçluların/davalıların, takibe itirazlarının iptallerine ve takibin devamına karar verilmesini, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin kooperatif aleyhine olabilecek her hangi bir iş ve eyleminin söz konusu olmadığını, kooperatifin davalılardan kaynaklı bir zararının da söz konusu olmadığını, eldeki davanın, kooperatifin mevcut yöneticileri tarafından, eski yönetim kurulu üyeleri aleyhinde açılan sorumluluk davası olduğunu, bu davaların, genel kuruldan yetki almak neticesinde, denetçiler tarafından açılmasının gerekli olduğunu, mevcut haliyle bu eksiklik giderilmediğinden, davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, yönetimde bulundukları sürede huzur hakkı dahi almayan müvekkillerinin, kooperatif parasını uhdelerine geçirmelerinin söz konusu olmadığını, haksız açılan davanın ve takibin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, kooperatifin defter ve kayıtları, 19.06.2017 tarihli bilirkişi raporu, 11.12.2017 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, mahkememizin 24/01/2018 tarihli ve 2016/442 esas, 2018/37 sayılı kararı ile; “Davanın kısmen kabulüne, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki 20.960,89 TL asıl alacak ile 160,22 TL işlemiş faiz alacağına davalıların itirazının iptaline, takibin anılan miktarlar ile asıl alacağı takip tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne, toplam 21.121,11TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, istinaf incelemesini yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi 27/01/2021 tarihli ve 2018/1020 esas, 2021/125 karar sayılı bozma ilamında; “Davalılar, kooperatif eski yöneticileri aleyhinde sorumluluk davası açılması yönünde genel kurul kararı olmadığını, davanın kooperatif denetçileri tarafından açılabileceğini savunarak, davanın usulden reddini istemişlerdir. İlk Derece Mahkemesi’nce, 6102 Sayılı TTK ‘da 6762 Sayılı Yasadan farklı olarak 341. maddedeki düzenlemeye yer verilmediği bu nedenle davanın denetçiler tarafından açılmasına gerek olmadığı ve eski yöneticiler hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için genel kurul kararına da gerek olmadığı kabul edilerek, davanın esası incelenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. madde yollamasıyla dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 555/1. maddesi gereğince davanın davacı adına temsilcileri veya vekilleri tarafından açılması gerekir. Görülmekte olan dava da kooperatif yönetim kurulu üyeleri tarafından açılmış olmakla bu yöne ilişkin usuli bir eksiklik söz konusu değildir. İlk Derece Mahkemesi’nce eski yöneticiler aleyhinde sorumluluk davası açılabilmesi için genel kurul kararı alınmasına gerek olmadığı kabul edilmiş ise de Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2015 tarihli, 2014/5662 E., 2015/909 K. Sayılı kararında da açıklandığı üzere dava tarihi itibariyle 6762 Sayılı TTK’nın 341. maddesi yürürlükte bulunmasa da 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi gereğince uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK’nın 555/1. maddesi uyarınca kooperatif tarafından açılan sorumluluk davasının görülebilmesi, genel kurul tarafından bu yönde bir karar alınmasına bağlıdır. Bu halde, mahkemece davacı tarafa, sorumluluk kararı alınması ya da davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının sunulması için HMK’nın 115/2. maddesi gereğince kesin süre verilmesi, genel kurul kararının sunulması halinde esasa girilip taraf delillerine göre bir karar verilmesi, verilen kesin süre içinde genel kurul kararı../…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…sunulmaz ise davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. Bu durumda Dairemizce, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca, esasını incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” denilerek mahkememiz hükmünün kaldırılmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE :Dava,kooperatif eski yöneticilerinin 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 62. madde hükmü ve 98. madde yollamasıyla 6102 Sayılı TTK’nın 553. madde hükmü uyarınca sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı kooperatif, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında başlattığı icra takibi ile 22.624,81TL asıl alacak 1.093,53TL işlemiş faiz alacağının tahsilini istemiştir. Davalıların/borçluların itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davacı, icra takibine itirazın iptalini istemektedir.
Davacı kooperatif vekili, müvekkilinin eski yöneticileri olan davalılar uhdesinde (zimmetinde) olan paranın tahsilini istediklerini bildirmiş; davalılarda, iş bu davanın kooperatif temsilcisi (yöneticisi) tarafından açılamayacağını, niza konusu edilen paranın uhdelerinde olmadığı bildirerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Bildirilen deliller toplandıktan sonra uzman bilirkişiye davalı kayıtları da incelettirilerek rapor düzenlettirilmesi sağlanmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davalıların, davacı kooperatifin eski yöneticileri oldukları, 27.12.2015 tarihine kadar görev yaptıkları, bu tarihte yapılan genel kurulda yönetim kurulu üyeliklerine başkalarının seçildiği, davalıların ibra edilmediği, kooperatifin 31.12.2015 tarihli bilançocuna göre (bu tarih itibariyle) kasa mevcudunun 30.032,47TL, banka mevcudunun ise 5.849,23TL olarak gözüktüğü, kasa mevcudu olarak gözüken 30.032,47TL’nin (kasada) bulunmadığı gibi yeni yönetime de devredilmediği anlaşılmıştır.
Davalıların bir kısım gider belgelerinin defterlere işlenmediğini savunmaları karşısında, yargılama sürecinde sunulan belgeler (fotokopiler) bilirkişi tarafından incelenmiş, bu belgelerin düzenlediği ve kayıtlara işlenmediği iddia olan tarihte davalıların yönetim kurulunda oldukları tespit edildiği gibi, yeni yönetimce noterden çekilen ihtara rağmen yönetime tevdi edilmediği, halbuki basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olan yöneticilerin (kooperatif ana sözleşmesinin 73. maddesine göre) görevlerinin sona ermesiyle, kooperatifin tutmakta olduğu yasal defterleri, bu defterlerdeki kayıtlara mesnet belgeleri ve üzerlerindeki para, mal ve kıymetli evrakı yeni yönetime teslimle yükümlü oldukları, davalıların ise bu hükme aykırı olarak yönetici oldukları 2013 yılından kooperatifce kendilerine ihtarname çekilen 17.03.2016 tarihine kadar geçen süre içinde kasa açığının nedenlerini açıklamadıkları, hatta yargılama sürecine kadarda anılan belgelerden (kooperatif adına yapılan giderlerin dayanağı belgeleri) bahsetmedikleri görülmüştür. Tüm bu izahatlara rağmen bilirkişice yapılan incelemede, gider niteliğinde olabilecek belgeler değerlendirilmiş, hangi amaçla yapıldığı belli olmayan gider belgeleri, asıl olmadığı gibi ne amaçla oluşturulduğu anlaşılmayan belgeler ve zaten defterde kayıtlı olan gider belgeleri değerlendirme dışında tutulmuştur.
Kooperatif kayıtlarında yapılan tetkikde; 31.12.2015 tarihli bilançoya göre kasa mevcudunun 30.032,47TL olduğu, bu miktar paranın davalılardan müteşekkil eski yönetimce, yeni yönetime devredilmediği, kooperatif tarafından bu paranın kasaya iadesi için davalılara çekilen ihtarname neticesinde, davalılardan …’in uhdesinde olduğunu beyan ettiği 7.315,12TL’yi iade ettiği, bu suretle de (30.032,47TL-7.315,12TL) 22.717,35TL kasa açığının kaldığının tespit edildiği, davalıların itirazı üzerine bilirkişi tarafından yukarıda açıklanan surette yapılan inceleme neticesinde, davalıların yönetimde olduğu süreçte defterlere kaydedilmeyen toplam: 1.756,46TL’lik gidere ilişkin belgeninde değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmış, bu miktarında düşümünden sonra (22.717,35 – 1.756,46) 20.960,89TL kasa açığının olduğu tespit edilmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Davalılar 27.12.2015 tarihli genel kurul sonrasında görevleri sona ermesine rağmen kasada bulunması gerektiği tespit edilen 20.960,89TL’yi yeni yönetime devretmemişlerdir. Kayıtlar üzerinde yapılan tetkikde, davalıların oluşturduğu sorumlu yönetim kurulu, bir kasa sorumlusu da belirlemedikleri anlaşıldığından, kasa mevcudundan yönetim olarak birlikte sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır. Bu parayı yeni yönetime teslim etmedikleri de sabit bulduğundan, anılan miktardan sorumlu tutulmuşlardır. (TTK m.555; ana sözleşme m.73) Alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren yapılan faiz hesaplanmasında da, 160,22TL işlemiş faiz alacağının varlığı da tespit edilmiştir.
Davalılar, kooperatif eski yöneticileri aleyhinde sorumluluk davası açılması yönünde genel kurul kararı olmadığını, davanın kooperatif denetçileri tarafından açılabileceğini savunarak, davanın usulden reddini istemişlerdir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. madde yollamasıyla dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 555/1. maddesi gereğince davanın davacı adına temsilcileri veya vekilleri tarafından açılması gerekir. Görülmekte olan dava da kooperatif yönetim kurulu üyeleri tarafından açılmış olmakla bu yöne ilişkin usuli bir eksiklik söz konusu değildir. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 17.02.2015 tarihli, 2014/5662 E., 2015/909 K. Sayılı kararında da açıklandığı üzere dava tarihi itibariyle 6762 Sayılı TTK’nın 341. maddesi yürürlükte bulunmasa da 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi gereğince uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK’nın 555/1. maddesi uyarınca kooperatif tarafından açılan sorumluluk davasının görülebilmesi, genel kurul tarafından bu yönde bir karar alınmasına bağlıdır. Bu nedenle mahkememizce davacı tarafa, sorumluluk kararı alınması ya da davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının sunulması için HMK’nın 115/2. maddesi gereğince usulüne uygun kesin süre verildiği, 04/07/2021 tarihinde olağan genel kurul toplantısının yapıldığı, 6 nolu gündem maddesinde Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/126 esasına kayıtlı olan davamıza ilişkin olarak davaya muvafakat verilmesine ilişkin gündemin oy çokluğu ile reddedildiği anlaşıldığından, davanın usulden reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının USULDEN REDDİNE,
2-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının peşin alınan 405,05TL harcın mahsubu ile bakiye 345,75TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine,
b)Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/05/2018 tarihli ve 2016/442 esas, 2018/37 karar, 2018/118 harç nolu harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iade edilmesinin istenilmesine,
3-Davalılar …, …, …, … ve …’in kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir ve hesap edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili, ihbar olunan vekili ve davalı … mirasçıları vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/07/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza