Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/118 E. 2021/828 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/118 Esas – 2021/828
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/118 Esas
KARAR NO : 2021/828
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
K. YAZIM TARİHİ: 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirketin muhtelif malzeme satışı hususunda anlaştığını, söz konusu malların davalıya teslim edilerek faturalarının davalıya tebliğ edildiğini, davalının faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalının muhtelif zamanlarda toplamda 43.014,83 TL’lik malzeme satın aldığını ve karşılığında sadece 18.10.2017 tarihinde 20.511,00 TL bedelli 31.03.2018 vade tarihli çek ile ödeme yaptığını, müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmesi durumunda bahsedilen hususun netlik kazanacağını, huzurdaki davanın konusu olmayan 20.511,00 TL bedelli işbu çekin ödeme gününde karşılıksız çıktığını ve davalı borçlu ile defalarca görüşülmesine rağmen herhangi bir ödeme bulunulmaması nedeniyle söz konusu karşılıksız çek için Ankara … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip konusu yapıldığını, bakiye 22.503,83 TL’nin ise Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı takip dosyası nezdinde ilamsız icra takibine konu edildiğini, ödeme emrinin davalıya tebliği ile davalı tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun borca ve ferilerine itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu, davalının arabuluculuk toplantısına katılmaması nedeniyle ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğü … E. sayılı takip dosyasına vaki haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptaline, kötü niyetli itirazda bulunan davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri, 23/08/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosyaya eklenmiştir.
Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 19/12/2019 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla 22.503,83 TL asıl alacak, 1.791,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.295,20 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip tarihinden itibaren asıl alacak için alacağın tahsili tarihine kadar %19,5 avans faizi talep edildiği ve alacağın dayanağı olarak cari hesap alacağının gösterildiği, ödeme emrinin davalı borçluya 21/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 25/02/2020 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 16/02/2021 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği cari hesap alacağından kaynaklanan toplam 24.295,20 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraflara ticari defter kayıtların dosyaya sunumu veya bulundukları yerin bildirilmesi için kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adres bildirilmiş, meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar dosyaya sunulmadığı gibi bulundukları yerle ilgili olarak da herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır.
Dosyaya kazandırılan 23/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamı ve davacı kayıtlarının incelenmesi neticesinde, davacının 19.12.2019 tarihli Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı icra takibi ile davalıdan 22.503,83 TL asıl alacak ve 1.791,37 TL işlemiş faiz toplamından oluşan 24.295,20 TL alacağını talep ettiği, davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir belgesinin dosya kapsamında bulunmadığı ancak TTK 1530’a göre faiz talebinde bulunduğunun anlaşıldığı, davalının davaya cevap vermediği, ticari defterleri ile ilgili beyanda da bulunmadığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre 18.04.2018 tarihi itibariyle davalıdan toplamda 43.014,83 TL alacaklı olduğu, bu tutarın işbu davanın konusunu oluşturmayan 20.511,00 TL’lik kısmının 28.12.2018 tarihli kayıtla icra takibine (… E.) konu edildiği ve şüpheli alacaklara atıldığı, toplam alacağın 22.503,83 TL’lik kısmının işbu davanın konusunu oluşturduğu, bu tutarın 28.12.2018 tarihli kayıtla icra takibine (…. E.) konu edildiği ve şüpheli alacaklara atıldığı, dosya kapsamından anlaşılacağı üzere daha sonra 19.12.2019 tarihli Ankara Barı İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı icra takibine konu edildiği, nihai olarak dosya kapsamı ve davacı kayıtlarına göre işbu dava kapsamında davacının icra takip tarihi (19.12.2019) itibariyle davalıdan 22.503,83 TL anapara alacağının olduğu bildirilmiştir.
Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Davalı şirket davaya cevap vermediği gibi, ticaret sicil müdürlüğündeki kayıtlı adresine HMK 222 ihtarlı davetiyeye rağmen kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunmamış veya bulundukları adresi bildirmemiştir.
Davacıya ticari defterlerin incelenmesi neticesinde de; dosya kapsamı ve davacı kayıtlarına göre işbu dava kapsamında davacının icra takip tarihi (19.12.2019) itibariyle davalıdan 22.503,83 TL alacaklı olduğu, HMK 222 maddesi gereğince davacı ticari defterlerinin bu haliyle delil niteliği taşıdığı anlaşılmış, dosya kapsamında davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir belgenin olmaması nedeniyle işlemiş faiz yönünden davanın reddi ile davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE ; Davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına vaki itirazının 22.503,83 TL asıl alacak üzerinden iptali ile, işlemiş faiz olmaksızın takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile (takip talebindeki miktarı aşmamak üzere) birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-22.503,83 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.537,23 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 293,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.243,80 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanununun 18/A-11 maddesi gereğince davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 293,43 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 361,23 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 650,00 TL bilirkişi ücreti, 113,70 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 763,70 TL yargılama giderinin 6325 sayılı Arabuluculuk Kanununun 18/A-11 maddesi gereğince davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/10/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza