Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1143 E. 2022/498 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1143 Esas – 2022/498
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/1143 Esas
KARAR NO : 2022/498
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
K.YAZIM TARİHİ: 14/06/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalı taraf ile müvekkilleri arasında “…” adresinde bulunan tavuk çiftliği tesisinin çatısının yapımı dahil olmak üzere inşası için gerekli işleri yerine getirmeyi, gerekse bu işleri yerine getirecek ustaları temin etmeyi gerekse şlerin yapımında kullanılacak malzemelerin bir kısmını belirli bir bedel karşılığında getirmeyi üstlenmiş kararlaştırılan işlerin karşılığı olarak da davalı taraf işin karşılığı olan emeğin bedelinin ve temin edilen malzemelerin bedeli ödeneceği kararlaştırıldığını, karşılıklı anlaşmadan sonra taraflar, bu iş ve eylemlere 22/03/2021 tarihinde başlanılması konusunda mutabık kalmış ve anlaşılan tüm kalem işler müvekkilleri tarafından gereği gibi yerine getirilerek 15/10/2021 tarihinde teslim edildiğini, müvekkilleri ile davalı taraf tavuk çiftliği tesisinin çatısının yapımı dahil olmak üzere inşası için gerekli işlerde hem doğrudan çalışmış hem yönettiği kişiler tarafından da işin yerine getirilmesi amacı ile emek verdiğini, bu doğrultuda müvekkillerinin kendilerine ait olan tüm demirbaş makine, alet, tüp, elektrot, kesme taşlama taşları v.s. dahil olmak üzere gerekli aletler ve araçları temin etmiş, bu alet ve araçların yanı sıra işlerin yapımında kullanılacak gerekli olan malzemeleri belirli bir bedel karşılığında temin ettiğini ve bu malzeme ve aletleri tavuk çiftliği tesisinin yapılacağı araziye getirdiğini, gerekli ustalarla anlaşarak ilgili çiftlik evine getirilmesi sürecini koordine ettiğini, ustaların her türlü (yiyecek, barınma, ulaşım v.s.) ihtiyaçlarının karşılanması amacı ile davalı taraf ile iletişim halinde olmuş, hasta oldukları (Covid-19) dönemde dahi işin aksamaması için ellerinden geleni yaptıklarını, müvekkillerinin kendi üzerlerine düşen edimleri, davalı taraf ile anlaştığı doğrultuda yüklendikleri her işi sağlam ve noksansız bir biçimde teslim ettiklerini, işin özen ve yükümlülüğüne uygun olarak zamanında yerine getirdiklerini, süreç içerisinde davalı taraf da düzenli olarak mezkur adreste yer alan tavuk çiftlik tesisine geldiğini, karşılıklı iletişim ile ilerlediklerini, davalı tarafın, müvekkillerine herhangi bir proje, çizim sunmamasına rağmen müvekkillerin işin gereği olan biçimde üstlendikleri edimleri yerine getirdiklerini, bu aşamada davalı tarafın süreç içerisinde beğenmediğini belirttiği ve yapılan işin daha farklı ölçüde ve şekilde yapılmasını belirttiği tüm işler tek tek söklüp sil baştan talebe uygun halde tekrar tekrar imal edilerek işlere devam edildiğini, davalı tarafın, mezkur davaya konu itirazı haksız ve hukuka aykırı olarak gerçekleştirmiş olup, itirazı kötü niyet taşıdığını beyan ederek, davalı (İcra Müdürlüğü Dosyası borçlusu) tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; karşı taraf ile müvekkili arasında yapılan anlaşmaya göre karşı tarafın müvekkilinin hissedarı olduğu şirkete ait arazide kümes imalatı yapmayı taahhüt ettiğini (Malzeme ve hammadde müvekkil tarafından karşılanacak şekilde, karşı tarafın yalnızca eseri imal edeceği-işçiliği- yapacağı hususunda anlaşarak) ve aralarındaki tanışıklığa binaen ücreti iş süresince peyder pey karşı tarafın hakettiği oranda ve talep ettiğinde ödeneceği hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin …, … ve …’e toplamda 90.000 TL ödediğini, karşı tarafın işi üstlendikten kısa bir süre sonra işin geç yürümesinin yanı sıra imalattaki kusurlar müvekkilinin dikkatini çektiğini, bazı kaynak ve montaj işlemlerinin kusurlu yapıldığı farkedilmiş ve bu davacılardan …’ye söylenince kendisi alınganlık göstermiş, kendisinden kusurlu imalatın düzeltilmesi istenildiğinde “onu bir daha düzeltmek sana çok pahalıya patlar” gibi sözler söylemiş, müvekkiliyle arası açılmış ve nihayetinde müvekkilinin “birbirimizi üzmeyelim, işi başkasına tamamlatayım.” dediğini, …de o zamana kadar kusurlu ve geç de olsa yapmış olduğu imalatın karşılığını almış olduğundan, bunu kabul ederek işi bıraktığını, gelinen neticede işi iddia edildiği gibi noksansız tamamlamak bir yana işin büyük bir kısmı natamam ve kusurlu olarak işin bırakıldığını, işi bıraktıktan kısa bir süre sonra karşı taraf müvekkilinden haksız bedeller talep etmiş son aşamada ise huzurdaki kötüniyetli davaya kadar gelinmiş bulunduğunu, gerçekte mağdur olan müvekkilinin, karşı tarafın ilk talebindeki kötü niyetini anlayınca kusurlu imalatın ekran görüntülerini kaydetmiş, işin eksik olduğunu gösterir videolar kaydetmiş olsa da karşı tarafa herhangi bir dava veya takip işlemi yoluna ayıp olacağını düşündüğü için girişmediğini, müvekkilinin, işin eksik ve hatalı kısımlarının bulunması sebebiyle başka birisi ile anlaşarak kalan imalatı düzelttirmiş ve tamamlatmış ve bu durum neticesinden hem maddi hem ihtiyaç duyduğu işin geç tamamlanması anlamında önemli ölçüde zarar gördüğünü, taraflar birbirleri ile olan tanışıklığı sebebiyle aralarında herhangi bir yazılı sözleşme olmadığını, dolayısıyla halihazırda 90.000 TL teslim almış olan karşı tarafın ifa yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle talep etmesinin mümkün olmadığını ve neye göre talep edildiği belli olmayan 360.000 TL dava etmesinin herhangi bir sözleşmesel dayanağı da olmadığını, karşı tarafın yüklenici olarak eseri tam olarak teslim etmemesine rağmen müvekkilinden meydana getirmeyi taahhüt ettiği eserin tam bedeli olduğunu iddia ettiği bir meblağı talep ettiğini beyan ederek, davanın esastan reddine, karşı tarafın kötü niyetle takip yapması sebebiyle asıl alacağın %20’sinden az olmayan tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları ve vergi dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında bakiye alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 18/10/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 20/10/2021 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki davada; uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Mahkememizce, ilgili vergi dairesi ile yapılan yazışma sonucunda davacı …’nin tacir yada esnaf olarak değerlendirilemeyeceği, ticaret sicil müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucunda davacıların ortağı ya da sahibi olduğu herhangi bir şirket kaydının bulunmadığı, davacı …’in işletme hesabına göre defter tuttuğu, buna göre davacıların tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Eldeki dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi genel mahkemeler olan Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.31/05/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı