Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1121 E. 2022/738 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1121 Esas – 2022/738
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/1121 Esas
KARAR NO : 2022/738
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
K.YAZIM TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalı-borçlu hakkında ödenmemiş iki adet latura borcunun tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 05.11.2021 tarihinde davalı-borçluya tebliğ edildiğini ve davalı-borçlunun 12.11.2021 tarihli itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalı-borçlunun vaki itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, alacağın dayanağı siparişe ilişkin davalının inızasını taşıyan teslime ilişkin belge ve faturaların ekte sunulduğunu, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin de 06.12.2021 tarihli arabuluculuk son tutanağının anlaşamama ile sonuçlandığını, hal böyle iken davalı-borçlu şirketin işbu davanın ikamesinden evvel 13.12.2021 tarihinde müvekkili hesabına 30.000,00 TL ödeme yaptığını, taraflarınca söz konusu ödemenin itiraza konu icra dosyasına bildirildiğini ve dosya borcundan mahsup edildiğini, müvekkili şirketin davalı-borçludan dava tarihi itibariyle 50.484,48 TI bakiye fatura alacağının bulunduğunu, söz konusı alacağın tahsili amacıyla işbu itirazın iptali davasının açıldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, davalı-borçlunun haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalı-borçlunun toplam alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar fazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davacının iddiasının aksine, ekte sunulan banka ödeme dekontu ve cari hesap kayıtlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin davacıya 13 ve 23 Aralık 2021 tarihlerinde toplamda 46.291,31 TL ödeme yapıldığını, davanın açıldığı tarihte davacının müvekkilden 50.484,48 ‘TL alacağının bulunmadığını, bu hususun tarafların ticari defterleri, hanka kayıtları ve cari hesap kayıtları incelendiğinde açıklığa kavuşacağını, açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasında yapılan şifahi görüşmeler neticesinde müvekkilce defaten davaya konu faturaya karşılık ödeme yapılacağı ancak yaşanan pandemi ve olumsuz ekonomik şartlar dolayısıyla bir miktar süre talep edilmesine karşın davacının doğrudan takip yoluna gitmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu gösterdiğini beyan ederek, davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2021 yılına ait BA-BS formları, tarafların ticari defter ve kayıtları, 28/04/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, dava dosyası ve tarafların kayıtlarının incelenmesi neticesinde; davacının Ankara Batı İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyası ile 03.11.2021 tarihli ilamsız takiplerde ödeme emri ile 63.943,02 TL asıl alacağı ve 4.414,20 TL işlemiş faiz toplamından oluşan 68.357,22 TL alacağını fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine karar asıl alacağa işleyecek yıllık 418,25 ticari temerrüt faizi ile birlikte talep ettiği, dosya kapsamında davacıyı temerrüde düşürücü bir belgenin bulunmadığı, davacının TTK m.1530/4 uyarınca işlemiş faiz talebinde bulunduğu, davacının kayıtlarına göre; davacının İcra takip tarihi itibariyle (03.11.2021) davalıdan 63.943,09 TL alacaklı gözüktüğü, ancak icra takip tarihinden sonra davalının yaptığı toplamı 46.291,31 TL ödeme kaydı ile davacı faturasının kayıtlara işlenmiş olduğu, ilgili kayıtlardan sonra 23.12.2021 tarihi itibariyle davacının davalıdan 33.943,12 TL alacaklı olduğu, davalının kayıtlarına göre; davalının icra takip tarihi itibariyle (03.11.2021) tarihi itibariyle davacıya 63.943,02 TL borçlu olduğu, ancak icra takip tarihinden sonra davacıya yapılan toplamı 46.2921,31 TLödeme kaydı ile davacı faturasının kayıtlara işlenmiş olduğu, ilgili kayıtlardan sonra 23.12.2021 tarihi itibariyle davalının davacıya 33.,943,02 TL borçlu olduğu, gerek dosya kapsamındaki tarafların BA-BS Tormlarının birbirini teyit ettiği, gerekse tarafların ticari kayıtlarının birbirini teyit ettiği, her iki tarafın kayıtlarına göre de; icra takip tarihi (03.11.2021) itibariyle davacının davalıdan 63.943,02 TL alacağının olduğu, takip tarihinden sonra davalının davacıya yaptığı ödemeler ile davacı faturası dikkate alındığında 23.12.2021 tarihi itibariyle davacının davalıdan 33.943,02 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki ticari alım – satım ilişkisi kapsamında düzenlenen iki adet faturadan bakiye kalan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı, taraflar arasındaki ticari alım – satım nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 05/11/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 12/11/2021 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki ticari alım – satım ilişkisi kapsamında fatura alacağının bulunduğunu iddia ederek alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise davacıya 46.291,31TL ödeme yapıldığını ve takip çıkışı kadar davacının alacaklı olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının takibe konu borcu ödeyip ödemediği hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2021 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına 2021 yılına ilişkin 2 adet belge karşılığında KDV hariç 54.188,00TL mal satış bildiriminde bulunulduğu, davalı tarafça ise, davacı adına 2021 yılına ilişkin 2 adet belge karşılığında KDV hariç 54.188,00TL mal alış bildiriminde bulunulduğu, bu itibarla bildirimlerin örtüştüğü tespit edilmiştir.
Taraflara verilen süre üzerine taraflar ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu adresi bildirmişlerdir. Mahkememiz dosyası üzerinde ve bildirilen adreste yerinde inceleme yetkisi ile bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda, icra takip tarihi (03.11.2021) itibariyle davacının davalıdan 63.943,02TL alacağının olduğu, takip tarihinden sonra davalının davacıya yaptığı ödemeler ile davacı faturası dikkate alındığında 23.12.2021 tarihi itibariyle davacının davalıdan 33.943,02TL alacaklı olduğu rapor edilmiştir.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davalı yan cevap dilekçesiyle ödeme savunmasında bulunduğundan, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmış olup, ispat yükü yer değiştirmiştir. Buna göre davalı yan ödeme savunmasını ispat etmek zorundadır.
Takibe konu alacağın dayanağı olan faturaların 06/05/2021 tarihli 47.622,13TL bedelli ve 10/06/2021 tarihli 16.320,89TL bedelli iki adet fatura olduğu, faturaların davacı ve davalı tarafça Ba-Bs formuyla bildirildiği, incelenen taraf kayıtlarının gerek faturalar yönünden gerekse ödemeler yönünden örtüştüğü, davadan önce takipten sonra 13/12/2021, 23/12/2021 tarihlerinde yapılan 3 adet ödemenin yalnızca takibe konu iki adet faturaya yönelik mi yoksa taraf defterlerinde kayıtlı olan üç adet faturaya yönelik mi olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Davalı yan …’na ait 23/12/2021 tarihli 1.252,38TL tutarlı, …’na ait 23/12/2021 tarihli 15.038,93TL tutarlı ve …’na ait 13/12/2021 tarihli 30.000,00TL tutarlı dekontları dosyaya sunmuş, yapılan ödemelerin taraf defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Takibin dayanağı olan faturaların 06/05/2021 tarihli ve 10/06/2021 tarihli olduğu, takipten sonra düzenlenen ve defterlere işlenen faturanın ise 23/12/2021 tarihli olduğu, davalı tarafça yapılan ödemelerin tarihleri, ödeme tutarları ile dosya kapsamı gözetildiğinde, yapılan ödemelerden yalnızca 13/12/2021 tarihli 30.000,00TL tutarlı ödemenin takip konusu faturalara ilişkin olduğu, 23/12/2021 tarihli 1.252,38TL tutarlı ve 23/12/2021 tarihli 15.038,93TL tutarlı ödemelerin takipten sonra düzenlenen takip konusu olmayan 23/12/2021 tarihli 16.291,34TL bedelli faturaya ilişkin olduğu, nitekim davacı alacaklı tarafça da icra dosyasına yalnızca 13/12/2021 tarihli ödemenin bildirilmiş olduğu, diğer ödemelerin takip konusu alacağa ilişkin olduğunun dosya kapsamına göre ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmakla bilirkişi raporunda yapılan mahsup ve bakiye alacağa itibar edilmeyerek usul ekonomisi ilkesi gereğince dosyanın sürüncemede kalmaması amacıyla mahkememizce hesaplama yapılarak hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Takip talebinde asıl alacak ile birlikte işlemiş faiz de talep edilmiştir. Faturaların davalı defterlerine işlenmiş olduğu ve BA formuyla vergi dairesine bildirilmiş olduğu görülmekle faturaya konu malın, davalı defterlerine faturaların işlendiği tarihte davalı yana teslim edilmiş olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu itibarla TTK madde 1530/4 uyarınca faturaların deftere işlendiği tarihten itibaren 30 günlük sürenin sonunda davalı yanın temerrüte düştüğü kabul edilmiştir. Buna göre davacı yanın takip talebinde, 30 günlük ödeme süresinden sonra takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu, 06/05/2021 tarihli fatura için temerrüt tarihinin 08/06/2021 tarihi olduğu, 10/06/2021 tarihli fatura için temerrüt tarihinin 13/07/2021 tarihi olduğu, Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. Maddesinin 7. Fıkrası uyarınca mal ve hizmet tedarikinde geç ödemelerde uygulanacak temerrüt faiz oranı ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari indirim tutarının 2021 yılı için %18,25 olduğu, bu orana göre talep edilen işlemiş faiz tutarlarının yerinde olduğu kabul edilmiştir.
İcra dairesinden dava tarihi itibariyle kapak hesabı dosyaya kazandırılmıştır. Davadan önce ancak takipten sonra yapılan ödemelerin davacı yanın takip talebi gözetilerek TBK’nun 100. Maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara mahsup edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla öncelikli olarak asıl alacak miktarına takip tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmıştır. Asıl alacak miktarı olan 63.943,02TL’ye takip tarihi olan 02/11/2021 tarihinden ödeme tarihi olan 13/12/2021 tarihine kadar yıllık %18,25 oranında faiz işletilmesi sonucu işlemiş faiz 1.310,83TL olarak hesaplanmıştır. Kapak hesabına göre alınması gereken harç 2.426,25TL, vekalet ücreti 9.686,44TL, dosya masrafı ise 102,30TL’dir. Yapılan 30.000,00TL ödemenin öncelikli olarak işlemiş faiz ve ferilere mahsubu yapıldığında 30.000,00TL – 1.310,83TL – 2.426,25TL – 9.686,44TL – 102,30TL = 16.474,18TL bakiye ödeme kalmaktadır. Bu bakiye ödemenin asıl alacak miktarından mahsubu yapıldığında 63.943,02TL – 16.474,18TL = 47.468,84TL asıl alacak yönünden davacı alacağının mevcut ve devam ettiği tespit edilmiştir. O halde davacı yanın 47.468,84TL yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmakta olup davalı yanın bu tutar yönünden itirazının haksız olduğu anlaşılmıştır. Davacının talep edebileceği alacak 47.468,84TL iken davacının netice-i talebi 50.484,48TL’dir. O halde (50.484,48TL – 47.468,84TL=)3.015,64TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.
Açıklanan sebeplerle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmi ödeme gözetilerek ve öncelikli olarak faiz ve masraflara mahsubu ile bakiye kalan 47.468,84TL yönünden iptali ile takibin 47.468,84TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin hukuki yarar yokluğundan reddine, asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 9.493,76TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmi ödeme gözetilerek ve öncelikli olarak faiz ve masraflara mahsubu ile bakiye kalan 47.468,84TL yönünden iptali ile takibin 47.468,84TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin hukuki yarar yokluğundan reddine,
2-Alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20 si olan 9.493,76TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 3.242,59TL karar ve ilam harcından peşin alınan 862,15TL harcın mahsubu ile bakiye 2.380,44TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.030,78TL’sinin davalıdan, 65,49TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 862,15TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 929,95TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 74,50TL tebligat ve posta gideri ile 800,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 874,50TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 822,26TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 3.015,64TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/09/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı