Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1082 E. 2023/729 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1082 Esas – 2023/729
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/1082 Esas
KARAR NO : 2023/729

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
K. YAZIM TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı borçludan servis ve yedek parça hizmetinden dolayı alacaklı olduğunu, müvekkili şirketin cari hesaptan kaynaklı alacağına ilişkin olarak davalı borçlu şirket aleyhinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun söz konusu takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki satış, servis ve yedek parça hizmetinden kaynaklanan ve cari hesap ile yürütülen ticari bir ilişkinin olduğunu, dilekçe ekinde sunulan cari hesap kayıtlarından da anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin davalıdan 3.083,66 Euro alacağı bulunduğunu, davalı şirket ile yapılan tüm görüşmelere rağmen söz konusu borç tahsil edilemediğinden icra takibinin başlatıldığını, başlatılan icra takibinde Euro döviz kurunun dava tarihi itibariyle TCMB efektif döviz satış kurunun verilerine göre (1 Euro — 16,54 85 TL) olacak şekilde dikkate alındığını, ancak davalı borçlu şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiğini beyan ederek, davalı aleyhinde başlatılan Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız şekilde borcunu inkâr eden davalı şirket aleyhine takibe konu asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin temerrüde düşürülmeden icra takibine başlandığını, taraflar tacir olduğundan muacceliyet şartının gerçekleşmediğini, Müvekkili şirketin takibe konu servis ve parça hizmeti almadığını, dolayısıyla davacı şirketin müvekkili şirketten takibe konu alacağının bulunmadığını, müvekkili şirketin söz konusu takibe konu borcunun bulunmaması sebebiyle haklı olarak borca itiraz ettiğini, borcun bir an için kabul edilmiş olunsa dahi davacı şirketin, müvekkilini temerrüde düşürmediğini ve borcun muaccel hale gelmediğini, icra inkâr tazminatının döviz olarak talep edilemeyeceğini, her ne kadar takip konusu asıl alak döviz (euro) olarak talep edilmişse de yüksek yargı kararlarında asıl alacağın döviz olarak talep edilmiş olduğu hallerde icra inkâr tazminatının TL olarak ödenmesine ilişkin kararların yerleşik içtihat haline geldiğini beyan ederek, davanın reddine, takibin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davacı aleyhine dava konusu meblağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, ticrat sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, davacı şirket kayıtları üzerinde talimat yoluyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan 09/06/2022 ve 12/02/2023 tarihli bilirkişi raporları, mahkememizce aldırılan 19/10/2022 ve 08/05/2023 tarihli bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, cari hesap ekstresine dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 27/05/2021 tarihli ödeme emri ile 3.083,66 Euro alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 05/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 14/05/2021 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin 15/06/2021 tarihinde durdurulduğu, eldeki davanın 16/12/2021 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği cari hesaptan kaynaklanan toplam 3.083,66 Euro bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla davacıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat yoluyla (İzmir 4. ATM … Tal.) yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan 09/06/2022 tarihli raporlarda özetle; “…Davacı … ve Makine Ltd. Şti.nin Yevmiye (Muavin) Defterinin incelenmesinde, Davacı … ve Makine Ltd. Şti. tarafından, Davalı … Makina İml.İnş.Nak.Ve Dış Tic.Ltd.Şti.ne düzenlenmiş herhangi bir fatura bulunmadığı, bir önceki yıldan borç ve alacak devrinin de bulunmadığı, 26.05.2021 tarihli ve 10343 fiş no.lu ile “26.05….-Ödeme Emri(Batı İcra Daire)” açıklamalı 31.718,84 TL alacak kaydı yapıldığı, Davacının ticari defter kayıtlarına göre alacağının Ankara Batı İcra Dairesinin 26.05…. no.lu icra takibinden kaynaklandığı, Davacı ve davalının 2019-2020 yılları Ba/Bs formlarındaki kayıtların karşılıklı olarak birbirini doğruladığı…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce, talimat yoluyla dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu, Ba/Bs formları ve davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya sunulan 19/10/2022 tarihli raporda icra takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan herhangi bir alacağı bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019-2020 yıllarına ait olmasına rağmen talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda davacının sadece 2021 yılı defterlerinin incelendiği anlaşıldığından, uyuşmazlık dönemine ilişkin tüm ticari defterlerin incelenmesi için mahkememizce yeniden İzmir ATM’ye talimat yazılmış, … Tal. sayısına kayden düzenlenen 12/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı şirketin 2019-2020 ve 2021 yıllarına ait Yevmiye Defteri kayıtlarının toplu halde incelenmesinde 2021 yılı 26/05/2021 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 31.738,97 TL alacaklı olduğu…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan rapor ve talimatla alınan raporlar arasında çelişki ortaya çıktığından dosyamız yeniden bilirkişiye tevdii edilmiş, düzenlenen ve hükme esas alınan 08/05/2023 tarihli raporda özetle; “…İddia, savunma ile dosyaya sulan delillerin, gerek davalı ve gerekse davacıya ait ticari defter kayıtlarının bir bütün olarak incelenmesi ve karşılaştırılması neticesinde, 27.05.2021 takip tarihi itibariyle davacının davalından kur değerlemesi kapsamında 3.083,66 Euro (31.718,84 TL) alacaklı bulunduğu, davacının bu tutarı takip tarihi itibariyle takipteki talebi olan bankalar tarafından 1 yıl vadeli Türk Lirası mevduata fiilen uygulanan mevduat faiz oranları üzerinden talep etme hakkına sahip olduğu…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır. Tarafların 2019 ve 2020 yılı BA/BS formlarının karşılaştırılması neticesinde ise; tarafların bu kayıtlarının da uyumlu olduğu, Yargıtay 19.HD 2016/7490 esas, 2017/2932 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bu hususun fatura konusu malların teslimine karine teşkil ettiği, ve aksinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Bu itibarla da taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır. Ticari ilişkinin ve mal tesliminin kanıtlanması karşısında davalının ispat edilmiş bir ödeme savunması bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalar, HMK’nın 222 . Maddesi ve belirtilen Yargıtay kararları ışığında tüm ödemeler düşüldükten sonra davanın kabulüne ve takibin devamına ve alacağın faturaya dayalı olması gözetilerek icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-3.083,66 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 3.486,17 TL harçtan peşin alınan 712,35 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.773,82 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 712,35 TL peşin harç olmak üzere toplam 780,15 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.550,00 TL bilirkişi ücreti, 224,40 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.774,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/06/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza