Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1073 E. 2022/497 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1073 Esas – 2022/497
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/1073 Esas
KARAR NO : 2022/497
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
VEKİLİ :
4-
VEKİLİ :
5-
6-
7-
8-
9-
10-
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/09/2016
(BİRLEŞEN ANKARA BATI … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN … ESAS- … KARAR SAYILI DAVA DOSYASI)
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
3-
4-
5-
6-
7-
8-
9-
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/09/2020
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
K.YAZIM TARİHİ: 24/06/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; dava dışı … tarafından Ankara Batı İş Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasında müvekkili aleyhine ikame edilen davada, davacının 13.04.2005-03.04.2014 tarihleri arasında … Belediye Başkanlığı bünyesinde ve taşeron şirketleri nezdinde işçi olarak çalıştığını beyan ederek ödenmeyen işçilik alacaklarının belediyeden tahsiline karar verilmesini talep etliği, yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında belediye aleyhine başlatılan icra takibi dolayısıyla müvekkili belediyenin icra dosyasına 26,985,03 TL ödeme yaptığını, gerekçeli kararda ve karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda belirlendiği, dosyaya ibraz edilen sözleşme ve şarinamelerden açıkça anlaşılacağı üzere, davalı şirketlerin hizmet alımı amacıyla gerçekleştirilen ihaleler kapsamında müvekkili belediye ile farklı tarihlerde sözleşme imzalayan yükleniciler olduğunu, belediyenin işçilik alacaklarından üst işveren olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, ancak gerçekte işveren sıfatının davalı şirketlere ait olduğunu, bu çerçevede Ankara Batı … İş Mahkemesinin … Esas. … Karar sayılı ilamına istinaden Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra tehdidi altında ödenen 26.985,03 TL’nin ödeme tarihinden itibaren 6183 Sayılı kanuna göre hesaplanacak faizi ile birlikle sorumluluk sınırlarıda belirlenmek suretiyle, müştereken tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı şirketlere tahviline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili; davalar arasında HMK md. 166 uyarınca sıkı bir bağlantının bulunması ve ikisinin de derdest olması nedeniyle iş bu dava ile Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere hizmet alım sözleşme ve şartname hükümleri doğrultusunda Yargıtay bozma ilamı sonrasında 25/12/2019 tarihinde davacı belediye tarafından bakiye ubgt ücreti, faizi , yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak dava dışı … vekili adına Ankara … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yatırılan 2.302,87 TL nin dava dışı işçiye ödeme tarihinden işleyecek faizleri ile birlikte ve davalıların tespit edilecek sorumlulukları oranında rücuen tahsili ile davacı belediyeye ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şti. vekili; davanın dayanağı İş Mahkemesi kararının temyiz aşamasında olduğunu, davanın dayanağı İş Mahkemesi kararıyla işçi lehine hüküm altına alınan alacakların bir kısmının müvekkili şirket dönemine ait olmadığını, kıdem tazminatının kendi dönemlerinde ödendiğini, yıllık ücretli izninin kullanıldığını, fazla mesai ve UBGT alacağı yönünden davanın reddedilmesi gerektiği, her ne kadar teknik şartnamenin 10. Maddesinde yüklenici çalıştırdığı personelin iş kanunundan doğan her türlü hak ve alacaklarından sorumludur şeklinde düzenleme yapılmış ise de, bu sorumluluğun işçilik haklarıyla sınırlı olduğunu, hizmel alım sözleşmesi eklerinde dava dışı işçinin UBGT ve hafta tatilinde çalıştırılmayacağı ve fazla mesai yaptırılmayacağı düşünülerek bu kalemler içinde ödenek ayrılmadığı, hizmetten fiilen faydalanınış olması nedeniyle hizmet alım sözleşmesinde yer almamış olsa dahi işçiye haklarının üst işverence iş ödenmesinde herhangi bir hukuksuzluk ve haksızlık bulunmadığını beyanla ihale bedelinin tespitinde yer almayan hiçbir ödemeden müvekkilinin sorumlu olmayacağını, üst işverence dava dışı işçiye yapılan ödemede yasal faiz uygulandığını, bu nedenle bu davada da 6183 Sayılı Yasada belirtilen oranların uygulanamayacağını, ayrıca alt işverenlerin talep edilen alacaklardan sorumlu olsa dahi aralarında müşterek ve müteselsilen borç ilişkisi bulunmadığı, bir borç varsa dahi her alt işverenin kendi dönemine tekabül eden işçilik alacaklarından sorumlu tutulabileceğini, sonuçta davanın reddine, masrafların ve vekâler ücretininde davacıdan tahsiline karar verilmesini, ödenen kıdem tazminatından dolayı istirdat davası açma haklarının saklı olduğunu beyan ve talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili; davanın hukuka, kanunlara ve hukuki mesnetlere aykırılık teşkil etmesi sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, davacının istediği alacakların zamanaşımına uğradığını, dava dışı işçinin belediye başkanlığının hizmet alım sözleşmesi ile işe başladığını ve birçok firmada çalıştığım, müvekkilinin sadece aracı konumunda olduğunu, kıdem tazminatının kendilerine rücu edilemeyeceği konusunda hüküm bulunduğunu, müvekkil firmadan rücuen alacak talep edilebilmesi için hesaplanabilir alacağın olması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini, yargılama ücreti ve vekâlet ücretinin davacıya yüklelilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şi. vekili; yetki ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının dayanak aldığı İş Mahkemesi kararının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, son işveren olmayan müvekkilinin yıllık izin ücretinden sorumlu olmayacağını, dava dışı işçinin müvekkil şirket nezdinde 01.01.2013-31.03.2013 tarihleri arasında çalıştığını beyanla haksız ve hukuka aykırı olan davanın tümden reddine, yargılama ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … Şti vekili; yetki ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkil şirketin rücu davasının dayanağı olan Ankara Batı … İs Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının tarafı olmadığını, rücu davası açma şartlarının oluşmadığını, müvekkili şirket ile davacı belediye arasında ihale sözleşmesinin 01.01.2009-31.12.2009 dönemini kapsadığını, dava dışı işçinin önceden beri belediyede çalıştığını, işçinin çalışma koşullarını davacının belirlediğini, işçilerin davacının işçileri olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen sözleşme maddeleri ile kamu ihale kanunundaki hükümlerin çeliştiğini, müvekkilinin son işveren olmadığı için sorumlu olmadığını beyanla davanın usulden reddini, bu olmadığı halde esastan reddini, ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taral üzerine bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili; davacının alacaklarına ilişkin husumet ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, müvekkil şirket tarafından işçiye bütün ödemelerin yapıldığını, kıdem tazminatı bakımından sadece kendi dönemleri ile sınırlı sorumluluğunun bulunabileceğini, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti bakımından rücu hakkının bulunmadığını, fazla mesai, genel tatil ücreti ve diğer alacaklar bakımından alt taşeronun sorumluluğunun iş yeri devri gerçekleştikten 2. yıl sonuna kadar devam edeceğini, bu sorumluluk süresinde dolduğunu, davacının müşterek, müteselsil olarak işçinin tüm tazminat ve alacaklarından sorumlu olması nedeniyle icra dosyasından ödediği tutarın ve rücu edebileceği tutarların ancak %50’si, yani yarısını, diğer alt taşeronlardan talep edebileceğini, tamamı üzerinden açılan davanın hatalı olduğunu, bu dosyada yapılacak hesaplarda belirtilen hususların göz önünde bulundurulması gerektiğini beyanla haksız ve dayanakları yoksun davanın reddine, yargılama, harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı … İş Mahkemesinin … esas sayılı ve … esas sayılı dava dosyaları, SGK kayıtları, davalı şirketlerin ticaret sicil kayıtları, 01/09/2020 tarihli bilirkişi raporu, 26/07/2021 tarihli bilirkişi ek raporu, 21/03/2022 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Ankara Batı … AHM’nin …E-…K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda; davacı ile davalılar arasında imzalanan sözleşmeler eki teknik şartnamelerde, yüklenicinin çalışan personelinin İş Kanumu ve İş Güvencesi yasalarından doğacak her türlü tazminat ve alacaklarından yüklenici sorumludur. Yüklenici çalıştırdığı personelinin ücret, muuş ve iş kanunundan doğan tüm hüaklarını ve her türlü tazminat alacaklarını zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmekle yükümlüdür” hükümlerine yer verilmesi nedeniyle, davalı yüklenicilerin kendi dönemleri ile sınırlı olarak Türk Borçlar Kanunu ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, bu tarihler arasında ödenen işçilik alacaklarına isabet eden tutarların tamamından sorumlu olduğunun değerlendirildiği ve davacının dava dışı işçiye ödemiş olduğu 26.895,03 TL tamamının rücucn tahsilinin talep edilebileceği, dava dışı işçiye 02.12.2015 tarihlerinde ödenen toplam 26.895,03 TL tutarındaki işçilik alacaklarından; yapılan hesaplamalar sonucunda, davacının; …. Şti. 937,99 TL, … Şti. $.105,52 TL, … Şti. 3.788,32 TI, … Şti. 11.578,56 TI, … Şti 511,12 TI, … Şti. S11,12’TL, … Şti 2,059,26 TL, … Şti. 1.201,57 TL, … Şii. 1.201,57 TL olmak üzere talep edebileceği tutarın 26.895,03 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda, davacı ile davalılar arasında imzalanan sözleşmeler eki teknik şartnamelerde, yüklenicinin çalışan personelinin İş Kanunu ve iş Güvencesi yasalarından doğacak her türlü tazminat ve alacaklarından yüklenici sorumludur, yüklenici çalıştırdığı personelinin ücret, Maaş ve iş kanunundan doğan tüm haklarını ve her türlü tazminat alacaklarını zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmekle yükümlüdür” hükümlerine yer verilmesi nedeniyle, davalı yüklenicilerin kendi dönemleri ile sınırlı olarak Türk Borçlar Kanunu ve yerleşik Yargıtay içtihatları ve Ankara BAM … HD … E. … K. sayılı ilamlarına göre; bu tarihler arasında ödenen işçilik alacaklarına isabet eden tutarların tamamından sorumlu olduğunun değerlendirildiği ve davacının dava dışı işçiye ödemiş olduğu 29.287,90 TL tamamının rücuen tahsilinin talep edilebileceği, dava dışı işçiye ödenen toplam 29.287,90 TL tutarındaki işçilik alacaklarından; yapılan hesaplamalar sonucunda, davacının; … Şti. 977,88 TL, … Şti. 5.322,62 TL, … Şti. 4.164,78 TL, … Şti. 12.803,21 TL, … Şti 541,47 TL, … Şti. 541,47 TL, … Şti 2.276,07 TL, … Şti. 1.330,20 TL, … Şti. 1.330,20 TL olmak üzere talep edebileceği tutarın 29.287,90 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi ikinci ek raporunda, davacı ile davalılar arasında imzalanan sözleşmeler eki teknik şartnamelerde, yüklenicinin çalışan personelinin İş Kanunu ve iş Güvencesi yasalarından doğacak her türlü tazminat ve alacaklarından yüklenici sorumludur. Yüklenici çalıştırdığı personelinin ücret, maaş ve iş kanunundan doğan tüm haklarını ve her türlü tazminat alacaklarını zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmekle yükümlüdür” hükümlerine yer verilmesi nedeniyle, davalı yüklenicilerin kendi dönemleri ile sınırlı olarak Türk Borçlar Kanunu ve yerleşik Yargıtay içtihatları ve Ankara BAM …, HD … E. … K. sayılı ilamlarına göre; bu tarihler arasında ödenen işçilik alacaklarına isabet eden tutarların tamamından sorumlu olduğunun değerlendirildiği ve davacının dava dışı işçiye ödemiş olduğu 29.287,90 TL tamamının rücuen tahsilinin talep edilebileceği, dava dışı işçiye ödenen toplam 29.287,90 TL tutarındaki işçilik alacaklarından; yapılan hesaplamalar sonucunda, davacının; … Şti. 977,88 TL, … Şti. 5.322,62 TL, … Şti. 4.164,78 TL, … Şti. 12.803,21 TL, … Şti 541,â47 TL, … Şti. 541,47 TL, … Şti 2.276,07 TL, … Şti. 1.330,20 TL, … Şti. 1.330,20 TL olmak üzere talep edebileceği tutarın 29.287,90 TL olduğu, takdiri mahkemeye ait olmak üzere yıllık izin ücretinden son alt işverenin sorumlu olma durumuna göre; … Şti. 843,01TL, … Şti. 4,588,52 TL, … Şti. 3,857,48 TL, … Şti. 11.939,38 TL, … Şti 503,06 TL, … Şti. 503,06 TL, … Şti 2.122,42 TL, … Şti. 2.465,49TL, … Şti. 2.465,48 TL olmak üzere talep edebileceği tutarın 29.287,90 T’L olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, taşıma ve hizmet edimlerini bir arada içeren karma nitelikteki sözleşmeden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini de içermesi sebebiyle mahkememizin işbu davaya bakmaya görevli olduğu değerlendirilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlık, asıl işveren olan davacı tarafından dava dışı işçi …’e ödenen işçilik alacaklarının taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında davalı alt işverenlerden rücuen tahsilinin talep edilip edilemeyeceği ile her bir davalının sorumlu olduğu tutarın ne olduğu hususundadır.
Somut uyuşmazlık ile benzer nitelikteki bir uyuşmazlık ile ilgili verilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı kararı;
“4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçilere karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise İş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Asıl işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davalının “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatı ile fesihle birlikte ücrete dönüşen yıllık izin ücretinden ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretini ancak son işverenden talep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, asıl işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam anapara tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Az yukarıda da değinildiği gibi, uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, mahkemece “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler“ rücu davalarında hükme esas alınamaz.
Değinilmesi gereken bir başka nokta ise alt işverenlerin sorumlu oldukları dönemlere ilişkin hesaplama yapılırken hangi tarihteki ücretlerin esas alınması gerektiğidir. Asıl işveren, iş mahkemesi ilamı gereğince işçilik alacaklarını iş akdinin sona erdiği tarihteki ücret üzerinden ödemekte olup, iş mahkemesi ilamındaki usul ve hesaplamalar doğrultusunda alt işverenlerden rücu isteminde bulunabilir. ( Bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 03.12.2015 tarih, 2014/38758 E.,2015/35433 K.)
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Sözleşme ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı hallerde, tacir olan davalı alt işverenlerin çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları ancak, davacı Kurumun da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Öte yandan, kıdem tazminatı konusundaki 6552 sayılı Yasanın 8. maddesi ile değişik 4857 sayılı Yasanın 112. maddesinde öngörülen düzenleme, işçinin kıdem tazminatı alacağını bir an önce alabilmesi amacıyla yapılmış olup, işçi yönünden güvence niteliğindedir. Başka bir ifade ile, işçinin kıdem tazminatını dava açmak zorunda kalmadan kolaylıkla alabilmesi, olası takip ve davalar nedeniyle zorluk ve mağduriyet yaşamaması amaçlanmıştır. Söz konusu yasal düzenleme, asıl ve alt işverenler yönünden, dış ilişki itibariyle işçiye karşı geçerli olup, asıl ve alt işverenler arasındaki iç ilişkideki sorumluluğu ortadan kaldıran bir düzenleme değildir. (Bkz. Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 21.4.2016 tarihli 2016/7178E ve 2016/11227K. sayılı ilamı da bu yöndedir.) 6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 4857 sayılı Kanun’un 112. maddesinde, (kamu) asıl işverenin, ödemiş olduğu kıdem tazminatı nedeniyle, alt işverenlere rücu hakkı bulunmadığına dair bir düzenleme de bulunmamaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesi halen yürürlükte olduğundan, aksinin kabulü de mümkün değildir. (Bkz. Y. 22. HD, T.10.11.2016, E. 2016/2166, K.2016/23195)” şeklinde olup karar gerekçesi gözetilerek uyuşmazlığın çözümünde İş Hukuku hükümlerinin değil, Borçlar Hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği, buna göre de öncelikli olarak taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılması gerektiği değerlendirilmiştir.
Dosyamız arasında bulunan davacı asıl işveren ile davalı alt işverenler arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmelerinin ve eki şartnamelerinin incelenmesinde; hizmet alım sözleşmelerinin 8. maddesinde teknik şartnamenin sözleşmenin eki olduğunun hüküm altına alındığı, teknik şartnamenin 9. Maddesinde “Yüklenici çalıştırdığı personelin İş Kanunundan doğan her türlü ücret, ihbar, kıdem kötüniyet tazminatları ile işe iade davalarından doğacak tüm hak ve alacaklarından sorumludur. İdarenin çalıştırılan personele karşı böyle bir sorumluluk ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Yüklenici idarenin bu konuda uğrayabileceği her türlü zararı tazminle yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme ile davacı asıl işverenin işçilik alacakları sebebiyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, alt işverenlerin dava dışı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede açıkça sorumluluğa ilişkin madde bulunduğundan sözleşmedeki düzenleme somut olaya uygulanacaktır. Bu doğrultuda kaldırma kararı öncesinde alınan 26/07/2021 tanzim tarihli bilirkişi ek raporu ile mahkememizce alınan 22/03/2022 tanzim tarihli bilirkişi 2. Ek raporu yapılan açıklamalar dikkate alınarak düzenlendiği ve hükme esas almak için denetime elverişli olduğu tespit ve takdir edilerek rapor hükme esas alınmıştır
Bu itibarla taraf iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça dava dışı işçiye yapılan ödemenin kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ile ulusal bayram genel tatil günleri ücretine yönelik olduğu, kıdem tazminatından davalıların dava dışı işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak davacıya karşı sorumlu oldukları, yıllık izinlerin kullanılmaması halinde ancak fesihle ücrete dönüşeceği, bu nedenle dava dışı işçinin fesihle ücrete dönüşen yıllık izin ücretinden son alt işveren olan davalı … Şti. & … Şti. Ortaklığının sorumlu olduğu, taraflar arasında tanzim edilen sözleşme ve eki teknik şartnamedeki düzenlemeler gözetilerek davalıların davacı tarafça dava dışı işçiye yapılan ödemenin tamamından sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Bu itibarla düzenlenen bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak asıl ve birleşen davanın kabulüne, dava konusu edilen toplam 29.287,90TL tutarındaki alacağın; 843,01TL’sinin davalı … Şti.’nden, 4.588,52TL’sinin davalı … Şti.’nden, 3.857,48TL’sinin davalı … Şti.’nden, 11.939,38TL’sinin davalı … Şti.’nden, 503,06TL’sinin davalı … Şti.’nden, 503,06TL’sinin davalı .. Şirketi’nden, 2.122,42TL’sinin davalı … Şirketi’nden, 2.465,49TL’sinin davalı … Şti.’nden, 2.465,48TL’sinin davalı … Şti.’nden tahsili ile davacıya ödenmesine, davalılardan tahsiline karar verilen tutarlara en son ödeme tarihi olan 25/12/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı yan hüküm altına alınacak miktara 6183 sayılı Kanun uyarınca faiz işletilmesini talep etmişse de hüküm altına alınan bedel 6183 sayılı Kanunda belirtilen şekilde amme alacağı mahiyetinde kabul edilemeyeceğinden bu talebi kabul edilmeyerek hükmedilen bedele yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl davanın ve Birleşen Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı davasının ayrı ayrı KABULÜ İLE,
1-Asıl ve birleşen davada dava konusu edilen toplam 29.287,90TL tutarındaki alacağın;
– 843,01TL’sinin davalı … Şti.’nden,
– 4.588,52TL’sinin davalı … Şti.’nden,
– 3.857,48TL’sinin davalı … Şti.’nden,
– 11.939,38TL’sinin davalı … Şti.’nden,
– 503,06TL’sinin davalı … Şti.’nden,
– 503,06TL’sinin davalı .. Şirketi’nden,
– 2.122,42TL’sinin davalı .. Şirketi’nden
– 2.465,49TL’sinin davalı … Şti.’nden,
– 2.465,48TL’sinin davalı … Şti.’nden tahsili ile davacıya ödenmesine, davalılardan tahsiline karar verilen tutarlara en son ödeme tarihi olan 25/12/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Alınması gereken 2.000,65 TL karar ve ilam harcından asıl davada alınan 460,84 TL peşin harç ile birleşen davada alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.485,41TL karar ve ilam harcından davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 42,75 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 232,71 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 195,64 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 605,53 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 25,51 TL, davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 25,51 TL, davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 107,64 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 125,04 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 125,04 TL ile sınırlı olmak üzere tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından asıl davada yatırılan 460,84TL peşin harç, 29,20TL başvuru harcı, 4,30TL vekalet harcı ile birleşen davada yatırılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 610,94 TL harcından davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 17,58 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 95,71 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 80,46 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 249,05 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 10,49 TL, davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 10,49 TL, davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 44,27 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 51,42 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 51,42 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından asıl ve birleşen davada sarf edilen 1.533,70 TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.533,70 TL yargılama giderinden davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 72,92 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 396,95 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 333,71 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 1.032,87 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 43,51 TL, davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 43,51 TL, davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 183,61 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 213,28 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 213,28 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinden davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 146,79 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 799,01 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 671,71 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 2.079,04 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 87,59 TL, davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 87,59 TL, davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 369,58 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 429,32 TL, davalı … Şti.’nin sorumluluğunun 429,32 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili, davalı … Ltd şti vekili ve davalı … Ltd şti vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.31/05/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı