Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/107 E. 2021/781 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/107 Esas – 2021/781
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/107 Esas
KARAR NO : 2021/781
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
K.YAZIM TARİHİ: 09/11/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin … ihale numarası ile davalı taraf ile 650 adet ve 100 TL adet fiyatı olmak üzere KDV dâhil toplam 76.000,00 TL tutarında olan sözleşme imzaladığını, sözleşmenin madde 8.2.2.’ye göre; alıcının, hesaplanan KDV hariç bedelin 9430’u olan 19,500.00 TL’sini ön ödeme olarak kredi kartı ile yapacağının belirlendiğini, müvekkilinin ön ödemesini, yine ekte yer alan 10.08.2020 tarihli … bankasından 19.503,00 TL EFT yaptığını, yapılan ödemede davalı şirket tarafından müvekkiline alacağı ihale kendisine kaldığını, pandemi sürecine girildiğini, iş alanı bulunamadığını ve bunun gibi mücbir sebeplerden dolayı müvekkilinin buna dayanarak yaptığı ön ödemesinin iadesini yazılı maille ilettiğini, ancak cevap veya herhangi bir ödeme alamadığını ve mağdur edildiğini beyan ederek, borçlu şirketin Ankara Batı İcra Dairesi’ne …. Esas nolu icra takibine yaptığı itirazın iptaline, haksız yapılan itiraz nedeniyle %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında 500*400*45 mm 650 adel düküm ızgara alımına yönelik 10.08.2020 tarihinde sözleşme tanzim edildiğini, işbu kapsamda sözleşmenin toplam bedelinin KDV dâhil 76.700,00 TL olarak belirlendiğini, işe başlama günü olarak sözleşmenin lanzim edildiği tarihi takip eden gün olarak betirlendiğini ve müvekkilinin sözleşmenin imzalanmasına müteakip müvekkilinin sipariş edilen ürünlerin üretimine başladığını, davacının, sözleşme gereğince KDV hariç 19.50000 TL tutarında ön ödeme yaplığını, kalanı 57.200,00 TL tutarın ise 45 gün vadeli çek ile ödenmesi hususunda anlaştıklarını, ürünlerin teslim süresi ise sözleşmenin tanzim edildiği günü takip eden günden itibaren 20 gün olarak belirlendiğini, bu kapsamda müvekkilinin üretime başladığını, ancak davacının 09.09.2020 tarihinde müvekkili şirkete bir e-mail gönderdiğini ve söz konusu mailde; “mücbir sebeplerden dolayı mal alımımız iptal olmuştur. Bu sizlere 18.08.2020 tarihinde bildirilmiştir ve yapılan peşinat ödemesinin iadesi talep edilmiştir.” ifadelerine yer verildiğini, taraflar arasında tanzim edilen 10.08.2020 tarihli sözleşmenin 19. maddesinde lesih şartlarının açık bir şekilde yazıldığını, davacı tarafın sözleşmeyi fesih etmesinde dayanak gösterdiği mücbir sebep (mücbir sebep ne olduğunun yazılmadığını) hususu sözleşmenin fesih şartları içerisinde yer almadığını, ayrıca müvekkilinin söz konusu akde aykırı bir davranışının olmadığını, üretime başlandığını ve sonuçlandırıldığını. hali hazırda davacının ürünleri teslim alması için şirket deposunda ürünlerin bekletildiğini, bu hususun davacı tarafından bilindiğini, davacının 09.09.2020 tarihinde müvekkili şirkete gönderdiği e-mailde sadece mücbir sebep ifadesine yer vermiş iken dava dilekçesinde iddiasını genişlettiğini, davacının belirttiği iddiaların hiç birine sözleşmede yer verilmediğini, kendi kusurundan kaynaklanan bir hususta müvekkilinin sorumlu kılma çabası olduğunu, akdin ifasında esas olanın tarafların yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesi doğrultusunda karşı taralları talepte bulunması olduğunu, müvekkili tarafından yükümlülüklerin yerine getirildiğini, akde aykırı bir tutumda bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine, davacının kötü niyetli hareket etmesinden dolayı %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Dairesinin …. esas sayılı takip dosyası, davalı şirketin ticaret sicil kaydı, davacının ticaret sicil kaydı ve vergi dairesi kayıtları, tarafların 2020 yılına ait BA-BS formları, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları, 10/08/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; taraflar arasındaki döküm ızgara alım – satım sözleşmesi kapsamında yapılan ön ödemenin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasında düzenlenen döküm ızgara alım – satım sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 16.10.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 16.10.2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, taraflar arasında akdedilen döküm ızgara alım – satım sözleşmesi ile her bir adedi 100TL değerinde olan 650 adet olmak üzere KDV dahil toplam 76.000,00TL değerinde döküm ızgara satın aldığını, ön ödeme olarak KDV hariç bedelin %30’u olan 19.500,00TL’yi davalıya EFT ile gönderdiğini, davacı tarafından girilen ihalenin davacıya kalmadığını, pandemi süreci sebebiyle iş alanı bulunamadığını, bu gibi mücbir sebeplerle sözleşmenin feshedildiğini iddia ederek ön ödemenin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı yan ise, ileri sürülen fesih sebeplerinin haklı olmadığını, sözleşmeye konu malların üretildiği ve teslime hazır olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen döküm ızgara alım – satım sözleşmesinin davacı tarafça feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve ön ödemenin davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2020 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir.
İddia ve savunmalara göre davacı yanın takip tarihi itibariyle varsa alacağının tespiti ve hesaplanması bakımından dosya kapsamı ile taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen 10/08/2021 tanzim tarihli bilirkişi raporunda, davacı…’ın Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosvası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinde asıl alacağın dayanağı olarak gösterdiği … ihale sayılı döküm ızgara alım satım sözleşmesine istinaden ödenen %30’luk ön ödeme tutarı olan 19.500,00TL tutarın davalı şirket ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, takip tarihi olan 05/10/2020 tarihi itibariyle davalı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre davacı …’a 19.500,00TL borçlu gözüktüğü, taraflar arasında imzalanan 10/08/2020 tarihli döküm ızgara alım sözleşmesinin fesih şartlarının oluşup oluşmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Dosyaya sunulu bulunan 08/08/2020 tarihli revize fiyat teklifi başlıklı belge ile taraflar arasında akdedilen 10/08/2020 tanzim tarihli döküm ızgara alım sözleşmesinin incelenmesinde; 400x500x45 mm kanal ızgarasının birim fiyatının 100,00TL ve 650 adet ızgaranın KDV dahil fiyatının 76.000,00TL olacağı, bedelin %30’unun sipariş ile birlikte banka havalesi ile kalanının siparişte teslim 45 günlük evrak şeklinde olacağına dair davalı tarafça yapılan teklif, 08/08/2020 tarihli müşteri onayı altındaki …. kaşesi ile imza altına alınarak teklifin davacı tarafça kabul edildiği, buna göre 10/08/2020 tarihli ızgara alım sözleşmesinin düzenlendiği, davacı yanın ön ödeme bedeli olan 19.500,00TL’yi … aracılığıyla 10/08/2020 tarihinde davalıya EFT yoluyla gönderdiği, böylelikle sözleşmenin geçerli bir şekilde kurulduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu davacının feshinin haklı olup olmadığı yönünde olduğundan, sözleşmenin fesih koşullarına ilişkin maddeleri davacı yanın ileri sürdüğü fesih sebepleri ile sınırlı olarak (iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı sebebiyle) incelenmiştir. Sözleşmenin feshi ve işin tasfiyesi başlıklı 19. Maddede;
“19.1. Alıcının sözleşmeyi feshetmesi
19.1.1.Alıcı, aşağıda belirtilen hallerde sözleşmeyi fesheder:
a)Yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine, bu sözleşmenin gecikme cezasını düzenleyen maddesinde belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, alıcının bu sözleşmede belirlediği süreyi ve açıklamaları içeren ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi,
b)Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 4735 sayılı Kanunun 25. Maddesinde sayılan yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun tespit edilmesi,
Hallerinde, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir. ” şeklinde alıcının fesih sebepleri sayılmıştır. Davacı yan fesih sebepleri olarak 09/09/2020 tarihli mailde “Mücbir sebeplerle mal alımımız iptal olmuştur.” şeklinde davalıya mail göndererek mücbir sebepleri fesih sebebi olarak ileri sürmüş, dava dilekçesinde ise davacı tarafından girilen ihalenin davacıya kalmadığı, pandemi süreci sebebiyle iş alanı bulunamadığı, bu gibi mücbir sebeplerle sözleşmenin feshedildiği beyan edilmiştir. Davacı yanın ileri sürdüğü fesih sebeplerinin, açıklanan sözleşmedeki fesih sebepleri arasında yer almadığı, sözleşmedeki fesih sebepleri arasında mücbir sebeplerin sayılmadığı, tarafların tacir olmasına göre basiretli davranmak zorunluluğu gözetildiğinde ileri sürülen sebeplerin fesih sebebi olarak kabul edilemeyeceği, kaldı ki ihalenin alınamaması sebebiyle sözleşmenin feshedildiği iddia edilmesine rağmen alınamayan ihale hakkında bilgi ve belge sunulmadığı, pandeminin ülkemizde 2020 yılı Mart ayında başladığı, ancak sözleşmenin 2020 yılı Ağustos ayında akdedildiği, bu nedenle beklenmeyen, öngörülmeyen bir halden söz edilemeyeceği, sözleşmenin bu koşullar bilinerek akdedildiği, TBK’nın 136. ve 138. maddelerinin somut olayda uygulanamayacağı, bu itibarla davacı yanın fesih talebinin haklı olmadığı, aksinin ise tüm dosya kapsamına göre ispatlanamadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davalı yan, kötüniyet tazminatı talep etmişse de davacı yanın kötüniyetli olarak takip başlattığı ispat edilemediğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin davacı yanın kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddine,
3-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının peşin alınan 233,34TL harçtan mahsubu ile artan 174,04TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.14/10/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı