Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1064 E. 2022/245 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1064 Esas – 2022/245
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/1064 Esas
KARAR NO : 2022/245
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ: 10/03/2022
K. YAZIM TARİHİ: 04/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;müvekkili …’nın, davalı firmanın patentini elinde bulundurduğu “… *marka ayakkabı boyasının … içerisinde tek satıcısı olmak üzere anlaştığını ve 2013 tarihinden bu yana anlaşma gereğince üzerine düşen tüm sorumlulukları fazlasıyla yerine getirdiğini, müvekkilinin aynı zamanda bu ürünleri … satan ilk firma olduğunu, …’nın, … No:.. adresinde uzun yıllardır ev temizlik ve kozmetik ürünlerinin satımı işiyle uğraştığını, …’nin bilinen, saygın firmalarından olduğunu, ilgili marka ürünlerin müvekkilinin üstün çabası, kişisel gayreti doğrultusunda … pazarında ilk defa satılmasına rağmen … içerisinde oldukça bilindik ve popüler bir ürün haline geldiğini ve markanın tanınırlığının yanı sıra satışların oldukça artması, talebin fazlalığı sebebiyle üretimini dahi etkilediğini, davalı firmanın, müvekkilinin çabaları ile tanınır hale gelen bu ürünlerini müvekkilinin yeni sipariş bildirdikten sonra bir e-mail ile sona erdirerek geçilen siparişleri gönderemeyeceklerini, artık birlikte çalışmayacaklarını bildirdiğini, müvekkilini bekleyen müşterilerini de kaybetmesine sebebiyet verdiğini, davalının kusurlu davranışları neticesinde kişilik haklarının ihlal edilen müvekkilinin, tek satıcılık ilişkisinin yüksek güven ilişkisine dayanması ilkesi gereği davalıya duyduğu güven ve yaptığı fedakarlıkların olumsuz sonuçlandığını, müvekkilinin duyduğu elem ve kederin bir nebze olsun azalmasına yönelik iş bu manevi tazminatın talep edilme zorunluluğu doğduğunu, müvekkili ile tek satıcılık ilişkisi içerisindeyken başka bir firma ile görüşen ve ürünlerinin ticareti konusunda anlaştıktan hemen sonra müvekkili ile ilişkisini üstelik müvekkilinin sipariş talep mailine cevap ile bitiren davalının aralarındaki güven ilişkisini kötüye kullandığını, davalının bu kusurlu davranışlarından dolayı müvekkilinde oluşan manevi zararın tazminine yönelik 10.000 USD’nin manevi tazminat olarak davalıdan tahsilini talep ettiklerini, davalı firmanın, müvekkilin 7 yıllık emeğini zayi ederek müşterilerinin talebini karşılayamayan bir tacir durumuna düşürdüğünü ve ticari işletmesinin iflas aşamasına gelmesine sebebiyet verdiğini, öte yandan müvekkilinin çabaları ile tanıttığı firmasını ve … marka ürünlerin satışına yine müvekkilinin oluşturduğu müşterilerine sattırmaya devam ettiğini, menfaatler elde ettiğini, davacının davalı firmaya Bakırköy …. Noterliğinin 15.06.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek 7 yıllık tek satıcılık ilişkisinin haksız şekilde feshedilmesinden ve oluşan zarardan kaynaklı toplamda 700.000 USD dolar … tazminatının belirtilen hesap numarasına 7 iş günü içerisinde ödenmesini istediğini, davalı firmaca ödeme yapılmadığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; öncelikle uzman kişilerce yapılacak tespitten sonra ıslah yoluyla arttırılmak üzere şimdilik 30.000,00 USD dolar portföy tazminatının 18.06.2021 ihtarname tebliğ tarihinden bu yana işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 10.000,00 USD manevi tazminat bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; görev itirazlarının kabulü ile Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsizliğine, dosyanın görevli Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, haksız ve hukuksuz dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olarak açılan iş bu davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, marka distribütörlük sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklı portföy tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki İhtilaf ;sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanılarak feshedilmediğinin tespiti halinde tazminat taleplerine ilişkindir. Dava dilekçesi ile taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklı tazminat isteminde bulunulduğundan bahisle Ticaret Mahkemesinde dava açılmış ise de davalı firmanın patentini elinde bulundurduğu “… *marka ayakkabı boyasının … içerisinde tek satıcısı olmak üzere anlaştığına yönelik beyanı dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tek satıcılık sözleşmesi aynı zamanda marka hakkının kullanımını da kapsadığı açıktır. İş bu sebeple Dava dosyası içerisindeki tarafların iddia ve savunmaları itibariyle yürürlükte bulunan 6769 sayılı SMK.’nın 156. maddesi uyarınca, “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığı’nca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince; fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye ceza mahkemesince bakılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.Bu itibarla, dava dilekçesinin konu ve sonuç bölümündeki açıklama, dilekçe ekindeki marka tescil belgesi ve sözleşme hükümleri nazara alınarak Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup; yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağından, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’un 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli … Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.10/03/2022

Katip Hakim
e-imzalıdır. e-imzalıdır.