Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1058 E. 2022/757 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1058 Esas – 2022/757
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/1058 Esas
KARAR NO : 2022/757
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2021
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
K. YAZIM TARİHİ: 22/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde müvekkilinin düzenlediği e-faturaya konu borcun fatura içeriğinin davalıya teslim edilmesine rağmen davalı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığını, ödeme yapılmaması nedeniyle davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının 23.11.2021 tarihinde borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu beyan ederek, teminatsız olarak davalının taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takihin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını ve borcunun da olmadığını, dava konusu faturanın müvekkiline teslim edilmediğini, dava dilekçesi ekinde sunulan ürün kurulum-sevk belgesinde yer alan imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını beyan ederek, haksız ve yersiz açılan davanın reddine, karşı yanın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, … İlçe Sağlık Müdürlüğü ve … hastanesinden celp edilen cevabi yazılar, 23/06/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 17/11/2021 tarihli ödeme emri ile 59.400,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 22/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 23/11/2021 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 09/12/2021 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği faturadan kaynaklanan 59.400,00 TL alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Taraflara ait ticari defterlerin karşılaştırılması neticesinde de;
Dosyaya kazandırılan 23/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının Ankara Batı İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyası ile davalıdan olan 59.400,00 TL asıl alacağını, tahsil tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte talep ettiği,
Davacının 2021 yılı kayıtlarına göre; BS formu ile beyan ettiği faturaları davalının hesabına borç kaydettiği, kayıtlarda yer alan üç faturanın toplamının 119.154,00TL olduğu, kayıtlarda yer alan 354,40 TL davalı ödemesi ve 59.400,00 TL tutarındaki iade faturası bu tutardan mahsup edildiğinde, 14.10.2021 tarihi itibariyle davacının davalıdan bakiye 59.400.00 TL alacaklı gözüktüğü,
Davalının 2021 yılı kayıtlarına göre; BA formu ile beyan ettiği faturaları davacının hesabına alacak alacak kaydettiği, kayıtlarda yer alan üç faturanın toplamının 119.154,00 TL olduğu, kayıtlarda yer alan 354 TL davacıya yapılan ödeme ve 59.400,00 TL iade faturası bu tutardan mahsup edildiğinde, 08.10.2021 tarihi itibariyle davalının davacıya bakiye 59.400.00 TL borçlu gözüktüğü,
Nihai olarak; tarafların kayıtlarının birbirini teyit ettiği, icra takip tarihi olan 17.11.2021 itibariyle davacının davalıdan 59.400,00 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı alacağa dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır. Tarafların 2019 ve 2020 yılı BA/BS formlarının karşılaştırılması neticesinde ise; tarafların bu kayıtlarının da uyumlu olduğu, Yargıtay …HD … esas, … karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bu hususun fatura konusu malların teslimine karine teşkil ettiği, ve aksinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Yine dosya kapsamında sunulu bulunan fatura konusu mallara ilişkin teknik hizmetler servis raporunun teslim alan kısımlarının imzalı olduğu, bu iki faturaya konu malların davalı yana teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla da taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmış, davalı tarafından ödendiğine yönelik bir delil sunulmamıştır.
Her ne kadar davalı tarafça teslim alan kısımlardaki imzaların şirket çalışanlarına ait olmadığı belirtilmişse de; kaşe kısmında yazan …nun, davalı tarafından sunulan ve İlçe Sağlık Müdürlüğünden istenen listede söz konusu 08/10/2021 tarihinde eksiksiz teslim alan kısmının altında kaşe ve imzası bulunduğu şekilde o tarihte davalı bünyesinde çalıştığı anlaşılmış, bu savunmaya yukarıda sayılan diğer deliller de göz önünde bulundurularak itibar edilmemiştir.
Tüm bu açıklamalar, HMK 222 ve belirtilen Yargıtay kararı ışığında tarafların ticari defterleri ve vergi dairelerine bildirdikleri beyanlarının birbirini doğrulaması da gözetilerek, davanın kabulüne ve takibin devamına, alacağın faturaya dayalı olduğu göz önünde bulundurularak 59.400,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; Davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-59.400,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 4.057,61TL harçtan peşin alınan 717,41TL harcın mahsubu ile bakiye 3.340,20TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30TL başvurma harcı, 8,50TL vekalet harcı, 717,41TL peşin harç olmak üzere toplam 785,21TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 800,00TL bilirkişi ücreti, 86,25TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 886,25TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.504,00TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/09/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza