Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1053 E. 2021/1015 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1053 Esas – 2021/1015
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/1053 Esas
KARAR NO : 2021/1015

HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA :Menfi Tespit, İpoteğin Fekki
DAVA TARİHİ: 02/08/2018
BİRLEŞEN DAVA
(Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/443 E. 2020/133 K.)
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:07/12/2018
KARAR TARİHİ:10/12/2021
K. YAZIM TARİHİ:10/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Asıl Davada Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 19.12.2016 tarihli ticari amaçlı kullanım için eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmede müvekkili şirketin ifa edeceği iş için saha teslimatının işveren davalı tarafından eksiksiz olarak teslim edilmesinin kararlaştırıldığını, ancak davalı şirketin saha teslimini eksiksiz olarak gerçekleştirememesi nedeniyle sözleşmenin ifa edilmesinin kendi kusurundan dolayı geciktiğini, bunun üzerine taraflar arasında 25.10.2017 tarihli ek protokol imzalandığını fakat davalı şirketin gerek ana sözleşme gerekse ek sözleşmeye göre üstlendiği saha teslimini ve diğer edimlerini eksiksiz olarak ifa etmediğinden işin sarkmasına sebep olduğunu, buna karşı müvekkilinin işin bitirilmesi için gerekli olan tüm özeni ve çabayı fazlasıyla yerine getirdiğini ve ödemelerini-hakedişlerini düzenli alamamasına rağmen işi teslim ettiğini, işin teslimi sırasında hakkedişleri düzenli ödemeyen ve bu konuda her türlü zorluğu çıkaran davalı şirketin, müvekkili şirketin o dönem yaşadığı ekonomik sıkışıklıktan da faydalanarak sözleşme içeriğinde olmamasına rağmen, müvekkili şirket yetkililerinin oğlu olan … adına kayıtlı taşınmaz üzerinde ipotek kurulması için müvekkili şirkete baskı yapmış, işi teslim etmek adına kendine güvenen ve hakkedişlerini alarak ekonomik sıkışıklık yaşamak istemeyen şirket yetkililerinin de bunu kabul ettiklerini, iş teslimi yapıldıktan sonra davalı şirketin kötüniyetini sürdürmeye devam ettiğini ve işin kendi kusurundan kaynaklandığını görmezden gelerek 7 günlük geç teslimden dolayı müvekkiline 33.040 TL’lik 12.07.2018 tarihli fatura tanzim ettiğini, bu faturanın müvekkilince iade edildiğini, bunun üzerine davalı şirketin, Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesinde … Esaslı belirsiz alacak davası açtığını, hemen akabinde de müvekkillerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmadan evvel zorunlu unsur olan muacceliyet ihtarlarını gönderdiğini, işin teslim edilmesine rağmen kendi kusurundan kaynaklı gecikmeleri görmezden gelerek, süreç içerisinde ve sonrasında da müvekkillerine zarar vermeye çalışan, ticaret kurallarına ve hukukuna aykırı davranışları teamül haline getiren, ipotek süresinin dolmasına 15 gün kala yargılama konusu yapılan bir işlemi icrai baskıya döndürmeye çalışan davalı şirketin davranışının hukuka aykırı oluğunu, ipotek resmi senedinde borçlu olan …’nın şirketler arası ihtilaf ile ilgisi bulunmadığını, bu kapsamda gecikme cezası olarak addedilen ve yargılama neticesinde kusur olup olmadığı belli olacak olan alacak için hakkında icrai takibat yapılamayacağını ve taşınmaza ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağını beyan ederek, İİK madde 72 v.d. uyarınca müvekkillerinin ipotekten kaynaklı herhangi bir borcu olmadığının tespitine, borçluların herhangi bir zarara uğramaması adına öncelikle teminat karşılığında icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve …Ankara adresinde kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında,… İli … İlçesi …Mahallesi …Pafta … Ada … Parsel… Cilt … Sahifede kain bağımsız bölüm üzerine 17/08/2017 tarih ve … yevmiye numara ile kurulan 1. Derece 20.000,00 TL bedelli ipotek tutarı kadar müvekkili şirketin davalı borçludan alacağı bulunduğunu, taraflarınca bu alacağın tahsili amacıyla davalı-borçlu aleyhine Beypazarı İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine, davalı-borçlu yanca yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğunu beyan ederek haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın haksız ve kötü niyetinden dolayı %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :Dava, asıl dava yönünden menfi tespit ve ipoteğin fekki, birleşen dava yönünden ise itirazın iptali talebine ilişkindir.
Asıl dava, 02/08/2018, birleşen dava 07/12/2018 tarihinde Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, mahkemece Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam olunmuştur. Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 2021/608 sayılı kararı ile, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi olarak belirlenmesine karar verildiği gerekçesiyle Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesince yetkisizlik kararı verilerek kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 K. sayılı kararı ile, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevresi yeniden düzenlenmiş, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi yönünden de yargı çevresi Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesinin yargı çevresi olarak belirlenerek kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.
Bu karar üzerine 01/09/2021 tarihi itibariyle derdest dava dosyalarının akıbetinin ne olacağı, dosyayı elinde bulunduran mahkemenin yargı yetkisinin sona erip ermediği ve buna göre dosyayı 07/07/2021 tarihli karar ile yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderip gönderemeyeceği konusunda tereddüt hasıl olmuştur.
Uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. Buna göre, yeni bir mahkeme kurulurken veya mahkemenin yargı çevresi yeniden belirlenirken, o mahkemenin kuruluş yasasında ya da yargı çevresini yeniden belirleyen idari kararda zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla, her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Buna göre mahkememizin yargı yetkisinin bulunup bulunmadığı hususu aşağıdaki iki örnek üzerinden değerlendirilip çözümlenmeye çalışılmıştır.
694 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 136. Maddesi ile 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri hakkında Kanuna ek 1. maddenin 1. Fıkrasında: “Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinin 25. madde uyarınca değişmesi halinde, bu değişikliğinin uygulanması durumunda Resmi Gazete’de belirlenen tarihten önce ilk derece mahkemelerince verilen kararların istinaf incelenmesinde, karar tarihi itibariyle yetkili Bölge Adliye Mahkemelerince yargı çevresinin değiştiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilemez. Yargı çevresinin değiştirilmesinden önce istinaf incelemesinden geçen dosyalar, yeniden istinaf incelemesine konu edilmesi halinde de ilk incelemeyi yapan Bölge Adliye Mahkemesince sonuçlandırılır.” şeklindeki düzenleme ile Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinin değişmesi halinde değişikliğin Resmi Gazetede yayım tarihinden önce verilen kararlar bakımından daha önce yargı yetkisi bulunan Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinin değişse bile yargı yetkisinin devam edeceği ve sırf bu sebeple yetkisizlik kararı verilemeyeceği düzenlenmiştir.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. Örneğin; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi, “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Görüldüğü üzere her iki örnekte de kanuni düzenleme mevcut olup yargı yetkisinin hangi mahkeme tarafından kullanılacağı açıkça belirtilmiştir. Ancak Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 K. sayılı kararında yargı yetkisinin açıkça hangi mahkemede olacağı belirtilmemiştir. Kararda, derdest davaların yeni yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Medeni Kanunun 1.maddesinde; “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” hükmü ve usul ekonomisi ilkesi gereğince yapılan değerlendirmede, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 K. sayılı kararı “Kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” şeklinde verildiğinden mahkememizin yargı yetkisinin 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar yönünden başlayacağı, mahkememiz yargı çevresini yeniden belirleyen kararın yürürlük tarihi olan 01/09/2021 tarihinden önce açılmış davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik, yetkisizlik ya da gönderme kararı ile mahkememize gönderilmesine olanak bulunmadığı, kaldı ki bu şekilde derdest dosyaların mahkememize gönderilmesinin yargılamanın makul sürede yürütülmesini düzenleyen usul ekonomisi ilkesine aykırı olacağı kanaatine varılmıştır. (Benzer durumla ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve 2011/11-233 E., 2011/330 K. ve 04/04/2019 tarih ve 2017/11-10 Esas, 2019/401 K. sayılı kararları bulunmaktadır.) (Emsal Samsun 3.HD. 2021/1511 Esas 2021/1353 Kararı, Ankara BAM 23. HD 2021/1939 Esas 2021/1732 Karar, Konya BAM 3. HD 2021/2115 Esas 2021/1979 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.)
Bu sebeplerle, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların mahkememizin görev alanı dışında kaldığı ve bu davalara davanın açıldığı tarihte görevli olan mahkemenin bakmaya devam etmesi gerektiği, buna göre Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Her ne kadar Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yetkisizlik yönünde karar verilmişse de kararın niteliği gereği görevsizlik kararı mahiyetinde olduğu değerlendirilerek karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğuna,
2-Karar istinaf edilmeksizin kesinleştiği takdirde mahkememiz ile Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan görevli mahkemenin belirlenmesi (merci tayini) için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/12/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı