Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/82 E. 2020/392 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/82 Esas – 2020/392

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/82 Esas
KARAR NO : 2020/392

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
5-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
DAVA : Kesinleşen manevi tazminat alacağının faizi istemi
DAVA TARİHİ : 04/02/2020
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
K.YAZIM TARİHİ : 25/09/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; 23.04.2009 tarihinde, davalı …’un, sevk ve idaresindeki … plakalı kamyon ile İstanbul istikametinden, Ankara İli istikametine kontrolsüz bir şekilde döndüğü esnada, Kazan istikametinden Ankara istikametine gitmekte olan dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarparak, ölümlü ve yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, meydana gelen kaza neticesinde, dava dışı … idaresindeki araçta bulunan ve müvekkillerin eşi ve babaları olan … ın hayatını kaybettiğini, 29/03/2011 tarihinde Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, ayrıca dava dilekçesinde adı geçen her bir alacak kalemi için kaza tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunulduğunu, mahkemece dosyanın Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, daha sonra dava dosyasının tefrik edilerek Ankara .. Asliye Hukuk Mahkemesinin … dosyasında yargılamaya devam edildiğini ve yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Kazan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiğini, adı geçen mahkemece görevsizlik kararı verildiğini, dosyanın mahkememizce … esas … karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini, Ankara ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-…K. Sayılı ilamında maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verildiğini ancak manevi tazminat alacağına olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talepleri hakkında hüküm kurulmadığını, karara karşı istinaf yoluna gidilmediğini, maddi hatanın giderilmesi taleplerinin reddedildiğini, mahkemece faiz talebinin reddedildiğine veya reddedilmesi gerektiğine dair herhangi bir ifadeye kararda yer verilmediğini, kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü, işleteni ve sigortacısının müvekkillerinin kaza sebebiyle uğradıkları maddi ve manevi zararlardan ve bu alacak kalemlerine işletilecek olan faiz borcundan müteselsilen sorumlu olduklarını beyan ederek, trafik kazası nedeniyle meydana gelen ölüm olayı dolayısıyla, davacılar lehine Ankara .. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/09/2016 tarih ve … esas … karar sayılı ilamı ile hükmedilen manevi tazminat bedellerine işletilmesi gereken ancak talep edilmesine rağmen mahkemece hükme bağlanmayan yasal faiz bedeli olan toplam 48.294,25 TL nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar … A.Ş. Ve …’un olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizden sorumlu tutulmasına, davalı … Sigorta A.Ş. ‘nin ise temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizden sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili; … plakalı araç müvekkili şirket tarafından ZMM sigorta poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, öncelikle kesin hüküm itirazında bulunduklarını, zira davacı yan tarafından işbu dava kapsamında talep edilen faiz alacağının; daha önce karara çıkarak kesinleşen Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. – … K. Sayılı dosyada talep edildiğini, mahkemece verilen kararda “davanın kısmen kabulüne…. Fazlaya ilişkin taleplerin reddine” karar verilerek, esasen faiz taleplerinin reddedildiğini, ancak bahsi geçen kararda davanın kısmen kabul ve diğer talepler red şeklinde hüküm kurularak karar kesinleştiğinden; faiz taleplerinin reddi kararının kesinleştiğini, kaldı ki, müvekkili şirketin sigorta şirketi olduğundan kaza tarihinden faizle sorumlu olmadığını, sigorta şirketinin, dava öncesi hasar başvurusu yapılmış ise anılan başvuru tarihinden 8 iş günü sonra; eğer başvuru yapılmamış ise dava tarihinden faizle sorumlu tutulabileceğini, bu yönüyle kendilerine yöneltilen kaza tarihinden faiz taleplerinin de kabulünün mümkün olmadığını, öte yandan; Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. – … K. uyarınca Ankara … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyaya ödeme yapıldığını, yapılan ödeme tarihine kadar işleyen ve hükmedilen tüm faizler ve ferilerin ödendiğini, davacı yan tarafından talep edilen faiz alacağı bu vecihle mükerrerlik teşkil ettiğinden bu yönüyle de taleplerin reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere; müvekkil şirketin sorumluluğu Trafik poliçesinde yer alan limitler ve sigortalı araca atfedilecek kusurla sınırlı olduğunu, ZMM Sigortası, meblağ sigortası olmadığından, poliçede belirlenen limitin otomatik olarak karşı tarafa ödenmesi mümkün olmadığını, müvekkili şirketin; ancak sigortaladığı araç işleteninin sorumluluğu nispetinde ve genel şartlar çerçevesinde zarardan sorumlu tutulabileceğini savunuruk, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili; davacılar lehine manevi tazminata Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı dosyasında hükmedildiğini ve ilamın hüküm kısmında; da “davanın kısmen kabulüne…. Fazlaya ilişkin taleplerin reddine” karar verilerek, esasen faiz taleplerinin reddedildiğini, davacı tarafça Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığını, söz konusu ilamın tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaması neticesinde kesinleştiğini, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşen bu hüküm maddi ve şekli anlamda kesin hüküm haline geldiğini, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dava dosyası 07.11.2017 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmeden sonra açılan iş bu davada da kesin hüküm dava şartının dikkate alınması gerektiğini, zira; Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı ilamında; davanın kısmen kabul ve kısmen reddine hükmedilmiş, fazlaya ilişkin istemin de reddine karar verilmiş olup, bu itibarla ilamda hükmedilenlerin dışındaki taleplerin reddine karar verildiğinden, davacı tarafın manevi tazminata ilişkin faiz talebi yönünden de ret kararı verildiğinin kabulü gerektiğini ve bu kararın kesinleştiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte iş bu dava dosyasında çıkabilecek faiz alacak kaleminden diğer davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketinin sorumlu olduğunu beyan ederek, öncelikle kesin hüküm itirazları doğrultusunda ve herhalükarda hakszı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyası, Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyası, Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile tüm ödeme belgeleri ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, trafik kazası nedeniyle daha önce mahkeme kararı ile hükme bağlanan manevi tazminata ilişkin faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyasında, davacıların 23/04/2009 tarihli trafik kazasında desteklerini yitirmeleri nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulundukları, davanın ilk olarak Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı ve dava tarihinin 29/03/2011 olduğu görülmüştür. Davacıların bu dosyadaki dava dilekçelerinde, manevi tazminat istemlerini davalı araç sürücüsü ve malikine yönelttikleri ve açık olarak olay tarihinden itibaren yasal faiz talep ettikleri, mahkemece talebin kısmen kabulü ile … için 30.000 TL, diğer davacılar için 10.000 er TL tazminata hükmedildiği ve faiz ile ilgili özel bir ifade kullanılmaksızın fazlaya ilişkin istemin reddedildiği, kararın 07/11/2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Uyuşmazlık, anılan kesinleşen mahkeme kararının hüküm fıkrasında açıkça yer verilmeyen faiz isteminin “kısmi ret” kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davacılar tarafından, genel ifade ile “fazlaya ilişkin ret” ifadesinin, faiz talebinin reddini kapsamadığı, faizin bu dava ile istenebileceği ileri sürülmüş; davalılar ise kesin hüküm nedeniyle faizin bu davada istenemeyeceğini savunmuşlardır.
Mahkemece verilen hüküm, davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai karardır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388.maddesine göre; Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Mahkemece, olumlu veya olumsuz olarak karara bağlanmamış bir iddia, yeni bir dava konusu yapılabileceğinden; kesin hükmün varlığından söz etme imkanı da bulunmamaktadır. Kesin hüküm ancak konusunu teşkil eden iddia hakkında geçerli olabilir; bu nitelikte bir hüküm nedeniyle yeniden söz konusu edilemeyecek olan, hüküm fıkrasında karara bağlanan husustur. Zira, hüküm olmayan yerde kesinlikte olmaz. Bu nedenle, olumlu veya olumsuz olarak karara bağlanmamış olan her iddia, yeni bir dava konusu yapılabilir. Belirtilmelidir ki, açılan bir davada faiz isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise, hükmü üst mahkemeye taşımayan davacının sonradan faiz istemiyle dava açmasına engel bir durum yoktur. Davada, faiz bölümü, asıl alacaktan ayrı bir nitelik taşıdığı için, bu haktan açıkça vazgeçilmedikçe ileride yeni bir dava ile isteğin tekrarlanması mümkündür. İlk kararın veren mahkemece faiz isteğinin karar dışında bırakılmış olması, bu isteğin zımnen reddedildiği anlamına da gelmez. Bu konuda yeni bir dava açılabilir. Açılacak böyle bir davada, davaya konu istemin önceki davada zımnen reddedildiğinden bahisle kesin hüküm itirazı öne sürülemez (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2008/9-20 E, 2008/105 K nolu 06/02/2018 tarihli ilamı).
Yukarıda aktarıldığı üzere; uyuşmazlık konusu hakkında YHGK nun görüşü dikkate alınarak; davacılar tarafından açılarak kesinleşen önceki davada manevi tazminata ilişkin faiz istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, davacı yanın olay tarihi 23/04/2009 ila ilk davanın tarihi 29/03/2011 arasındaki birikmiş faiz istemlerinin yerinde olduğu, basit matematik hesabı ile denetlenebilir olan talebe esas miktarların gerçeğe uygun olduğu görüldüğünden araç sürücü ve maliki hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketi yönünden ise; ilk davada davacıların manevi tazminat istemleri bulunmayıp mahkemece sadece sürücü ve işleten yönünden karar verildiği gözetilerek, sigorta şirketinin rızaen yaptığı manevi tazminat ödemesinin birikmiş faize de hükmedilmesini gerektirmeyeceğinden, bu konuda daha önce yargılama da bulunmadığından, bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden davanın reddine,
2-Davanın diğer davalılar yönünden kabulü ile davacı … … için 20.697,53 TL, … …, … …, … ve … … için ayrı ayrı 6.899,18 ‘er TL olmak üzere toplam 48.294,25 TL birikmiş faiz alacağının davalılar … A.Ş. İle …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hükmedilen alacağa başkaca faiz işletilmemesine,
3-Alınması gereken 3.298,98 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 164,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.134,03 TL karar ve ilam harcının davalılar … A.Ş.’ ile …’dan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2 maddesi gereği ödenecek 1.096,27 TL’nin (makbuz örneği dosya arasına alınmıştır) yarısının davalı … A.Ş den, yarısının ise davalı sigorta şirketi hakkında açılan davanın reddedilmiş olması dikkate alınarak davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan 164,95 TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı, 15,60TL vekalet harcı olmak üzere toplam 234,95 TL harcın davalılar … A.Ş. İle …’dan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından sarf edilen 220,50TL tebligat ve posta yargılama giderinin davalılar … A.Ş. ile …’dan alınarak davacılara ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5-Davacıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen davacı … … için 3.400,00 TL, davacı … … için 3.400,00 TL, davacı … için 3.400,00 TL, davacı … … için 3.400,00 TL ve davacı … … için 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. İle …’dan alınarak davacılara ödenmesine,
Zorunlu arabuluculuk görüşmesi sırasında davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2019 yılı AAÜT nin 16/1-c maddesi uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … A.Ş. den (diğer davalı yönünden başvuru zorunlu olmadığından) tahsili ile bu davacıya verilmesine,
6-Davalı … Sigorta A.Ş.’nin kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davalıya ödenmesine,
Zorunlu arabuluculuk görüşmesi sırasında davalı … Sigorta A.Ş.’nin kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2019 yılı AAÜT nin 16/1-c son cümlesi uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
Dair, davacılar vekili ile davalı … şirketi vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.15/09/2020

Katip Hakim
e-imzalı✍ e-imzalı✍