Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/759 E. 2022/1129 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/759 Esas – 2022/1129
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/759 Esas
KARAR NO : 2022/1129

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN:

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
K.YAZIM TARİHİ: 26/12/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili şirketin 14/02/2017 tarihinde Adana … Noterliği … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile davalıdan satın almış bulunduğu … plakalı aracı 16/03/2017 tarihinde … Noterliğinin … yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile aracı …’e satmış, bu şahıs da ilgili aracı 04/10/2019 tarihinde Reyhanlı … Noterliğinin … yevmiye nolu Araç satış Sözleşmesi ile …e satmıştır. Müvekkil davalıdan bu aracı ticari işi olan galerisi için satın almış olup aynı şekilde ticari işi amacı ile de başkasına sattığını, 25/01/2020 tarihinde aracın son maliki …’da aracı ile seyir halinde iken durdurulmuş ve … Oto Hırsızlık Büro Amirliği yazısı ve Kocaeli … Sulh Ceza Hakimliğinin … D.İş ve … Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyası ile söz konusu şasi numarasının başka bir araca ait olduğu tespit edilmesi nedeni ile “change araç” şüphesine binaen kriminal inceleme için hukuki işlem başlatılmıştır. Araç hakkında el koyma kararı çıkartılmış ve araç … Otoparkına çekilerek muhafaza altına alınmıştır. Aracın kriminal inceleme raporunun sonucuna göre ifadelerinin alınacağı belirtilerek gönderildiği, … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 12/03/2020 tarihli Uzmanlık raporunda araç üzerinde yapılan şasi numarası üzerindeki değişikliğin kolaylıkla fark edilemeyeceğinden aldatma kabili taşıdığı şeklinde rapor düzenlenmiştir. Uzmanlık raporuna istinaden düzenlenen 24/03/2020 tarihli araç tespit tutanağında 04/11/2016 tarihinde …’da çalınan … plakalı … model … …’ye ait olduğu tespit edildiğini, düzenlenen raporlar ve tutanaklara istinaden son malik … aracı satın almış olduğu …’e 01/04/2020 tarihinde başvuru yaparak bildirmiş ve aracın Hukuki ve Gizli Ayıplı olması sebebi ile aracın rayiç bedelinin iadesini talep etmiştir. Bu talep karşısında … aracın durumunu, raporları, soruşturma dosyasını pandemi dönemine denk gelmesi sebebi ile ancak 20/06/2020 tarihinde inceleyerek öğrenmiş ve aracın rayiç bedeli olan 42.000,00 TL’yi aralarında yazılı bir sözleşme yaparak 20/07/2020 tarihinde nakden ödemiştir ve aracın devralma hakkını da bu sözleşme ile …’e geçirdiğini, bu ödeme sonrasında … aracı satın almış olduğu müvekkil şirkete 04/09/2020 tarihinde başvurmuş ve araçtaki Hukuki ve Gizli ayıbı anlatmış ve aracın rayiç bedeli olan 45.000.00 TL “ yi talep etmiş ve aralarında sözleşme düzenleyerek aracın devralma hakkını da müvekkil şirkete geçireceğini beyan ettiğini, müvekkili şirketin yapmış olduğu araştırmalar ve incelemeter sonucunda araçta bulunan yani aracın hukuki ve gizli ayıplı olduğunu 18.09.2018 tarihinde öğrendiğini, müvekkili şirketin araç afım-satım işleri ile de uğraştığı için iş bu aracı da davalıdan ticari amaçla satın almış ve yaptığı iş çerçevesinde …’e satmıştır. Müvekkilim basiretli bir tacir olmanın yükümlülüğü ile ve yasalara amir hükümlerini bilen ve uyan bir şirket olması nedeni ile ve açılacak davalar sonunda yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri ile daha da maddi olarak zarara uğrayacağını düşünerek, iyiniyetli olarak müvekkilin aracı satmış bulunduğu …’e araçla ilgili Hukuki ve Gizli Ayıptan kaynaklı bedel iade taleplerini karşılamıştır ve bunu bir sözleşme altına aldığını, Uzmanlık raporuna istinaden düzenlenen 24/03/2020 tarihli araç tespit tutanağında 04/11/2016 tarihinde …’da çalınan bir araç olması sebebi ile müvekkil şirket aracı 14/02/2017 tarihinde davalıdan satın aldığını, aracın satın alınma tarihi itibari ile araç da aslında bu ayıp mevcutmuş ve bu hukuki ve gizli ayıbı ile davalıdan bilmeksizin almıştır. Aracı bu şekli ile satan davalının %100 kusurlu olduğunu, müvekkilinin araç ile ilgili hukuki ve gizli ayıbı öğrenmesinden itibaren yasanın emretmiş bulunduğu gibi ivedilikle 24/09/2020 tarihinde müvekkile bu aracı satmış bulunan davalıya durumu izah eden bir ihtarname çekerek hukuki ve gizli ayıbı bildirmiş ve hukuki ve gizli ayıptan dolayı bedel iade talebinde bulunduğunu, ancak davalı, müvekkilin hukuki ve gizli ayıptan dolayı “Bedel İade” taleplerini yasalara ve amir hükümlerine aykırı olarak karşılamamış ve 01/10/2020 tarihli karşı ihtarname çektiğini, müvekkiline 07/10/2020 tarihinde tebliğ olduğunu beyan ederek, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, müvekkili ile davalı arasında yapılan 14/02/2017 tarihinde Adana … Noterliği … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile satışı gerçekleşen satım konusu araçta, hukuki ve gizli ayıp çıkmış bulunduğundan ve araçtaki bu ayıpların müvekkile satış tarihinden önceye ait olduğunun kriminal raporlar itle sabit olması sebebi ile, araç satış sözleşmesinin iptaline, aracın davalı (satıcıya) iş bu el konulmuş vaziyette devrine ve yasa gereği aracın rayiç bedeli olan 50.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı tarafından müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davacı vekili tarafından dava dilekçesinde açıklanan olayın; davalı müvekkil yönünden davacı tarafça anlatıldığı şekilde gerçekleşmediğini, davalı müvekkilinin, davacı tarafı zarara uğratan herhangi bir eylemi olmadığı gibi, davacı tarafın uğradığımı iddia ettiği zarar da müvekkilden kaynaklanmadığını, söz konusu olayda davalı müvekkilinin mağdur olduğunu ve malen zarara uğradığını, bu sebeple davacı yan tarafından iddia olunan hususları kabul etmediklerini, davacı yan tarafından açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın tüm ferileri ile birlikte reddine karar verilmesinin talep edildiğini, davacı tarafça açılmış olan dava öncesinde tanzim edilmiş olan 24.09.2020 tarihli ihtarnameye tarafımızca cevap verilmiştir. 01.10.2020 tarihli cevabi ihtarnamemizde; dava dilekçesinde mesnet edilen olaylara ilişkin olarak ayrıntılı beyan ve açıklamalarda bulunulduğunu, davacı yanın, kendilerine 06.10.2020 tarihinde tebliğ olunan ihtarnamede ayrıntılı olarak açıklamış olduğumuz hususlara rağmen olumsuz olarak neticelenen arabuluculuk süreci sonrasında mezkur davayı açtığını, davacı tarafça bahse konu edilmiş olan ceza soruşturmasında müvekkilinin ifade vermiş olmakla birlikte, müvekkiline atfedilen herhangi bir kusur veya açılmış bir dava da bulunmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı … marka araç müvekkil tarafından 2017 yılında dava dışı … isimli şahıstan satın alındığını, müvekkilinin söz konusu aracı … Noterliği nezdinde yapılmış olan satış sözleşmesi ite 14.000,00 TL bedelle satın aldığını, Müvekkilinin söz konusu aracı önden hasarlı ve çekme belgeli hali ile satın aldığını, müvekkilinin trafikten men edilmiş şekli ile satın aldığı aracı kendisine satan kişi de zaten hurdacılık mesleği ile iştiğal etmekte olduğunu, davalı müvekkilinin önden hasarlı olarak satın almış olduğu aracın tüm tamir ve bakımlarını ücretlerini kendisi karşılayarak yaptığını, müvekkili tarafından satılmadan önce yapılmış olan tamir ve bakımlar; aracın ön tamponunun yapılması, aracın kaputunun değiştirilmesi, radyatörünün değiştirilmesi, 2 çamurluğun değiştirilmesi ve ön farlarının değiştirilmesi şeklinde gerçekleştirildiğini, kendisi araba motor tamir ustası olan müvekkil, kendi alanına girmeyen söz konusu işlemlerin işçilik dahil tüm bedellerini kendisi karşıladığını, müvekkili tarafından aracın trafiğe çıkabilecek şekilde satışa hazır hale getirilmesi için yapılan tüm masraflar müvekkilin söz konusu araçtan elde etmeyi umduğu karı minimize ettiğini, Müvekkilinin 14.000,00 TL ödeyerek satın aldığını, ancak yaptığı masraflar sebebiyle kendisine 18.000.,00 TL’ye mal olan, aracı 20.000,00 TL bedelle davacı şirkete sattığını, söz konusu satış sırasında araç fiilen davacı şirkete teslim edilmiş ancak, davacı şirketin talebi ile aracın resmi satışı yerine satış vekalet yetkisi verildiğini, davacı şirket yetkilileri; davacı şirketin aracı ticari kar elde etme gayesi ile aldıklarını, bu sebeple aracın kendileri tarafından kullanılmayıp kar konularak satılacağını söylendiğini, bu sebeple ve yapılacak sonraki satış işleminde yeni bir masraf olmaması sebebiyle; müvekkil talebe uygun olarak aracın resmi devrini vermek yerine aracın davacı şirket tarafından dilediği kişiye ve dilediği bedelle satılması yetkisini içeren satış vekaletnamesini verdiğini, aracın müvekkil tarafından davacı şirkete fiilen teslim edildiği tarihten bu yana 3 yılın üzerinde bir süre geçtiğini, bunca süre sonrasında üstelik aracın müvekkilin fiili tasarruf alanından çıktıktan sonra meydana gelmiş veya getirilmiş bir durumla ilgili olarak müvekkilin hukuken sorumlu tutulmaya çalışılması tamamen kötü niyetli bir yaklaştığını, zira müvekkil söz konusu aracı, resmi muayene işlemlerini yaptırarak sorunsuz bir biçimde davacı şirkete teslim ettiğini, aracın şase numarası veya başkaca bir kısmında herhangi bir arızaya veya usulsüzlük olmadığı için araç muayeneden sorunsuz olarak geçtiğini, aracın teslimi sonrasında meydana getirilen şase numarası ile oynama ve sair istemlerde müvekkilin hiçbir dahli bulunmadığını, bu sebeple aracın davacı firmaya tesliminden 3 yılın üzerinde zaman geçtikten sonra ortaya çıkmış olan ve kim tarafından yapıldığı belli olmayan olaydan müvekkilin sorumlu tutulması, kusur sorumluluğu ilkesi uyarınca hukuken mümkün olmadığı belirtildiğini beyan ederek, haksız ve hukuken mesnetsiz davanın tüm ferileri ile birlikte reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER :
Kocaeli … Sulh Ceza Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası, araç tescil kayıtları, davalının ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtları, tanık beyanları, dava konusu aracın tramer kaydı, 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporu, 28/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, dosyada mevcut bulunan bilgi ve belgeler doğrultusunda, davaya konu bu araçla ilgili olarak yukarıda açıklanan tüm bu hususlar dikkate alınarak; davacı tarafinın elinden alındığı tarihteki (16.03.2017) ikinci el piyasa rayiç değerinin 25.000,00TL bedel olarak takdir edildiği, teknik bilirkişi olmam nedeniyle faizle ilgili hususların değerlendirilmesinin mahkeme’nin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda, dosyada mevcut bulunan bilgi belgelerle tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda, eksik kalan hususlar da değerlendirilerek, davaya konu bu araçla ilgili olarak yukarıda açıklanan tüm bu hususlar dikkate alınarak; davacı tarafının elinden alındığı tarihteki (16.03.2017) ikinci el piyasa rayiç değeri kasko değeri ile kıyaslanarak kazasız ve problemsiz hali ile 25.000,00TL bedel olarak takdir edildiği, fakat söz konusu aracın evveliyatında geçirdiği kaza durumu, tamir, yenilenen parça değişimi ve onarımlarla ilgili yapılan işlemlerle hali hazır durumu itibariyle tarafımca yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde; bu durumdaki aracın 2. el piyasa şartlarına göre değeri ise 20.000,00TL bedel olarak takdir edildiği, davacı tarafın bu araçla ilgili olarak davalı tarafa çekmiş olduğu ihtarname tarihi (24.09.2020) baz alınarak piyasa rayiç bedelinin belirlenmesinde, davaya konu aracın 2009 model oluşuna göre 2020 yılı kasko değeri baz alınarak, belirlenen kasko değeri 38.703,00TL (…r tip kodu …, Tablodan) bedelle kıyaslanarak, 2020 yılı 2. yarılından sonra araç piyasasının hareketlenmesine bağlı olarak bu aracın 2.el piyasa rayiç değerinin ortalama değeri 40.000,00TL bedel takdir edildiği, bu bedelin de davacı yanın alacak talebi olarak uygun olacağı belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında düzenlenen araç satış sözleşmesinin hukuki ayıp nedeniyle iptali ile aracın davalıya teslimine ve rayiç bedeli olan 50.000,00TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili istemine ilişkindir.
… plakalı araç davalı adına kayıtlı iken Adana … Noterliğinin 14/02/2017 tarih ve … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile davacıya 18.000,00TL bedel ile satıldığı, daha sonra davacının da bu aracı … Noterliğinin 16/03/2017 tarih ve … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile dava dışı …’e 18.200,00TL bedelle sattığı, …’in de bu aracı Reyhanlı … Noterliğinin 04/12/2019 tarih ve … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile davadışı …’e 37.204,00TL bedelle sattığı, aracın plakasının daha sonra … olduğu, uyuşmazlık konusu aracın mahkeme kararı üzerine yakalanarak kriminal incelemesinin yapıldığı, alınan uzmanlık raporuna göre sahtecilik yapılarak aracın şasi numarasının değiştirildiği(change) ve aracın çalıntı araç olduğu, araç hakkında el koyma kararı verildiği ve aracın yediemin deposuna çekilerek muhafaza altına alındığı dosya kapsamından sabittir.
Davacı yan; aracın ayıplı çıkması sebebiyle davadışı …’in davadışı …’e başvurduğunu, bedel iadesi yapılarak …’in de davacıya başvurduğunu, davacının bu başvuru üzerine …’e 45.000,00TL ödediğini iddia ederek aracın hukuki ayıplı olması sebebiyle davalıya iadesi ile aracın dava tarihindeki rayiç değeri olan 50.000,00TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Türk borçlar kanununun 214 maddesi zapttan sorumluluk hususunu düzenlenmiştir, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa; satıcı bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur, alıcı elinden alınmak tehlikesini sözleşmenin kurulduğu sırada biliyor idiyse satıcı ayrıca üstlenmiş olmadıkça bundan dolayı sorumlu olmaz. Satıcı üçüncü kişinin hakkını gizlenmiş ise, sorumluluğunu kaldırma veya sınırlama konusunda yapılmış olan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
Türk borçlar kanununun 217 nci maddesinde tam zapt halinde alıcının hakları hususu düzenlenmiştir. Satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş sayılır ve alıcı satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir.
1)Satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek ödemiş olduğu satış bedelinin faiziyle birlikte geri verilmesini
2)Satılanı elinden alan 3. kişiden isteyemeyeceği giderleri
3)Davayı satıcıya bildirmekle kaçınılabilecek olanlar dışında kalan bütün yargılama giderleri ile yargılama dışındaki giderleri
4)Satılanın tamamen elinden alınması yüzünden doğrudan doğruya uğradığı diğer zararları.
Satıcı kendisine hiçbir kusuru yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alıcının satılanın elinden alınması yüzünden uğramış olduğu diğer zararları da gidermekle yükümlüdür.
Türk Borçlar Kanununun 219. maddesinde ise ayıptan sorumluluk hususu düzenlenmiştir. Satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılan da bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi hukuki ya da ekonomik kayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Satıcının ayıptan sorumluluğunun şartları kanunda düzenlenmiştir. Buna göre; yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılan da ayıbın var olması, alıcının ayıbı bilmemesi ve ayıbın önemli olması, ayıptan doğan sorumluluğun sözleşme ile kaldırılmamış olması, alıcının kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş ve ayıbı kabul etmemiş olması şeklindedir.
Satıcının ayıba karşı sorumluluğundan dolayı alıcı lehine doğan seçimlik haklar Türk Borçlar Kanunu 227 madde sıralanmıştır. Buna göre satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirmesini isteme ve de alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakları mevcuttur.
Taraflar arasında ihtilafa konu olan olayda davacı davalıdan noter aracılığı ile araç satın almış, araç yürütülen bir soruşturma kapsamında arama kararına istinaden muhafaza altına alınmış, aracın çalıntı olup motor ve şasi numarasının değiştirildiği, aracın esas plakasının … olduğu, aracın davacının elinde olmadığı tespit edilmiştir. Araç tam olarak zapt olmuş ve alıcıdan geri alınmıştır. Araç hukuki ayıplıdır. O halde davalı satıcı zapta karşı tekeffül sorumluluğu altındadır. Bu durumda davacı yanın aracın hukuki ayıplı olması sebebiyle seçimlik hakkı mevcuttur. Davacıya seçimlik hakkını kullanması için süre verilmişse de belirtilen seçimlik hak kanunda sayılan seçimlik haklardan olmadığından geçerli bir seçimlik hak kullanımından bahsedilemeyecektir.
Davacı yan her ne kadar ödediği tutarı davalıdan isteyebilecekse de, ödemeyi ve zararı dosya kapsamına göre ispat edemediğinden davacı yalnızca satış bedelini talep edebilecektir. Bu bedelden de zilyetliğinde kaldığı süredeki elde ettiği yararlanmanın mahsup edilmesi gerekir(Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin İçtihatları uyarınca). Davacının zilyetliği bir ay sürdüğünden takdiren indirim yapılmaksızın satış bedeli olan 18.000,00TL’nin taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 18.000,00TL’nin dava tarihi olan 28/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 1.229,58TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88TL harcın mahsubu ile bakiye 375,70TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 475,20TL’sinin davalıdan, 844,80TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 853,88TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet harcı olmak üzere toplam 916,08TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 346,29TL tebligat ve posta gideri ile 650,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 996,29TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 358,66TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen 57,00TL tebligat ve posta gideri yargılama giderinden red oranına göre hesap edilen 36,48TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/11/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı