Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/757 E. 2021/187 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/757 Esas – 2021/187
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/757
KARAR NO : 2021/187

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
K.YAZIM TARİHİ : 30/03/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1983 yılında kurulduğunu, cam imalatı alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin paydaşlar arası ihtilaflar yaşanması nedeniyle 2015 yılı Eylül ayından itibaren kısmi bölünmeye gidildiğini ve 15 Haziran 2016 yılında tamamlandığını ve kapanış sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmede davalıların …’ın ve …’nın 01.09.2015 tarihinden önceki dönemlere ilişkin ticari faaliyetleri sonucunda doğacak her türlü kamu alacağı, vergi, SGK pirim ve borçları, gümrük idari para cezaları dahil tüm idari ve kamu soruşturma ve cezalarından doğabilecek borçlara payları oranında müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının olduğunun taahhüt altına alındığını, müvekkili şirket çalışanlarından …’in Ankara …. İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava açtığını ve davanın kesinleştiğini, başlatılan takip neticesinde eski personel …’ne 129.508,81TL ödeme yapıldığını, bu ödeme bakımından davalı …’ın 47.918,25TL, …’ın 11.655,79TL ve…’ın 6.475,44TL ayrı ayrı sorumluluğunun bulunduğunu belirterek, şimdilik her bir davalıdan 100,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın sözleşme gereği Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerine açılması gerektiğinde, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da müvekkillerinin tek borç ilçesi uyarınca pay sahibi sıfatıyla dava konusu alacaklara ilişkin sorumluluklarının bulunmadığını, farklılaştırılmış teselsül ilkesi uyarınca müvekkillerinin eski yönetim kurulu üyesi sıfatıyla işçilik alacaklarına ilişkin sorumluluklarının bulunmadığını, davacı şirketin genel kurullarında, ibra edilmiş müvekkillerinin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla sorumluluklarına gidilemeyeceğini belirterek, TTK’un emredici hükümleri uyarınca pay sahibi ve yönetim kurulu üyesi sıfatlarıyla hiçbir sorumluluğu bulunmayan müvekkilleri açısından somut ve hukuki hiçbir dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE :Dava, şirket zararının ortaklar arasında düzenlenen sözleşmeye istinaden davalılardan (eski ortaklardan) tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, kapanış sözleşmesinin 11. maddesine dayanılarak eldeki davayı açmıştır.
Kapanış Sözleşmesinin ilgili 11. maddesinin devamında; “Yukarıdaki konulara ilişkin herhangi bir ödemenin … ve … tarafından yapılmasını takiben derhal durum …, … ile…’a bildirilecektir ve bildirim tarihinden itibaren 7 gün içinde …, … ile… ilgili şirketlere ödeyecektir.” hükmü yer almaktadır.
Davacı şirketin ortakları, davalı olarak gösterilen …, …, … ile dava dışı … ve … iken (ortakların) aralarında yaptıkları anlaşmalar neticesinde dosyamızda davalı olarak gösterilen ortaklar hisselerini … ve …’a devretmişler, davacı şirketin ortaklığından da ayrılmışlardır. Bu devire ilişkin aralarında 10.06.2016 tarihli Pay Alım Sözleşmesi düzenlemişler, davalılara ait şirketteki %51 hissenin bedeli 18.895.783,00TL olarak belirlenmiş, sonrasında da yasa ve ana sözleşmedeki prosedür yerine getirilmiştir.
Pay Alım Sözleşmesi’nin akdedilmesinin ardından pay devirleri ile ilişkili birtakım tasarruf ve yan edimlerin düzenlenmesi amacıyla 15.06.2016 Tarihli “Anonim Şirket Pay Devirleri İle İlişkili Tasarrufların Düzenlenmesine Dair Nihai Sözleşme” akdedilmiştir. Kapanış Sözleşmesinin “Giriş” başlıklı 2. maddesi aşağıdaki şekildedir:
İşbu Kapanış Sözleşmesi ile gerçek kişi taraflar arasında gerçekleşen Şirket paylarının devrinde, Pay Devir Sözleşmesi içinde yer almayan ancak bu payların devri işlemi ile mali olarak ilişkili olan işlemlerin de taraflar arasında yazılı olarak hukuki işlem güvenliği çerçevesinde bir akit ile güvence altına alınması sağlanmıştır.
10.06.2016 Tarihli Pay Alım Sözleşmesi’nin “Sözleşmenin Bütünü” başlıklı 6.1. maddesinde ise; “İşbu Sözleşme (ekleri de dahil olmak üzere) ve İşbu Sözleşme uyarınca imza ve teati edilecek bütün anlaşmalar, dokümanlar ve kıymetli evrak, teklif edilen payların satışı ve bununla alakalı işlemler ile ilgili olarak taraflar arasındaki nihai, bütün ve münhasır anlaşmayı teşkil eder… ” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere davacının davasının dayanağı olan Kapanış Sözleşmesi aynı taraflar arasında akdedilen Pay Alım Sözleşmesi’nin eki ve ayrılmaz bir parçası olup, mali birtakım yükümlülükleri düzenleme amacı taşıyan nihai bir sözleşme niteliğini haizdir. Bu nedenle taraflar arasında gerçekleşen pay devrinden kaynaklanan huzurdaki uyuşmazlıkta yetkili mahkemenin tespiti için Pay Alım Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen Pay Alım Sözleşmesinin “Uygulanacak Hukuk ve Yetkili Mahkemeler” başlıklı 7.1. maddesinde; “İşbu Sözleşmeden kaynaklanan veya İşbu Sözleşme ile ilgili bütün ihtilaflar, görüş ayrılıkları ve talepler münhasıran Türk Hukukuna göre kesin olarak çözümlenecektir. İhtilafların çözümünde Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri münhasıran yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

6100 sayılı HMK’nun 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut uyuşmazlığın dayanağı, taraflar arasında akdedilen 10.06.2016 tarihli Pay Alım Sözleşmesidir. İş bu sözleşmenin “Uygulanacak Hukuk ve Yetkili Mahkemeler” başlıklı 7.1. maddesinde; “İşbu Sözleşmeden kaynaklanan veya İşbu Sözleşme ile ilgili bütün ihtilaflar, görüş ayrılıkları ve talepler münhasıran Türk Hukukuna göre kesin olarak çözümlenecektir. İhtilafların çözümünde Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri münhasıran yetkilidir.” şeklinde olduğu görülmüştür. Buradaki hüküm, dayanak sözleşmeden kaynaklanacak uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin Ankara Mahkemelerinin olduğunu belirlemiştir. Sözleşmedeki bu hüküm yetki şartı niteliğindedir. Yerleşik Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, taraflar buna dayanarak yetki itirazlarında bulunduklarında, mahkemenin işin esasına girmeden yetkisizlik kararı vermesi gerekir.(Y.15HD. 05.12.2017 T., 2016/3367E., 2017/4287K.) Bu durumda davanın Ankara Mahkemelerinde görülerek karara bağlanması gerekmektedir. Başka bir deyişle davaya bakmaya Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkilidir.
Öte yandan, kapanış sözleşmesi ve pay alım sözleşmesine itibar edilmemesi halinde dahi, davalıların halen ortak olmadığı, davanın ortaklıktan kaynaklanmadığı, kapanış sözleşmesinin 11. maddesine dayanılarak dava açıldığı dikkate alındığında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Genel Yetkili Mahkeme” başlıklı 6/1. maddesi hükmüne göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
Eldeki davada, yetkili mahkemenin dava tarihine göre belirlenmesi gerekir. Davalı …’ın yerleşim yerinin dava tarihi itibariyle “… … Sitesi No:…. Çayyolu-Çankaya/ANKARA” olduğu, davalı …’ın yerleşim yerinin dava tarihi itibariyle “… Mah. … Cad. No:…. Çankaya/Ankara” olduğu, davalı …’ın yerleşim yerinin dava tarihi itibariyle “… Mah. … No:… Gölbaşı/Ankara” olduğu, davalılar vekilinin süresinde ve 6100 sayılı HMK’nun 116. maddesine uygun şekilde cevap dilekçesiyle yetki ilk itirazında bulunduğu ve yetkili mahkemeyi de gösterdiği, bu durumda yetkili mahkemenin 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesi gereğince davalıların yerleşim yeri olan Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, mahkememizin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili olduğu belirlenen Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı yanın HMK 116/1 maddesi uyarınca yetki ilk itirazının kabulü ile, HMK 6 ve 17 maddeleri uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkeme Ankara Mahkemeleri olduğundan MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
e-imza e-imza e-imza e-imza

Dair, tarafların yokluğunda, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza