Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/752 E. 2021/818 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/752 Esas – 2021/818
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/752 Esas
KARAR NO : 2021/818
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/02/2020
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
K. YAZIM TARİHİ: 12/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile sigortalı dava dışı….’in maliki olduğu …. adresindeki gayrimenkulde 05/11/2016 tarihinde davalı sorumluluğunda yapılan kaldırım tadilatı çalışası için kullanılan bir vincin denge ayağının bastığı alanın altından geçen dava dışı …..’ye ait temiz su boru hattının patlamasına sebebiyet vermesi sonucunda maddi hasarın meydana geldiğini, davacı müvekkili şirketin dava dışı sigortalıya bu olay neticesinde oluşan hasar ödediğini, poliçe genel şartları gereğince davalı tarafa zararı ödemesi için bildirim gönderilmiş, ancak yapılan ihtara rağmen davalının borcu ödemediğini, bu sebeple davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bunun üzerine davalı taraf ödeme emrine itiraz ettiğini, davalı tarafın yaptığı bu itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, itirazın iptali gerektiğini, davalı tarafın icra takibine itirazını müteakip dava şartı olması sebebiyle arabuluculuğa başvurulduğunu, 06/02/2020 tarihinde arabulucu. …. yönetiminde yapılan arabuluculuk görüşmesinde taraflar arasında anlaşmanın sağlanamadığını, bu nedenlerle yargılama sırasında re’sen dikkate alınacak hususlar çerçevesinde , fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla , haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptaline, takibin devamına, davacı müvekkil şirket lehine %20 ‘den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine , yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu …. adresinde bulunan gayrimenkulde 05/11/2016 tarihinde yapılan kaldırım tadilatı çalışması için kullanılan vincin denge ayağının bastığı alının altından geçen temiz su boru hattının patlamasından dolayı meydana gelen maddi hasarın davacı tarafından ödendiği, poliçe genel şartları gereğince taraflarına zararın ödenmesi için ihtaratta bulunulduğu, buna rağmen anılan borcun ödenmediği, bu sebeple aleyhlerine takip başlatıldığı ve bu takipte ödeme emrine taraflarınca itiraz edildiği, söz konusu itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve iptali gerektiği iddiası ile idareleri aleyhine açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu davanın reddini talep ettiklerini, çünkü davanın … Tic. A.Ş ‘ye karşı açılması gerektiğini, söz konusu imalatın sözleşme ile “… Döşenmesi İşi” kapsamında yüklenici firma olan …. Tic. A.Ş. ‘ye yaptırıldığını, bu nedenle tüm sorumluluğun bu şirkete ait olduğunu, dava konusu işlem ile idarelerinin uzaktan yakından bir ilişkilerinin bulunmadığını, müvekkili idare yönünden davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, bu nedenle öncelikle davanın idareleri yönünden husumet nedeni ile reddine, karar verilmesini, aksi halde haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası, sigorta kayıtları, …. Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü mimari projesi, Ankara Batı …. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyası içeriği, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi kurulu 09/08/2021 tarihli raporu ile özetle; hukuki durum belirlemesi ve nihai takdiri Mahkemeye ait olmak üzere davanın, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen tazminatın hasar sorumlusu davalıdan rücuen tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası ile baştatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, yapılan teknik tespitlere göre; hasarın …’ye git su borusunun patlaması sonucu oluşmadığı, akan sular neticesinde binanın ortak alanları ve …. nolu daire içerisinde oluşan çatlakların ve ortaya çıkan hasarın … çalışmalarından meydana gelmediği, olayın meydana geliş şekli itibariyle drenaj borusunun yapılmamış olduğu, bodrum kat toprak zemininin iyi ve döşeme kaplamasının yapıldığı, mimari proje kesit detayına göre, katmanların yapılmamış olduğu, zaman içerisinde dolgu toprak oturarak boşluk meydana gelmesi sonucu, zemin betonu ile birlikte tuğla duvarların aşağıya doğru çökmesi sonucu çatlakların oluştuğu, binanın taşıyıcı olan kiriş, kolon perde duvarlarında yapılan incelemelerde herhangi bir deformasyon olmadığı, ekspertiz raporunda yer alan, hasarın boru hattının koparılması sonucu gerçekleştiği yönündeki değerlendirmenin teknik esaslara ve mevcut oluşa uygun olmadığı, hasarın imalatın fen ve sanat kurallarına uygun yapılmamasından kaynaklanmış olduğu, yapılan maddi olgu tespitleri ışığı altında;davacının davalı …’ye karşı huzurdaki itirazın iptali talebinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
GEREKÇE :Dava, sigorta şirketinin rücu alacağının tazminine ilişkin başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı iddiasında davalının sorumluluğunda yapılan kaldırım tadilatı çalışması için kullanılan bir vincin denge ayağının bastığı alanın altından geçen dava dışı …’ye ait temiz su boru hattının patlaması sonucu sigortalı dava dışı ….’in maliki olduğu evde zarar oluştuğu iddiasında bulunmuştur.
Asıl uyuşmazlık bu eylemin zarara neden olup olmadığı, olmuş ise davalının kusurunun bulunup bulunmadığı ya da kusura bakılmaksızın sorumlu olup olmadığı, zarar ile kusur arasında uygun illiyet bağının bulunup bulunmadığı, suyun patlamasından mı zararın meydana geldiği, davalının eylemini mütefarik kusur kapsamında değerlendirebilir miyiz hususları tartışılması gereken hususlardır.
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında ise “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Müterafik kusur kapsamında yapılan değerlendirmede hasarın …’ye ait su borusunun patlaması sonucu oluşmadığı, zarar ile kusur arasında uygun illiyet bağının bulunmadığından bu kapsamda müterafik kusur olarak değerlendirilmemiştir. Dosya kapsamında usulüne uygun hazırlanan bilirkişi raporu ve diğer delillerden; hasarın …’ye git su borusunun patlaması sonucu oluşmadığı, akan sular neticesinde binanın ortak alanları ve … nolu daire içerisinde oluşan çatlakların ve ortaya çıkan hasarın …. çalışmalarından meydana gelmediği, olayın meydana geliş şekli itibariyle drenaj borusunun yapılmamış olduğu, bodrum kat toprak zemininin iyi ve döşeme kaplamasının yapıldığı, mimari proje kesit detayına göre, katmanların yapılmamış olduğu, zaman içerisinde dolgu toprak oturarak boşluk meydana gelmesi sonucu, zemin betonu ile birlikte tuğla duvarların aşağıya doğru çökmesi sonucu çatlakların oluştuğu, binanın taşıyıcı olan kiriş, kolon perde duvarlarında yapılan incelemelerde herhangi bir deformasyon olmadığı, ekspertiz raporunda yer alan, hasarın boru hattının koparılması sonucu gerçekleştiği yönündeki değerlendirmenin teknik esaslara ve mevcut oluşa uygun olmadığı, hasarın imalatın fen ve sanat kurallarına uygun yapılmamasından kaynaklanmış olduğu davacının zararın oluşumunun davalıdan kaynaklandığını ve davalının kusurlu olduğunu ispatlayamadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının peşin alınan 212,52 TL harçtan mahsubu ile bakiye 153,22 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/10/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍