Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/745 E. 2021/298 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/745 Esas – 2021/298
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/745 Esas
KARAR NO : 2021/298

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 04/05/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında takibe konu borcun dayanağının, 16.05.2019 düzenleme tarihli 25.05.2019 ödeme tarihli emre muharrer senetten kaynaklı alacak olduğunu, Ankara Batı İcra Müdürlüğünde takibe konulan senet düzenleme yeri taşımadığı için ilamsız takibe konu olduğunu, davalı tarafından, takip tarihinde müvekkiline ödenmesi gereken borcun 100.000,00 TL olduğunu, davalı tarafından ödeme yapılmayınca, borçlu aleyhinde icra takibi başlatıldığını ve borçlunun takibe itiraz ettiğini itiraz üzerine takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız olup, itirazında kötü niyetli olduğunu, zira müvekkilini dolandıran ve farklı zamanlarda ondan para alan davalının Ankara Batı … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında yargılandığını, dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık suçundan yargılanan davalının 4 yıl 2 ay hapis ve 4.160,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığını beyan ederek, davanın kabulü ile borçlunun borca itirazının iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; göreve ve yetkiye ilişkin itirazlarını belirterek, davacının dava dilekçesinde de belirtildiği üzere senette herhangi bir ödeme yeri bulunmadığından takibe konu olan senedin geçersiz olduğunu, Kaldı ki davacının da senedi ilamsız olarak takibe koyduğunu, bu nedenle söz konusu senedin delil niteliği bulunmadığını, müvekkilinin senedi imzaladığını ikrar ettiği ve davacıdan para aldığını kabul ettiği iddia edildiğini, bu iddianın tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, zira davacının müvekkilinin vermiş olduğu ifadede davacının senedi kendisine şiddet, cebir ve tehdit uygulayarak imzalattığını kabul ettiğini, kendi rızasıyla senedi imzaladığı yönünde bir beyanı bulunmadığını, müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak alınan bu geçersiz senet karşılığında davacının, davalıdan alacağı olduğunu iddia etmesinin tamamen kötü niyetli olarak haksız kazanç sağlama çabası içerisinde olduğunu gösterdiğini, yine bu senedin müvekkiline cebir, şiddet ve tehdit kullanılarak imzalatıldığına dair Ankara Batı Cumhuriyet Savcılığı … soruşturma numaralı dosyası ile şikayette bulunulduğunu beyan ederek, davanın öncelikle görevsizlik ve yetkisizlik yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse müvekkili hakkında açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :TAnkara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasında düzenlenen kambiyo senedi kapsamında alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki dava; ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında düzenlenen 16/05/2019 düzenleme tarihli, 25/05/2019 ödeme tarihli emre muharrer senetten kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine de davalının haksız yere itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu belirterek davalının itirazının iptalini talep etmektedir.
6102 Sayılı TTK’nun 776/f maddesine göre bononun düzenleme yeri unsurunu ihtiva etmesi gerektiği hususu düzenlenmiş, aynı yasanın 777/1.maddesinde unsurları ihtiva etmeyen bononun kambiyo vasfında olmayacağı, 777/4. maddesinde de düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması zorunlu ve yeterlidir.
İcra takibinin dayanağı olan senedin uyap üzerinden incelenmesinde; senedin düzenlendiği yerin yazılı olmadığı, düzenleyenin adının yanında ise “… mh. …” yazılı olduğu, “… mh.” mahalle ismi olup yasanın aradığı anlamda bir idari birim olmadığından takibe dayanak belgede düzenleme yerinin yazılı olmaması nedeniyle anılan senet kambiyo senedi vasfını taşımamaktadır. Nitekim davacı alacaklı da bu durumun farkında olup senedi ilamsız icra takibine konu etmiştir.
Davacının alacağının dayanağı dava dilekçesi ve ekinde sunulan belgelerden anlaşılacağı üzere davalıya peyderpey vermiş olduğu paraların davacının dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle alınmış olduğu iddiasına dayandığı ve bu doğrultuda verilen paraların iadesi ile tahsili amacıyla takibin başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar tacir olmadığı gibi, dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, taraflar arasında ticari iş de mevcut değildir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.27/04/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı