Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/738 E. 2022/668 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/738 Esas – 2022/668
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/738
KARAR NO : 2022/668
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İflas
DAVA TARİHİ : 30/04/2018
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalı kooperatif aleyhine açılan alacak davası sonucunda Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2016 tarihli ve … esas, … karar sayılı ilamıyla 160.000,00-TL’nin 28.11.2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile müvekkile verilmesine ve fer’ilerine karar verildiğini, karara dayanarak Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından ilamlı icra takibi başlattıklarını, borçlu tarafa icra emri tebliğ edildiğini, aradan geçen uzun süreye rağmen borç ödenmediğini, müvekkilinin, kooperatifçe mağdur edildiği yetmezmiş gibi, alacağı da ödemeden imtina edilerek mağdur edilmeye devam edildiğini, izah ettikleri nedenlerle davanın kabulü ile; ilama bağlı alacağı, icra emri tebliğine rağmen ödemeyen kooperatifin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının söz konusu ilam nedeniyle icra takibi başlatmışsa da , davacının dayanak ilamının “yargılama aşamasında elde edilemeyen belge” nedeniyle verildiğinden bahisle, taraflarından icra takibine konu ilamın HMK 375/Ç maddesine dayalı olarak “Yargılamanın İadesi” yolu ile kaldırılması amacıyla taraflarınca Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyaya 18/02/2019 tarihinde Yargılamanın İadesi başvurusu Uyap üzerinden
e-imza e-imza e-imza e-imza

yapıldığını, akabinde başvurunun yeni dava yolu ile yapılması istendiğinden taraflarınca 07/03/2019 tarihinde Ankara Batı Asliye Ticaret MAhkemesi … Esas sayılı dava açıldığını, davacı kötü niyetli olarak , icra dosyası kapsamında kooperatif üyelerinin kooperatife olan aidat borcu yasa gereği haczedilemeyecek olmasına rağmen , kooperatif üyelerine karşı yönetim kurulunu zor duruma düşürmek maksadıyla İİK89/1 haciz ihbarnamesi göndererek kötü niyetini ortaya koyduğunu, işbu dava ile de yargılama aşamasında elde edilemeyen belge nedeniyle kazanım gösterdikleri ilamın sonuçsuz kaldığından bahisle kooperatifin iflasını kötü niyetli olarak talep ettiğini, davacının iddia ettiği şekilde kooperatif tüzel kişiliği borç ödemekten aciz değildir. Kooperatif üyeleri düzenli olarak aidat borçlarını ödemekte olup , kooperatif tüzel kişiliği işbu davanın davacısı gibi kötü niyetli olarak dava açan kişiler ile kooperatif ferdileştirme işleminden kaynaklı üyelere verilecek yeterli daire kalmadığından , para ödeyen ancak dairesini alamayan üyelere para iadesi yapmakta aynı zamanda yapılandırılan SGK borçları ile çevre düzenlemesi işleri için gerekli ödemeleri yaptığını, diğer yandan aidat borçlarını ödemeyen üyelere karşı da icra takipleri yapıldığını, kooperatife ilişkin olarak fiilen kooperatif tüzel kişiliği de kalmamış ancak kamu kurum ve kuruluşları ile özel ve tüzel kişilere borç ödeme süreci devam ettiği için site yönetimine geçilemediğini, kooperatif tüzel kişiliği bu anlamda borç ödeme gayreti ve nedeniyle uygulamada devam etmekte olup gerçekte olan kooperatif tüzel kişiliğinin dağılmış ve gayri resmi site yönetiminin oluştuğunu, davacının alacağı dayanak ilamın bertarafı ve ilama dayanak teşkil eden belgenin yargılama aşamasında ele geçirilemediğinden ve sonradan ortaya çıkmasından dolayı yargılamanın iadesi yoluna başvurulduğunu, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yargılamanın yenilenmesi başvurmaları kabul edilir ise, davacının da davalı müvekkilden herhangi bir alacağı kalmayacak ve işbu dava konusuz kalacağını, bu nedenle öncelikle Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesindeki … Esas sayılı dosyanın akıbetinin beklenilmesini ve iflas talebinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE :Dava, Dava, ilama bağlı alacağın ödenmediği gerekçesiyle İİK 177/1-4 maddesi gereğince davalı şirketin doğrudan iflasına karar verilmesi talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi 01/07/2020 tarihli ve … esas, … sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 22/06/2022 tarihli dilekçesinde; taraflar arasında sulh sözleşmesi akdedildiğini, Sulh sözleşmesinin 3. maddesinde tarafların sulh olduklarının bildirileceğinin ve sulh sebebiyle dosyanın karara çıkartılmasının isteneceğinin düzenlendiğini, yine sulh sözleşmesinin 4. maddesinde tarafların birbirinden hiçbir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığının belirtildiğini, tarafların biribirinden sulh sözleşmesinin 5. maddesinde belirtildiği üzere herhangi bir hak ve alacakları kalmadığını ve sulh olduklarını beyan ettiklerini belirterek, sunmuş oldukları sulh sözleşmesine göre karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı şirket vekilince sunulan 22/06/2022 tarihli dilekçe ekinde bulunan sulh protokolü ekindeki imza sirkülerinin incelemesinde; davalı kooperatif temsilcilerinin …, … ve … olduğu, herhangi ikisinin imzası ile ile birlikte müştereken yetkili oldukları görülmüş ve protokol altında imzalarının olduğu anlaşılmıştır.
23/03/2022 tarihli Sulh Protokolünün incelenmesinde; “Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ve Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyasında sulh sebebiyle karara çıkartılması talep edildiğinde tarafların birbirlerinden hiçbir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığı kabul ve beyan edilekcektir.” şeklinde belirtildiği, “belirtilen dosyalarda sulh olduklarını ve gerek bu dosyalardan dolayı gerekse kooperatif üyeliğinden kaynaklı birbirlerinden herhangi bir hak ve alacakları kalmadığını gayri kabili rücu beyan kabul ve taahhüt ederler” şeklinde belirtildiği görülmüştür.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen ya da tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir (HMK 313/1). Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir (HMK 313/2). Davanın konusu dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dahil edilebilir (HMK 313/3). Şarta bağlı olarak ta sulh yapılabilir(HMK 313/4). Hüküm kesinleşinceye kadar her zaman sulh yapılabilir (HMK 314/1). Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulha göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulha göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir (HMK 315/1). Somut olayda, davacı yanca davalı şirketin genel kurulunda alınan sermaye artırımına ilişkin karar ile işbu kararın infazı işlemlerine ilişkin yönetim kurulu kararlarının yokluk ve butlan nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesi talep edilmiş olup, dava, konusu itibariyle tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği hususlara ilişkin olduğundan tarafların sulh sözleşmesi yapmaları mümkündür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; her ne kadar kısa kararsa sehven davanın kabulüne denilmişse de, sulh sözleşmesinin içeriği ve amacı dikkate alındığında, davacı tarafça iflas talebi ile açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, tarafların birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığı gözetilerek, yaptıkları yargılama giderleri üzerlerine bırakılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraflar arasında imzalanan 23/03/2022 tarihli sulh sözleşmesi doğrultusunda hüküm kurulması ile davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Sulh protokolü gereğince taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Sulh protokolü gereği yargılama gideri talep edilmediğinden, davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … temsilcisinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/07/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza