Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/734 E. 2021/82 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/734 Esas – 2021/82
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/734 Esas
KARAR NO : 2021/82

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
K.YAZIM TARİHİ : 28/02/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili …’un eşi …’un 19.11.2018 tarihinde, babası … adına kayıtlı, … plaka sayılı kamyon ile babası ad ve hesabına, kendisi maaş ve prim alarak, sürücü olarak nakliye işi yaptığını, olay günü yine kamyon “tahta palet yüklü iken” İzmir’den Ankara’ya seyir halinde, İzmir-Balçova hudutları dahilinde, “şehirler arası kamyon sürücüsü” sınıfında, tek taraflı yaptığı kaza sonucu 23 yaşında yaşamını yitirdiğini, Geriye mirasçı olarak 3 yaşında Esila ile 20 yaşında davacı eşi … kaldığını, Usuli dava şartı olarak, dava öncesi aracın zorunlu trafik sigortası olan, … Sigorta AŞ’ye başvuru yapılmış, 18.3.2020 tarihli tebliğe rağmen, herhangi bir ödeme veya anlaşma hususunda bağlantı kurulmadığını, Kaza sonrasında müvekkiller, tek destekleri olan, vefat eden murislerinin desteğinden yoksun kaldıklarını, Davacı … için, fazlaya dair her türlü talep ve hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 50.000TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan 19.11.2018’den itibaren yasal faizi ile, davalı sigorta şirketinden tahsilini, yine davacı … adına fazlaya dair her türlü talep ve hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 20.000TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan 19.11.2018’den itibaren yasal faizi ile, davalı sigorta şirketinden tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davayı kabul manasında olmamak üzere sürücünün alkollü veya ehliyetsiz olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, kaldı ki trafik sigortası genel şartları değişiklik yapılmasına dair kanun madde 2 gereğince mirasçılara rücu hakları bulunduğunu, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi nedeni ile davanın reddi gerektiğini, müteveffa, davaya konu aracın sürücüsü/işleteni olduğundan müteveffanın mirasçılarının talepleri karayolları trafik kanunu ve genel şartlar gereği teminat dışı olduğunu, 6704 sayılı torba kanun ile 2918 sayılı karayolları trafik kanunu’nda yapılan değişiklik ile davaya konu olay sebebiyle ileri sürülecek tazminat talepleri trafik poliçesi teminatı kapsamından çıkarıldığını, kanunun yürürlük tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren ilgili düzenlemenin mahkemece dikkate alınarak davanın esastan reddi gerektiğini, müteveffa kusurlu sürücü/işleten yakınlarının üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığını, hiçbir hukuk kuralı, kişinin kendi kusuru ile sebep olduğu zarardan faydalanması durumunu düzenlemediği gibi, bu faydayı da koruyamayacağını, bir zararın doğmasına ya da artmasına neden olan kişinin sonuçlarına da katlanmak zorunda olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, dava öncesi herhangi bir ihbar olmadığından faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere araç ruhsatta da belirtildiği üzere hususi araç olduğunu, işbu nedenle avans faiz talebinin reddi gerektiğini beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi (destekten yoksun kalma) tazminat istemine ilişkindir.
Ankara Batı … İş Mahkemesinin … esasına kayden açılan davada verilen 09/10/2020 tarih …-E.-… E.-K. sayılı görevsizlik kararı ile gönderilen dosya mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.

Yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinde; ” 1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. ” denilmek suretiyle, 01/01/2019 tarihi itibariyle ticari davalarda arabuluculuğa başvuru, dava şartı haline getirilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Tazminat talepli iş bu dava 03/07/2020 tarihinde açılmıştır.
Yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında, konusu bir para alacağı ve tazminat olan davalar zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. İş bu davada trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talep edilmiştir. Bu tür davalar zorunlu arabulucuya tabi davalardır. Davacı vekili 11/02/2021 tarihli celsede davanın niteliği gereği iş kazası olarak kendilerince değerlendirilerek dava iş mahkemesine açıldığından dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmadıklarını beyan etmekle, dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 114/2, 115/2 ve TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine,
2-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının peşin alınan 239,09 TL harçtan mahsubu ile artan 179,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 7/2 gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/02/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı