Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/719 E. 2021/377 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/719 Esas – 2021/377
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/719 Esas
KARAR NO : 2021/377

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ: 01/06/2021
K. YAZIM TARİHİ: 28/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının 14/10/2016 tarihinde tanzim edilen 40.000 TL ‘lik senedin kısmi alacaklısı olduğunu, senetten bakiye kalan borcun 20.000 TL’si için Ankara Batı İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesi … E. Ve … K. Sayılı dosyası ile itiraz ettiğini, mahkemece 08/09/2020 tarihinde davanın kabulüne karar verilerek takibin durduğunu, mahkeme tarafından verilen kararın kesinleştiğini, bu nedenle alacağın tahsil edilemediğini, davalı tarafın ödemeye ilişkin belge sunmamasından dolayı bu itirazına itibar edilmeyerek bir karar verilmediğini, borcunu ödemeyen davalı yanın sebepsiz zenginleştiğini, davalı yan tarafından belirtilen icra dosyasına ya da davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının haksız ve asılsız iddialarla takibi durdurmasının, davacının zarara uğramasına neden olduğunu, senet aslının davacıda olmasının dahi söz konusu senetlere ilişkin ödeme yapılmadığını tek başına ispatlamaya yeterli olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, taraflar arasında söz konusu senede ilişkin ödeme yapılmadığının tespiti ile, davalı tarafın sebepsiz zenginleştiği 20.000 TL’nin bononun ödeme gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacıya ödenmesine, mahkeme bu taleplerini kabul etmezse, iş bu dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; uyuşmazlığın Ankara Batı …. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Ve … K. sayılı 23/11/2020 tarihinde kesinleşen ilamıyla illetten mücerret olmaması nedeniyle kambiyo senedi vasfında olmadığı mahkemece hükme bağlanan teminat senedi hakkında olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, HMK m.6 gereği davanın davalının yerleşim yerinde açılması gerektiğinden ve davalının yerleşim yeri Eskişehir olması sebebi ile bu nedenle görevsizlik itirazı haklı görüldüğü takdirde davanın yetkili mahkeme olan Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesi, aksi takdirde Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılması gerekirken Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmasına öncelikle görev sonrasında yetki itirazında bulunduklarını, davanın usul ve esas bakımından reddi gerektiğini, davacı tarafın iddialarını dayandırdığı 40.000 TL. bedelli senetin aslında bir teminat senedi olup davalı ile hiçbir ilgisi olmayan davacı …’a adeta bir kambiyo senediymiş gibi …. Tic. Ltd. Şirketi tarafından ciro edildiğini, bunun üzerine davacı …’un 16/10/2019 tarihinde T.C. Ankara Batı İcra Dairesi’nin … Esas no’lu dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 20.000 TL.lik asıl alacak üzerinden takip başlattığını, davalının talebi üzerine bu takibin 08/09/2020 tarihinde Ankara Batı …. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Ve … K. sayılı ilamıyla durdurulduğunu ve davalı lehine %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedildiğini, bu hükmün 23/11/2020 tarihinde kesinleştiğini, İcra Mahkemesinin takibin durdurulmasına karar verirken senedin illetten mücerret olmadığına dayandığını, 6102 Sayılı TTK’nun 776/1-b maddesine göre bono kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini ihtiva etmesi gerektiğini, bu anlamıyla ödenmesi şarta bağlanmış senedin bono sayılamayacağını, senedin arka yüzünde “…. Ltd. Şti. … Ada .. Parsel … Konut İnşaatı” şerhi bulunduğunu, bunun da senedi açık ve tartışmasız şekilde kambiyo niteliğinden çıkarıp teminat senedi haline getirdiğini, dolayısıyla bu senedin, onu var eden sözleşme ilişkisinden ayrı düşünülemeyeceğinin mahkeme kararıyla sabitken davacının ellerinde yalnızca senedin bulunmasının yeterli delil oluşturacağını ileri sürmesinin yersiz olduğunu, davacı alacağının sebeplerini ortaya koymadıkça senedin de bir hükmü olmayacağını, davacı tarafın senet bedelinin ödenmediğine dair iddialarını başkaca delillere dayandırarak ispat etmeleri gerekirken dosya içeriğinde buna ilişkin hiçbir bilgi, belge olmadığını, sözleşmeyle şarta bağlanmış bir teminat senedinin sadece varlığının alacağa kanıt teşkil etmesinin hukuken olanaksız olduğunu, davalı ile …. Tic. Ltd. Şirketi arasında 55.000 TL. bedelli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeyle miktarın 15.000 TL.’lik kısmının nakden kalan kısmı olan 40.000 TL’nin ise teminat senedi düzenlenmek suretiyle ödeme biçimi kararlaştırıldığını, bu ödeme planı doğrultusunda davalının nakden ödenmesi kararlaştırılan miktarın 28/11/2016 tarihinde 5.000 TL., 20/01/2017 tarihinde 10.000 TL. olmak üzere toplam 15.000 TL.’lik kısmını kendisine ait … Bankası TR… nolu hesabından, açıklama kısmına “… ev taksiti” olduğunu da belirterek şirket yetkilisi … hesabına havale ettiğini, yine davalının elinde bulunan 11.000 TL. ve 10.000 TL’lik iki adet müşteri senedini sözleşme alacaklısı olan …. Tic. Ltd. Şirketi’ne ciro ettiğini, bunun karşılığında tediye makbuzu aldığını, kalan borcun 9.900 TL’sinin 23/01/2017 tarihinde, 10.000 TL’sinin de 25/01/2017 tarihinde yine davalının aynı … Bankası hesabından şirket yetkilisi …’un hesabına açıklama eklenerek havale edildiğini, böylece toplam 55.000 TL’lik borcun 55.900 TL. olarak tamamen ve tartışmasız ödendiğini, fazlaya ilişkin kısmın müşteri senedinin ciro edilmesinden kaynaklandığını, diğer yandan teminat senedinin 40.000 TL. değere sahip olduğunu, davacının ne durdurulan takip sırasında ne de bu davada 40.000 TL.lik senedin taraflarınca ödendiği belgeli olan hangi taksitlerinin ödenmediğine ilişkin bir gerekçe ileri süremediğini, davacıyla davalı arasında hiçbir ticari ilişki olmadığını, davalının asıl senet alacaklısı …. Tic. Ltd. Şirketi arasında da borcun ödenmediğine dair bir ihtilaf söz konusu olmadığını, teminat senetlerinin kambiyo senedi vasfı taşımadıklarından öyleymiş gibi ciro edilmelerinin de hukuken bir geçerliliği olmayacağını, davacının senedin temelinde bulunan sözleşmenin bir tarafı değil yalnızca teminat senedini elinde bulunduran sıfatında olduğunu, illetten mücerret olmayan bir teminat senedinin …. Tic. Ltd. Şirketi tarafından davacıya hukuka aykırı olarak ciro edildiğini, davacının da bu durumu bildiği halde haksız ve hukuksuz olarak davalıya karşı hem icra takibi başlatıp hem de bu davayı açtığını, bu husustaki suç duyurusunda bulunma ve tazminat haklarını saklı tuttuklarını, tüm bu nedenlerle öncelikle usul açısından görev ve yetkiye dair itirazlarının kabulünü, mahkeme aksi kanaatte ise esas açısından davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini, dava kötü niyetli olarak açıldığından tarafları lehine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Dairesi’nin … Esas no’lu dosyası, Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Ve … K. sayılı dosyası, davaya konu bono, tarafların ticaret sicil kayıtları, tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kambiyo senedinin teminat amacıyla verildiği iddiasının reddi ile illetten mücerret senetten kaynaklı alacağın tahsil talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında görevsizlik ve yetkisizlik iddiası bulunmaktadır.
Bu kapsamda yapılan inceleme ile; Bono, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda unsurları ile birlikte düzenlendiğinden, aynı Kanun’un 4/1-a maddesi hükmü uyarınca uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir.
Yetkisizlik itirazı ile ilgili değerlendirmede; Kambiyo senedinden kaynaklı takip Ankara Batı İcra Dairesinde başlatılıp kesinleşmiştir. Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Ve … K. İle takip durmuştur. Senedin teminat senedi olup olmadığı yargılama sonucunda belli olacağı için bu senede dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz (Ülgen, H./ Helvacı, M./ Kendigelen, A./Kaya, A.: Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 2015, s.148).Bu kapsamda davacının talebinin alacak iddiası olduğu gözetilerek alacaklının yerleşim yeri mahkemesi olan Takibin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu kanaatine varılarak esastan yapılan inceleme ile ; 6102 sayılı TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. Bir kambiyo senedi olan bono üzerine bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de, illetten mücerretlik veya muayyenlik niteliklerini ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konulması onun kambiyo niteliğini ortadan kaldırır. Bu çerçevede belirlilik (muayyenlik) kambiyo senetlerinin temel unsurlarından biridir. Tedavül kabiliyeti de dikkate alındığında, bononun bütün unsurlarının açık, net, yoruma elverişli olmayacak biçimde belirgin olması gerekir. …’ın da ifade ettiği gibi poliçe ve bono keşidesi “şart kabul etmeyen” bir işlemdir (…, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2. B., Ankara 1997, s.451).Hukuk Genel Kurulunun 11.04.2018 tarihli ve 2017/19-819 E., 2018/771 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, 6762 sayılı TTK’nın 688. maddesinde belirtilen şekli koşulların yanında taraflar bononun ihdas nedeni (malen/nakden ya da teminat kaydı ile alındığını), uyuşmazlık durumunda aralarındaki anlaşmaya göre yetkili olacak mahkeme, faiz gibi bononun geçerliliğine etki etmeyecek ihtiyari unsurları belirleyerek senede ekleyebilirler. Sıralanan şekil şartlarından da anlaşıldığı üzere, kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen-nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir. Taraflar bu ibareleri ticaret hayatındaki olası bir uyuşmazlık durumunda ispat hukukunda karşılaşabilecekleri zorlukları daha kolay aşmak amacıyla ihtiyari olarak kayıt altına almaktadırlar. Yoksa elbette ki bu kayıtlar bağımsız borç ikrarı içeren senetlerin niteliğine etki etmez. Bir “teminat bonosu”ndan söz edilebilmesi için, ya bonoyu düzenleyen kişinin temel ilişkiden kaynaklanan ediminin (cezai şart öngörülen durumlar dışında) doğrudan doğruya belirli bir para borcunun ödenmesi olmaması yani paradan başka bir edim olması, ya da alacaklının uğrayacağı muhtemel zararları güvenceye bağlamak amacı ile bonoyu vermiş olması gerekir.
Senedin kambiyo senedi vasfı bulunup bulunmadığı ve esas uyuşmazlık konusunun senede dayanıp dayanmadığına yönelik yapılan değerlendirmede Davaya konu senet incelendiğinde, 14.10.2016 tanzim ve 25.11.2016 vade tarihli 40.000,00-TL tutarlı olduğu, keşidecinin davalı … gözüktüğü, senedin arkasında davacının yetkili hamil olduğu ve senet üzerinde herhangi bir şekilde teminat ibaresinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davaya konu bononun kıymetli evrakın tüm zorunlu unsurlarını ihtiva ettiği, bononun keşideci tarafından teminat olarak verildiğini ve başkalarına ciro yolu ile devredilemeyeceğini yazılı delillerle ispat yükünün davalıya ait olduğu, senet üzerinde de teminat olarak verildiğine ilişkin kayıt olmadığı, kambiyo senedinin teminat senedi olduğu ve bedelsiz kaldığı yönündeki iddiaların ancak yazılı delillerle ispatlanabileceği davalının teminat senedi olduğunu ispatlayamadığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 20.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.366,20 TL harçtan peşin harç 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 341,55 TL peşin harç olmak üzere toplam 403,75 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 63,40 TL posta ve tebligat ücreti olarak sarf edilen yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/06/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍