Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/711 E. 2021/934 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/711 Esas – 2021/934
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/711 Esas
KARAR NO : 2021/934
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2020
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
K.YAZIM TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili tarafından, davalı tarafın aracı için bakım ve onarım işi yaptığını ve yapılan işlerin gereği fatura düzenlendiğini, söz konusu işlerin hak edişlerinin diğer bir ifadeyle bedellerinin davalı tarafça ödenmeyince, işbu faturaların davalıya gönderildiğini, davalı tarafın faturayı aldıktan sonra müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, fatura bedelinin tamamının davalı tarafça ödenmediğini, 8 günlük süre içerisinde faturaya davalı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, Ticaret Kanunu’nun 23. maddesine göre faturaya alan muhatabın 8 gün içirişinde itiraz etme hakkı bulunduğunu, itirazın söz konusu süre içerisinde yapılmaması durumunda faturanın içeriğinin doğru olduğu konusunda bir karine meydana geldiğini, faturada yer alan bilgilerin doğruluğunu, onu düzenleyen kişinin ispatlamasının zorunlu olduğunu, ancak faturaya süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz edilmemesi halinde ispat yükünün yer değişerek muhataba geçmekte olduğunu beyan ederek, davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 02.04.2019 ile 18.10.2019 tarihleri arasında gerçekleşen araç tamir işi sebepli hizmet ilişkisinin söz konusu olduğunu, davalı şirket tarafından, şirket çalışanı …. isimli şahsa ait …. araç ve …. plakalı araçlar tamiri ve bakımı yapılmak üzere davacıya teslim edildiğini, araçlarını bu tamir ve bakımı nedeniyle; 02.04.2019 tarihli …. nolu : 1.540,00 TL bedelli, 09.04.2019 tarihli …. nolu — : 9.440,00 TL bedelli, 26.04.2019 tarihli …. nolu : 750,00 TL bedelli, 10.05.2019 tarihli …. nolu : 6.500,00 TL bedelli faturaların kesildiğini, mukabilinde toplam 18.230,00 TL toplam borç oluştuğunu, doğan bu borç için 2019 yılında çeşitli tarihlerde toplam 18.230,00 TL borç ödendiğini, eğer davacı taraf kötü niyetli değilse, tahsil edilen paranın muhasebeleştirilmesinde problem olduğunu, gerek icra aşamasında ve gerekse de arabuluculukta ısrarla durum ifade edilmeye çalışılmış ise de davacı tarafın iddiasından vazgeçmediğini, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek, davanın reddine, müvekkili lehine icra tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2019 yılına ait BA-BS formları, davacının ticari defter ve kayıtları, 16/07/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; taraflar arasında araç bakım ve onarım işi nedeniyle alacağın tahsili için başlatılan faturaya dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki araç bakım ve onarım işi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 24/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 24/12/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı yana araç bakım ve onarım hizmeti verdiğini, karşılığında fatura düzenlediğini, ancak fatura bedelinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı yan ise iddia olunan hizmeti aldığını, ancak faturaya konu borcu ödediğini savunmuştur.
Taraflar arasında, faturaya konu hizmetin verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık fatura bedelinin ödenip ödenmediği hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2019 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde, davacı tarafça davalı adına 4 adet belge karşılığında KDV hariç 15.448,00TL mal satış bildiriminde bulunduğu, aynı şekilde davalı tarafça da davacı adına 4 adet belge karşılığında KDV hariç 15.448,00TL mal alış bildiriminde bulunduğu, böylelikle bildirimlerin örtüştüğü görülmüştür.
İddia ve savunmalar ile BA-BS formlarına göre, taraflar arasında dört adet fatura tanzim edildiği ve faturaların;
02/04/2019 tarihli …. nolu 1.540,00TLbedelli,
09/04/2019 tarihli …. nolu 9.440,00TL bedelli,
26/04/2019 tarihli …. nolu 750,00TL bedelli,
10/05/2019 tarihli …. nolu 6.500,00TL bedelli faturalar olduğu tespit edilmiştir. Davacı yan 10/05/2019 tarihli …. nolu 6.500,00TL bedelli fatura bedelinin ödenmediğini iddia etmektedir.
Davalıya verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından ve bulundukları yerin adresi de bildirilmediğinden davacının defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, davacı …. Tic. Ltd. Şti.’nin Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile davalı …. Ltd. Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 16.12.2019 tarihi itibariyle davalıdan 1.400,00 TL alacaklı olduğu, bununla birlikte davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davalı yan hizmeti aldığını, faturalara konu borcu ödediğini savunduğundan, taraflar arasındaki hukuki ilişki ile malın/hizmetin teslimi/ifası olgusunun ispatına lüzum kalmamış, ispat yükü yer değiştirmiş ve davalı yanın ödeme savunmasını ispat etmesi gerekmiştir. Davacı yanın ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve usulüne uygun tutularak açılış ve kapanış onayları süresinde yapıldığından HMK’nın 222. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, davalı defterleri ibraz edilmediğinden/ incelenmeye hazır hale getirilmediğinden davacı yanın ticari defter ve kayıtları, davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir. Buna göre davacı yanın lehine delil olarak kabul edilen defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 1.400,00TL davalıdan alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı yan ödeme savunmasına dayanak olarak tahsilat makbuzu, banka dekontu, fiş ve kredi kartı ekstresini sunmuştur. Tahsilat makbuzlarının davacı şirket tarafından düzenlendiği görülmekle bu ödemeler ispatlanmış, banka dekontunda da cari hesap ödemesi açıklamasıyla davalı şirket hesabından davacı şirket hesabına gönderilen meblağ yönünden de ödeme ispatlanmış, ancak 09/04/2019 tarihinde ….’e ait kredi kartı hesabından yapılan ödemenin davalı şirketin borcuna mahsuben yapıldığı dosya kapsamından tespit edilemediğinden ispatlanamamış, bu nedenle davacı yanın defter ve kayıtlarına itibar edilerek 1.400,00TL yönünden davalının itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. Davalı yanın takipten önce temerrüte düşürüldüğü ispatlanamadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı yan ödemelerin bir kısmının takipten ve dahi davadan sonra olduğunu iddia etmişse de son ödeme tarihinin 18/10/2019 olduğu, takip tarihinin ise 12/12/2019 olduğu görülmekle davacı iddiasına itibar edilmemiştir. Alacak likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı yanın kendi defter ve kayıtlarında dahi takip çıkışı kadar alacaklı olmadığı tespit edilmekle takip çıkışı kadar alacaklı olduğunu iddia edip takip başlatmış olması sebebiyle mahkememizce kötüniyetli bulunmuş, reddedilen asıl alacak miktarının %20’si olan 1.020,00TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin …. esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın asıl alacak miktarı olan 1.400,00TL yönünden iptali ile takibin asıl alacak miktarı olan 1.400,00TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı yanın kısmen de olsa haksız ve kötü niyetli olduğu değerlendirilmekle reddedilen asıl alacak miktarının %20’si olan 1.020,00TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 95,63TL karar ve ilam harcından peşin alınan 82,67TL harcın mahsubu ile bakiye 12,96TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2019 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 269,99TL’sinin davalıdan, 1.050,01TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 82,67TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet harcı olmak üzere toplam 144,87TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 54,20TL tebligat ve posta gideri ile 650,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 704,20TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 144,03TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 1.400,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kabul edilen ve reddedilen tutarlar yönünden ayrı ayrı KESİN olmak üzere karar verildi.25/11/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı