Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/67 E. 2022/820 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/67 Esas – 2022/820
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/67
KARAR NO : 2022/820
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/05/2011
KARAR TARİHİ: 28/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Asıl davada davacı … vekili mahkememize sunduğu 27.05.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili arasında Ankara … Noterliğinde 07.07.2008 tarihinde … yevmiye nosu ile Acentelik sözleşmesi akdedildiğini, Beşiktaş … Noterliğinde 10.07.2008 tarih ve … yevmiye nosunda yine acentelik sözleşmesi akdettiklerini, sözleşme ifa edilirken davalı tarafça herhangi bir sebep belirtilmeksizin, Beşiktaş … Noterliğinden keşide edilen 05.08.2010 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile acentelik sözleşmesinin haksız surette fesih edildiğini, bu fesih sonucunda müvekkilinin bir kısım tazminatlarının ve pörtföy tazminatının ödenmediğini, yapılacak inceleme neticesinde; ödenmemiş komisyon alacakları için şimdilik 1.000-TL tazminatın, geç ödenen ve alıkonan komisyon alacaklarına karşılık şimdilik 1.000-TL, haksız fesih nedeniyle ortaya çıkan gelir kaybına karşılık şimdilik 5.000-TL ve portföy tazminatına karşılık olarak da şimdilik 5.000-TL olmak üzere toplam 12.000-TL tazminatın, 01.01.2009 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 25/04/2013 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 5.000,00TL olarak açmış oldukları davayı arttırarak 672.252,42TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
CEVAP :Asıl davada davalı sigorta şirketi vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında acentelik sözleşmesinin akdedildiği hususun doğru olduğunu, davacının 18.07.2008 tarihinden beri müvekkili adına poliçe tanziminde yetkili olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin 19. maddesine dayanarak fesih yetkisini
e-imza e-imza e-imza e-imza

kullandığını, feshin 05.08.2010 tarihinde yapıldığını, davalıya hak ettiği komisyonların bugüne kadar ödendiğini, bilakis davacının müvekkiline 9.033,79-TL cari hesap borcunun bulunduğunu, sözleşmeye göre davacının gelir kaybı talebinde de bulunamayacağını, haksız fesih söz konusu olmadığından, acente olan davacının portföy tazminatı da talep edemeyeceğini, davacının sözleşmenin 6/a maddesine aykırı olarak başka sigorta şirketleri ile anlaşma akdettiğini ve poliçe tanzim ettiğini, bu durumda feshin haklı olduğunu, sözleşmenin 21. maddesine göre davacının portföy tazminatı talep etmesinin mümkün olmadığını, davacı ile sözleşmenin kurulmasından itibaren portföyünü geliştiremediğini, yaptığı poliçelerde azalma olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER : Taraflar arasında akdedilen 07.07.2008 tarihli acentelik sözleşmesi, davalının davacıya sözleşmenin feshi amaçlı olarak çektiği 14.07.2010 ve 05.08.2010 tarihli ihtarnameleri, davalı sigorta şirketinin defter ve kayıtları, bilirkişi kurulundan alınma 24.12.2012 tarihli rapor ile 09.04.2013 tarihli ek rapor, 25.04.2013 tarihli ISLAH dilekçesi, 25/11/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 30/05/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporu, 05/09/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 14/07/2021 bilirkişi heyeti raporu, 18/02/2022 tarihli bilirkişi raporu, 04/07/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, mahkememizin 21/11/2018 tarihli ve 2015/765 esas, 2018/738 sayılı kararı ile; “Davanın reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay … Hukuk Dairesi 04/12/2019 tarihli ve … esas, … karar sayılı bozma ilamında; “Dava, acentelik sözleşmesinin haksız feshi iddiasına dayalı olarak komisyon alacağı, geç alınan komisyon alacağından doğan zarar, gelir kaybı ve portföy tazminatı isteminden ibaret olup, mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında yapılan acentelik sözleşmesinin haksız feshedilmiş olduğu nazara alındığında, davacının bu nedenle belli bir gelir kaybına uğramış olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, davacının gelir kaybına ilişkin zararının ve buna bağlı tazminat talebinin, gerektiği taktirde, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin süresi, davacı acentenin portföy genişliği ve benzeri hususlar dikkate alınmak suretiyle TBK’nın 50 ve 51. maddeleri kapsamında belirlenerek hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.” denilerek mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
GEREKÇE :Dava, sigorta şirketinin acentelik sözleşmesini haksız surette feshettiğinden bahisle tazminat taleplerine ilişkindir.
Yukarıda bahsedilen Yargıtay’ın bozma kararına mahkememizce uyulmuştur. İlgili bozma kararında davacının bir gelir kaybına uğradığı, acentenin portföy genişliği ve diğer hususlar dikkate alınarak TBK’nun 50 ve 51. Maddesi değerlendirilerek bir tazminata hükmedilmesi gerektiği açıkça ifade edilmiştir.
Kaldı ki, davacı acentenin yapmış olduğu işlerin niteliği, sözleşme süresi ve portföy genişliği dikkate alındığında 6102 sayılı TTK’nun 122. Maddesi kapsamında portföy tazminatını hak ettiği kabul edilmelidir. 6102 sayılı TTK’nın 122/1. ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 23/16. maddelerinde yer alan “sigorta şirketinin, sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi” kriterinin dosyada bulunan bilirkişi raporlarında belirtildiği gibi gerçeklediği,başka bir deyişle davacı tarafın sağladığı müşteri çevresinin sözleşmenin sona ermesinden sonra da devam ettiği ve bundan davalının faydalandığı, dolayısıyla somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde davacıya denkleştirme tazminatı ödenmesinin hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek (Yargıtay …HD.nin 15.06.2022 Tarih ve … Esas,… Karar sayılı ilamı ve benzer diğer
e-imza e-imza e-imza e-imza

kararları) mahkememizce bozma kararından sonra alınan bilirkişi raporunda belirtilen portföy tazminatına hak edilmediği görüşüne itibar edilmemiş ve davacının 672.252,42TL portföy tazminatına hak kazandığı kabul edilmiştir.
Bununla birlikte, davacının gelir kaybına ilişkin zararının ise 283,31TL olduğu bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Ancak, dava dilekçesi dikkate alındığında, komisyon alacak bedeli olarak 1.000,00TL, komisyon alacaklarından kaynaklanan zararlar için 1.000,00TL, haksız ve usulsüz fesih nedeniyle uğranılan gelir kaybı için 5.000,00TL ve portföy tazminatı alacağı olarak 5.000,00TL talep edildiği, ıslah dilekçesinde ise dava değerinin sadece portföy tazminatı yönünden arttırıldığı görülmektedir. Bu durumda, talepten fazlaya hükmedilmeyeceği için 283,31TL gelir kaybına ilişkin hüküm kurulmamış, aynı şekilde komisyon alacak bedeli olarak 1.000,00TL, komisyon alacaklarından kaynaklanan zararlar için 1.000,00TL açılan davaların ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın davasının KISMEN KABULÜ İLE, ayrıntıları gerekçeli kararda açıklanmak üzere toplam 672.252,42TL tazminatın (dava dilekçesinde olan kısma yönelik 01/01/2009 tarihinden, kalan kısma ise ıslah tarihi olan 25/04/2013 tarihinden itibaren) işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … AŞ den alınarak davacıya ödenmesine,
2-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 45.921,56TL karar ve ilam harcından peşin alınan 18,40TL, tamamlama yolu ile alınan 155,00TL ve ıslah ile alınan 11.395,00TL harcın mahsubu ile bakiye 34.353,16TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 18,40TL peşin harç, 18,40TL başvuru harcı, 2,40TL vekalet harcı, 155,00TL tamamlama harcı ve 11.395,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 11.589,20TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre hesap ve takdir edilen 91.947,77TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın ret oranına göre hesap ve takdir edilen 6.716,69TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 18.500,00TL bilirkişi ücreti, 4.952,28TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 23.452,28TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 23.210,59TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karardan sonraki yargılama giderinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza