Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/663 E. 2021/211 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/663 Esas – 2021/211

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/663 Esas
KARAR NO : 2021/211
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-

VEKİLİ :
DAVALI : 2-

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
K.YAZIM TARİHİ: 19/04/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14.07.2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında, mülkiyeti … adına kayıtlı bulunan ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Sincan Harikalar Hamamı Otoparkında, tam kusuru ile dava dışı yaya …’e çarptığını ve dava dışı …’ün ilgili trafik kazası neticesinde %5 oranında maluliyet yaşadığını, dava dışı …’ün maluliyetine ilişkin tazminat talebi ile ilgili … başvuru yapıldığını, … plaka sayılı araç sürücüsünün davalı …’ün %100 oranında kusurlu bulunduğunu, mülkiyeti davalı borçlu … adına kayıtlı … plakalı aracın kaza tarihi olan 14.07.2019 tarihini ve kaza saatini kapsar nitelikte trafik sigortası bulunmadığını, söz konusu bedensel zarardan doğan maluliyet tazminatı talebinin, müvekkil … nezdinde teminat kapsamında olduğunu, kazaya karışan ve mülkiyeti diğer davalı borçlu … adına kayıtlı bulunan … plakalı aracın, kaza tarihi itibariyle … Yönetmeliği’nin ilgili hükümleri gereğince; dava dışı …’ün maluliyeti sebebiyle davacı …’na başvuru yapılarak maddi tazminat talebinde bulunulduğunu, …nca hak sahibi tarafından tazminat talebinin bildirilmesi üzerine davacı şirketçe … numaralı hasar dosyası açıldığını, başvuru üzerine sigortasız … plakalı aracın sürücüsü davalı …’ün kusurlu bulunduğu göz önüne alınarak kusur oranı ve maluliyete ilişkin oranlar dikkate alınmak suretiyle hazırlanan hesap raporu gereğince de tazminat bedelinin toplam 43.845,00 TL olarak belirlendiğini, hak sahipliği tespit edilen başvurucu için 03.04.2020 tarihinde toplam 43.845,00 TL’nin davacı şirket tarafından ödendiğini, mezkur trafik kazası sebebiyle uğranılan zarardan davalı sürücü … ve davalı malik …’nın sorumlu bulunduğunu, 26.07.2007 tarih ve 26594 sayılı Resmi Gazete’de yayımlan “… Yönetmeliği” nin 17. maddesindeki halefiyet prensibi gereği “…, ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçer.” hükmünün yer aldığını, ayrıca TBK madde 46 gereğince, “Kusuru ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” ve 2918 sayılı Kanun’un 85. Maddesinde ise, araç maliki ve işletenin sorumluluğunun düzenlendiğini, sorumluluğun kusura dayalı sorumluluk olmayıp; işletenin, sürücünün zarar doğurucu eylemlerinden sorumlu tutulacağını, mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde kaza tarihi itibari ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunmadığı sabit olan ve %100 oranında kusurlu bulunan davalı sürücü ile kusursuz sorumluluğu söz konusu olan diğer davalı borçlu işletenin, davacı şirketçe hak sahibine ödenen bedelden sorumluluklarının bulunduğunu, davacı şirketin davalılara işbu ödenen bedeli rücu hakkının bulunduğunu, üçüncü kişilere ödenen bedelin tahsili için Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … ve diğer davalı … aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalıların haksız ve yersiz itiraz etmesi sonucu icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibe itirazının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, diğer davalı ve araç sürücüsü …’ün vermiş olduğu ifadelerinde dava dışı …’e kesinlikle çarpmadığını beyan ettiğini, dava dışı …’ün olay neticesinde yaralanması üzerine hastaneye gittiğine dair herhangi bir belge ve kayıt bulunmadığını, dava dışı …’ün huzurdaki dosyaya konu olay neticesinde yaralandığına dair herhangi bilgi ve belge bulunmadığını, keşif yapılarak ve kusur oranlarının bilirkişi marifeti ile tespit edilmesi gerektiğini, diğer davalı …’ün dava dışı …’e çarptığı hususunu kabul etmemekle birlikte bir an için bu iddianın doğru olduğu kabul edilse dahi davalı …’ün %100 kusurlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, dava dışı …’de meydana geldiği iddia edilen özür durumunun teyit ettirilmeksizin %5’lik özür olduğu kabul edilerek hesaplama ve ödeme yapıldığını, dava dışı …’de kalıcı özür meydana gelip gelmediği, geldi ise özür durumunun oranının hali hazırda belli olmadığını, kusur oranlarının ve maluliyet durumlarının yargılamayı gerektirdiğini, hal böyle iken likit bir alacaktan da söz edilemeyeceğini, davacı tarafın talep ettiği alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiğinden kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın kabulüne karar verilse dahi davalının kötüniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, bu sebeple davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddi ile kötüniyetli davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, trafik kazasında yaralanan üçüncü şahsa … tarafından ödenen maluliyet tazminatının rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Ticaret Mahkemelerinin görevli alanı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/1 maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” İfadesi ile ticari davalar ile sınırlandırılmıştır. Ticari davalar ise TTK 4. Maddesinde sayılmıştır. Buna göre 4/1 maddesinde nispi ticari davalar 4/1-a fıkrasından f fıkrasına kadar sayılan hususlar ise mutlak ticari davalar olarak sayılmıştır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK 4/1. Maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafında tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar ise TTK 4/1-a maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ile yine TTK 4/1 f fıkrasına kadar sayılan yasalarda belirtilen davalar olarak sayılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmesi ile birlikte 5/3 maddesi gereği artık asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasında ki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkarak görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. Maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/b maddesinde rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … oluşturulacağı,Aynı Kanunun geçici 2. maddesine dayanılarak çıkarılan … Yönetmeliğinin 16/c maddesinde zarardan sorumlu olan kişilere veya yükümlü sigorta şirketine hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle rücu hakkının kullanılacağı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483 vd. maddelerinde Zorunlu Sorumluluk Sigortaları, aynı Kanunun 4. maddesinde bu kanundan doğan davaların ticari dava sayıldığı,
Davalının sevk ve idaresindeki zorunlu mali sorumluluk sigortası olmayan araç ile seyir halinde iken, kusurlu davranışı neticesi oluşan trafik kazasında zarar gören üçüncü kişinin zararını davacı …nın karşılamış olduğu iddiası davanın ana konusudur. İş bu sebeple Dava niteliği itibarı ile haksız fiilden kaynaklanmış olup davalıların gerçek kişi olması ve TTK 4/1. Maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava kapsamında bulunmayan davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.01/04/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍