Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/65 E. 2020/447 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/65 Esas – 2020/447
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/65 Esas
KARAR NO : 2020/447

HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 27/01/2020
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
K. YAZIM TARİHİ: 16/10/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …Sigorta A.Ş. tarafından … numaralı ZMMS poliçesiyle sigortalı olan … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkillerinin desteği yaya …’ın 22.09.2018 tarihinde karıştığı ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası sonucu, müvekkillerin desteği …’ın hayatını kaybettiğini, kaza sonucu maddi ve manevi tazminatın tazmini amacıyla davalı sigorta şirketine 19.12.2018 tarihinde başvurulmuşsa da taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffanın yolu yarıladığı esnada kazanın meydana geldiğini, yayalara geçiş hakkı vermeyen … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 100 kusurlu olduğunu, müteveffanın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığını, yaşanan elim kaza sonucu vefat eden …’ın eşi …’ın müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını ve müvekkillerinin büyük bir üzüntü yaşadığını, … plakalı aracın davalı tarafından… numaralı Genişletilmiş Kasko poliçesiyle de sigortalı olduğunu, poliçede 100.000,00 TL limitli manevi tazminat klozunun bulunduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müteveffanın eşi … için şimdilik 5.000,00 TL destekten yolsun kalma tazminatı ile … için 50.000,00 TL manevi tazminat, oğlu … için 25.000,00 TL manevi tazminat, kızı … için 25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı… Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihinden (02.01.2019), davalılar … ve… yönünden kaza tarihinden (22.09.2018) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı… Anonim Türk Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın 22/09/2018 tarihinde gerçekleşmesi karşısında manevi tazminat yönünden 1 yıllık zaman aşımı süresi geçtiğinden öncelikle davanın zaman aşımından reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak, dava dilekçesinde bahsi geçen 22/09/2018 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 26/04/2018-2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile ve aynı tarihler arasında geçerli olmak üzere… numaralı Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müteveffanın kaza tarihinden 2 ay sonra vefat etmesi nedeniyle öncelikle kaza ile ölüm arasındaki illiyet bağının ispatlanması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, bu nedenle öncelikle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce kusur tespiti yapılması gerektiğini, davacıların manevi tazminat taleplerinin de fahiş olduğunu ve hakkaniyete uygun olmadığını, toplanan delillerle beraber davacının müterafik kusur durumunun mevcudiyeti durumunda belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini bu nedenle faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar… ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle olayın gerçekleştiği yer ve müvekkili …’ün ikamet ettiği yer göz önüne alınarak Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davaya konu kazanın 22/09/2018 tarihinde gerçekleşmesi karşısında manevi tazminat yönünden 1 yıllık zaman aşımı süresi geçtiğinden davanın zaman aşımından da reddine karar verilmesi gerektiğini, maktulün olayın gerçekleşmesinden yaklaşık 2 ay sonra vefat ettiğini, müvekkili …’ün maktulün oğlu ile olan görüşmelerinde davacı …’ın ”babasının sağlık durumunun daha iyiye gittiğini ancak enfeksiyon kapmasından dolayı taburcu olamadıklarını” belirttiğini, bu nedenle ölümün enfeksiyona bağlı olduğunu, yaşanılan trafik kazası ile ölüm arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığı kanaatinde olduklarını, müvekkili …’ün söz konusu kazada bir kusuru bulunmadığını, yaya …’ın yolun solundan geçen siyah aracın hemen arkasından yola çıkması nedeniyle müvekkilinin görüş açısına girmediğini, kazanın akşam saatlerinde yaşandığı düşünüldüğünde de müvekkilinin yayayı görmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle yaya …’ın gerçekleşen kazada kusurlu, müvekkili …’ün ise kusursuz olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacılar vekili, dosyaya sunduğu 02/07/2020 tarihli dilekçesi ve 24/09/2020 tarihli oturumda alınan beyanıyla; dava açıldıktan sonra maddi ve manevi tazminat talepleriyle ilgili davalı sigorta şirketi ile sulh olduklarını, maddi ve manevi tazminat taleplerinin karşılandığını, davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ederek karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
Aynı tarihli celsede davalılar … ve … vekili, sulh ve ibra sözleşmesinin tarafı olmadıklarını, müvekkilleri açısından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 313/1.maddesinde “sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir” şeklinde sulh tanımlanmıştır.Sulhun etkisi başlıklı 315. maddesinde ise; “(1)Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur, Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (2) irade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hallerinde sulhün iptali istenebilir.” denilmiştir.
Netice itibarıyla, davalıların sorumluluklarınını müşterek ve müteselsil sorumluluk olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacılar ile davalı sigorta şirketi arasında yapılan sulh ile sona erdiği anlaşılmakla, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraflar arasında gerçekleşen sulh nedeniyle davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 358,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 304,23 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre belirlenen 1.320,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Talep edilmediğinden davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ile davalılar… ve … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/09/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza