Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/601 E. 2022/85 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/601 Esas – 2022/85
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/601 Esas
KARAR NO : 2022/85
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/11/2020
KARAR TARİHİ: 20/01/2022
K.YAZIM TARİHİ: 21/02/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; 2018 yılına kadar … Ltd. Şti.’nin gayri resmi ortağı, 2018 yılında ise tüm hisselerini alarak resmi ve tek sahibi olan … tarafından, davacı şirketine ait banka hesaplarının ve ticari defterlerinin incelenmesinde, o dönem şirket müdürü olan …’in kendi şirketi … Ltd. Şti.’ne hiçbir borç karşılığı olmayan, takip asıl alacak tutarı 118.363,00TL’yi göndermiş olduğu ve davacı şirkete geri ödenmediği tespit edildiğini, bu surette şirketten haksız surette para kaçırılmasının söz konusu olduğunu, işbu nedenle ve öğrenme ile birlikte, işbu paranın geri alınması üzerine, derhal dava konusu takip başlatıldığını, davalı ise, müvekkiline ödeme yapmadığını, üstelik icra takibine de haksız yere itiraz edildiğini beyan ederek, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline, borçlu yönünden takibin devamına, müvekkiline %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yana usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Her ne kadar davalı yan tebligatın usulsüz olduğunu savunmuşsa da, icra dosyasında borca itiraz dilekçesinin vekille yapılmış olması itirazın iptali davasında da davalının kendisini vekille temsil edeceğini göstermeyeceği, davanın açıldığı anda davalının kendisini vekille temsil ettireceğinin bilinemeyeceği, bu sebeple de itirazın iptali davasında tebligatın asile çıkarılması gerektiği, bu itibarla davalı asile yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu değerlendirilmekle davalı vekilinin savunmasına itibar edilmemiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/17546 Esas 2013/4895 Karar sayılı onama kararı da benzer mahiyettedir.)
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, banka kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, 07/07/2021 tarihli bilirkişi raporu, 07/12/2021 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında haksız olarak gönderildiği iddia edilen tutarın sebepsiz zenginleşme kapsamında davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasında haksız olarak gönderildiği iddia edilen paranın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 05/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 07/10/2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davacı şirketin bir dönem müdürü olan dava dışı …’in kendi şirketi olan davalı şirkete toplamda 118.363,00TL olmak üzere haksız olarak para gönderdiğini iddia ederek sebepsiz zenginleşme kapsamında gönderilen paraların tahsilini talep etmiş, davalı yan ise süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığından savunması tespit edilememiş, ancak borca itiraz dilekçesinden borca ve yetkiye itiraz ettiği görülmüştür.
Davalı yanın adresi gözetildiğinde HMK madde 6 kapsamında Ankara Batı İcra Dairesinin takipte yetkili olduğu anlaşılmakla davalı yanın icra dairesinin yetkisine itirazına itibar edilmemiştir.
Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesi gereken bir meblağın bulunup bulunmadığı ve tutarı hususundadır.
Dosya arasına alınan ticaret sicil kayıtlarından, dava dışı …’in 2016 yılında davacı şirkette müdür olmadığı, davacı şirketle bir ilgisinin bulunmadığı, davalı şirketin sahibi olduğu tespit edilmiştir.
İddia ve savunmalar kapsamında, taraf defter ve kayıtları ile dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, her iki tarafın da birbirleri adına cari hesap tutmadıkları, dolayısıyla ticari defter kayıtları üzerinden taraflar arasında bir borç ve alacak tespitinin mümkün olmadığı, bununla birlikte; davacı …. Şti.’nin Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davalı … Ltd. Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinde asıl alacağının dayanağı olarak gösterdiği banka dekontlarında yer alan açıklamalar ile …ndan gelen 05.03.2021 tarihli yazının ekinde yer alan hesap dökümleri dikkate alındığında, davacı … Ltd. Şti. banka hesabından davalı … Ltd. Şti.’ne toplam 118.363,00 TL para transferi yapılmış olduğunun açıkça görülmekte olduğu, mahkeme tarafından davacı şirketin alacağın dayanağı olarak gösterdiği banka dekontları ve …dan gelen 05.03.2021 tarihli yazının ekinde yer alan hesap dökümlerinde yer alan bilgilerin alacağın ispatı için yeterli olduğunun kabulü halinde; davacı … Ltd. Şti.’nin 29.09.2020 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … Lid. Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 29.09.2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 118.363,00 TL alacaklı olduğu, ancak davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 07.07.2021 tarihli kök bilirkişi raporunda değiştirilmesi gereken bir husus bulunmadığı, her iki tarafın da birbirleri adına cari hesap tutmadıkları, dolayısıyla ticari defter kayıtları üzerinden taraflar arasında bir borç ve alacak tespitinin mümkün olmadığı, bununla birlikte; davacı … Ltd. Şti.’nin Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davalı … Ltd. Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinde asıl alacağının dayanağı olarak gösterdiği banka dekontlarında yer alan açıklamalar ile …ndan gelen 05.03.2021 tarihli yazının ekinde yer alan hesap dökümleri dikkate alındığında, davacı … Ltd. Şti. barıka hesabından davalı … Ltd. Şti.’ne toplam 118.363,00 TL para transferi yapılmış olduğunun açıkça görülmekte olduğu, mahkeme tarafından davacı şirketin alacağın dayanağı olarak gösterdiği banka dekontları ve …ndan gelen 05.03.2021 tarihli yazının ekinde yer alan hesap dökümlerinde yer alan bilgilerin alacağın ispatı için yeterli olduğunun kabulü halinde; davacı … Ltd. Şti.’nin 29.09.2020 tarihinde Ankara Balı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … Ltd. Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 29.09.2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 118.363,00 TL alacaklı olduğu, ancak davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere, taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı, ancak davacı şirket hesabından 2016 yılında 15 kez, 2017 yılında 1 kez olmak üzere 16 kez para transferi yapıldığı anlaşılmıştır. Yapılan para transferlerinde açıklama kısmında para transferinin hangi amaçla yapıldığı belirli değildir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 555. Maddesi ve devamında düzenlenmiş olan havale, bir ödeme vasıtası olup, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Havaleci durumundaki davacı şirket, değinilen yasal karine karşısında, davalıya yaptığı dava konusu havalelerin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu ispat yükü altındadır. Söz konusu karinenin aksi yazılı delille ispat edilebileceğinden bildirilen davacı tanıklarının dinlenmesi talebi reddedilmiştir. Davacı yan ticari defterlere delil olarak dayanmış ve incelenen taraf defter ve kayıtlarından taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı görülmüştür. Açılış ve kapanış onayları yasal süresi içerisinde yapıldığından, kanuni şartları tam olarak taşıdığından taraf defterleri davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir. Davacı yan taraflar arasında hukuki/ticari ilişki bulunmadığını iddia etmiş, sunulan deliller, incelenen taraf defterleri ile dosya kapsamına göre de taraflar arasında bir ticari ilişki olmadığı ispatlanmıştır. Gönderilen tutarların gönderilmesine sebep bir ticari ilişki bulunmadığından para transferlerinin haksız yere yapıldığı ve sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesinin gerektiği kanaatine varılmıştır. Buna göre 07/04/2016 – 02/01/2017 tarih aralığında davacı şirketten davalı şirkete yapılan toplamda 118.363,00TL asıl alacağın haklı bir gönderme sebebi bulunmadığından, sebepsiz zenginleşme mahiyetinde olduğu ve haksız eylem teşkil ettiğinden asıl alacağın gönderildiği tarihten takip tarihine kadar olan yasal faizi ile birlikte tahsilinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu itibarla davalı yanın itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, 118.363,00TL asıl alacak, mahkememizce hesaplanan 42.128,48TL işlemiş faiz* olmak üzere toplam 160.491,48TL yönünden itirazın iptali ile 160.491,48TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 32.098,29TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
*4.000,00TL’nin 07/04/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 1.612,60TL,
4.150,00TL’nin 08/04/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 1.672,05TL,
1.000,00TL’nin 29/07/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 375,29TL,
9.143,00TL’nin 22/08/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 3.377,15TL,
1.800,00TL’nin 03/10/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 646,22TL,
42.000,00TL’nin 18/10/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 14.923,23TL,
700,00TL’nin 18/10/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 248,72TL,
5.000,00TL’nin 19/10/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 1.775,34TL,
1.300,00TL’nin 20/10/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 461,27TL,
4.770,00TL’nin 20/10/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 1.692,50TL,
10.000,00TL’nin 25/10/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 3.535,89TL,
2.100,00TL’nin 26/10/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 742,02TL,
8.400,00TL’nin 09/11/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 2.939,08TL,
10.000,00TL’nin 19/12/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 3.400,27TL,
10.000,00TL’nin 27/12/2016 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 3.380,55TL,
4.000,00TL’nin 02/01/2017 – 28/09/2020 tarih aralığına ilişkin yıllık %9 işlemiş faizi = 1.346,30TL olmak üzere toplam 42.128,48TL işlemiş faiz
(Mahkememizce davanın takip çıkışı olan 182.493,86TL yönünden açıldığı ve itirazın iptalinin de bu tutar yönünden talep edildiği hususuna göre aşağıdaki şekilde kısa karar kurulmuş, ancak gerekçeli karar yazım aşamasında davanın yalnızca asıl alacak tutarına ilişkin açıldığı görülmekle işlemiş yasal faiz yönünden sehven hesaplama yapılarak hüküm kurulduğu tespit edilmiştir. Dosyadan karar verilmekle el çekildiğinden ve anılan hatanın hükmün tavzihi/tashihi yoluyla da düzeltilemeyeceğinden gerekçede belirtilmekle yetinilmiştir.)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 118.363,00 TL asıl alacak, 42.128,48 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 160.491,48 TL yönünden iptali ile takibin 160.491,48 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si olan 32.098,29TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 10.963,17TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.108,88TL harcın mahsubu ile bakiye 9.854,29TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.160,85TL’sinin davalıdan, 159,15TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.108,88TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.171,08TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 110,40TL tebligat ve posta gideri ile 700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 810,40TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 712,69TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 19.196,69TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 uyarınca davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/01/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı