Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/596 E. 2021/57 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/596 Esas – 2021/57
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2020/596 Esas
KARAR NO : 2021/57

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2021
K. YAZIM TARİHİ : 18/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mülkiyeti davalı adına tescilli … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 29.08.2019- 29.08.2020 tarihleri arasında geçerli … numaralı KTK ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, 29/02/2020 tarihinde dava dışı … idaresindeki … plakalı sigortalı aracın, dava dışı … idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle, … plakalı aracın zarar gördüğünü ve bu zararın tazmini için müvekkili sigorta şirketi tarafından ekspertiz raporu doğrultusunda 17.500,00-TL ödeme yapıldığını, 29.02.2020 tarihli kazanın davalıya ait araç sücücüsünün 2,02 promil alkollü olması nedeniyle gerçekleştiğini, dolayısıyla Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B-4-c maddesi uyarınca müvekkili sigorta şirketinin, dava konusu kazanın alkolün etkisi altında meydana gelmesi nedeniyle üçüncü kişiye yapmış olduğu tazminat ödemesini, ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte sigortalısı araç işleteni ve sürücüsünden rücu hakkına sahip olduğunu, bu itibarla Ankara … İcra Müdürlüğü’nde … sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ancak davalı yanca yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, sigortalı aracın “kamyonet” niteliğinde olması nedeniyle davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini beyan ederek, davalı yanca yapılan haksız itirazın iptali ile takibin 17.500,00 TL asıl alacak, 634,32 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18134,32 TL üzerinden devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait aracın her ne kadar ruhsat kayıtlarında kamyonet cinsi bir araç olduğu gözükse de kullanım amacı ve niteliği itibari ile hususi araçlar sınıfında olup ticari araç statüsünde olmadığını, davalı müvekkilinin işçi olarak çalıştığını, kendisinin herhangi bir ticari işletmesi bulunmadığını, bahse konu aracı herhangi bir ticari faaliyet için değil kendisi vc ailesinin şahsi kullanımı kapsamında binek araç olarak kullandığını, dolayısıyla davacı yanın kendi sigortalısına haksız ikame ettiği işbu dava konusu uyuşmazlığın tüketici işlemi mahiyetinde olması nedeniyle görevli mahkemenin “Tükctici Mahkemeleri” olduğunu beyan ederek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini talep etmiş; esasa ilişkin olarak ise, davacının kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiği iddiasını kabul etmediklerini ve davacının bu iddiasını ispatlaması gerektiğini, kazanın 20/12/2019 tarihinde … plakalı araç şoförü olan dava dışı …’ın sisli ve yağışlı hava dolayısıyla kaygan zeminde hızlı bir şekilde sağ şerit üzerinde seyir halindeyken aracının bir anda sevk ve idaresini kaybederek kendi kusuru ile orta refüje çarpması sebebiyle meydana geldiğini, kaza neticesinde sol şeridin kapanması ile trafiğin ani yavaşlaması söz konusu olduğunu, böylelikle dava dışı …’’ın sevk ve idaresinde orta şerit üzerinde seyir halinde olan … plakalı müvekkiline ait aracın kaza yapan araca yakın biçimde durması nedeniyle somut olayda kazaya sebebiyet verildiğine yönelik bir zan oluştuğunu ve sanki müvekkile ait araç sürücüsünün alkol sebebiyle kendiliğinden … plakalı araca çarpmışçasına hatalı bir şekilde tutanak tanzim edildiğini beyan ederek, davanın reddi ile takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/16919 esas, 2017/8781 karar sayılı ilamı şu şekildedir; Somut olayda, davacı sigorta şirketi ile davalı arasında akdedilmiş Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta sözleşmesi bulunduğu, 6502 sayılı TKHK’nin 3. maddesinin (l) bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlemin Kanun kapsamına (m.2) alınmış olduğu gözetilerek davaya Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerektiği gerekçesi ile bu durumda mahkemece, davanın HMK 114/1-c.maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.’
Söz konusu Yargıtay ilamında olduğu gibi eldeki davada, davacı taraf, sigortalısı olan davalının aracının karıştığı kaza neticesinde zarar görenin sigortasına poliçe kapsamında ödeme yaptığından bahisle yaptığı ödemenin tahsili amacıyla sigortalısı aleyhine başlattığı icra takibine yönelik, davalı yanca yapılan itirazın iptalini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Yukarıda zikredilen yasal düzenlemeler gereğince 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlüğünden sonra 15/08/2016 tarihinde açılan iş bu davaya Ankara Batı Tüketici Mahkemesinin bakması gerekir. (Y.17 HD. 25.02.2016 T., 2016/1731 E., 216/2279 K.) Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/02/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza