Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/583 E. 2021/76 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/583 Esas – 2021/76

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/583
KARAR NO : 2021/76

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Konkordatonun Feshi
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2021
K.YAZIM TARİHİ : 12/02/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 21/12/2015 tarihli sözleşme ile … ili … Ada … Parsel …Blok adresinde yer alan 9876 m2 alışveriş merkezinin kiralanmasına kira sözleşmesi akdedildiğini, kira sözleşmesi gereğince kira borcunu yerine getirmeyen karşı taraf aleyhine Kırıkkale … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz 2019 dönemlerine ait aylık 60.683,13 TL olmak üzere toplam 263.605,91TL alacağın tahsili ve tahliyesi için icra takibinde bulunduklarını, borçlu vekilince icra dosyasına sunulan dilekçe ile sözleşme ve borca itiraz edildiğini, sadece şirket hakkında konkordato mühleti içerisinde takip yapılamayacağından bahsederek takibin durdurulmasını istediklerini, icra takibine konu taşınmazda borçlunun tahliyesi gerçekleştirilmiş olup bu tarihe kadar kira borcuna ilişkin olarak bir ödeme yapılmadığını, konkordatonun Feshine ilişkin İİK 308/e madde düzenlemesi gereğince, kira borcuna ilişkin olarak karşı taraf/borçlu tarafından bir ifada bulunulmadığından, alacaklı müvekkili hakkında konkordatonun feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; İcra İflas Kanunu’nun 308/e maddesinde belirtilen dava şartının oluşmadığını, bu anlamda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun belirtmiş olduğu hükümleri çerçevesinde dava şartının da gerçekleşmediği ve bu şartın sonradan tamamlanabilmesinin de mümkün olmadığı gerçeği karşısında davanın usulden reddine karar verilmesi talep etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza
GEREKÇE :Dava, tasdik edilen konkordatonun davacı … A.Ş. yönünden feshi talebine ilişkindir.
Davalı şirket hakkında mahkememizin … esas, … karar sayılı ilamında; “Davacıların konkordato projesinin tasdik talebinin kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Memurluğunun … Sicil Nosunda kayıtlı olan … Limited Şirketi’nin konkordato tasdik projesi kapsamında kalan tüm borçlarının % 100’ünün 30.01.2021 tarihinde başlamak ve takip eden her ayın 30.günü veya takip eden mesai günü sonuna değin, faizsiz olarak 84 eşit taksitte davacılar tarafından alacaklılara ödenmesine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İcra İflas Kanunu’nun 308/e maddesinde; “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davanın şartı “…konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan…” şeklinde belirtmek suretiyle, davalı şirket hakkında konkordato davasında kabul edilen projede belirtilen süre içerisinde davacıya ödeme yapılmaması halinde ikame edilebilecektir.
Ancak somut durum itibariyle konkordato projesinde geçen 30.01.2021 tarihinde başlayacak ödemeler, mevcut durum itibariyle başlamadığından İcra İflas Kanunu’nun 308/e maddesinde geçen söz konusu şart sağlanmamıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesinde; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2015/22-188 Esas, 2018/481 Karar sayılı, 14.03.2018 tarihli kararına göre; “6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-h bendine göre davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması bir dava şartıdır. Maddenin gerekçesinde; “Burada sözü edilen hukuki yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukuki korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hâli hazırda hukuken korunmaya değer bir yararın bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç konumda değilse onun hukuki yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir.” hususu belirtilmiştir.
Davacının dava açmaktaki yararının hukuki, korunmaya değer, güncel ve dava açıldığı anda var olması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.03.2018 gün, 2014/22-2350 E., 2018/439 K. sayılı kararında da hukuki yararın, tamamlanamayacak bir dava şartı olduğu kabul edilmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun 308/e maddesinde belirtilen dava şartının, davanın ikame edildiği zamanda gerçekleşmiş olması gerekmekte iken somut durum itibariyle proje kapsamında yapılacak ödemeler daha başlamadığından, davacıya ödeme yapılmaması gibi bir durum da hali hazırda bulunmamaktadır.
Bu itibarla; İcra İflas Kanunu’nun 308/e maddesinde belirtilen dava şartının oluşmadığı, bu anlamda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun belirtilen hükümleri çerçevesinde dava şartının da gerçekleşmediği ve bu şartın sonradan tamamlanabilmesinin de mümkün olmadığı kanaatine varıldığından, davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
e-imza e-imza e-imza e-imza
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansın davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/02/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza