Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/576 E. 2021/758 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/576 Esas – 2021/758
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/576 Esas
KARAR NO : 2021/758
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
5-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/10/2020
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
K. YAZIM TARİHİ: 26/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;27/07/2019 tarihinde davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile aday sürücü olması ve aracı hızlı kullanması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek 50 cm yüksekliğindeki beton orta refüje çarparak karşı istikamete geçerek müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza neticesinde müvekkillerinin ağır şekilde yaralandıklarını, kazanın oluşumunda davalı sürücü …’ün tam kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkilinin ise hiçbir kusuru bulunmadığını, kaza tespit tutanağında da; “Yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazasında sürücü … 2918 sayılı KYT Kanununun 56/1-a kuralını ihlalden asli kusurlu olduğu, sürücü …’ın ise bu kazanın oluşumunda kural ihlalinin olmadığı..” tespiti yapıldığını, davalı … hakkında taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan davalı …’ün kazanın oluşumunda kusurlu ve sorumlu olduğu ve davalının cezalandırılmasına karar verildiğini, davalı …’ün ise araç maliki olarak müvekkillerinin zararından sürücü ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, … plakalı araç davalı sigorta şirketince kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, kasko sigortası manevi tazminat teminatı sağlandığından sigortanın diğer davalılar ile birlikte zarardan sorumlu olduklarını, müvekkillerin gerçekleşen bu kazada ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, müvekkili …’ın kazada ağır şekilde yaralandığını ve uzun süre tedavi gördüğünü, polis memuru olan müvekkilinin kaza nedeniyle elini kullanamaz hale geldiğini, pasif memurluğa geçerek masa başında çalışmak zorunda kaldığını, maluliyet raporunun mevcut olduğunu, maluliyetinin müvekkilinin hayatını alt üst ettiğini, müvekkilinin elini kullanamamasının hayatı boyunca sıkıntı yaşamasına, bir başkasının yardımına muhtaç olmasına ve bu nedenlerle de müvekkilin manevi açıdan yıpranmasına neden olacağını, kazada yolcu olarak bulunan …’ın geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak kafasından yaralandığını, saç derisinden başlayıp sağ kaşı geçecek şekilde yüzünde sabit iz meydana geldiğini, polis olmak isteyen müvekkilinin alnında büyük bir sabit iz kalması nedeniyle polislik hayallerinin sona erdiğini, maluliyet raporunun bulunduğunu, müvekkili …’ın dava konusu trafik kazasında dişlerinin kırıldığını ve ön dişlerinin döküldüğünü, beslenme gibi gündelik basit bir işin bile adeta işkenceye dönüştüğünü, maluliyet raporunun da bulunduğunu, müvekkili …’ın halen tedavisinin bitmediğini, dökülen dişlerinin 18 yaşına kadar yerine yapıştırıldığını ancak 18 yaşından sonra implant tedavisine başlanabileceğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.08.2016 tarihli kararında “…küçük çocuklarının iki ameliyatla iyileşmemiş olması ve üçüncü ameliyata gerek duyulması olayında olduğu gibi, yeni ve artan masrafların yapılması gerekeceğinden hâkim, gerçek zarar miktarını halin olağan gelişimine ve zarara uğrayan tarafın yaptığı tedbirleri gözönüne alarak, adalete uygun şekilde tayin zorundadır. ” kararının tazminat hesaplanırken dikkate alınmasını talep ettiklerini, müvekkili …’ın gerçekleşen kazada … plakalı aracın sürücüsü olduğunu, tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen eşinin ve çocukların malul kalmasına neden olacak kaza gerçekleştiğini, kazanın şokunu uzun süre atlatamadığını, eşinin ve çocukların ağır yaralanmasına şahit olan müvekkilin ruhi ve asabi bütünlüğünün bozulduğunu, kazadan sonra çocuklarının ve eşinin sağlık sorunlarıyla ilgilendiğini ve halen ilgilenmeye devam ettiğini, müvekkili …’ın kazanın gerçekleştiği tarihte henüz 7 yaşında olduğunu, kaza nedeniyle babasının ve kardeşlerinin sağlık sorunlarına şahit olan müvekkilinin halen arabaya binmeye korktuğunu, müvekkilininin küçük yaşta bunlara şahit olması psikolojisini derinden etkilediğini, kazadan sonra uykuda konuşma, kabus görme gibi uyku bozuklukları oluştuğunu, tek başına uyuyamaz hale geldiğini, müvekkillerinin bu denli ağır bir kaza geçirmesi ve sonrasında bir türlü bitmeyen sağlık sorunları ile uğraşmaları nedeniyle adeta psikolojilerinin yerle bir olduğunu, kaza nedeniyle müvekkillerin ruhi ve asabi bütünlüğünün ağır şekilde ihlal edildiğini, kazadan sonra davalı sürücü ve araç malikinin müvekkillerine hiçbir konuda destek olmadıklarını, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alamadıklarını, tüm bu nedenlerle; … için 10.000,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … için 3.000,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … için 30.000,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … için 54.000,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … için 3.000,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :…. A.Ş. Vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketçe dava konusu trafik kazasına karışan aracın kasko poliçesi tanzim edildiğini, müvekkili şirket’in maddi tazminat bakımından herhangi bir sorumluluğu olmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın kasko poliçesi tanzim edildiğini, kasko poliçesi ile sigortalının aracının uğrayacağı maddi zararların teminat altına alındığını, bununla birlikte kasko poliçesine ek ihtiyari mali mesuliyet sigortası ile her ne kadar 3. kişilerin uğrayacağı zararlar teminat altına alınabilmekteyse de, işbu ihtiyari mali mesuliyet teminatı ancak trafik poliçesi hadlerinin aşıldığı durumlarda devreye girebileceğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere kusur oranlarının tespiti gerektiğini, dava dilekçesindeki iddiaların soyut, delillendirilmemiş ve birkaç cümlelik bir iddiadan ibaret olup, talep edilen tazminat miktarının da fahiş olduğunu, gerek Medeni Kanun’un 6. Maddesi gerekse haksız fiillerde ispat yüküne ilişkin Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi davacıya (i) zarara uğradığını, (ii) zararının miktarını, (iii) failin kusurlu olduğunu ve (iv) haksız fiil ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunu ispatlama yükünü yüklemekte olduğunu, davacının bunlardan tek birini bile ispatlayamazsa davasının reddedilmeye mahkum olduğunu, manevi tazminatın kişinin uğradığı elem ve ızdıraba karşılık verilecek bir tür giderim olduğunu, zenginleştirme amaçlı olmaması gerektiğini, istenen manevi tazminat miktarının kabulünün hukuken mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için davanın haklı olduğu varsayılsa bile, müvekkili şirket’in faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davayı kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, aleyhlerine hüküm kurulması halinde müvekkili Şirketin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini, öncelikle zamanaşımı def’inin dikkate alınarak davanın reddine, taraflarınca huzurda görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacıların iddialarının haksız, hukuka aykırı ve gerçek dışı olduğu gibi; talep ettikleri manevi tazminat tutarı da fahiş olduğunu, davacıların, tazminatı bir zenginleşme aracı olarak gördüklerini, öncelikle, davacıların sunduğu bilgi ve belgelerin hiçbiri kusur oranının belirlenmesinde yeterli olmadığı gibi maluliyet oranlarına ilişkin raporlar da nihai olmayıp soyut ve yoruma açık olduğunu, ayrıca, davacıların dayanak gösterdiği ceza dosyasında sayın mahkemeyi bağlayan tek konunun, ceza yargılamasının sonucu olduğunu, ceza yargılamasının sonucunda, davalı müvekkili …’ün 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, kaldı ki, ceza yargılamasında müvekkilinin suçunun kasten işlemediğinin açık olduğunu, kazanın oluşunun, müvekkilinin stajyer sürücü olması ve hız yapması sebebiyle değil; önüne orta refüjden kedi atlaması sonucunda direksiyon ve fren tedbirine başvurup direksiyonu sağa kırması, bu sefer önüne ağaç gelmesi ve ağaca çarpmamak için direksiyonu sola kırması nedeniyle direksiyonu toparlayamayıp karşı şeride geçmesi ve karşı şeritte davacılara ait araç ile çarpışması ile oluştuğunu, davacıların, müvekkilinin tam kusurlu ve sorumlu olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacıların soyut iddiaları sonucundan talep ettikleri 100.000,00-TL tutarlı fahiş manevi tazminat ile; kanunun emredici hükmü olan tazminat ile zenginleşilmemesi ilkesine aykırı davrandığını, kusur oranlarının ve maluliyet oranlarının tespiti için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden rapor alınması gerektiğini, ayrıca, davalı müvekkillerinin sigorta-kasko poliçesi gereği davalı sigorta şirketinin manevi tazminat miktarından sorumlu olduğunu, her hâlükârda zamanaşımı def’inde bulunduklarını, zamanaşımı def’i ile tüm beyan ve itirazları dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; zamanaşımı def’inin dikkate alınmasına, neticeten davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Sigorta poliçesi ve kayıtları, hastane evrakları, SGK kayıtları, ekonomik ve sosyal durum araştırması, Ankara Batı …..Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası, trafik kayıtları, adli tıp raporları,
…. Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas dairesi Başkanlığının 16/02/2021 tarihli raporunda özetle; davalı Sürücü …’ün %100(yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu, davacı Sürücü …’ın kusursuz olduğu bildirilmiştir.
…. Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 19/03/2021 tarihli raporunda özetle; davacı …’ın 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çalışma Gücü vc Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” ile ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla mevcut bulgular değerlendirildiğinde ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı hesaplandığında, Sağel bileğindeki kısıtlılık için; Gr… VIII(2-A-a…20) A ….%24 olduğu, ancak hastadaki mevcut kısıtlılık oranı (15/170) ve hastanın kliniği dikkate alındığında %2 olduğu, sağ el 1. parmakta kısıtlılık için; Gr 1…..IX(1-B-b-ba….10)A……..%14 olduğu, ancak hastadaki mevcut klinik dikkate alındığında %1 olduğu, Balthazard Formülü uygulandığında (%2 ve %1) %3 olduğu, olay tarihli yaşına (43) göre (E cetveline göre)%3,1 (yüzdeüçvirgülbir) olarak bulunduğu, 27/07/2019 tarihli kazaya bağlı çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %3,1 (yüzdeüçvirgülbir) olduğu, sekel halini aldığı ve sürekli olduğu, kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyacının bulunmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceği; davacı …’ın 11/10/2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla iş gücü kaybı oranı hesaplandığında, vücut yüzeyinin %10’unu kaplayan ve plastik ameliyatla giderilemeyen keloid ve hipertrofik skatrisler, Gr 6…….. XIV (1-A……7) A……%11 olduğu, mevcut kliniğe oranlandığında %5 olduğu, kaza tarihli yaşına (16) göre (E cetveli) %3,3 (yüzdeüçvirgülüç) olarak bulunduğu, 27/07/2019 tarihli trafik kazasına bağlı çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı uranının %3,3 (yüzdeüçvirgülüç) olduğu, sekel halini aldığı ve sürekli olduğu, kaza nedeniyle kişinin bakıcı ihtiyacının bulunmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği, hastanın yüz bölgesinde tarif edilen yaralanmasının sözel iletişimde diyalog mesafesinden özel bir dikkat sarf etmeden fark edilebilir durumda olduğu, yüz bölgesindeki bu özellikteki bir izin sosyal nitelikteki ve insanlarla sürekli iletişim içerisinde olunmasını gerektiren mesleklerde mesleğe kabulde veya meslekte yükselmede önemli ölçüde ikili olabileceği, diğer taraftan evlilik ile ilgili beklentileri etkileyebileceği ve ayrıca kişinin kendini algılaması, özgüveni ve gelecek beklentisi de dahil olmak üzere yaşamının fiziksel, sosyal, ruhsal ve ekonomik boyutlarını da etkileyebileceği kanaatinde olduklarını; davacı …’ın 11/10/2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre mevcut bulgular değerlendirildiğinde, Çiğnemeyi ileri derecede güçleştiren çene kırıkları sekeli için: Gr 1……IV(1……41) A…..%45 olduğu, ancak hastanın konuşma patolojisi olmadığı, katı gıdaları çiğneme patolojisi mevcut olduğu dikkat alınıp kliniğine göre 1/4 oranlandığında %11 olduğu, olay tarihli yaşına (13) göre (E cetveline göre) %8,1 (yüzdesekizvirgülbir) olarak bulunduğu, 27/07/2019 tarihli kazaya bağlı çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %8,1 (yüzdesekizvirgülbir) olduğu, bu oranın implant için belirlenen yaş olan 18 yaşına kadar geçerli olduğu, kaza nedeniyle kişinin bakıcı ihtiyacının bulunmadığı, tibbi iyileşme süresinin 1 (bir) aya kadar Uzayabileceği bildirilmiştir.
GEREKÇE :Dava, 27/07/2019 tarihinde davalı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki davalı …’e ait … plakalı otomobille direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu davacı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacıların yaralanmasına bağlı manevi tazminat istemine ilişkindir.
… Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas dairesi Başkanlığının 16/02/2021 tarihli raporunda özetle; davalı Sürücü …’ün %100(yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu, davacı Sürücü …’ın kusursuz olduğu bildirilmiştir.
… Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 19/03/2021 tarihli raporunda özetle; davacı …’ın 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çalışma Gücü vc Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” ile ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla mevcut bulgular değerlendirildiğinde çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %3,1 (yüzdeüçvirgülbir) olduğu tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceği;davacı …’ın 11/10/2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla iş gücü kaybı oranı hesaplandığında, çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı uranının %3,3 (yüzdeüçvirgülüç) olduğu, sekel halini aldığı ve sürekli olduğu, kaza nedeniyle kişinin bakıcı ihtiyacının bulunmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği,davacı …’ın 11/10/2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre mevcut bulgular değerlendirildiğinde, 27/07/2019 tarihli kazaya bağlı çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %8,1 (yüzdesekizvirgülbir) olduğu, bu oranın implant için belirlenen yaş olan 18 yaşına kadar geçerli olduğu, kaza nedeniyle kişinin bakıcı ihtiyacının bulunmadığı, tibbi iyileşme süresinin 1 (bir) aya kadar Uzayabileceği bildirilmiştir.
Davalı sigorta şirketi yönünden poliçe incelendiğinde 09/05/2019-09/05/2020 tarihlerinde geçerli genişletilmiş kasko poliçesinin bulunduğu manevi tazminat klozunun bulunduğu limitinin 100.000TL olduğu görülmüştür.
Davacılar trafik kazası sebebiyle TBK 56. Maddesi gereğince yapılan değerlendirmede her davacı yönünden yapılan ayrı ayrı değerlendirme ile ;Kişilik haklarının zedelenmesine dayalı manevi tazminat istemlerine ilişkin düzenleme 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde ‘Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.’ şeklinde ifade edilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre uygun tazminatın belirlenmesinde saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği, kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumu ve kusuru bulunup bulunmadığı ve varsa kusur derecesi, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumu, tarafların sıfatı, işgal ettikleri makam ve diğer sosyal ve ekonomik durumları, ülkenin ekonomik koşulları, olayın ağırlığı gibi hususların değerlendirilmesi gerekmektedir. İş bu dosya bakımından değerlendirme davacı …’ın araç sürücüsü olduğu eşinin ve çocuklarının yaralanmasına şahit olduğu, Davacı …’ın kaza tarihinde 7 yaşında olduğu kaza anında araç içerisinde yolcu olarak bulunduğu ailesinin sağlık sorunlarının kaza sebebiyle oluşması sebebiyle üzüntü ve acı çektiği düşünülerek manevi tazminat talebine hak kazandığı, davacı …ve …’ın kaza sebebiyle maluliyetinin bulunduğu bu kapsamda sağlık sorunları sebebiyle üzüntü ve acı çektiği düşünüldüğü manevi tazminat şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığı bu kapsamda , tarafların kusur oranları, dosya kapsamında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmaları, paranın günümüz şartlarında alım gücü nazara alınarak yapıldığında Davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı …için 15.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan(davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde), davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 14/07/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; Davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan(davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde), davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 14/07/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya dair istemin reddine,
2-Alınması gereken 1.776,06 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.434,51 TL karar ve ilam harcının, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan 341,55 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı ve 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 403,75 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
3- Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 343,20 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, 976,80 TL sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacıların kendilerini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul oranına göre takdir ve hesap edilen; Davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 4.080,00 TL, davacı … için 4.080,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; davalıların kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesi gereğince reddedilen miktara göre hesap edilen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan , 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara ödenmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 244,20 TL tebligat ve posta gideri ile 1.650,00 TL adli tıp fatura gideri olmak üzere toplam 1.894,20 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 492,49 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/10/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍