Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/563 E. 2021/439 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/563 Esas – 2021/439
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/563 Esas
KARAR NO : 2021/439
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN: 1-
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN: 2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/06/2018
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
K. YAZIM TARİHİ: 01/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili; dava dışı … Sigorta A.Ş. Tarafından … numaralı Nakliyat Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalanan, … LTD. ŞTİ.’ye ait 1.500 kg ağırlığındaki … cinsi emtianın Ankara’dan Çanakkale /Biga’ya nakliyesi işleminin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, davalı şirket sorumluluğunda taşınmak üzere … -… plaka sayılı araca yüklenen emtiaların 02/06/2017 tarihinde, sürücünün kavşağa kontrolsüz girmesi sonucu aracın üzerinden düşmek suretiyle hasarlandığını, taşıma sürecinde ve sürücünün ağır kusuru sonucu meydana gelen zarardan davalı taşıyıcının sorumlu olduğunu, dava konusu hasarın sürücünün ağır kusur ve ihmali sonucu meydana geldiğini, bu nedenle TTK’nun ilgili hükümlerinde belirtilen sorumluluk sınırlamalarının uygulanmaması zararın tamamından sorumlu tutulması gerektiğini, alacağı temlik eden müvekkili şirketin haklarını … A.Ş.’den devraldığını ve davalıya rücu hakkı doğduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 79.450,70 TL rücuen tazminat alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; taşıma konusu malı …. A.Ş.’nin yurtdışından getirdiğini ve … A.Ş.’nin bu malı … Projesi kapsamında taşımak üzere taşıma işini yüklendiğini, dava dışı … A.Ş.’nin ve müvekkili şirketin … Projesi kapsamında araç çalıştıran şirketler olduğunu, müvekkili şirketin … Projesi kapsamında boru taşımacılığı yaptığını, bu kapsamda yük taşımada araçların ve sürücülerin özel sertifika sahibi olması gerektiğini, … A.Ş.’nin yaşanan somut olayda kendisine verilen taşıma işini hali hazırda ve istenen vakitte sertifika sahibi araç ve sürücüsü bulunmadığından sertifika sahibi araç ve sürücüsü bulunan müvekkili davalı şirketten araç ve şoför talebinde bulunduğunu, bu ilişkide … A.Ş.’nin asıl taşıyıcı müvekkili davalı şirketin ise fiili taşıyıcı konumunda olduğunu, müvekkili şirket tarafından yükün … Şirketine ait garajda teslim alındığını, … Şirketinin somut olayda gönderici konumunda olduğunu, taşımaya konu malın araç üzerinde teslim alındığını, yükleme işinin müvekkili davalı taşıyıcı değil gönderici nezdinde olduğunu, yükleme ve boşaltma yükümlülüğünün kesinlikle taşıyana ait olmadığını, gönderenin emtianın tır veya kamyona yerleştirilmesi, sabitlenmesi ve güvenle taşınmasını temin etmekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin sınırlı sorumluluk esasları dahilinde talepte bulunulması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Tarafların ticaret sicil kayıtları, dava dışı … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen hasar dosyası ve poliçe örneği, … AŞ yazı cevabı, … AŞ yazı cevabı, 02/04/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizin …esas … karar sayılı 18/10/2018 tarihli kararı ile davanın HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. Karar davacı tarafça istinaf edilmekle Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin … esas … karar sayılı 17/09/2020 tarihli ilamı ile özetle;”6100 sayılı HMK’nın 107/1. maddesinde belirsiz alacak davası düzenlenmiş olup, madde metninde, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği belirtilmiştir.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere belirsiz alacak davasının açılabilmesi için davacının, davanın açıldığı tarihte alacağının miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenmemesi veya bunun imkânsız olması gerekmektedir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır (Yargıtay 11. HD 2019/2214 Esas, 2020/296 Karar ve 13/01/2020 Tarih). Ancak alacağın hangi hallerde belirsiz, hangi hallerde belirli veya belirlenebilir olduğu hususunda kesin bir sınıflandırma yapılması mümkün olmayıp, her bir davaya konu alacak bakımından somut olayın özelliklerinin nazara alınarak sonuca gidilmesi gerekmektedir. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da (gerçekten) mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmelidir (Yargıtay 11. HD 2019/2214 Esas, 2020/296 Karar ve 13/01/2020 Tarih).
Hakime alacak miktarının tayin ve tespitinde takdir yetkisi tanındığı hallerde (Örn: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md 50, 51,56), hakimin kullanacağı takdir yetkisi sonucu alacak belirli hale gelebileceğinden, davacının davanın açıldığı tarih itibariyle alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin imkansız olduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 11. HD 2019/2214 Esas, 2020/296 Karar ve 13/01/2020 Tarih). Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/4344 Esas, 2020/2506 Karar ve 01/06/2020 tarihli kararına konu olayda da, meydana gelen zararın tam miktarının, hasarın ne kadarının poliçe kapsamında yer aldığının, muafiyet sınırının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, dava konusunun taşıma sırasında hasarlanan emtianın hasar bedelinin tahsili olduğu, yargılamada dava konusu hasarın taşımadan kaynaklanıp kaynaklanmadığının, taşımadan kaynaklanıyorsa bu zarardaki tarafların kusur durumunun, zararın miktarının, zararın tümünden davalının sorumlu bulunup bulunmadığının yani somut uyuşmazlıkta sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yargılama başında davacı tarafça belirlenemeyeceği, zira alacağın belirlenebilir olmasının bu hususların tümünün açığa kavuşturulması, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu, alacak miktarının davanın başında kesin olarak belirlenebilmesinin davacı taraftan beklenemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla, mahkemece, davanın belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın usulden reddine dair hüküm kurması doğru olmamış, HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” denilmekle mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya yeni esasa kayıt edilerek yeniden yargılama yapılmıştır.
GEREKÇE :Dava, dava dışı firmanın taşınan mallarının zarar görmesi nedeniyle davacı tarafından sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın kusurlu olduğu iddia edilen davalı yandan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Asıl konu dava dışı … Sigorta AŞ tarafından … numaralı Nakliyat Taşıyıcı Sorumluluk Sigortası poliçesi kapsamında sigortalanan, … LTD.ŞTİ’ne ait 1.500kg ağırlığındaki … cinsi emtianın Ankara’dan Çanakkale/Biga’ya nakliyesi işlemi sırasında sürücünün sevk idaresindeyken araç üzerinden düşmek suretiyle hasarlanmıştır. Olay yeri krokisi ile bilirkişi raporu incelendiğinde araçta araç takip sisteminin bulunduğu , aracın trafikte kural ihlalinin bulunmadığı sürücü hatasından kaynaklı bir kazanın mevcut olmadığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda taşıma esnasındaki kusur tartışılarak yapılan değerlendirmede TTK’nin 863. madde hükmüne göre, sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. Aynı Kanun’un 864. madde hükmünde de, gönderenin kusursuz sorumluluk halleri düzenlenmiş olup, buna göre, gönderen kusuru olmasa da yetersiz ambalajlamadan ve işaretlemeden kaynaklanan, taşıyıcının zararları ile giderlerini tazminle yükümlüdür. Ambalaj ve işaretlemenin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin 862. madde hükmüne göre, eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Ayrıca gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlüdür. TTK’ya tabi taşımalarda eşyanın ambalajlanması kural olarak gönderene aittir. Taraflar arasındaki taşımanın niteliği ve sözleşme ise ambalajlama ve işaretlemenin niteliğine ilişkin olarak belirgin bir rol oynar. Yetersiz ambalajlama ya da işaretlemenin hem gönderenin hem de taşıyıcının sorumluluk alanında gerçekleşen iş ve işlemlerden kaynaklanması halinde zarar, sebep olma oranına göre paylaşılacaktır. Bu yaklaşım TTK’nin 864/3. hükmüne de uygun olacaktır. Buna göre, zararın veya giderlerin doğmasında taşıyıcının davranışlarının da etkisi olmuşsa, tazmin yükümlülüğü ile ödenecek tazminatın kapsamının belirlenmesinde, bu davranışların ne ölçüde etkili oldukları da dikkate alınır. Bu kapsamda alt taşıyıcının sorumluluğuna gidilebilecek kusur mevcut olmadığı TTK. 863/1 maddesi gereğince, makinanın araca yüklenmesi sorumluluğunun gönderene ait olduğu, dosya kapsamında, yükleme sorumluluğun taşıyıcıya ait olduğuna dair belgeye dosya kapsamında rastlanılmadığı, Kazanın/makine düşmesinin römork üzerindeki yükün römorka usulüne uygun yerleştirilmemesinden kaymayı önleyici takozlama ve bağlantı yapılmamasından kaynaklı kayma sonucu düştüğü kanaatine varılmakla, araca makinayı yükleyen firma, kuruluş veya kişilerin makinenin araca yüklenmesinde kaymayı ve savrulmayı önleyici tedbir almadan yükleme yaptıklarından K.Y.T.K, 65. Maddesinin g ve h bendini ihlal ettiğinden tam kusurlu %100 (yüzde yüz oranında) kusurlu olduğu, davalı alt taşıyıcının, yükleme hatasından kaynaklanan hasarda, sorumluluğun bulunmadığı kanaatine varılmış olmakla, davacının, dava dışı … A.Ş.’den, ödeyerek temlik aldığı alacağı, davalıya rücu etme koşullarının oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.356,82TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.297,52 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 51,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 11.128,59 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.15/06/2021

Katip Hakim
E-imzalı✍ E-imzalı✍