Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/553 E. 2021/257 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/553 Esas – 2021/257
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/553
KARAR NO : 2021/257

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 14/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 28/04/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacılar mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin ortağı olduklarını, 19/09/2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında kooperatif yönetsel faaliyetlerinin gereği gibi yapılmadığını, kooperatif borçlarının ödenmediğini, mevcut ortaklar üzerindeki alacağın tahsiline yönelik olarak anasözleşme hükümlerine göre işlem yapılmadığını belirterek, 19/09/2020 günlü genel kurul toplantısında alınan 6. maddenin ve emanet komisyonu seçiminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacıların ikame ettiği dava ile ifade ettiği hususların hukuka uygun olmadığını, hakkaniyete aykırı düştüğünü, davacıların bizzat katıldıkları 19/09/2020 günlü toplantıda dava dilekçesine konu ettikleri iddiaların genel kurul öncesinde ve toplantıda tartışıldığını, oya sunularak kayıt altına alındığını, talep edilen konuların gündeme alınmadığı konusunun gerçek dışı olduğunu, toplantı anında bakanlık temsilcisi tarafından temsil belgelerinin katılanların huzurunda kontrol edildiğinden bu iddianın dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca dava dilekçesi ile herhangi bir usulsüzlük veya hukuksuzluğun ne olduğunun ortaya konulmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

DELİLLER :Davalı kooperatifin ticaret sicil kayıtları, 19/09/2020 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ile hazirun cetveli ve gündemi gösterir belgeler ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, S.S. … Konut Yapı Kooperatifinin 19/09/2020 tarihli genel kurulda alınan 6. Maddenin ve emanet komisyonu seçiminin iptali istemine ilişkindir.
1163 Sayılı Kanun’un 53. maddesinde; kanuna, anasözleşme hükümlerine, iyi niyet esaslarına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabileceği hükme bağlanmış ve iptal davası açabilecekleri de; ortaklar, yönetim kurulu ve yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerden her biri olarak saymıştır. Ancak; anılan kanun iptal davası açma hakkını tanıdığı ortakları iki grupta toplamıştır.
1. Grup: Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen ortaklar.
2. Grup: Toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın, toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden ortaklar.
Bu dava toplantıyı izleyen günden itibaren bir ay içinde açılmalıdır.
Öte yandan anılan madde gereğince, genel kurul kararları aleyhine birden fazla iptal davası açıldığı takdirde, bu davalar birleştirilerek görülür.
Kural olarak, bir ortağın genel kurulda alınan kararın iptalini talep edebilmesi için, 1163 Sayılı Kooperatifler Yasası’nın 53/I-1. maddesi hükmü uyarınca karara karşı ret oyu kullanıp muhalefet şerhini tutanağa yazdırması gerekmektedir. Bu husus dava ön şartı olup re’sen dikkate alınması gereği bulunmaktadır. Ayrıca oylama öncesi yapılan görüşme sırasında sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir hususa karşı olunduğunun belirtilmesi yahut eleştiri yapılması alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımamaktadır. Muhalefetin görüşülen konuya değil, alınan karara karşı yapılması gerekmektedir.
Diğer yandan; KK.’nda gerekse TTK.’nda hangi kararların batıl olduğu belirtilmemiştir. Borçlar Kanunu ışığında, kanunun emredici hükümlerine aykırı olan kararları batıl kararlar olarak kabul etmek gerekmektedir. Böyle olduğu saptanan bir toplantıda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitini ise, 1163 Sayılı Kanun’un 53. maddesindeki koşullar aranmaksızın genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakat olduğunu öne süren her ortak isteyebilir. Batıl olan genel kurul kararları kooperatif ortakları ve üçüncü kişiler için hiçbir hak ve borç doğurmaz. Bu gibi kararların iptali bir aylık hak düşürücü süreye tabi olmayıp her zaman istenebilir. Bu nedenle, genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakat olduğunu ileri süren ortakların, genel kurul toplantılarında hazır bulunması ve itirazını tutanağa yazdırması da şart değildir. Dolayısıyla, genel kurul toplantılarına katılmayan ortakların bile böyle bir iddia ile dava açmaları mümkündür. Nitekim Yargıtay’ın 11.H.D. 09/02/1998 E.9820/K.596, 11.H.D. 22/10/1982 E.3370/K.4077, 11.H.D. 20/12/1994 E.5936/K.9835, 11.H.D. 13/11/1995 E.7504/K.8438, 11.H.D. 21/03/1978 E.1038/K.1458, 11.H.D. 06/07/1978 E.3158/K.3661, 11.H.D. 01/10/1985 E.4005/K.4268 sayılı kararları da bu yöndedir (Kooperatifler Kanunu, Orhan Nuri ÇEVİK, Ankara 2003, Sayfa 472, 529, 534-538)
İptal davası açabilmek için gerekli şartları içeren KK.’nun 53/1. maddesinde, “Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyetini tutanağa geçirten veya oyunu haksız olarak müsaade edilmeyen” şeklinde belirtilmiş olup, bu unsurların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden yapılan incelemede; davacılardan … ve …’ın adının 19/09/2020 günlü hazirun cetvelinde yer aldığı, toplantıya asaleten../…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…katıldıkları, davacı …’nın toplantıya katılmadığı, ancak; toplantıya katılan davacıların iptalini istedikleri gündem maddeleri için ret oyu kullanılarak şerh vermediği anlaşılmıştır.
KK.’nu, anasözleşme ve Yargıtay 11.H.D.’nin yerleşik içtihatları doğrultusunda; genel kurul kararı ya da kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için ret oyu kullanılması yeterli olmayıp, oy sayımı açıklamasından sonra karara muhalif kalındığının da, genel kurul tutanağına yazdırılması gerekmektedir (Y.11.HD. 28.04.1997, E.2501/K.2906, 15.04.1994, E.2383/K.3101, 27.05.1993, E.3846/K.3968).
Kooperatiflerde olağan genel kurulu (mali toplantı) çağırmaya yönetim kurulu yetkilidir. Gerekli hallerde denetim kurulu, kooperatifin ortağı bulunduğu üst birlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkisine sahiptir. Genel kurul bu şekilde toplanamadığı takdirde, ilgili bakanlık ve ortakların 1/10’unun isteği ile de genel kurul toplanabilir. Bunlardan da bir sonuç alınamaması halinde mahkeme kanalıyla da kooperatif genel kurula çağrılabilir.
Gündem, çağrı yapan organ tarafından belirlenir. Olağan toplantı gündemi yönetim kurulunca hazırlanır. Gündemde olmayan hususlar görüşülemez. Gündeme toplantı öncesinde ve toplantı anında olmak üzere 2 şekilde madde ilave edilebilir.
Toplantı Öncesi: 4 ortaktan az olmamak üzere ortakların 1/10’u tarafından genel kurul toplantı tarihinden en az 20 gün önce müştereken ve noter tebligatı ile bildirilecek hususların gündeme konulması zorunludur (KK. md.: 46, Ana Sözleşme Md. 31).
Toplantı Sırası: Kayıtlı ortakların 1/10’unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde; hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelenmesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan ve çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağırılması ve kanun, anasözleşme ve iyi niyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçileri azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar genel kurula katılanların yarıdan fazlasının kabulü ile gündeme alınır.
Yukarıda da açıklandığı gibi kooperatif, yönetim kurulu tarafından 19/09/2020 tarihinde olağanüstü toplantıya çağırılmıştır. Bu tarihin 20 gün öncesi 30/08/2020’dir. Kooperatifin ortak sayısı 90’dır. 1/10 ortak sayısı 9’dur.
Bu tespitlere göre, talebin toplantıdan en az 20 gün önce (sürenin hesabında toplantı ve talep günü dikkate alınmadığında) kooperatife ulaşması lazımdır. Yani 19/09/2020 günlü toplantıya göre talebin en geç 30/08/2020 tarihi akşamına kadar kooperatife ulaşması gereklidir. Davacılar tarafından Noter aracılığı ile kooperatife gönderilen bir tayep bulunmamaktadır. Davacıların kooperatifin resmi çalışan bekçisi …’a 28/08/2020 tarihinde elden imza karşılığı teslim edilen gündem maddeleri ile toplanılması talebi Ana Sözleşmenin 31. Maddesine aykırı olup 1/10 kooperatif ortağının noter kanalıyla kooperatife göndermediği talepnameyi usule uygun bir talepname olarak kabul etmek mümkün olamamaktadır. Bu tespitler karşısında, talep konularının gündeme alınmaması buyurucu nitelikteki kanun ve anasözleşme hükümlerine aykırı düşmediğinden toplantının yokluğunun ileri sürülemeyeceği yolunda kanaat oluşmuştur.
Diğer yandan; KK.’nun 53. maddesi hükmüne göre, genel kurul kararlarının alındığı tarihten başlamak üzere bir ay içerisinde açılması gerekmektedir.
Davacılar 19/09/2020 tarihli toplantı için 14/10/2020 tarihinde dava açtığından, dava süresi içerisinde açılmıştır.
Bilindiği gibi genel kurulun toplanması belirli bir çağrı merasimine tabidir. Anasözleşmenin 28. maddesi gereğince çağrı 30 gün önceden yapılmalıdır. Sürenin hesaplanmasında duyuru ve toplantı günleri hesaba katılmaz. Dosyaya kazandırılan…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…tutanağa göre, gündem maddelerini içeren çağrı mektuplarının 17/08/2020 tarihinde 55 ortağa … Şubesinden taahhütlü mektupla, diğer 34 ortağa ise 28/08/2020 tarihinde elden imza karşılığı tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Toplantı tarihi 19/09/2020 olduğuna göre, çağrıda anasözleşmenin belirlediği süreye uyulmuştur.
Kooperatifin ortak sayısı 90’dır. KK.’nun 45. ve anasözleşmenin 33. maddesi gereği toplantı nisabı vardır. Kararlar ¼ ortağın hazır bulunması şartıyla oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır. Bu durumda;
Gündemin 1. 2. 3. 4. 5. maddeleriyle bir karar oluşturulmamıştır.
Gündemin 6. maddesi gereği, yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporları ile 2019 yılı bilanço ve gelir gider tablosunun ayrı ayrı ibraya sunulması, 2019 yılında yönetim kurulunun yapmış olduğu çalışmalardan dolayı yönetim ve denetim kurulu ibraya sunuldu, 60 kabul 2 red oyu görüldü 60 oy ile oy çokluğu ile kabul edilmiştir. 84 ortak sayısına göre (84/2 =42) karar sayısı yeterlidir.
Gündemin 7. 8. 9. 10. 11. 12. maddelerinin oy birliği ile kabul edildiği görülmüştür..
Yukarıda da belirtildiği gibi, 1163 Sayılı Yasa’nın 45. ve anasözleşmenin 33. maddeleri gereğince toplantı yeter sayısının bulunduğu ve kararların yeterli çoğunlukla alındığı tespit edilmiştir.
Davacılar, gerçek ortak olmayanların genel kurullarda çoğunluk sağlamak için oy kullandığını, yeterli ödemeleri olmadığını ileri sürmektedirler.
Kural olarak ortaklık sıfatının kazanılması, kooperatife girmek isteyen kişinin yönetim kuruluna yazılı olarak başvurması, ortaklığa kabul için bir taahhütname vermesi ve yönetim kurulunun da bu hususta olumlu bir karar alması ile sağlanır. Somut olayda gerçek ortak olmadığı iddia edilen kişilerin adlarına hazirun cetvellerinde yer verildiğinden bu kişilerin ortak olduğunu ve genel kurula katılma hakkına sahip bulunduğunu kabul etmek gerekir. Dikkate alınması gereken bir husus da, ortak olmak için kanun ve esas sözleşmede öngörülen şekli kurallara uyulmadığı halde bir kimsenin ortaklık belgelerinin düzenlenmesi, ortaklar defterine yazılması, uzun süre ortaklığına itiraz edilmemesi genel kurul toplantısına davet edilmesi, toplantıya katılması gibi durumlarda ortaklığın örtülü olarak benimsenmiş olduğu kabul edilir. Belirtilen nedenlerle her ne kadar ortak olmadığı iddia edilen kişiler hiç ödeme yapmamış ya da gerekenden az ödeme yapmış olsa da, bu kişilerin ortak olduğu kanaatine varılmıştır. Söz konusu kişilerin kooperatife ödeme yapmadığı ve yapmış ise, miktarının incelenmesi ve ispatı ayrı bir konudur.
Nitekim KK’nun 27. maddesinde, ortakların parasal yükümlülüklerini zamanında yerine getirmemeleri halinde, yapılacak ihtarlara rağmen, ortağın ödememekte ısrar etmesi üzerine ortaklığının kendiliğinden düşeceği belirtilmiştir. Yine ana sözleşmenin 14. Maddesinin 2. fıkrasına göre, “parasal yükümlülüklerini otuz gün geciktirmeleri üzerine, yönetim kurulunca noter aracılığı ile yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtar yapılır. İkinci ihtarı takip eden bir ay içerisinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyenler” yönetim kurulu tarafından ortaklıktan çıkarılır. Bu nedenle bir kimseyi ortaklıktan çıkarmak için ana sözleşmede gösterilen bir nedene dayanmak ve çıkarma işlemlerinin de yine ana sözleşmeye uygun olarak yerine getirilmesi zorunludur. Somut olayda dava konusu genel kurul toplantı tarihinde söz konusu ortaklara noter aracılığıyla ihtar gönderildiğine ilişkin bir belge tespit edilmemiştir. Bu nedenle bu kişilerin ortaklık sıfatının devam ettiği sonucuna varılmıştır.
Yine yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısını belirleme yetkisi genel kurula ait olmakla birlikte, yönetim kurulunun belirlenen bu sayının üzerinde ortak kaydedilmesi halinde, kaydedilen kişiler de ortaklık sıfatı kazanır. Ancak basiretli bir şekilde hareket etmeyerek kooperatife konut ve işyeri sayısının üzerinde ortak kaydeden yönetim kurulu üyelerine karşı suç duyurusunda bulunabilir ve oluşan zararın tazmini talep edilebilir (KK m. 8/3, 42, 59).
e-imza e-imza e-imza e-imza

Yukarıda belirtilen nedenlerle dava konusu genel kurulda alınan kararlarda toplantı ve karar yeter sayılarının olduğu ve alınan kararların kanun ve esas sözleşmeye aykırı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda da açıklandığı gibi, ortaklar (1/10 ortak) toplantı öncesinde gündeme madde eklemek istemelerine rağmen, kanun ve anasözleşmede belirlenen usule uygun taleplerini kooperatife iletmemişlerdir. Hal böyle olunca; toplantı anında gündeme madde eklenmesini içerir KK.’nun 46. maddesinin dikkate alınması gerekmektedir. Bu maddeye göre; kayıtlı ortakların 1/10’unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde; hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelenmesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan ve çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağırılması ve kanun, anasözleşme ve iyi niyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçileri azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususların genel kurula katılanların yarıdan fazlasının kabulü ile gündeme alınması mümkündür. Yani ortaklar, yalnızca hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelenmesinin ve ibranın geriye bırakılması, yönetim kurulu üyeleri ile denetçileri azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi hususlarının gündeme alınmasını isteyebilirler. Dolayısıyla bunların dışında kalanların toplantı anında gündeme ilavesi mümkün değildir. Bu kapsamda; yönetim kurulunun bildirilen gündeminde “Yönetim kurulu, denetim kurulu ve emanet komisyonunun seçilmesi, A) Yönetim kurulu, denetim kurulu üyeleri ve emanet komisyonuna hakkı huzur ücretlerinin görüşülmesi, B) Yönetim kuruluna fasıllar arası aktarma yetkisinin verilmesinin görüşülmesi” hususları yer aldığından; yönetim kurulu, denetim kurulu ve emanet komisyonunun seçimi, ibra, bunların ücretleri ve verilecek yetkilerin sınırlarının çizilmesi mümkündür.
Aynı şekilde, KK.’nun 42. ve anasözleşmenin 23. maddesi paralelinde inşaat ve imalat işlerinin yaptırılma yöntemini belirleme yetkisine de sahiptir. Genel kurul kendisine tanınan bir konuda yetkisini kullanmak suretiyle; yönetim kurulu asil ve yedek üyelerini, denetim kurulu asil ve yedek üyelerini, hesap tetkik komisyonu (Ek-1 önerge) ve emanet komisyonu üyelerini seçmiştir. Yönetim kurulu asil üyeleri ile emanet komisyonu üyeleri; … olarak seçilmiştir. Kanun ve anasözleşmeler gereği yönetim kurulu üyelerinin emanet komisyonu olarak seçilmesini ve bir yönetim kurulu üyesinin damadı ile birlikte yönetim kurulunda görev yapmasını engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Uygulama kolaylığı sağladığından emanet komisyonu üyeliği görevinin yönetim kuruluna verilmesi sıkça karşılaşılan bir durum olmakla birlikte, kanımızca burada dile getirilmeye çalışılan sorun, emanet komisyonunun yönetim kurulu üyelerinden oluşmasına yönelik önergenin sözlü olarak genel kurula getirilmesidir. Söz konusu husus hakkında tutanakta yeterli bir açıklama bulunmamakla birlikte, bakanlık temsilcisinin huzurunda tutanağa bağlandığından, aksinin ispatı gerekmektedir.
Diğer yandan; KK. ve anasözleşme ile getirilen seçilme yasağı yönetim kurulu üyeleri ile denetçiler arasındadır ve denetim kuruluna seçilme engelidir. Konuyla ilgili anasözleşmenin denetçilerin seçilme şartlarıyla ilgili 3. fıkrası;“Aynı zamanda kooperatifte yönetim kurulu üyesi, kooperatif personeli veya yönetim kurulu üyeleriyle üçüncü derece dahil kan ve sıhri hısım (kendisinin ve eşinin, anne, baba, çocuk, büyükanne, büyükbaba, torun, amca, hala, dayı, teyze, kardeş, kardeş çocuğu) bulunmamak” şeklindedir. Dolayısıyla yönetim kurulu üyesinin damadıyla birlikte aynı kurulda görev yapmasının bir sakıncası bulunmamaktadır.
Bu itibarla; davanın süresinde açıldığı, … ve … adlı davacıların toplantıda hazır bulundukları, ancak kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirtmediklerinden dava açma hakkının bulunmadığı, çağrıda örnek anasözleşmenin 28. maddesine uyulduğu, toplantı nisabının bulunduğu ve kararların yeterli çoğunlukla alındığının anlaşıldığı, gündem maddelerinin görüşülmesi ile alınan kararın yasa,…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına uygun olduğunun anlaşılması karşısında iptali gerekmediği kanaatine varıldığından davacıların davasının reddine karar vermek gerekmekle aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının REDDİNE ,
2-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL karar ve ilam harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonraki yargılama giderinin davacıların gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacılara iadesine,
Dair; davacılar … ve … ile davalı vekilinin yüzlerine karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza