Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/552 E. 2021/48 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/552 Esas – 2021/48

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/552
KARAR NO : 2021/48

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 14/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2021
K.YAZIM TARİHİ : 05/02/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil kaydı ile kayıtlı olan … Ltd. Şti. sicilden terkin edildiğini, müvekkilimiz ile şirket arasındaki Ankara Batı 3. İş Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosyasından verilen kararın istinaf yasa yolu incelemesi için yapılan başvuru sonrasında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderildiğini verilen kararda; “Dosya içerisinde Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 14.04.2015 tarihli yazısı incelendiğinde; 6552 sayılı yasanın 134. maddesi ile 6102 sayılı yasanın geçici 10. maddesinde belirlenen sürede sermayelerini asgari tutara yükseltmeyen davalı şirketin 03.02.2015 tarihinde kaydının Ticaret Sicil’den res’en silindiği tescil edilmiş ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 06.02.2015 tarih … sayısında ilan edilmiştir. Aynı kanunun geçici 10. maddesi uyarınca sermaye arttırımı için başvuruda bulunulduğu konusu da davalı tarafça ileri sürülmemiştir. Ticaret Sicil Gazetesi’nde yapılan ilandan başka ilanın da bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekiline davalı şirket yönünden ihya davası açmak üzere kesin süre verilmesi ve kesin süreye ilişkin yasal ihtarların usulüne uygun yapılması, ihya davasının açılmaması halinde yada davala lehine sonuçlanmaması halinde usulden reddine karar verilmesi….. ” şeklinde karar verilerek yerel mahkeme kararının kaldırıldığını, dosya istinaftan döndükten sonra Ankara Batı 3. İş Mahkemesi’nin … esas numarasını alan dosyadan müvekkiline ihya davası açmak üzere bir aylık kesin süre verildiğini belirterek, adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

e-imza e-imza e-imza e-imza

CEVAP :Davalı kurum cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen şirketin 6102 sayılı TTK’nuun geçici 10. Maddesi kapsamında sermayesini 10.000,00TL’ye çıkarmadığı için geçici 7. Maddenin b bendi uyarınca usulüne uygun resen terkin edildiğini, 03/07/2014 tarihinde şirket adresine tebliğ yapıldığını, ancak 05/08/2014 tarihinde müdürlüğe iade edildiğini, aynı zamanda 07/07/2014 tarihli ve … sayılı TTSG’de şirkete 2 ay içindi bildirimde bulunmadığı takdirde mühfesih sayılacağının ilanen tebliğ edildiği, şirketlerin 6102 sayılı TTK’nun 31. Maddesi uyarınca, tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliği tescil ettirmesi gerektiğini, ancak şirketler adres değişikliğinin tescili zorunluluklarını yerine getirmediğinden bu konudaki sorumluluğun şirket yetkililerine ait olduğunu, şirketin kendisine bildirilen 2 aylık sürede münfesih olmadığını belgeleyen hiçbir evrak ibraz etmediğinden, 06/02/2015 tarih ve … sayılı TTSG’de yapılan ilan ile sicilden resin terkin edildiğini, şirketin borç ve alacak durumunun kurumca bilinmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden taraflarına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı 3. İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, dava konusu edilen … Limited Şirketi’nin sicil özeti bilgileri ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, sicilden re’sen terkin edilen şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen cevapla, talebe konu edilen şirketin TTK’nun hükümlerince münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen kendilerine yapılan ihtar ve 07/10/2013 tarih ve … sayılı ile 07/04/2014 tarihli ve … sayılı nüshalarında yayınlanan ilan ile yapılan ihtara rağmen ve 6552 sayılı kanunun 134. maddesi ile 6102 sayılı kanunun geçici 10. maddesinde belirlenen sürede sermayelerini asgari tutara yükseltmedikleri tespit edilen ve 03/02/2015 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiği tescil edilerek TTSG’nin 06/02/2015 tarih ve … sayısında ilan edildiğini edildiğini bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup, anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce hazırlanan ihtarın ihyası istenen şirkete veya şirket temsilcilerine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı gibi dosyaya sunulan ihyası istenen şirkete çıkartılan tebligatın ise yetersiz adresten ötürü iade edildiği gibi ihtarın Ticaret Sicil Gazetesinde de yayınlanmadığı, bu hale göre 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da şirketin yetkisine tebliğ edilmeksizin ve Ticaret Sicil Gazetesinde de ilan yaptırılmaması usule aykırıdır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır.
Öte yandan 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunun 10/3. maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfeyi edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tututalamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve 2017/4-1358 esas 2017/1193 karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle, ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. ( Murat Kaderoğlu Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; Şengül Al Kılıç, Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf Karaman Coşgun s.316,)
e-imza e-imza e-imza e-imza

Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirkete 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/(4)-a. maddesi gereğince sicil gazetesinden yapılan ihtarın usulüne uygun şekilde şirketin ticaret sicilindeki kayıtlı son adresine ve sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanmadığı, yollanan ihtarın bila ikmal iade edildiği gibi oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından ihyası istenen şirketin usul ve yasaya uygun bir şekilde sicilden terkini sağlanmadığı anlaşıldığından hakkında dava olduğu bu nedenle de geçici 7.madde uygulanamayacağından ihyası istenen şirkete tasfiye memuru atanmadan şirketin ihyasına yönelik ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2017 tarih ve 2016/8629 esas 2017/6341 karar sayılı emsal içtihatı).
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca, davalı ticaret sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin etmekle iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve hakkında dava olması nedeniyle 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesi uygulanamayacağıda gözetilerek davalının yargılama giderleri ve harçtan sorumlu tutulması gerektiği anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil sırasında kayıtlı … Limited Şirketinin tüzel kişiliğinin İHYASINA,
… Ticaret Limited Şirketinin ihyasına ilişkin mahkememiz kararının iş bu hükmü gereğince şirketin yeniden yapılacak sicil kaydının Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına, bu hususta karar kesinleştiğinde Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
2-Alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
3-Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu TUTULMAMASINA,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davanın mahiyeti gereği davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza