Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/538 E. 2022/133 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/538 Esas – 2022/133
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2020/538 Esas
KARAR NO : 2022/133
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
K.YAZIM TARİHİ : 23/02/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkilinin, 2014 yılından beri hırdavat malzemesi ve el aletleri toptan ticareti konusunda hizmet veren bir şirket olduğunu, müvekkili ile davalı yanın 08.03.2016 tarihinden bu yana ticaret yapmakta olduklarını, müvekkilinin yaklaşık 2 yıl boyunca temin ettiği malzemelerin bedelinin çoğu, gecikmeli de olsa ödendiğini, fakat müvekkilinin cari alacağı olan 30.897,02 TL nedeniyle önce Kocaeli …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı tarafın takibin yetkisine itiraz ederek Ankara Batı Adliyesi’nin yetkili olduğunu ifade ettiğini, dosyanın yetkili Ankara Batı Adliyesi’ne gönderilerek Ankara Batı İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın yapılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek, yetkili yerin Ankara İcra Müdürlüğü olduğunu, borcunun bulunmadığını ifade ederek icra takibinin durdurulmasına neden olduğunu, davalı tarafın itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafın da müvekkili gibi ticari bir şirket olduğunu ve defter tutma yükümlülüğü bulunduğunu, müvekkilinin alacağının ispatına yönelik olarak ticari defter kayıtlarının incelenmesini talep ettiklerini, davalı tarafın borca itiraz dilekçesinde, müvekkiline ödeme emrinde geçen miktarda borcun bulunmadığından bahisle, borcun tamamına itiraz etmiş olmasının alacağın tahsilini sürüncemede bırakma maksadı taşıdığını beyan ederek, davalı borçlunun yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazının iptaline, icra takibinin devamına, borçlu davalı aleyhine dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirket tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2016-2017 yıllarına ait BA-BS formları, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, talimat mahkemesi aracılığıyla alınan 22/11/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki ticari alım – satım sebebiyle faturaya dayalı cari hesap alacağından bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe davalı tarafça yapılan itirazın haksız olduğu iddiasıyla itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı, taraflar arasındaki ticari satım nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturalara dayalı cari hesap alacağı için icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 06.03.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 12.03.2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan taraflar arasında ticari alım – satım ilişkisi olduğunu, davalı yana yapılan mal satımından kaynaklı bakiye alacağının olduğunu iddia ederek takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş, davalı yana usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığından savunmaları tespit edilmemiş, borcu itiraz dilekçesinden icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, borcu ve ferilerini kabul etmediği tespit edilmiştir.
Davalı yanın icra dairesinin yetkisine karşı yapmış olduğu yetki itirazı değerlendirildiğinde, takibin öncesinde Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başladığı, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz ederek Ankara Batı İcra Dairesinin yetkili olduğunu beyan ettiği, borca itiraz dilekçesinde de adresinin … olduğu, bu itibarla davalının yetki itirazının hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde olduğu değerlendirilmekle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2017 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına 11 adet belge karşılığında KDV hariç 30.676,00TL mal satış bildiriminde bulunduğu, aynı şekilde davalı tarafça da davacı adına 11 adet belge karşılığı KDV hariç 30.537,00TL mal alış bildiriminde bulunduğu, bildirimlerin cüzi bir miktar farklılık haricinde örtüştüğü tespit edilmiştir.
Davalıya verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından ve bulundukları yerin adresi de bildirilmediğinden davacı yanın defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde talimat mahkemesi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 22/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda, dava tarihi itibariyle tüzel kişi tacir olan, davacı firmanın ilgili hesap dönemlerine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin, kanuna uygun, eksiksiz olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının mevzuatına uygun olduğu, ilgili defterlerin sahibi lehine yüce Mahkemenizin takdirinde olmak üzere “takdiri delil” özelliğine haiz olduğu, Yevmiye Defterleri kayıtlarının sonucunda 31.12.2017 tarihi itibariyle 24.183,46TL cari hesap alacağı olduğu, takip tarihi olan 26.02.2020 tarihi ile 31.12.2017 tarihi ile aynı bedel alacağı olduğu, takip tarihi itibariyle 24.183,46TL cari hesap alacağı, 6.713,56TL faiz alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklı cari hesap alacağından bakiye alacağının bulunduğunu iddia etmiş, davaya dayanak faturaların incelenmesinde faturaların 2017 yılına ait olduğu tespit edilmiştir. Tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarının cüzi bir miktar farklılık haricinde örtüştüğü görülmüştür. Davalı yanın Ba formuyla mal alım bildiriminde bulunması taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini kanıtlamaktadır.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Davacı yanın yevmiye defterinde … alıcılar hesabında davalı adına tutulan hesapta 2017 yılı açılış tutarının 223,02TL olduğu, 20/04/2017 – 30/11/2017 tarih aralığına ilişkin 18 adet fatura karşılığı 39.268,96TL’nin kayıtlı olduğu, buna göre toplam alacağın 39.491,98TL olduğu, 30/06/2017 tarihinde 15.000,00TL bedelli çek ödemesinin kayıtlı olduğu buna göre bakiye alacağın 24.491,98TL olduğu, davacı lehine delil olarak kabul edilen defterlerine göre davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle 24.491,98TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı yanın takipteki talebinin 24.183,46TL olduğu gözetilerek bu tutar esas alınmış, takipten önce borçlunun temerrüte düşürüldüğü ispat edilemediğinden işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç olarak davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 24.183,46TL asıl alacak yönünden iptali ile, takibin 24.183,46TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız olarak itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 4.836,69TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 24.183,46TL asıl alacak yönünden iptali ile, takibin 24.183,46TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak miktarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız olarak itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 4.836,69TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.651,97TL karar ve ilam harcından peşin alınan 373,16TL harcın mahsubu ile bakiye 1.278,81TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderinden sayıldığından ve davalı ilk oturuma katılmadığından tamamının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 373,16TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet harcı olmak üzere toplam 435,36TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 203,70TL tebligat ve posta gideri ile 700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 903,70TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca davalı ilk oturuma katılmadığından tamamının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/02/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı