Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/537 E. 2021/41 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/537 Esas – 2021/41

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR

ESAS NO : 2020/537 Esas
KARAR NO : 2021/41

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
K. YAZIM TARİHİ : 12/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, takvim, ajanda, defter, bloknot v.s. kağıt ürünleri konusunda imalat ve satış yapan, faaliyet konusu kapsamında ülkenin en büyük şirketlerinden biri olduğunu, müvekkili şirketin fabrikasında zemin temizliği yapmak üzere davalı şirketten 12.03.2020 tarihli fatura ile …model binicili ve akülü temizlik makinesi satın aldığını ve bedelini de ödediğini, ancak makinenin kullanılmaya başlandıktan yaklaşık 4 ay sonra arızalandığını, davalı şirketle yapılan görüşmeler sonucunda 08.08.2020 tarihinde davalı şirket adına Ankara Teknik Servisi’nin gelerek, fren tertibatının arızalandığından bahisle makinenin parçasını onarım amacıyla söküp götürdüklerini ancak aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen teknik servisin halen gerekli onarımı yaparak parçayı getirmediğini ve makineyi çalışır hale getirmediğini, tüm bu yaşananlardan sonra müvekkili şirketin davalıyı arayarak makineyi iade almalarını ve paralarının geri ödenmesini talep ettiğini ancak davalı şirketçe bu talebin de olumlu karşılanmadığını, satılanın garanti süresi içerisinde onarımın yapılmasının, satıcı için kanuni bir zorunluluk olduğunu, bu yasal sorumluluğun yerine getirilmemesinin de satılan malla ilgili ayıplı ifanın varlığını ortaya koyduğunu beyan ederek, müvekkili şirketçe davalıdan satın alınan … model temizlik makinesinin davalıya iadesine, ödedikleri 68.086,00-TL’nin ödeme günü olan 27.04.2020 tarihinden ibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletinin karşı taraf uhdesine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın, tacirler arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan bedel iadesi talepli alacak davası olması nedeniyle yetkili mahkemenin genel hükümlere göre davalının ikametgahı mahkemesi olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyan ederek yetki itirazına bulunmuş; esasa ilişkin olarak ise; müvekkili şirketin, davaya konu temizlik makinalarının ithalat ve fabrika, AVM, hastane, otel gibi işyerleri ile bu tip makinaları satan firmalara toptan ve perakende satışını yaptığını, bu kapsamda davacı firmaya da, 1 Adet …ve 1 Adet ….. akülü yer yıkama makinalarını 12.03.2020 tarihinde sattığını ve aynı gün tam ve eksiksiz şekilde yerinde montajını yaparak, bakım ve uyarı talimatı ile birlikte teslim ettiğini ve kullanımla ilgili gerekli eğitimi vererek kullanma talimatlarına uyulması gerektiğini hatırlattığını, dolayısıyla davacıya, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi bir makina ve ekipmanı değil iki ayrı temizlik makinası satıldığını, davacı yanın 13.08.2020 tarihinde müvekkiline bir mail göndererek, … … makinasının arıza nedeniyle servise gönderildiğini, arızanın makinanın yürüyüş motorunun fren tertibatından kaynaklandığının ifade edildiğini ve sorunun ivedilikle çözülmesini bildirmesi üzerine, müvekkili şirketin, söz konusu maile 14.08.2020 tarihinde cevap verdiğini ve yapılan teknik inceleme sonucu fren mekanizmasının içine su kaçırılması sebebiyle mekanizmanın pas tutarak kurum bağladığı, garanti kapsamında müdahale edilebilecek bir durumun söz konusu olmadığı, fren sistemi fiyatının servise verildiğinin bildirildiğini, davacıya ayıplı ürün satılmadığını, davacının makinayı verilen eğitimdeki uyarılara ve kullanma talimatına aykırı bir şekilde kullandığını, muhtemelen makinayı su tutarak yıkadıklarını veya yoğun su olan bir ortamda kullandıklarını, zira dosyaya sunulan fotoğraflardan, makina fren elektroniğinin içerisine ve mekanizmaya su kaçması nedeniyle oksitlenme yaptığı ve pas tuttuğunun görüldüğünü, normal kullanımda fren mekanizmasına su kaçmasının mümkün olmadığını, dört ay gibi bir süre içerisinde mekanizmanın bu derece paslanmış olmasının açıkça kullanım hatasından kaynaklanması nedeniyle arızanın garanti kapsamında değerlendirilemediğini ve mekanizmanın ücretinin ödenmesi gerektiğinin ifade edildiğini, ancak davacı yanın ısrarla herhangi bir sorun bildirilmeyen .. … akülü yer yıkama makinası dahil her iki ürünün de geri alınmasını ve parasının iadesini talep ettiğini, müvekkili şirketin ise sorunun kullanıcı hatasından kaynaklı ve yaklaşık 3.000 TL gibi bir bedelle parça değişimi ile halledilecek bir sorun olduğunu, ürünün orjinalinde bir sıkıntı olmadığını, satılan makinanın ayıplı bir ürün olmadığını beyan etmesine rağmen, davacı tarafça huzurdaki davanın açıLdığını, davacının, … kodlu makinadan tamamen ayrı bir makina olan .. … kodlu makina için sanki …’nin eklentisi imiş gibi ekipman malzeme olarak nitelendirip bu makina için de bedel iadesi talebinin TBK m.230 karşısında hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber süresinde yapılmış herhangi bir ayıp ihbarı da bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı taraf satın aldıkları malzemenin ayıplı çıktığını iddia etmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının savunmasında yer verdiği ayıp ihbarını yapıp yapmadığının, yapmış ise satılan malın ayıplı olup olmadığının tespiti ile ilgilidir.
TTK’un 23. maddesinde ” malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkca belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malin ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür” denmektedir.
TBK 223. Maddesinde, ‘Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.’ denmektedir.
TTK 18/3. Maddesinde ‘Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.’ denmektedir.
Buna göre; davacı tarafından, davalıdan alınan makinelerin ayıplı olduğuna yönelik olarak TTK 23 madde yollamasıyla TBK 223 maddesinde ve TTK 18/3. maddesinde belirtilen sürelerde ve şekillerle ihbar yapıldığına dair herhangi bir delil ibraz edilmeyip yemin deliline de dayanılmadığından bu husus ispatlanamamıştır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/15674 esas, 2017/2852 karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır. Süresinde ve şeklinde ayıp ihbarı ile makinelerin iadesi hususu ispatlanamadığından malın ayıplı olup olmadığına ilişkin keşif icra edilmeksizin değerlendirme yapılmıştır. Bu durumda, davalı tarafından davacıya satışı yapılan mallar ile ilgili ayıp iddiasına dayalı alacak talebinin yerinde olmadığı kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.162,74 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.103,44 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.651,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/02/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza